in ,

Dünyanın En İlginç Hayvanı Ornitorenk’in Tuhaf Dünyası ve Şaşırtan Özellikleri

Ornitorenk…

Kulağa tuhaf gelen bu hayvan hakkındaki tek ilginç şeyin ismi olmadığına emin olabilirsiniz.

Ornitorenk, hayvanlar dünyasının en ilginç üyelerinden biri. Onu özel kılan pek çok neden var, ancak bu nedenlerden en öne çıkanı memeli olmasına rağmen yumurtlayabilmesidir diyebiliriz.

Ördek gagası, perdeli ayakları ve zehir salgılayabilmesi nedeniyle hayli sürreal bir görünüme sahip olan bu hayvanı biraz daha yakından tanımak isterseniz buyrun başlayalım…

Ornitorenk Nedir?

Ornitorenk her şeyden önce yumurtlayan memeli bir hayvandır. Hem suda hem de karada yaşayabilir ve özellikle Doğu Avustralya kökenli bir hayvandır. Bu kadar ilginç özellikleri olması nedeniyle 1799’da bilim adamları tarafından ilk kez incelendiğinde bu hayvanın farklı hayvanların birbirine dikilmesi oluşan sahte bir hayvan olduğu sanılmıştır.

Alışılmışın dışındaki yumurtlama özelliği, ördek gagası, kunduz kuyruğu, perdeli ayakları yüzünden Avrupalı doğabilimciler de bu hayvanı ilk gördüklerinde oyuncak sanmışlardır. Bununla birlikte vücudunda da zehir taşıyan birkaç memeli hayvandan biridir ornitorenk. Ayak bileğinde güçlü bir zehir barındıran ornitorenk, bu özelliğiyle kendini korumaktadır. Bu zehrin oldukça güçlü olduğunu ve insanlarda kötü sonuçlar doğurabildiğini belirtmemiz gerekiyor.

Bu tür çarpıcı özellikleri nedeniyle ornitorenkler, evrimsel biyoloji alanında oldukça ilgi gösterilen bir hayvan durumundadır.

Avustralya’nın kangurudan sonraki sembollerinden biri olan ornitorenk, 20 sentlik demir parada kendine yer bulmaktadır.

20. yüzyıla kadar kürkü için avlanan ornitorenkler şimdilerde koruma altındadır. Çiftliklerde sayılarını çoğaltma faaliyetleri yapılmasına karşın, şu an için ornitorenklerin ciddi bir tehditle karşılaşmadığı söylenebilir.

Görünüş

Ortalama bir ornitorenk yaklaşık 40 santimetre uzunluğunda ve 15 santimetre genişliğindedir. Yaklaşık 1.5 kilogram ağırlığındadırlar. Ornitorenk fosili bulan bilim adamları geçmişteki ornitorenklerin iki kat daha büyük olduğunu tespit etmişlerdir.

Ornitorenklerin kürkü oldukça sıktır. Bu kürkün rengi de koyu kahverengidir. Ancak göz civarı ve göğüs kısmı biraz daha açık renkte olabilmektedir.

Ön ayaklarında ekstradan bir kat daha deri bulunan ornitorenklerin bu özelliği suda daha iyi yüzebilmeleri içindir.

Ornitorenklerin gagaları, ördek gagalarını andırır. Süeti andıran bir dokuyla kaplı olan bu gaga, esnek bir yapıya sahiptir. Bu gagada çok sayıda reseptör bulunur ve ornitorenk bu sayede su altındaki hareketleri tespit edebilir. Yani gagası yardımıyla avlanır diyebiliriz.

Yaşam Alanı

Ornitorenkler, endemik hayvanlardır. Yani dünyada sadece belli bir bölgede yaşarlar. Bu canlıların ana vatanı, Tazmanya ve güneydoğu Avustralya’da kıyılarındaki tatlı su alanlarıdır. Çoğunlukla zamanlarını su altında geçiren ornitorenkler, karaya çıktıklarında ise yine deniz kenarındaki kumlu arazilerde ve bu arazilerde açtıkları kuyularda zaman geçirirler.

Avustralya’nın güneydoğu bölgesi ana vatanları olmasına rağmen, yine bu bölgenin ormanlarında ve yüksek alanlarında da ornitorenklere rastlanabilir. Su geçirmez sık kürkleri nedeniyle soğuk iklimlere dayanıklıdırlar ve büyük kuyruklarında biriktirdikleri yağ onlara ekstradan enerji sağlar.

Bir günün yaklaşık yarısını avlanmakla geçiren ornitorenkler,  gece hayvanı olmaları nedeniyle gece daha aktiftirler. Yani gündüzleri uyurlar. Avlanmadıkları zaman toprağın altına açtıkları kuyuda dinlenirler.

Beslenme

Ornitorenk etçil bir hayvandır. Su altında avlanan ornitorenkler, gagalarındaki reseptörler yardımıyla su altındaki bulanık sularda avlanmaya çalışırlar. Kabuklu deniz hayvanı, böcek, larva avladıklarında avlarını yanaklarına sıkıştırıp su üstüne çıkarlar. Bildiğimiz anlamıyla dişleri olmadığı için, avlarını çakıl ve taş gibi şeylerle ezerek, yenilebilecek parçalara ayırırlar.

Bir ornitorenk bir günde vücut ağırlığının %20’si kadar yiyeceğe ihtiyaç duyar. İşte bu nedenle günde 12-13 saat boyunca avlanarak zaman geçirirler.

Doğum ve Üreme

Memeli hayvanlar insanlar gibi doğum yaparlar. Ancak ornitorekler yumurtlayarak çoğalırlar. Bu bakımdan monotreme adı verilen ilkel memelilere benzerler.

Dişi bir ornitorenk yumurtlayacağı zaman, deniz veya nehir kenarındaki kumsala bir çukur kazar ve burada yumurtlamayı bekler. Bir ya da iki yumurta bırakan ornitorenk bu yumurtaları gövdesi ve kuyruğuyla sıcak tutmaya çalışır. 10 gün sonra yumurtalar kırılır ve neredeyse fasulye tanesi kadar küçük ornitorenkler 3-4 ay boyunca anne ornitorenk tarafından kollanır. Bu süre sonunda yavru ornitorenkler kendi başlarına yüzebilirler.

Yavru ornitorenkler 12 ila 18 ay arasında tamamen yetişkin hale gelirler. 18 aylıkken de üreme yeteneğin sahip olurlar. Memeli ailesinin küçük hayvanlarından biri olmasına karşın görece uzun yaşarlar. Bazı araştırmalar doğada kendi başına yaşayan ornitorenklerin yaklaşık 20 yıl yaşadığını, hayvanat bahçesinde tutulan bir ornitorenkin ise 23 yıl yaşadığını ortaya koymaktadır.

Ornitorenk Zehri Diyabete Çare Olabilir

BBC‘nin 2016 tarihli haberine göre Avustralya’nın Adelaide Üniversitesi ve Flinder Üniversitesi’nden bilim adamları, erkek ornitorenklerde bulunan zehrin diyabet hastalığını tedavi etmek için kullanılabilecek özel bir hormon içerdiğini tespit ettiler.

GLP-1 (glucagon peptid-1) olarak bilinen ve insanlar ile diğer hayvanlarda da bulunan bu hormon insülin salınımını teşvik ediyor. Kandaki glikozu seviyesini düşürüyor.

Profesör Frank Grutzer neden bu konuda ornitorenkleri incelemeye karar verdiklerini şu sözlerle anlatıyor:

“Mevcut DNA analizlerine bakarak ornitorenklerin metabolik kontrol sistemlerinde bir gariplik olduğunu zaten biliyorduk. Zira bu hayvanlarda diğer memelilerde ve insanlardaki gibi bir mide yapısı bulunmuyor.

“Ornitorenk zehrinde diyabet hastalarını tedavi etmek için güçlü bir potansiyel bulunuyor. Ancak şu anda kesin bir şey söylemek doğru olmaz. Önce fareler üzerinde deney yapacağız ve farelerin kanındaki glikoz seviyesini inceleyeceğiz. Bu konudaki araştırmalara daha da ağırlık vermek istiyoruz. Fakat yolun henüz çok başında olduğumuzu da itiraf etmeliyiz. Ornitorenk zehrindeki hormonun yapısı hakkında öğrenmemiz gereken daha çok şey var.”

Yerel ve Popüler Kültürde Ornitorenkler

Ornitorenkler, Avustralya yerlilerinin gece vakti anlattıkları masallarda kendine yer bulan bir hayvandır. Avustralya yerlileri ornitorenklerin, ördek ve su faresi karışımı bir canlı olduğuna inanmaktadırlar.

Bir masala göre, sürüngenler, kuşlar, memeliler, su hayvanları bir araya gelmiş. Ancak ornitorenkler hiçbir gruba dahil olmamak istememiş. Bu grupların özel bir yanı olmadığı gerekçesiyle kendi başına bir tür olmaya karar vermiş.

2000 Sidney Olimpiyat Maskotu

Syd adındaki ornitorenk, 2000 yılında Sidney kentinde düzenlenen Yaz Olimpiyatlarının maskotlarından biri oldu. Ayrıca Expo Oz adındaki maskot da 1988 yılında Avustralya’nın Brisbane kentindeki Expo Fuarının maskotu oldu. Bitmedi… Hexley adındaki ornitorenk ise Apple’ın BSD-Darwin adlı işletim sisteminin maskotu olmuştu.

Pul ve Bozuk Paralarda Ornitorenkler

Ornitorenkler Avustralya’daki posta pullarında ve bozuk paralarda da kendi yer buluyor. İlk kez 1937 yılında bir pulda resmedilen ornitorenk, 1960-1964 yılları arasındaki pullarda da arz-ı endam etti.

Ayrıca 1966 yılında onluk para sistemine geçen Avustralya’nın madeni 20 sentinde kabartmalı bir ornitorenk resmi vardı.

Şarkılara Konu Oldu

Green Day’in Platypus (I Hate You) ve Mr. Bungle’ın Platypus adlı şarkıları bulunuyor. İkinci şarkı Banjo Paterson adlı bir çocuğun şiirinden bestelenmiş durumda.

Kitaplara Konu Oldu

“Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer” Harvard’lı iki felsefe profesörünün yazdığı mizahi ve eğlenceli bir kitap. Gündelik hayatta felsefi kavramların nasıl kullanılabileceğini anlatan bu eseri bir çırpıda okuyup çok şey öğrenebilir ve bol bol gülebilirsiniz. Ayrıca serinin diğer kitapları da oldukça eğlenceli.

Ornitorenkler Hakkında Tuhaf Bilgiler

Şimdi de gelin bu tuhaf canlılar hakkında daha da tuhaf 10 gerçeğe bakalım.

Sadece Avustralya’dalar

Ornitorenkleri Avustralya dışında hiçbir yerde göremezsiniz. Hatta hayvanat bahçelerinde bile ornitorenk görmek imkansızdır. Bu hayvanları Avustralya dışına ihraç etmek yasal olarak suçtur ve 50 yıldan uzun bir süredir doğada kendi hallerinde yaşamaktadırlar. Yani ana vatanları Avustralya’nın hayvanat bahçelerinde bile sadece birkaç hayvanat bahçesinde ornitorenk bulunmaktadır. 1922, 1947 ve 1958 yıllarında New York’taki Bronx Hayvanat Bahçesine ornitorenk getirme teşebbüsleri olmasına karşın getirilen ornitorenkler en fazla 2 yıl yaşayabilmişlerdir.

Monotreme Yunancada “Tek Delik” Demek

Ornitorenkler yumurtlayan memelilerdir. Bu tür hayvanlara ise monotreme adlı verilir. Bu hayvanların anüs ve genital delikleri ise aynıdır. 2008 yılında bilim adamları ornitorenklerin DNA yapısını analiz ederek bu hayvanlarda sürüngen, kuş ve memeli gibi farklı hayvan türlerine ait genler bulunduğunu tespit etmişlerdir.

Meme Uçları Yok

Ornitorenk yumurtlayarak üreyen bir hayvan olmasına rağmen yavrularına tıpkı memeli hayvanlar gibi bakım gösterir. Dişi ornitorenklerin memeleri yoktur. Bunun yerine karın altındaki bulunan et bezi aracılığıyla yavru ornitorenkler annelerini tüylerin üzerinden emerler.

Zehirliler

Ornitorenk, zehirli birkaç memeli hayvandan biridir. Sürüngenlerle pek çok ortak özelliği bulunan ornitorenk, yılanlardan farklı olarak zehrini dişlerinde taşımaz. bunun yerine erkek ornitorenkin arka ayağında kovboy çizmelerinde bulunan mahmuza benzer bir uzuvda yer alır zehir. Sadece çiftleşme döneminde salgılanan zehrin amacı, çiftleşme sürecinde diğer erkek ornitorenkleri uzak tutmaktır. Oldukça güçlü olan bu zehir insanlarda ciddi hasarlar meydana getirebilir. Ölümcül bir zehir olmasa da bile ciddi acılar verebilir.

Kalp Ritimlerini Düşürebilirler

Ornitorenkler derin sulara dalarken oksijen ihtiyacını düşürebilen bir hayvan türüdür. Yani kalp atış hızını dakikada 200 atıştan 10 atışa düşürerek oksijensiz ortamlarda daha uzun süre kalabilirler. Su altında kalma süresi ortalama 30 saniyedir. Bu süre sonrasında suyun yüzeyine çıkarak 10-15 dakika oksijen alıp tekrar su altına dalarlar.

Bilim Adamları Oyuncak Zannetti

Avustralya’dan İngiltere’ye ilk kez 1700’lerin sonunda ornitorenk gönderildi. Fakat zamanın bilim adamlarının ornitorenkin gerçek bir hayvan olduğuna ikna olmaları uzun zaman aldı. İngiliz hayvanbilimci George Shawrote, 1799 yılında yazdığı kitapta şöyle diyordu:

“Bu hayvanın yapay bir biçimde farklı hayvan uzuvlarıyla bir araya getirildiğini düşünüyoruz.”

Yani bilim adamları bile bu enteresan hayvanın gerçek olduğuna inanmakta epey zorlandılar.

Kuyrukları Büyük Öneme Sahip

Ornitorenklerin kuyruğu kunduzların kuyruğuna benzer, ancak ornitorenkler kuyruklarını düşman savuşturmak ve hatta yüzmek için bile kullanmazlar. Bunun yerine kuyruğun temel görevi yağ depolamaktır. Bir ornitorenkin kuyruğu, vücut ağırlığının neredeyse yarısı kadar yağ kaplıdır. Bu yağ, hayvanın enerji ihtiyacını karşılamak için kullanılır. Ayrıca dişi ornitorenkler yumurtalarını sıcak tutmak için bu kuyrukta istifade ederler.

Tehlike Altında Değiller

Ornitorenklerin mevcut sayısını hesaplamak neredeyse imkansızdır. Ancak buna rağmen ornitorenklerin yok olma tehlikesi yaşamadığını söyleyebiliriz. Resmi olarak “yaygın ancak potansiyel olarak hassas” bir kategoride değerlendirilen bu tuhaf hayvanların sayısının tahmini olarak maksimum 100.000 olduğu sanılıyor.

Elektrik Akımlarını Algılayabilirler

Ornitorenkler gagalarındaki elektro algılayıcılar sayesinde ışığın az olduğu sularda bile yönlerini kaybetmezler. Ornitorenklerin gaga yüzeyindeki gözenekler, elektrik balığının vücudunda bulunan elektrik algılayıcılara oldukça benzemektedir. Bu algılayıcılar ornitorenklerin çevrelerindeki hayvanların sinir hücrelerinden ve kalp atışlarından yayılan enerjiyi fark etmelerini sağlar. Ornitorenklerin gagalarında yaklaşık 60.000 reseptör olduğunu düşünülmektedir Bu kadar yüksek sayıdaki reseptörlerin karanlık sularda onlara çok yardımcı olduğunu söyleyebiliriz. Zira değindiğimiz gibi ornitorenkler gece yaşayan hayvanlardır. Gece karanlıkta ve suyun altında görme ve koku alma duyularının işlemediğini hesaba katarsak avlanmak ve yön bulmak konusunda elektrik dalgası algılamalarını sağlayan gagalarının oldukça önemli olduğu ortadadır.

National Geographic Ünlü Etti

Dünyanın büyük bir kısmı ornitorenkleri 1939 yılında National Geographic dergisindeki bir yazı aracılığıyla tanıdı. Bu yazıda ornitorenklerin nasıl çiftleştirileceği konu ediliyordu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Konut Projesi Kapsamında Ev Satın Alırken Mutlaka Dikkat Etmeniz Gereken Noktalar

Uzaylılar Bizi Mi İzliyor? Bilim İnsanları Bu Soruya Cevap Verdi!