Hepimizin mutlaka duyduğu ve merak ettiği kayıp kıta Atlantis…
Bir efsane mi? Yoksa gerçekten var oldu mu?
Hala bilmiyoruz… Ama tarihin başlangıcından beri Atlantis bir çok şiire, kitaba, sanat ve edebiyat eserine konu oldu. Kayıp kıta hakkında yazılmış 80’den fazla kitap bulunuyor. Daha da şaşırtıcı olanı, zamanın bir yerinde var olduğunu ispatladığı düşünülen bir takım bulgular!
İlk Olarak Platon’un Diyaloglarında Adı Geçiyordu
Platon‘un ünlü diyaloğu Kritias ve Timaios‘da Atlantis‘den bahsedilmektedir. Diyaloglara göre; Atlantis, Platon’dan dokuz bin yıl önce var olmuş. Daha sonra, büyük tufanlar sonucunda denizin derinliklerinde kaybolup gitmiş, depremler ve doğa olaylarıyla da tamamen ortadan kalkmıştır.
Peki nasıl anlatılıyor?
Timaios‘dan bir alıntı;
”Solon’un anlattığına göre Mısır’da Delta’da, Nil’in ikiye ayırdığı çıkıntıya doğru Saitikos denilen bir ülke vardı ; bu ülkenin en büyük şehri de, kral Amasis’in memleketi olan Sais’tir. Bura halkına göre şehirlerini kuran bir tanrıçadır ; ona kendi dillerinde Neith adını vermişler, fakat bu tanrıçanın Hellencede adı Athena’dır. Bu adamlar Atinalıları pek severler ve onlarla uzaktan akrabalıkları olduğunu söylerler . Solon onların memleketine varınca pek parlak karşılandığını , bir gün eski zamanlara dair , en bilgin rahiplere bir şey sorduğu zaman , ne kendisinin ne de ne de başka bir Hellen’in hemen hemen hiç bir şey bilmediğini gördüğünü anlattı. Bir seferinde de onları eski şeylerden söz açmaya sürüklerken , bizde bilinen en eski şeyleri anlatmaya koyulmuş . Onlara ilk insan olarak anılan Phoroneus’dan , Niobe’den , tufandan , kendilerini kurtaran Deukalion ve Pyrrha’dan , onların doğuşu hakkında dönen mythos’lardan ve torunlarının neslinden bahsetmiş. Olayların geçtiği tarihleri tahmin ederek de tarihleri hesaplamaya çalışmış.”
Platon’un Diyalogları Neden Önemli?
Platon, tarihte ilk kez Atlantis’den bahsettiği için önemli. Fakat başka bir önemli nokta daha var; Platon’un tasviri, modern tasvirlerinden farklı. Günümüzde bilenen kayıp kıta efsanesi, barışçıl bir ütopyadır. Fakat Platon’un diyaloglarında ise şöyle tasvir edilir;
teknolojik olarak gelişmiş fakat ahlak açısından çökmüş bir toplum.
Bu toplum dünyayı ve tüm toplumlarını güç kullanarak ele geçirmeye çalışmaktadır. Atlantis’in karşısına ahlaki açıdan çok daha güçlü olan Atina’yı koyması, Platon’un kayıp kıtayı hayal ürünü olarak kurguladığı varsayımını güçlendiriyor.
Ignatius Donelly Ve Atlantis
Ignatius Donelly Amerikalı bir yazar, onu zamanının en popüler yazarlarından biri yapan ününü ise Atlantis’i konu alan kitaplarına borçlu. Ignatus Donelly’nin tasvirleri Platon’un kayıp kıta hakkında yazdıklarını doğrular nitelikte…Buyurun bakalım Ignatius Donelly ne demiş;
1- Geçmişte yaşamış tüm büyük uygarlıklar, geçmişte yaşamış uygarlıklardan bir şeyler öğrenmişlerdir. Ve öğrendikleri şeyler Atlantis’den gelmektedir. En eski kolonisi Mısır‘dır. Mısır, tüm gelişmelerini Atlantis’ten miras kalan bilgisine borçludur.
2-Atlantis, en ilkel zamandan en modern zamana kadar tüm oluşumunu adım adım yaşamış ve kaybolmuştur.
3- Platon’un diyaloglarında, yasa yapıcı Solon’a Mısır’lı biridir.
4- Finike alfabesi Atlantis’in kullandığı alfabedir.
5- Amazonlar Atlantis’ten göç etmiştir.
6- Aden cennet bahçesi Atlantis’in bir parçasıydı. Atlantis’de mutlak barış vardı.
7- Eski Mısır ve Peru Mitolojisi, Atlantis’in asıl dini olan Güneş dininin kalıntılarıydı.
9- Atlantis’in kralları, kraliçeleri ve kahramanları Antik Yunan’ın tanrı ve tanrıçalarıydı.
10-Ve sonunda Atlantis büyük tufan sonucunda yok oldu. Yeryüzünde canlı kalabilen çok az sayıdaki insan dünyanın dört bir yanına dağıldı ve Atlantis’den bahsetti. Bu bilgiler bize böyle ulaştı.
Modern Dünyada Atlantis Efsanesi
Tarih boyunca insanlar Atlantis’i merak etti ve hakkında sayısız varsayımda bulundu.
M.Ö 10.000 yılında adeta cenneti anımsatan bir toplum, uçsuz bucaksız ve dünyaya hükmeden bir krallık, günümüzün kat kat üstünde her açıdan gelişmiş bir yapı… Fakat sonra beklenmedik bir facia olur ve bu yapı insanlık tarihinden yok olur, ya da olmuş mudur?
Kayıp Kıta Atlantis…
Atlantis’in dünyanın ilk gelişmiş uygarlığı olduğu söylenir. Güçlü ve zengin bir krallık ve inanılmaz bir teknolojiye sahip bir yapı; uzaya yolculuk edebilen otomobilleri ve denizaltıları vardır. Fakat bu kadar efsane olmasının nedeni, onun bir anda yok olmuş olmasıdır. Kayıp Kıta Atlantis’in Atlantik Okyanusu’nda bir yerlerde olduğu sanılıyor.
Efsaneye göre, 12.000 yıl önce bir gecede yok olmuştur. Bulunduğu yer ile ilgili pek çok spekülasyon vardır. 1000 yıl önce başlamış bu spekülasyonlar günümüze kadar devam etmiştir.
Naziler Ve Atlantis
Naziler, süper ırkların kökenini araştırmak için Grönland Adası’ndan Etiyopya‘ya kadar arkeolojik araştırma ekipleri gönderdiler. Amaçları kayıp Atlantis’i bulup ortaya çıkarmaktı. 1945 senesinde müttefikler Heinrich Himmler‘in (Nazi Subayı) kütüphanesini ele geçirdiklerinde gizemli bir kitap bulurlar; Dünya Buzul Tarihi...
Bu Kitap Her Şeyi Aydınlatıyordu!
Kitabın yazarı Ernst Höbiger’di. Kitapta yazar uzaydan gelen süper ırkın Atlantis Adası’na yerleştiğini iddia ediyordu. Höbiger’e göre, bu süper ırk burada çok ileri bir uygarlık kurdu. Bu uygarlık buzul tabakalarının ilerlemesiyle dünyanın çeşitli bölgelerine dağıldı. Mısırlılar’a ve Yunanlılar’a medeniyeti öğreten de onlardı…
Himmler, bütün bunlara inanmakla kalmadı…
Himmler, Atlantisliler’in torunlarının en mükemmel bireylerinin Almanya‘da yaşadığına kesin gözüyle bakmaya başladı. Onun görüşüne göre bunlar, süper insanlar olan Ariler’di. Nazi devletinin içinde en korkulan organizasyon olan SS’leri yaratırken, Himmler‘in hayal dünyasını şekillendiren bu düşüncesiydi.
Kayıp Kıta Atlantis’in İzleri Türkiye’de Mi?
Türkiye sınırları içerisinde yapılan bir arkeolojik kazı herkesi şaşkına çevirdi! Çünkü yapılan kazı sonrasında ortaya çıkan antik şehir, Platon’un ve Antik Yunan’da yazılmış bir çok eserde yer alan tasvirlere birebir uyuyordu. Deniz altındaki Atlantis şehrinin de böyle bulunmayı beklediğine dair yaygın bir söylenti var.
Atlantis Nerede?
Atlantis’in Karayip‘lerde olduğuna dair ilk varsayım 1920‘lerde ortaya atıldı. Üstelik kayıp kıtanın Bahamalar‘da tekrar ortaya çıkacağı kehaneti ile birlikte. 1969’da ise Bimini Adaları’nın yakınlarında yola benzer bir su altı yapısı keşfedildi. Taşların dikdörtgen ve simetrik bir şekilde, belli bir düzen izleyerek yerleşmiş olması akla bu yapının insan eli tarafından yapıldığını getirdi.
Uyuyan bir kahin yerini söyledi!
Bimini Adalarını işaret eden ve onun Bahamalar’da yeniden ortaya çıkacağını söyleyen Edgar Cayce’di. Edgar Cayce, uyuyan kahin olarak da biliniyor. Cayce, uyurken yaptığı kehanetlerle ünlü. Özellikle de Atlantis kehanetleriyle. Bimini Adaları’ndaki kalıntıları keşfeden ekip Edgar Cayce Vakfı ekibi.
Orta Amerika’da Bulunan Taşlar ve Atlantis
Costa Rica’da bulunan ve hala gizemini koruyan bu taşlar görenleri şaşkına çeviriyor. Doğada bu kadar dairesel olarak şekil alması imkansız bu taşların tarihi çok eski. Hangi uygarlığa ait saptanamıyor. Dolayısıyla da haklarında bir çok söylenti var. Bunlardan en yaygını; uzaylılar tarafından şekillendirildikleri. Fakat kayıp kıtanın varlığına inanan amatör tarihçiler, bu taşların Atlantis’e ait olduğunu söylüyor.
Neden Yok Oldu?
Gizemli kıtanın nasıl ve neden yok olduğuna dair pek çok söylenti var. Bunlardan en yaygın olanları üç kez üst üste büyük tufana maruz kalması. Peki büyük tufana sebep olan neydi? Yaygın inanışa göre; kullanılan kimyasal ve biyolojik silahlar, savaşlar ve nükleer silahlar Atlantisliler’in insanlar üzerinde yaptığı deneyler, DNA üzerinde yapılan değişiklikler yani teknolojinin kötüye kullanılması diyebiliriz. Bu haliyle bir modern dünya eleştirisi gibi duruyor büyük tufanın nedenleri.
Teknolojinin hayatımızın merkezinde durduğu şu günlerde Atlantis hala bir gizem ama, “Biz nereye gidiyoruz?” sorusunu da sordurtmuyor değil insana…
One Comment
Leave a Reply