Çoklu kişilik bozukluğu, son zamanlarda oldukça sık karşımıza çıkan bir kavram. Özellikle geçtiğimiz aylarda vizyona giren Split(Parçalanmış) filmi ile gündeme yeniden taşınan ve oldukça ilgi çeken bu psikolojik rahatsızlık hakkında sizler için oldukça kapsamlı bir dosya hazırladık.
Gelin bu hem ilgi çeken, hem de ürküten bu rahatsızlığı yakından tanıyalım ve nedenlerini, ne sıklıkta görüldüğünü öğrenelim. Ardındansa dünyanın farklı köşelerinde bu hastalığa sahip insanların farklı hikayelerine ve filmlere konu olan bu rahatsızlığın sanata yansımalarına göz atalım.
1.Çoklu Kişilik Bozukluğu Nedir?
2.Çoklu Kişilik Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?
3.Çoklu Kişilik Bozukluğu İle İlgili Bilinmesi Gerekenler
4.Farklı Vakalarla Çoklu Kişilik Bozuklukları
5.Popüler Kültürde Çoklu Kişilik Bozukluğu
Çoklu Kişilik Bozukluğu Nedir?
Çoklu kişilik bozukluğu (Dissociative identity disorder) kişinin bilinç düzeyinde birbirinden farklı en az iki kişiliğe sahip olması ve bu kişilik yapıları arasında geçişler yaşaması durumuyla karakterize olmuş olan psikolojik bir hastalıktır. Tek bir bedeni paylaşan bu kişilik yapıları birbirlerinden her bakıma farklı olabilmektedir. Öz karakteri 60 yaşında olan bir doktorun, 20 yaşında bir rock şarkıcısı kişiliği olabileceği gibi, 3 yaşında bir kişiliği de olabilir. Üstelik bu kişilikler farklı fiziksel görünümlere sahip de olabilirler. Hatta birinin gözleri bozukken,bir diğerinin gözleri oldukça keskin bir görüş açısına sahip olabilir.
Üstelik bu karakterler çoğu zaman birbirlerinden habersizlerdir. Karakterlerin bir araya gelmesi ve bütünleşmesi ciddi bir tedavi süreci gerektirir.
Çoklu Kişilik Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?
Bu kişilik bozukluğu mutlaka bir travma ya da sarsıntı sonucu olarak ortaya çıkar. Daha çok çocukluk dönemi sırasında bilincin yeni oluştuğu ya da oluşmadığı zamanda travmalar yaşayan bireylerde kendini gösteren çoklu kişilik bozukluğunun sebebi her bireyde farklı bir şekilde kendini gösterebilir. Kimi zaman bu nedenler yoğun tedaviler ve seanslar sonucunda kendini ortaya çıkarırken, kimi zaman nedeni bulunamaz.
Bu istismarlar genellikle aile içinden ya da çocuğa bakan kişiden kaynaklanır. Nadir olarak görülen bu rahatsızlığın tanısı için kişilerin travma yaşamış olması gerekir. Davranış dalgalanmaları, huy değişimleri yaşayan insanların hepsine çoklu kişilik bozukluğu teşhisi konamaz.
Beyinde Neler Oluyor?
Kişilik bozukluğunu yaşayan kişilerde birden fazla benlik beyinde faaliyet gösterir. Her bir kişiliğin ele alındığı beyindeki kısmi bölgelerin ayrı olmasına dair bulunan bulgular uzmanları oldukça şaşırtmaktadır.Hollandalı bilim insanları, her ayrı kişiliğin kendi beyin fonksiyonlarını ayrı ayrı kullandığını ortaya koydu. Yani her farklı benlik beyinin çeşitli bölgelerini kullanmakta.Böylece her benlik, diğer kişiliğin yaşadığı olaylara dışarıdan tanıklık edebiliyor, yaşanan olayları bir yabancı yaşıyormuşçasına bu duruma tanıklık edebiliyor.
Hollanda’da bulunan Groningen Üniversitesi’nde Simone Reinders ve meslektaşları tarafından yürütülen bir araştırma çoklu kişilik bozukluğuyla ilgili oldukça şaşırtıcı verileri gözler önüne seriyor. Çoklu kişilik hastalığına sahip 11 hastayla yürütülen çalışmada, her bir hastaya çeşitli zamanlarda kendi travmatik otobiyografileri okundu. Denekler ‘birinci benlik’ durumunda olduklarında, daha çok duygusal noktaları ile ilgili beyin bölgesinin harekete geçtiği gözlemlendi. Birinci benlikler okunan ve anlkatılanları kendi öyküleri olarak tanıyıp tepki verdiler. Diğer çift 2. kişilik ön planda olduğunda ise okunan olaylar durumunda hastaların farklı beyin bölgeleri harekete geçtiği görüldü.
Kaç Karakter Mümkün?
İşte bu soruya kesin bir cevap verebilmek mümkün değildir. Çünkü şu ana kada görülmüş vakalar bu sayının 100’e kadar varabileceğini ortaya koymaktadır. Ancak bu rakamlara ulaşan kişilik sayıları genel olarak yanıltıcıdır. Çünkü bir noktadan sonra sahte kişiliklerde yaratabilmektedir.Hastaları içinde bulunduğu kişilik durumlarından en az ikisi sürekli olarak denetim altında tutar. Hastaları etkileyen bu kişilik sayıları genelde 5-10 kadardır. Bunların sayısı hastanın yaşadığı travmanın şiddetiyle orantılıdır.
Travma şiddeti ne kadar büyükse kişilik sayısı da o kadar artabilmektedir. Kişiler bir kişilikten diğer kişiliğe genellikle ani olarak geçer. Saniyeler içerisinde olabilen bu geçiş çoğu zaman kolaylıkla farkedilir. Elbette bu durumun fark edilmesi kişiliklerin benzerlik ve farklılıklarına bağlıdır.
Çoklu Kişilik Bozukluğu Ne Zaman Ortaya Çıkar?
Oldukça küçük yaşta yaşanan travmalar sonucunda kendini ortaya koyan bu rahatsızlığın teşhisi çoğu zaman kolay değildir. Çoklu kişilik bozuklukları hastalarda on yaşından itibaren etkili olmaya başlar, ilerleyen yaşlarda etkisini daha fazla gösterir. Doğru yaklaşım ve tedavi yöntemleriyle bu rahatsızlık teşhis edilebilmektedir.
Çoklu Kişilik Bozukluğunun Belirtileri
Çoğu zaman hastaların diğer kişiliklerinden haberi olmadığını belirtmiştik. Bu nedenle yaşanan kısa süreli hafıza kayıpları, kişinin bulunduğu yere neden ve nasıl geldiğini hatırlayamaması, ani duygu değişimleri çoklu kişilik bozukluğu ile ilgili tüyolar verebilir. Ancak doğru teşhis ve tedavi için mutlaka psikolojik destek alınması ve uzman bir isimle görüşülmesi gerekmektedir.
Çoklu Kişilik Bozukluğu Daha Çok Kadınlarda Görülüyor
Çoklu kişilik bozukluğunun dünyada görülme sıklığı ile ilgili sağlıklı bir veri bulunmamaktadır. Ancak bu rahatsızlığın kadınlarda erkeklere oranla 8-9 kat daha sık görüldüğü saptanmıştır. Bunun nedeniyse, kadınların cinsel tacize daha çok maruz kalmaları veya erkeklerin belirtileri daha çok saklama eğilimi veya suç işlemeleri nedeniyle adli sürecin içerisinde olmaları nedeniyle tanı konulamaması olabilir.
Çoklu Kişilik Bozukluğu İle İlgili Bilinmesi Gerekenler
*Bu hastalığa sahip insanlarda depresyon ve intihar eğilimi oldukça yüksektir. Kendilerine zarar verme isteği yoğun olarak yaşanır.
* Disosiyatif bozukluğu olan insanların yaklaşık 3’de 1’i görsel veya işitsel varsanılardan muzdariptir.
*Bazı sınırlı çalışmalar, genel nüfustaki 10 insanın 1’inde birinin hayatında en az bir kere kısa süreli bir çoklu kişilik bozukluğu atağı yaşayabileceğini göstermiştir.
*Çoklu kişilik bozukluğu Borderline Kişilik Bozukluğu gibi başka bir zihinsel hastalığın yan etkisi olarak gelişebilir.
*Psikolojik süreçlerin ayrışmasının kişinin yaşam deneyimini değiştirdiği 5 temel yol vardır: kişilikten düşme, boşa çıkarma, amnezi, kimlik karışıklığı ve kimlik değişikliği.
*Çoklu kişilik bozukluğunun genetik bir hastalık olmadığı bilinmektedir.
*Travmatik bir olaya maruz kalan bireylerin yaklaşık% 73’ü, olay sırasında veya olayı takip eden saatler, günler ve haftalarda dissosiyatif durumlar yaşamaktadır.
*Bu rahatsızlık genel olarak kendini 35 yaşından önce gösterir.
*Psikoterapi, bu rahatsızlığın tedavisinde temel tedavi yöntemidir.
Farklı Vakalarla Çoklu Kişilik Bozuklukları
Görüldüğü üzere çoklu kişilik bozukluğu oldukça farklı bir rahatsızlık. Tek bedende, birbirinden farklı onlarca karakterin bir arada yaşamasına olanak sağlayan çoklu kişilik bozukluğu bir yandan da oldukça farklı senaryoları ve hayatları mümkün kılıyor. İşte karşınızda birbirinden farklı adli vakalara konu olan, duyanları şaşkına çeviren çoklu kişilik bozukluğu vakaları!
1.İlk Çoklu Kişilik Bozukluğu Vakası:Louis Vivet
Çoklu kişilik bozukluğuna dair tıp tarihindeki ilk kayıt Louis Vivet’e ait. 12 Şubat 1863 tarihinde doğan bu Fransız çocuk, tüm çocukluğu boyunca ihmal edildi. 8 yaşına geldiğinde ise Vivet artık bir suçluydu. İlk gençlik yıllarında tutuklanan Vivet bir süre ıslah evinde kaldı. 17 yaşında bir üzüm bağında çalışmaya başlayan Vivet, burada bir engerek yılanıyla karşılaştı. Yılan onu sokmamasına rağmen o an yaşadığı şok ile bir çeşit felç geçirdi. 1 yıl boyunca yürüyemeyen Vivet bu süre boyunca bir bakım evinde kaldı. 18 yaşındayken bakım evinden ayrıldı ve çok uzun süre boyunca bakım evlerinde uzakta kalamadı.
Bu dönemde Vivet’in karakterinde de farklılıklar görülmeye başlandı. Artık daha karanlık ve soğuk bir karaktere sahipti. Uzun yıllar boyunca sık sık hastaneye yatan genç adama 1980 yılında çoklu kişilik teşhisi konuldu. Hipnoz ve metallotheraphy ( vücuda konulan metallerle uygulanan bir çeşit terapi) uygulanan genç adamın 10 farklı karakteri olduğu tespit edildi. İlerleyen yıllarda ise doktorlar Vivet’in sadece 3 karakteri olduğunu iddia ettiler.
2.Sanatçı Judy Castelli
New York’da büyüyen Castelli uzun süre boyunca fiziksel ve seksüel olarak suistimal edildi. Bunlar sonucunda da bir süre depresyonla baş etmeye çalıştı. Üniversiteye kayıt olduğu 1967 yılında ise okul psikoloğunun tavsiyesi üzerine eve geri gönderildi. Bu olayı takip eden yıllarda ise Castelli kendisine zarar vermesini söyleyen sesler duymaya başladığını dile getirmeye başladı. Bu sesleri dinleyen kadın, yüzünün hemen hemen hepsini kesti, bir gözünü kaybetti ve neredeyse bir kolunu kullanamaz hale geldi. Pek çok defa intihara kalkışan genç kadın defalarca hastaneye kaldırıldı. Her seferinde ise Castelli’ye kronik şizofreni teşhisi konuldu.
1980’lerde ise Castelli Greenwich Kasabası’nda bulunan bazı mekanlarda şarkı söylemeye başladı. Neredeyse bir plak kaydetme şansı bile elde eden Castelli bu dönemde bazı Broadway şovlarında sahnelerde yer aldı. Kendisi aynı zamanda heykel ve cam sanatında da oldukça başarılı ürünler ortaya koydu.
1994 yılında tekrar terapi görmeye başlayan Castelli’nin o dönem tam 7 farklı alter kişiliği olduğu ortaya çıktı. Terapiye devam ettikleri dönem boyunca Castelli’nin 44 kişiliği daha ortaya çıktı. Kendisine çoklu kişilik bozukluğu konulduktan sonra bu konuda yapılan pek çok araştırmaya yardımcı olan sanatçı kişilik, aynı zamanda bir sanatçı olarak kariyerine devam etti. Castelli aynı zamanda psikolojik rahatsızlığı olan insanları sanatsal aktivitelere yönlendirdi.
3.Truddi Chase
Truddi henüz 2 yaşındayken (1937) üvey babası tarafından fiziksel ve cinsel olarak saldırıya uğramış, annesi tarafından da 12 yaşına kadar duygusal suistimale maruz kalmış bir isim. Bir yetişkin olduktan sonra da oldukça stresli bir iş yürüten Truddi karşılaştığı sorunlar nedeniyle psikoloğa gitme kararı almış. Psikologla yapılan terapi sonucunda Truddi’nin 92 farklı kişiliği olduğu ortaya çıkmış
En küçük karakter olan Lamb Chop 5-6 yaşlarında bir kız çocuğu. Bir başka karakter olan Ean ise 1000 yaşında olan bir İrlandalı şair ve filozof. Birbirlerinden haberdar olmayan bu karakterler birbirlerine karşı herhangi bir davranışı da olmamış.
Truddi’de kitap yazan isimler arasında yer alıyor. 1987 yılında yayınlanan kitabın ismi When Rabbit Howls. Üstelik bu kitap bir televizyon serisine de ilham vermiş.
4.Shirley Mason
25 Haziran 1923’de doğan Shirley Mason oldukça zorlu bir çocukluk geçirmiş. Annesi tarafında türlü işkencelere maruz kalan Mason, kendisine yapılanları barbarca diyerek açıklıyor.
Farklı psikolojik rahatsızlıklar nedeniyle terapi gören Mason, 1955 yılında gerçekleşen bir olay sonrasında çoklu kişilik bozukluğu teşhisiyle tanışmış. Kendini farklı şehirlerde, otel odalarında bulan ve oraya nasıl gittiğini bir türlü hatırlayamayan Mason, aynı zamanda dükkanları gidip ürünlere zarar vermeye başlamış. Bunu neden ve ne zaman yaptığını hatırlayamayan Mason’ın kısa süre içerisinde terapilerde farklı karakterleri ortaya çıkmaya başlamış.
Mason’ın korku dolu çocukluğu ve çoklu kişilik bozukluğu nedeniyle yaşadıkları çok satanlar listesine giren bir kitaba dönüştürülmüş. Sybil adıyla yayınlanan kitap aynı zamanda o dönem televizyonlarda oldukça popüler olan bir televizyon serisi haline de getirilmiş.
Sybil yani Shirley Mason’ı oldukça popüler yapansa onunla ilgili olan bazı gizemler. Pek çok insan Manson’ın psikiyatristine aşık bir ruh hastası olduğuna inanıyor. Psikiyatristi tarafından ona çoklu kişilik teşhisi konulduğu için bu durumun kendisinde oluştuğunu düşünenler de var. Mason bu durumu 1958 yılında doktoruna yazdığı bir mektupla kabul ediyor. Ancak doktoru Manson’ın bunu tamamen hasta olduğunu reddetmek için yaptığını düşünüyor. Bu nedenle Manson ve doktoru uzun yıllar boyunca terapiye devam etti ve terapiler boyunca 16 farklı kişilik belirdi.
5.En Bilinen Vaka Billy Milligan
Bu dosya içerisinde en çok yeri Billy Milligan’a versek diğer isimlere haksızlık etmiş olmayız. Çoklu kişilik bozukluğu denilince ilk akla gelen ve tamı tamına 24 farklı kişiliğe sahip olan Billy Milligan’ı diğerlerinden ayıransa suç geçmişi ve hukuk sistemini karşı karşıya bıraktığı sınavlar.
Babası alkolik ve kumarbaz olan Billy, babasının intiharından sonra annesi ve annesinin yeni eşiyle yaşadı. Uzun sürmeye evliliğin ardından anne Dorothy bu seferde Chalmer Milligan’la evlendi. Bu evlilik, ilk evliliğinden iki kızı olan Chalmer’ın ikinci evliliğiydi.
Daha 5 yaşındayken 2 farklı kişiliği daha olan Billy, 8 yaşına geldiğinde Chalmer tarafından cinsel istismara uğradı. Bu travmanın etkisiyle tüm hayatı değişen Billy’in artık geleceği çok farklı olacaktı.
20 yaşına geldiğinde tecavüz ve silahlı soygun suçlarıyla yargılanan Billy, 2 sene yattığı ıslah evinden şartlı tahliye edildi. Tahliyenin 7-8 ay kadar ardından bir üniversite kampüsünde 3 kadına daha tecavüz etti. Kurbanlarından biri Billy için ‘3 yaşında bir çocuk gibi davranıyordu’ ifadesini kullandı. Üstelik Billy bunlarla da yetinmedi ve 3 çocuk kaçırma, 3 defa ağır soygun ve 4 kadına tecavüz suçlarından davalarla karşı karşı kaldı. Ardından tekrar ıslahevine yatırıldı. Psikolog tarafından çoklu kişilik bozukluğu teşhisi konulan Billy, akıl hastanesinde kaldığı süre içinde 10 istediği, 13 adet istemediği farklı kişiliğe sahip oldu.
Oldukça uzun bir süre farklı hastanelerde, farklı doktorlar tarafından tedavi altına alınan Billy, yargılandığı tüm davalardan beraat etti. Çünkü suçları işleyen, çoğu birbirinden habersiz olan alterlerdi. Yani Billy işlediği hiç bir suçun sorumlusu değildi.
Bu mahkeme kararı, alanında bir ilkti. 36 yaşında hastaneden çıktıktan sonra Billy’nın adı, hiçbir suç olayına karışmadı. Bir anda ortadan kaybolan Billy’den 5 yıl boyunca haber alınamadı. Ardından bir kısa film projesi hazırlıklarına başladığı öğrenilen Billy, gene gözlerden kaybolmayı başardı.2014 yılında, 59 yaşındayken, bir bakımevinde kanserden öldü.
Billy’in ilgi çeken hikayesi Hollywood dünyasının da gözünden kaçmadı. ‘A Crowded Room’ ismiyle çekilmesi planlanan filmin başrolünde oynaması için Brad Pitt, Matthew McConaughey, Johnny Depp, Sean Penn ve John Cusack gibi isimler düşünüldü. Ancak 15 yıl önce maddi yetersizlikler nedeniyle rafa kaldırılan proje şimdi yeniden gündemde. İsmi ‘The Crowded Room’ olarak değiştirilen projede Billy’i 20 yıldır bu rolü oynamak için beklediğini söyleyen Leonardo Di Caprio canlandıracak.
6.Juanita Maxwell
1979 yılında, 23 yaşındayken Florida’da bir otelde çalışan Juanita Maxwell için o tarihe kadar herşey çok normaldi. Ancak o yılın Mart ayında otelde yaşanan korkunç bir cinayet Juanita için bir dönüm noktası oldu. 72 yaşındaki otel misafirlerinden Inez Kelley oldukça korkunç bir cinayete kurban gitti. Isırılan, dövülen ve boğulan Kelly’nin cinayet zanlısı olarak tutuklanan isim Juanita’ydı. Çünkü ayaklarında ve tüm yüzünde Kelley’in kanıyla bulunan genç kadın bir numaralı isimdi. Ancak onun neler olduğu hakkında hiç fikri yoktu.
Dava sürecinde bir psikolog tarafından kontrol edilen Juanita’ya çoklu kişilik bozukluğu teşhisi konuldu. Biri dominant olmak üzere, o 6 farklı altere sahipti Juanita. Wanda Weston, dominant karakteri, cinayeti işleyen isimdi.
Dava sırasında savunmayı yapan isimde Wanda Weston’dı. İki karakter arasındaki farkın bariz olduğunu gören hakim bu hastalığa ikna oldu. Çünkü Juinata oldukça yumuşak tonla konuşan sakin bir insanken, Wanda oldukça öfkeli ve saldırgan bir karaktere sahipti. Cinayeti anlatırken kahkahalar atan Wanda salondaki herkesi korkutmayı başarmıştı.
1988 yılına kadar akıl hastanesinde kalan Juinata, doğru tedaviyi alamadığından şikayetçiydi. Salıverildikten sonra 2 silahlı banka soygunu gerçekleştiren genç kadın, bu hırsızlıkları gene Wanda’nın yaptığını savundu. Dışarıda yaşamanın stresinin çok fazla olduğunu söyleyen Juinata’nın kontrolünü Wanda almıştı.
7.Chris Costner Sizemore
Chris’in ilk hatırladığı kişilik bölünmesi 2 yaşına kadar uzanıyor. 2 yaşındayken bir adamın bir çukurun içinden çekildiğini görmüş ve onun öldüğünü düşünmüş. Aynı olayı izleyen başka bir küçük kızı gördüğünü de belirtiyor. Bu olay Chris’in ilk kişilik bölünmesi olarak biliniyor.
Şu ana kadar gördüğümüz diğer örneklerden farklı olan, Sizemore küçükken herhangi bir suistimale maruz kalmamış bir isim. Oldukça sevgi dolu bir ailede büyüyen Sizemore için gördüğü bir işyeri kazası biraz çarpıcı olmuş. Kendisinin bu olaydan sonra oldukça tuhaf davranmaya başladığı söyleyen Sizemore’un hafızasında bazı kayıplar oluşmaya başlamış.
İlk kızı Taffy’i 20’li yaşlarında doğuran Sizemore oldukça trajik bir olay yaşamış. Bir gün Sizemore’un karakterlerinden biri olan Eve Black çocuğu boğmaya kalmış. Çocuğu kurtaransa bir başka karakter olan Eve White olmuş.
Bu olaydan sonra 1950’lerin başında Corbett H. Thigpen isimli terapiste görünmeye başlayan Sizemore’a çoklu kişilik bozukluğu teşhisi konmuş. Terapiler sırasında ismi Jane olan 3. bir kişilik daha ortaya çıkmış. 25 yıl boyunca 8 farklı psikiyatristle birlikte çalışan Sizemore toplamda 22 farklı kişilik yaratmış. Bu karakterlerin tamamı birbirinden farklı kilo, yaş ve karakterdeydi. 1974 yılına gelindiğindeyse en sonunda tüm karakterler bir araya gelmeyi başarmış.
Sizemore’un ilk doktoru olan Thigpen ve bir başka doktoru bir araya gelerek ‘The Three Faces of Eve’ ( Eve’in Üç Yüzü) isimli bir kitap yazdılar. 1957 yılında filme çevrilen kitap, filmde Sizemore karakterini canlandıran Joanne Woodward’a Oscar kazandırmıştı.
8.Kim Noble
Mutsuz bir evliliğin ortasında 1960 yılında İngiltere’de doğan Kim Noble küçük yaşlarda fiziksel olarak şiddete ve suistimale maruz kalmış. Ergenlik döneminde pek çok psikolojik problemle karşı karşıya kalan Noble pek çok defa aşırı miktarda ilaç kullanmış ve sonunda bir kliniğe yatırılmış.
20’li yaşlarında ilk defa farklı kişilikleri ortaya çıkan Noble’nin alterleri pek de sıcak kanlı değilmiş. Bir gün, minibüs şöförü olan Kim’in Julie adındaki bir alteri kontrolü ele alarak minibüsü trafikteki araçların üzerine sürmüş. Aynı zamanda Julie bazı pedofili girişimlerde de bulunmuş. Bir süre sonra çeşitli tehdit telefonları almaya başlayan Kim’in evi, kimliği belirsiz kişiler tarafında da ateşe verilmiş. Kim daha sonra bu kazayı hatırlamadığını belirtmiş.
1995 yılında çoklu kişilik bozukluğu teşhisi konulan Kim, o güne kadar herhangi bir psikolojik yardım almamış. Şu anda bir sanatçı olarak hayatına devam eden Kim, kaç farklı kişiliği olduğunu bilmiyor, ancak bu sayının 100 civarı olduğunu tahmin ediyor. Her gün 4 veya 5 farklı kişiliğin ortaya çıktığını söyleyen Kim, en baskın karakterin Patricia olduğunu vurguluyor.Bir başka ön plana çıkan karakterse Hayley. Hayley pedofili olayına dahil olan ve asit ve yangın saldırısında ön plana çıkan karakter.
Kim Noble’a ilgili en enteresan bilgilerden biri ise alter karakterlerinden biriyle ekrana geldiği Oprah Whitney şov. Noble bu şova, 2010 yılında Patricia olarak kızıyla birlikte katıldı. Aynı zamanda hayatını anlatan bir kitap yazan Noble’ın kitabı 2012 yılında ‘All of Me: How I Learned to Live with the Many Personalities Sharing My Body’ (Hakkımda Herşey: Birden Fazla Karakterle Bedenimi Paylaşarak Yaşamayı Nasıl Öğrendim?)
9. Mark Peterson Davası
1990 yılında, o zaman 29 yaşında olan Mark Peterson, ismi açıklanmayan 26 yaşındaki bir kadınla kahve içmek için buluştu. Bu görüşme sonrasında gene buluşan ikililerin buluşmasında oldukça ilgi çekici bir yan vardı. Çünkü Peterson tamı tamına 21 farklı kişiliğin bu buluşmalar sırasında ortaya çıktığını belirtiyor. Buluşma sırasında olumsuz bir durum yaşamayan ikili, o gün Peterson’ın teklifi üzerine arabada cinsel ilişkiye girdi. Ancak herşey bu olaydan 2 gün sonra Peterson’ın cinsel saldırı suçuyla tutuklanmasıyla değişti. Anlaşılan 21 karakterden 2’si cinsel ilişkiye razı gelmemişti. 20 yaşında olan karakter cinsel ilişki sırasında belirmiş, 6 yaşında olanda bu ilişkiyi izlemişti.
Peterson 2. dereceden cinsel saldırıdan ötürü suçlu bulundu. Çünkü akıl sağlığı yerinde olmadığı bilinen biriyle cinsel ilişkiye girmek suçtu. Kadınınsa tüm bu dava sürecinin stresi nedeniyle dava boyunca karakter sayısı 46’ya kadar yükseldi.
10.Robert Oxnam
Robert Oxnam Çin kültürü üzerine çalışan oldukça başarılı bir Amerikalı akademisyen. Bir üniversitede profesörlük yapan Oxnam aynı zamanda Asya Topluluğu kurucusu. Ancak tüm bu başarılarının yanı sıra, kendisi psikolojik rahatsızlıklarla baş etmeye çalışan bir isim.
Kendisine ilk olarak 1989 yılında alkolizm teşhisi konulmuş. Ardından 1990 Mart ayında Oxnam terapiyi bırakmayı planlarken, doktoru tuhaf bir durum olduğunu farketmiş. Oxnam’la konuşan doktor, bir anda onun Tommy isimli, bir kalede yaşayan, oldukça genç ve sinirli alteriyle tanışmış. Bu terapiden sonra Oxnam ve terapisti terapilerini farklı şekilde devam ettirmişler ve Oxnam’ın tam 11 farklı kişiliği olduğu ortaya çıkmış.
Uzun süren terapiler ve tedaviler sonucunda karakter sayısını 3’e düşürmeyi başarmışlar; Bob, Wanda ve Oxnam’ın kendi öz kişiliği. Bobby özgür ruhlu, Central Park’da kaykay yapmayı seven bir karaktermiş. Wanda ise çok daha Budist özellikli bir karaktermiş.
Oxnam yaşadıkları bir kitap haline getirmiş. 2005 yılında basılan kitabın adı ‘A Fractured Mind: My Life With Multiple Personality Disorder’ (Çatlamış Bir Zihin:Çoklu Kişilik Bozukluğuyla Hayatım).
Popüler Kültürde Çoklu Kişilik Bozukluğu
Çarpıcı Bir Kısa Film
İşte çoklu kişilik bozukluğunu konu alan oldukça çarpıcı bir kısa film.
Split
Bu enteresan rahatsızlık kendine popüler kültürde ve pek çok sanat dalında da yer bulmaktadır. Pek çok yazara ilham olan, pek çok çoklu kişilik bozukluğu hastası tarafından kitaplaştırılan deneyimler kendine sinemada da yer buldu. Son olarak M. Night Shyamalan tarafından yönetmenliği yapılan Split filmi bu hastalığa sahip bir bireyin yaşadıklarını anlatıyor. James McAvoy’un başrolünde oynadığı film, vizyonda yoğun ilgi gördü. Filmin konusuysa şöyle; güvenilir psikiyatr Dr. Fletcher (Betty Buckley), Kevin (James McAvoy) adlı hastasının en az 23 farklı kişiliği bünyesinde barındırdığını kanıtlamıştır. Ancak henüz tamamen ortaya çıkmamış son bir kişilik vardır ki, meydana çıktığında diğer kişilikleri süpürecek çok vahşi bir karakterin habercisidir. Bu dizginlemesi zor gücün etkisiyle Kevin, 3 genç kızı kaçırıp yaşadığı yerde alıkoyar. Hırslı ve kararlı Casey’nin (Anya Taylor-Joy) önderliğinde gençler hayatta kalabilmek için, Kevin içindeki şeytani güce tamamen boyun eğmeden önce oradan kaçmak zorundadırlar.
Pyscho (1960)
Alfred Hitchcock tarafından 1960 yılında çekilen, başrolünde Anthony Perkins’in yer aldığı Pyscho sadece sinema tarihinin klasikleri arasında yer almakla kalmıyor, aynı zamanda çoklu kişilik bozukluğunu işleyen ilk sinema filmleri arasında yer alıyor.
Sinema tarihinin en ünlü çoklu kişilik bozukluğuna sahip karakterlerinden olan Norman Bates gösterime girdiği 1960 yılında izleyicileri şok etmişti. Filmin meşhur duş sahnesi ise unutulmazlar arasında yer alıyor.
TRT- Belgesel
TRT Belgesel’in Nöropsikoloji başlığı ile yayınladığı belgesel serisinin ilk bölümünde de bu rahatsızlığa yer veriliyor. İzmir’de yaşayan bir çoklu kişilik bozukluğu hastasının yaşadıklarının anlatıldığı bölümde bu hastalığı yaşamış bir insanın ve çevresinin ağzından hastalığı dinlemek mümkün.
5 Comments
Leave a Reply