Kendinizi aç hissediyor musunuz? O zaman birşeyler yemenin zamanı geldi demektir. Ancak bir sorun var, yediğiniz gıdalar sizi daha önce olduğunuzdan daha aç hissettirebilir ve daha çok acıkmanıza neden olabilir. Üstelik bu sandığınızdan çok daha fazla gerçekleşen bir durum. Kilo kaybı uzmanı Sue Decotiis, açlık halini şu sözlerle tanımlıyor: ‘Açlık midede, bağırsaklarda, pankreasda ve kan dolaşımında ortaya çıkan birçok karmaşık etkileşimin bir sonucudur’. İşte bazı besinler bu etkileşimi kolayca kandırabiliyor ve birşeyler tükettiğiniz halde kendinizi çok daha aç hissetmenize neden olabiliyor. Üstelik bu besinler kilo vermeye çalışanlar için oldukça büyük bir tehlikeye dönüşebilir. İşte karşınızda ‘Kilo vermek istiyorum’ diyenlerin asla ama asla yanına yaklaşmaması gereken 15 besin maddesi ve sizleri nasıl acıktırdıklarının şaşırtan hikayeleri.
1.Beyaz Ekmek
Her öğünde sofranın vazgeçilmezidir beyaz ekmek bizlerin mutfağında. Yeri gelin kahvaltıda reçele ev sahipliği yapar, yeri gelir patlıcanın suyuna banılır. Ancak siz onun masum olduğuna bakmayın, aslında oldukça tehlikeli bir gıdadır beyaz ekmek. Beyaz ekmeği pişirmek için kullanılan beyaz un oldukça sinsidir. Ekmek piştikten sonra içinde gerçekleşen kimyasal reaksiyonlar insulin seviyenizin yükselmesine neden olur. Bunun anlamı ise açlık hissinin oluşmaya başlayacağıdır. İşte o yüzdendir ki pazar kahvaltılarında ekmek yemeye doyamazsınız.
Yakın bir tarihte İspanya’da yapılan bir araştırmada beyaz ekmeğin açlık hissine yol açtığını ortaya koydu. 9000’den fazla kişinin yemek yeme alışkanlıklarının takip edildiği çalışmada, günde iki veya daha fazla porsiyon beyaz ekmek yiyenlerin, beş yıllık dönemde aşırı kilolu veya obez olma olasılığının beyaz ekmek yemeyenlere kıyasla daha yüksek olduğu tespit edildi.
2.Dondurulmuş Gıdalar
Yavaş yavaş ülkemizde de yaygınlaşan dondurulmuş gıdalar market raflarında hızla yer almaya devam ediyor. Dondurulmuş pizzalarla başlayan ürün çeşitliliği, günümüzde imam bayıldının dondurulmuş halini bile bulabileceğimiz bir ürün çeşitliliğine doğru evrilmiş durumda. Özellikle çalışan bireyler için büyük bir kolaylık sağlayan yemekler, kolay oldukları kadar sağlıksız da. Özellikle diyet dondurulmuş gıdalar içerdikleri düşük besin değerleri ve kaloriyle kilo vermek isteyenler için oldukça sağlıksız tercihlerdir. Posa açısından yetersiz olan, işlenmiş gıdalar içeren bu gıdalar kişinin yediği halde kendini doygun hissetmemesine yol açar.
3.Meyve Suları
Meyve gibi bol vitaminli birşey nasıl sağlığım için zararlı olabilir dediğinizi duyar gibiyim. Ancak unutmayın oldukça sağlıklı gözüken meyveler içerdiği vitaminlerin yanı sıra olduka yüksek miktarda şekere de ev sahipliği yapar. Bu nedenle meyve suyu tüketmek kan şekerinizin oldukça hızlı bir şekilde yükselmesine neden olabilir. Pinterest Diyeti kitabının yazarı Mitzi Dulan’a göre, bir bardak meyve suyu içmek kan şekerinizi yükselterek sizde açlık hissi yaratabilir.
Peki ya kendinizi meyve suyu tüketmekten alıkoyamıyorsanız ne yapacaksınız? Bunun cevabı basit bir bardak meyve suyunun içine karıştıracağınız protein tozu veya fındık yağı meyve suyunuzun içindeki şekerin dengelenmesine yardımcı olacaktır.
4.Börek ve Poğaça Türleri
Peynirli,patatesli,otlu gibi pek çok çeşidi bulunan bu gıdalar hem öğrenciler, hem de ofis çalışanları tarafından özellikle sabah kahvaltısı alternatifi olarak oldukça sık tüketilir. Ancak içerdikleri yüksek tuz ve yağ oranları nedeniyle kilo vermek istiyorum diyenlerin uzak durması gereken yiyecekler arasında yer alırlar. İçerisinde buluna tuz ya da bir diğer adıyla sodyum aynı şeker gibi davranır ve kan şekerinde dalgalanmaya neden olur. Bu da aslında kişinin kendisini bir türlü doygun hissetmemesine yol açar. Bu nedenle de kaç dilim börek yerseniz yiyin kendinizi bir türlü doymuş gibi hissedemezsiniz.
Eğerki börek, poğaça gibi besinlerden vazgeçemiyorsanız, size bir kaç tavsiyemiz var. Farklı tahılları (çavdar, kepek gibi) kullanarak poğaçalar hazırlayabilir, kepekli lavaşların içerisine peynir veya çeşitli sebzeler ekleyerek fırında diyet börekler hazırlayabilirsiniz. Yanına bir de çay demlerseniz lezzetine doyum olmayacağına eminiz.
5.Tuzlu Atıştırmalıklar
Bir paket patates cipsini afiyetle yedikten sonra karnım doyar diyorsanız yanılıyorsunuz. Cips, simit ve benzeri tuzlu aperitifler basit karbonhidratları çabucak sindirmekten çok daha fazlasını içeriyor; bu da basit insülin yüksekliklerine ve daha sonraki düşük değerlere neden olabiliyor. Ve tat tomurcuklarınız ve beyiniz tatlı yiyecekler ile hızlı etkili enerji ilişkisi içerdiğinden, tuzlu atıştırmalıklarınızı bitirdikten sonra tatlı bir şey için özlem duymanız oldukça normaldir. Dahası, sensoryal doymuşluk olarak bilinen bir fenomen sayesinde, midenizi cipslerle doldurabilir ve sadece tuzlu mideniz dolu gibi hissedebilirsiniz. Dulan, tatlı olanın hala boş hissedeceğini söylüyor. Bu yüzden iki midenin yemek yemesine hazırlanın.
6.Fast Food
Bir fast food restoranına gittiğinizde tezgahta bulunan herşeyin sizi daha fazla tüketmeye ve yemeye teşvik ettiğini farketmişsinizdir. Ancak unutmayın bu yiyecekler sizi doyurmak için değil, daha fazla yemenizi sağlamak için pişiriliyor. Örneğin,Dr Decotiis, fast food ürünlerinin içerisinde oldukça fazla bulunan trans yağların bağırsak iltihaplarına neden olduğunu ve potansiyel olarak vücudun dopamin ve serotonin gibi iştahı kontrol eden nörotransmitterleri üretme kabiliyetini zayıflattığını söylüyor. Aynı zamandan fruktoz mısır şurubunun (genellikle çöreklerde, çeşnilerde ve tatlılarda bulunur) kişiyi çok daha fazla acıktırdığını vurguluyor. Son olarak, fast food ürünlerinde bulunan yüksek miktardaki tuz dehidratasyona neden olabilir. Dehidrasyonun vücutta yarattığı etkiler açlıkla benzerlik gösterir. İşte bu yüzden sizi kolayca aç olduğunuza ikna edebilir.
7.Alkol
‘Alkol tüm kötülüklerin anasıdır’ diye bir deyiş vardır. Bu deyişin doğru olup olmadığı bilinmez ama alkolün açlığın tetikleyicileri arasında olduğunu oldukça kolay bir şekilde söyleyebilmek mümkün. Alcohol & Alcoholism (Alkol ve Alkolizm) isimli dergide yayınlanan bir araştırmaya göre, sadece üç bardak bira vücudumuzda bulunan leptin seviyesinde %30 oranında düşürebilir. Leptin nedir derseniz, yanıt basit; leptin size aç olduğunuzu söyleyen hormondur. Yani vücudunuzdaki leptin seviyesi ne kadar düşükse kendinizi o kadar aç hissedersiniz. Dr. Decotiis’de bu duruma paralel olarak alkolün vücudumuzdaki karbonhidrat depolarını da (glikojen olarak adlandırılır) oldukça hızlı bir şekilde tüketebildiğini, vücut karbonhidrat depoladıkça da vücudumuzun daha fazla karbonhidrat tüketmeye ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Anlayacağınız alkolün yanında durmadan tükettiğimiz patates ve mısır cipsinin sebebi tam olarak bu. Üstelik alkol yanında tüketilen tuzlu gıdalar sadece kilo almamıza neden olmuyor, aynı zamanda su ve elektrolit kaybına da ihtiyaç duymamıza neden oluyor.
8.Acı
Türk yemeklerinin, özellikle kebapların vazgeçilmezi olan acı maalesef kilo vermek isteyenlerin uzak durması gereken baharatlar arasında yer alıyor.Ancak acı kişinin doygunluk hissini oldukça yüksek düzeylerde etkileyebilen bir baharat. Metabolizmayı hızlandıran ve beyinde tokluk hissinin yönetildiği merkezi etkileyen acı gıdaları diyet listenizden uzak tutmanız şart.
9.Beyaz Makarna
Beyaz makarna derken bahsettiğimiz şey tam olarak beyaz undan yapılan makarna çeşitleri. Bu makarnalar aynı beyaz ekmekte olduğu gibi sizi hızlı acıktırabilme yeteneğine sahiptir. Doygunluk hissinizin çalışmasını engelleyen beyaz undan yapılan makarnalar kişinin kendisini durduramamasına yol açar. Üstelik bunun yanı restaurantlarda getirilen makarna porsiyonlarının büyüklüğü de mutlaka dikkatinizi çekmiştir. Normalde 1 ölçüden yapılan makarnalar, pek çok restaurantta 2, hatta 3 ölçüden yapılmaktadır. Bu da devasa ve asla bitmeyecekmiş gibi gelen porsiyonları önünüze getirir. Vücudumuza basit karbonhidratlarla aşırı yüklediğimizde, pankreasımız aşırı yüklemeye giderek insülini yoğun miktarda kullanmaya başlar başlar. Bu da kendimizi daha da aç hissetmemize yol açan bir dizi kimyasal reaksiyonu tetikler.
Bunlara ek olarak bir de şunu düşünün: yediğiniz makarnanın üzerine ne döküyorsunuz? İçerisinde yoğun yağlar besleyen pek çok sosla servis edilen makarnalar sizi daha da çok acıktıracaktır.
10.Suni Tatlandırıcılar
Diyet soda, gazlı içecekler ve çeşitli kahvelerin içinde karşımıza sık sık çıkan suni tatlandırıcılar (aspartam, sukraloz, sakarin ve diğerleri) oldukça zararlıdır. Beyin hücrelerinin hareketlerini hızlandırarak, oldukça tatlı bir enerji porsiyonu (kalori olarak) almak üzere olduğunu düşündürten suni tatlandırıcılar beynin vücuda açlık sinyalleri göndermesine neden olur. Üstelik fazla miktarda enerji harcayan beyin bu enerji kaybını telafi etmek adına daha fazla yemek yemeye yönlendirir vücudu. Üstelik bilim insanları bu durumun etkisinin kolaylıkla geçmediğini de vurguluyor. Yani beyinde bulunan açlık kontrol merkezi bu durumdan kalıcı hasar alabilir ve istemsiz açlıklar hissedebilir.
11.MSG
MSG deyince akla oldukça karmaşık ve bir o kadar da havalı bir şeymiş gibi geldiğinin farkındayım. Ancak MSG aslında günlük hayatta oldukça sık ürünün içinde karşımıza çıkan bir madde. Monosodyum glutamat’ın kısaltması olarak karşımıza çıkan MSG aslında bir çeşit tatlandırıcı. Pek çok hazır gıdanın içinde, özellikle Çin yemeklerinin içinde sıklıkla kullanılan bu madde bir çeşit lezzet arttırcı. Konserve sebzeler, çorbalar, işlenmiş etler ve hatta bira ve dondurma gibi pek çok gıdanın içinde karşımıza çıkan MSG kullanım sıklığına karşılık, oldukça zararlı bir madde. İspanyol araştırmacılar tarafından hayvanlar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, MSG gibi kimyasal tetikleyiciler %40 oranında iştahta bir artış yaratıyor. Obesity (Obezite) dergisinde yayınlanan bir başka araştırmaya göre içerisinde MSG bulunan gıdaları tüketen kişilerin, içerisinde MSG bulunan yemekleri tüketmeyen insanlara göre aşırı kilolu olma ihtimali neredeyse 3 katı.
MSG’nin zararları bunlarla sınırlı değil. MSG aynı zamanda, yukarıda bahsettiğimiz ve vücudun kendini doymuş hissettiği zaman salgıladığı salgıladığı leptin hormonu üzerinde de olumsuz bir etki yaratıyor. Leptin hormonunu salgılayan birimde bir çeşit körelmeye neden olan MSG, bu etkiyi zamanla daha da arttırabilir. Anlaşılan MSG’li gıdaları ne kadar çok tüketirsek, o kadar çok tüketmeye meyilli hale geliyoruz.
12.Suşi Ruloları
‘Nasıl yani suşi de mi?’ dediğinizi duyar gibiyim. Evet, üzgünüz şu güne kadar oldukça sağlıklı olduğunu düşündüğünüz suşi de kilo vermek isteyenler için oldukça tehlikeli bir gıda. Deniz mahsüllerinden yapıldığı için göze masum gelen bu yiyecekle ilgili, gözden kaçırdığımız birşey varki, o da içerisinde bulundurduğu bol miktardaki pirinç.USANA Sağlık Bilimleri’nde bilimsel danışman olarak görev yapan diyetisyen Susan M. Kleiner suşinin riskini şu sözlerle anlatıyor: ‘İyi balık siparişi vermek isteyebilirsiniz, ancak gerçekten her şeyden daha fazla pirinç yiyorsunuz’.
Hemen bu durumu örnekleyelim. Malum en sevilen ve en çok satılan suşi çeşitlerinden biri Kaliforniya Roll. Bir adet Kaliforniya Roll yaklaşık 30 gram pirinç içeriyor. Bu da 3 dilim ekmek yemeye eşdeğer bir durum. Üstelik suşi ruloları oldukça hızlı bir şekilde tüketildiği için doygunluk hissinin de geç oluşmasına neden oluyor.
Suşi küçük görünüyor olabilir ancak göründüğünden daha fazla kalori içeriyor. O yüzden siz siz olun görünüşe aldanmayın: 😉
13.Diyet İçecekler
Şimdi bizden size bir tavsiye, eğer bir gıda ürününün üzerinde diyet kelimesi yer alıyorsa, o ürüne diğer ürünlerden daha şüpheyle yaklaşın. Çünkü doğal şekerlerden arındırılan bu gıdalar, çoğu zaman yapay tatlandırıcılar ve çeşitli kimyasallarla zenginleştiriliyor. Ancak bu durumun beraberin oldukça sağlıksız ve olumsuz durumları getiriyor. Diyet içeçekler de şüphe ile yaklaşmanız gereken ürünler arasında yer alıyor. Araştırmalara göre diyet içeceklerin içerisinde bulunan maddeler kişiyi daha çok acıktırıyor. San Diego UT Sağlık Bilimi Merkezi’nde obezite araştırmacısı olarak görev yapan ve bu konuda yayınlanmış çalışmaları bulunan Sharon Fowler, diyet içeceklerin içinde bulunan yapay tatlandırıcıların iştahı arttırdığı ve normal şekerden daha farklı bir şekilde davrandığını belirtiyor. Fowler’a göre, tatlandırıcılar insana tokluk hissi veren beyin hücrelerinin çalışmasına engel olabilir ve onları yanlış yönlendirebilir.
14.Cornflakes
Cornflakes olarak bilinen mısır gevrekleri pek çok öğünde kurtarıcı olarak karşımıza çıkıyor.Sabah kahvaltısından, gece öğünlerine kadar her yerde karşımıza çıkan mısır gevreklerinin pek çok farklı çeşiti bulunuyor. Çikolatalı, ballı, meyveli çeşitleri olduğu gibi diyet versiyonlarıyla da karşımıza çıkan mısır gevrekleri maalesef sanıldığı kadar sağlıklı değil. İçerisinde pek çok katkı maddesi ve şeker ürünü bulunduran mısır gevrekleri özellikle kilo vermek istiyorum diyenleri kesinlikle uzak durması gereken gıdalar. Özellikle sabahları tercih edilen mısır gevreklerini, özellikle vücuttaki kortizol seviyesinin yüksel olduğu sabahları ve geceleri çok fazla tüketmemek gerekiyor. İçerisinde bu kadar yüksek miktarda karbonhidrat ve şeker bulunduran gıdalar metabolizmaya iki kat daha fazla sorumluluk yükleyerek daha fazla çalışmasına neden oluyor. Gece ve sabahları vücudumuz, önümüzdeki günün stresile baş edebilmek için vücudumuzun doğal bir parçası olduğuna inanılan büyük miktarlarda kortizol pompalamakta. Daha yüksek kortizol seviyesiyse, yutulan şekerlerin metabolizmaya etki edilmesi için daha düşük bir yetenek anlamına gelir, bu nedenle kan şekeri yüksek olabilir. Üstelik bu durumda şeker ihtiyaç duyulan dokulara ulaşamaz, yorgunluk ve açlığa neden olur.
Böyle anlatınca oldukça olumsuz bir tablonun göz önünde canlandığının farkındayım. Ancak unutmayın güne tahıl yiyerek başlamak aslında kötü bir fikir değil. Bu noktada önemli olan ne tür bir tahıl seçildiği ve bu tahılın ne kadar işlenmiş olduğu. İçerisinde bol lif içeren ve işlenmemiş tahılları tercih edebilir, bu tahılların içerisine elma ve bal gibi doğal şeker ve tat kaynakları ekleyerek oldukça sağlıklı bir gıda elde edebilirsiniz.
15.Pizza
4 peynirli, tavuklu,sucuklu, ananaslı, kalın kenarlı, ince kenarlı… Onlarca farklı çeşidiyle pizza her zaman için oldukça cezbedici bir yiyecek olmuştur. Ancak kilo vermek istiyorum diyorsanız pizzadan uzak durmanız şart. Çünkü içerisinde bulundurduğu ve ona kıtırlığı veren beyaz un oldukça kilo aldıran bir madde. Ayrıca hazır pizzalarda kullanılan beyaz unlu hamur, hidrojenlenmiş yağlar, işlenmiş peynirler ve koruyucu maddeler kombinasyonu kan şekeri düzeyiniz üzerinde oldukça olumsuz bir etkiye sahip. Doymuşluk hormonu olarak bildiğimiz leptin ve açlığı düzenleyen bölge üzerindeki olumsuz etkisiyle de ön plana çıkan pizza, üzgünüz ama hayatınızdan çıkarmanız gereken bir gıda.
Ancak ben pizza yemeden yaşayamıyorum, pizzasız yapamam diyorsanız, o zaman evde çok daha sağlıklı pizzalar yapmanın yollarını deneyebilirsiniz. Kepek unu kullanarak yapacağız hamur üzerine yerleştireceğiniz yağsız tavuk ve etler,bol sebzeler ve yağsız peynir oldukça sağlıklı bir pizza pişirmenize olanak sağlar. Ayrıca içerisinde bol miktarda lif ve protein içerecek olan bu pizzalar zor anlar içinde oldukça kurtarıcı olabilir.
Eğer pizza yemeye bayılan arkadaşlarınız varsa onlar içinde alternatif pizzalar pişirebilirsiniz. Ancak unutmayın, misafirlerinize birer kadeh şarap ikram edebilirsiniz, ama siz suyla yetinseniz çok daha iyi olacaktır.
8 Comments
Leave a Reply