“Nesnelerin İnterneti” son yıllarda oldukça popüler bir kavram.
Peki ama ne ola bu “Nesnelerin İnterneti”? Gelin hemen lafı uzatmadan bu kavramı inceleyelim.
Nesnelerin İnterneti Nedir?
Nesnelerin İnterneti (Internet of Things, IoT) aslında çok yeni bir kavram değil. Teknoloji şirketleri on yıllardır bu kavram üzerine tartışıyorlar. Nesnelerin İnterneti tabiri 1990’ların sonunda girişimci Kevin Ashton tarafından bulundu. Ashton aynı zamanda MIT’de çalışan bir bilgisayar bilimcisi ve bu kavram üzerine yıllardır kafa yoran bir isim. 1999’da ortaya atılan bu ifade o günden beri pek çok teknoloji insanının gündeminde yer alıyor.
Nesnelerin İnterneti temel olarak şöyle bir anlam taşıyor: Sadece cep telefonu ya da bilgisayar değil; artık buzdolabı, aydınlatma sistemleri, çamaşır makineleri gibi cihazlar da internet aracılığı ile birbirine bağlı olacak ve bu cihazlar kullanıcısına bilgi verebilecek.
Yani akıllı telefonunuz sayesinde hayatınızın pek çok alanını kontrol edebileceksiniz. Siz eve gelmeden yarım saat önce kombiniz evinizi ısıtacak, duşa girdiğiniz anda kahve suyunuz ısınmaya başlayacak, otoparklarda boş yere dönüp durmaktan kurtalacaksınız, zira aracınız kendi kendine boş park alanı tespit edebilecek.
Buzdolabınızın Yemek Tarifi Önermesini İster Misiniz?
Örneğin muhafaza ettiği gıdalarla yapılabilecek yemek tarifleri veren ya da süt miktarı azalınca siz işten çıkıp eve dönerken “Süt azaldı. Marketten süt almalısın” diye mesaj gönderen bir buzdolabı düşünün…
Tatile giderken banyonun musluğunu kapatıp kapatmadığınızı bir hayal edin. O tatil burnunuzdan gelir. Ancak akıllı telefonunuzdaki bir uygulama sayesinde evinizin su şebekesine ulaşıp su sayacını kapattığınızı da bir hayal edin…
Yani sade ifadeyle farklı cihazların birbiriyle iletişim kurabildiği, pek çok cihazın alıştığımız işlevlerinin yanında yeni özelliklere sahip olduğu bir Big Data (Büyük Veri) çağının yeni paradigmasıdır Nesnelerin İnterneti. Daha fazla bağlantı, daha fazla veri, daha fazla konfor ve kontrol demektir.
Nesnelerin İnterneti Hayatımıza Ne Katacak?
Nesnelerin İnterneti tüketiciler, yani sıradan vatandaşlar için faydalı olmasının yanında yepyeni iş modelleri de yaratma potansiyeline sahip. Pek çok sektörd e verimliliği artıracağı düşüncesiyle bu yeni teknolojinin emekleme günlerini anlatıp biraz daha serpilmesini bekliyor. Gelin bu yeni teknolojinin potansiyel nimetlerine göz atalım şimdi.
Daha Sağlıklı Olacağız⌚️
Esasında daha sağlıklı olmayacağız. Kişi sağlığına dikkat etmediği müddetçe hiçbir teknoloji bunun aksini başaramaz. Ancak sağlık sektöründe iyi gelişmeler olacak. Örneğin pek çok insan giyilebilir teknolojilere uyum sağlamayı başarmış durumda. Bu tür cihazlar kişinin kişinin sağlığını, uyku durumunu takip edebiliyor ve kişiye direkt uyarılarda bulunabilir.
Konuyla ilgili araştırmalar yapan Codrin Arsene göre, hasta takip sistemleri sayesinde, örneğin bir insan kalp krizi geçirdiğinde kolundaki saat bu kişinin kalp atışındaki düzensizliği algılayarak doğrudan ambulans çağırabilir konuma gelecek. Ya da doktorlar ve hastalar artık hastanede görüşmek zorunda olmayacak. Doktorlar, hastaların genel durumunu dijital bir veri üzerinden inceleyip buna göre bir rota belirleyebilecek.
Trafik Daha Güvenli Olacak?
Google, Uber, Tesla gibi şirketler kendi kendini sürebilen araç geliştirmeye milyarlarca dolar yatırıyor. Yani akıllı telefonlardan sonra şimdi sıra akıllı arabalara da gelmiş vaziyette.
Bu araçlar büyük verileri işleyerek bizler için doğru yolları seçecekler, gerektiğinde sürücüden evvel fren yapacaklar, kendi kendilerini muayene edebilecekler ve acil durumlarda polis ve ambulans çağırabilecekler.
Ayrıca lojistik alanında da Nesnelerin İnterneti pek çok şey vadediyor. Özellikle kargo şirketlerinin araçları uzaktan takip edilebilecek, aracın fiziki durumundan lastiklerin havasına kadar pek çok bilgi şirketlerin merkezine gönderilebilecek.
İş Hayatı Kolaylaşacak
Guardian’dan Nicole Kobie’nin belirttiği gibi, hemen her firma, operasyon maliyetlerini kısmak ister. Örneğin bir otomobil fabrikasını düşünün. Bir işçinin dalgınlığı nedeniyle yaptığı bir hata tüm üretim hattının aksamasına neden olabilir. Ufacık bir hata bu koca şirketin 10-15 dakikalığına da olsa birkaç milyon dolar zarara sebep olabilir.
Ancak Nesnelerin İnterneti sayesinde işlevleri artacak olan üretim araçları, hem bu tür kazaları önler hem de insan canına gelebilecek zararları minimize eder.
Ya da yerin yüzlerce metre altında kömür çıkar madencileri bir düşünün. Bu emekçilerin yerin altındaki sağlık durumlarını kontrol etmek için Nesnelerin İnterneti gözetleme sistemlerine yeni kapılar aralayacaktır. Halihazırda üretim sektörünün %35’i akıllı sensörler kullanıyor. Bu oranın önümüzdeki birkaç yıl içinde iki üç katına çıkması son derece olağan görünüyor.
Akıllı Şehirler Olacak
Akıllı şehir projeleri zerinde epeydir çalışılıyor. Peki ama akıllı şehir denince ne anlamalıyız? Şöyle düşünün: Halkın vergileriyle üretilen ürün ve hizmetlere yüksek teknoloji entegre ediliyor. Yani enerji ağları, su şebekeleri, asfalt yollar, köprüler, barajlar birbiriyle irtibat halinde olacak.
Örneğin Amsterdam akıllı bir şehir sayılabilir. Zira şehirdeki sokak lambaları akıllı sensörleri sayesinde gelip geçen yokken otomatik olarak kapanıyor. Böylece boş yere elektrik harcanmıyor. Bu sadece bir şehirden bir örnek. Akıllı sokak lambalarının tüm dünyada uyguladığını düşünürsek milyarlarca dolar tasarruf edebiliriz ve çevreye verdiğimiz zarar büyük oranda azalır.
Bununla birlikte bir de Uber’i düşünelim. Otomobil paylaşma uygulamaları son yıllarda epey popüler hale geldi. Yani artık herkesin bir arabası olması gerekmiyor. Uber gibi uygulamalar sayesinde her an her yerde sizi istediğiniz yere götürebilecek araçlar bulunabiliyor. Tek tıkla ulaşım ihtiyacınızı karşılamış oluyorsunuz çünkü. Araç paylaşım endüstrisi de akıllı şehir kavramı dahilinde değerlendirilebilir.
Askeriyede Köklü Değişimler Olabilir
Drone’ları Nesnelerin İnterneti bağlamında değerlendirmek zoruna değiliz, ancak onlar da bu alana uyum sağlayacaklar. Drone’lar ve insansız hava araçları zaten uzunca bir süredir silahlı kuvvetler tarafından kullanılıyor.
Sesle ve hareketle yönlendirilebilen ve kolayca programlanabilen drone’lar düşman tarafıyla ilgili devasa boyutlarda veri aktarabiliyor ve mayınlı arazi gibi insanların girmesi tehlikeli bölgelerde istihbarat çalışmaları yürütebiliyor.
Yani umarız öyle bir şey olmaz, ama bundan sonra savaş alanlarında orduların değil, drone’ların mücadelesini izleyebiliriz. Artık konvansiyonel meydan savaşları demode oldu, güdümlü füzelerin ve jetlerin devrindeyiz. Bu savaş teknolojilerine drone’lar da yakın gelecekte gelişmiş fonksiyonlarıyla daha iyi adapte olabilirler.
Nesnelerin İnterneti Güvenli Mi?
Yeni ve heyecan verici her şeyin bazı dezavantajları olabilir. Özellikle güvenlik ve kişisel bilgilerin korunması, Nesnelerin İnterneti söz konusu olduğundan temel endişeler olarak göze çarpıyor. Zira bu cihazlar sizin hakkınızda pek çok bilgiyi topluyor, diğer cihazlarla ve şirketlerle paylaşabiliyor.
Güvenlik uzmanları bu teknolojinin güvenlik ve kişisel bilgiler alanında henüz olması gerektiği seviyede olmadığını ileri sürmekteler. Özellikle akıllı bir evin, kilit sisteminin hacker’lar tarafından hacklenebileceğini düşünürsek ortada çözülmesi gereken ciddi bir durum söz konusu diyebiliriz. Ancak bu durum en azından şu aşamada büyük bir sorun oluşturmuyor, zira bu teknolojiyi kullanan insan sayısı oldukça az. Fakat önümüzdeki yıllarda güvenlik ve kişisel bilgilerin korunması bağlamında ikna edici önlemler alınmalıdır.
Nesnelerin İnternetini Bekleyen Sorunlar
Nesnelerin İnternetine uygun bir biçimde işlev gösterebilen 6.4 milyar adet cihaz bulunuyor günümüzde. Bu da yaklaşık 300 milyar dolarlık bir pazar anlamına geliyor. Tüm bu gelişmelere rağmen Nesnelerin İnternetini iyice idrak edebilmemiz için henüz erken, çünkü birtakım pürüzler bulunuyor.
Öncelikle günümüzdeki Nesnelerin İnterneti cihazları birbiriyle iletişime geçemiyor. Zira henüz kolektif bir çaba içine girilemedi. Farklı firmaların sunduğu cihazlar birbiriyle veri alışverişi yapamıyor örneğin.
Bundan başka her işlem için ayrı bir uygulama zorunda kalıyor insanlar. Yani bilim kurgu filmlerindeki gibi tek bir tuşla her şeyin halledilebileceği günler için henüz erken.
Bu cihazlar Wi-fi ile çalıştığı için internet altyapısının da gelişmesi ve daha çok hızlanması gerekiyor. Zira bundan sonra sadece telefonlarımız ve bilgisayarlarımız değil, evimizdeki tüm cihazlar internet kullanacak. Bu da internet altyapısının bugünkünden en az 5-6 kat daha iyi olmasını zorunlu kılmaktadır.
Nesnelerin İnterneti Parlak Bir Geleceğe Sahip
Belirttiğimiz gibi aslında çok karmaşık bir konsept değil Nesnelerin İnterneti… Cihazlar insanlarla ve diğer cihazlarla veri alışverişi yapabilecek. Bu da insanların istedikleri zaman istedikleri yerden istedikleri bilgiye erişebilmelerini sağlayacak. Yani evinizde gelmeden bir saat önce tek bir tuşa basarak evinizdeki sıcaklığı anlık olarak görebilecek ve buna uygun bir eylemde bulunabileceksiniz.
Önümüzdeki 5 yıl içinde bu teknolojiye uyumlu en 45 milyar cihazın kullanımda olacağı düşünülüyor. Bu cihazların insan hayatını daha pratik ve kolay hale getireceğini ve her şeyin cebimizdeki akıllı telefon aracılığı ile yönetileceğini şimdiden söyleyebiliriz.
Henüz bu teknolojinin çok başındayız. İşin en güzel ve en ilginç yanı ise Nesnelerin İnterneti sayesinde yapabileceklerimizin bir sınırı yok. Yepyeni bir teknolojik çağa giriyoruz ve henüz bu potansiyelinin çok çok azını kullanabildik.
Bakalım önümüzdeki birkaç yıl içinde bu teknoloji bizi hangi yenilikleriyle şaşırtacak…
Güncel Örnekler
Günümüzde bu teknolojinin kullanıldığı pek çok ürün ve hizmet var. Gelin isterseniz birkaç tanesine hızlıca göz atalım.
Mimo – Bebek Takip Sistemi
Mimo, bebeğinize giydirebileceğiniz akıllı bir tişört esasında. Üzerindeki sensörler sayesinde ebeveynin cep telefonuna bebeğin uykusu hakkında gerçek zamanlı veri gönderen bu ürün sayesinde bebeğinizin uyku düzenini an be an takip edebilirsiniz.
Yaşlı İnsanları Takip Eden Alarm Sistemi
Alarm.com özellikle yaşlı insanların durumunu takip etmek için geliştirilmiş bir alarm sistemi. Bu kişilerin gündelik alışkanlıklarını öğrenen sistem, olağandışı bir gelişme olduğunda yaşlı insanların çocuklarına ve sağlık kuruluşlarına otomatik olarak bildirim gönderiyor. Ayrıca akıl sağlığı yerinde olmayan insanlara yönelik olarak da evden garip bir saatte ayrılma durumunda yine benzer bildirimler gidiyor.
“Ütüyü Kapatmış Mıydım Acaba?!
Wemo Insight sayesinde artık evinizin elektrik, ısıtma, aydınlatma ve su hattını uzaktan Wi-fi aracılığı ile açıp kapatabileceksiniz. Wemo’yu evinizdeki bir prize takın ve daha sonrasında akıllı telefonunuz üzerinden evdeki olup bitenleri uzaktan kontrol edin. Artık “Ütüyü açık mı bıraktım? Ocağın altını kapatmış mıydım? Banyonun musluğu açık mı kaldıydı?” gibi dertler, demode olmaya başladı anlayacağınız.
Sizce de Nesnelerin İnterneti merak uyandırdığı kadar korkutucu da değil mi