Sosyal medya kullanımı günümüz dünyasında pek çok birey için ekmek, su gibi birer ihtiyaç halini almış durumda. Her an her saniye ruh halimizi, fotoğraflarımızı, nerede kimlerle olduğumuzu diğer insanlarla paylaştığımız bu ağlar kimileri için vazgeçilmez birer alan olmuş durumda. Hatta bu durum yepyeni psikolojik durumları ve kavramları sözcük dağarcığımıza katmamızı sağladı bile. Örneğin, nomofobia cep telefonunda uzak kalma korkusunu dile getirirken, netlessfobia internetsiz kalma korkusunu dile getiriyor. Üstelik bu korkuları yaşayan insan sayısı hiç de küçümsenecek miktarlarda değil. Peki ya bu korkuların kişilerde yarattığı kaygı ve kaygı ile ortaya çıkan psikolojik rahatsızlıklara ne demeli! Yapılan son araştırmalara göre kullanılan sosyal medya platformu sayısı ile gençlerde görülen depresyon semptomları arasında doğrudan bir ilişki var.
Sosyal Medya Ağları Kullananlar Risk Altında
Pittsburg Üniversitesi’nde gerçekleştirilen ulusal bir ankete göre, kullanılan sosyal medya platformu sayısı arttıkça, bu platformlarda geçirilen zamanla doğru orantılı olarak kişide gözlemlenen depresyon ve anksiyete belirtileri hızla artış gösteriyor.
Computers in Human Behavior dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, 7 ile 11 arası sosyal medya platformu kullanan insanların depresyon ve anksiyete riski, 2 ya da daha az kullananlardan 3 kat daha fazla.
Araştırma merkezi CRMTH’nin yöneticisi Brian A. Primack, Futurity’de yer alan açıklamasında sosyal medya kullanımının istisnasız bir şekilde depresyona yola açacağını söylemenin hata olacağını belirtiyor.
‘Bu ilişki, klinisyenlerin depresyon ve anksiyete hastalarına birden çok sosyal medya platformu kullanıp kullanmadıklarını sorabilecekleri ve belki de bu alışkanlığın semptomlara sebep olduğunu söyleyebilecekleri kadar güçlüdür. Araştırma sonucunda, sosyal medya kullanımının depresyona sebep olacağını söyleyemeyiz. Ayrıca depresyon ve anksiyetenin de insanları sosyal medya kullanmaya yönlendireceği sonucunu da çıkaramayız. Ancak her iki durumda da sonuçlar oldukça değerli olacak.’
Pittsburg Üniversitesi tarafından yapılan ve sosyal medya kullanımı ve depresyon ilişkisini ortaya koymaya yönelik yürütülen bu çalışma aslında uzun bir süredir yürütülüyor. 2014 yılında Primack ve onunla birlikte çalışan öğrencileri, yaşları 19-32 yaş aralığında değişen 1789 Amerikalı gençle benzer bi çalışma yürütmüştü. Gençlerin sosyal medya kullanımı ve depresyon belirtileri arasındaki bağlantıyı incelemek için yapılan ankette, dünyanın en popüler 11 sosyal medya platformu hakkında sorulara yer verildi. Bu sosyal medya ağlarını şu şekilde listelemek mümkün; Facebook, YouTube, Twitter, Google Plus, Instagram, Snapchat, Reddit, Tumblr, Pinterest, Vine ve Linkedin.
Yapılan testin sonuçların göreyse , 7 ile 11 arası sosyal medya platformu kullanan kişilerin ağır depresyon semptomlarını gösterme oranı, 2 ya da daha az kullananlardan 3.1 kat daha fazla. Anksiyete semptomlarında ise bu oran 3.3 olarak karşımıza çıkıyor. Bu oranların ortaya konulmasında tek kriter sosyal medya kullanımı değildi. Araştırmacılar, depresyon ve anksiyeteyle ilişkili olabilecek ırk, cinsiyet, ilişki durumu, gelir, eğitim ve sosyal medyada harcanan toplam zaman gibi diğer faktörleri de göz önünde bulundurdular..
‘Depresyon ve anksiyete semptomlarını gösteren insanlar birçok sosyal medya platformu kullanmaya yöneliyor olabilir. Ancak birçok platformda varlığını sürdürmeye çalışmak da depresyon ve anksiyeteye sebep olabilir. Bunu anlayabilmek için daha fazla araştırma yapmak gerekir.’
Peki Neden Oran Daha Fazla?
Araştırma ekibi sonuçların ardından bu sonuçların ortaya çıkmasında etkili olan farklı hipotezleri öne sürüyor.
1.Aynı anda birden fazla platformu kontrol etmek, platformlar arası sürekli yaşanan geçiş kişiyi ‘Multitasking’ ( çoklu görev hali) bir yapıya yönlendiriyor. Bu durumda zayıf algılama ve çeşitli psikolojik rahatsızlıkların oluşumuna sebep oluyor.
2.Kullanılan sosyal medya platformu sayısı arttıkça her bir hesapta yansıtılan kişilik, düşünceler ve kültürel olguları yönetmek zorlaşıyor. Bu durum kişinin kendini daha karamsar ve daha kaygılı hissetmesine yol açıyor.
3.Sosyal medya kullanımı arttıkça kontrol zorlaşır ve hata yapmak daha kolay hale gelir. Bu da kişinin daha fazla utanç duygusu yaşamasına sebep olabilir.
Görüldüğü üzere şu an için araştırmalar sosyal medya kullanımı ve depresyon arasındaki ilişki üzerin farklı hipotezler üretiyor. Hangi hipotezin kanıtlanacağı henüz bilinmese de, yoğun sosyal medya kullanımının kişi üzerinde olumsuz sonuçları olduğu kesin. Unutmayın sanal dünya gerçek dünyanın taklitidir ve taklitler sizleri mutlu etmeye yetmez. 😉