Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dahileri arasına adını yazdıran Stephen Hawking hayata gözlerini yumdu. Dün gece hayata veda eden Hawking’in hayatına dair hiç bilinmeyenleri sizler için bir araya getirdik.
Her Dahi Gibi Okul Notları Kötüydü
Onu hepimiz yaşadığımız yüzyılın en zeki insanı olarak biliyoruz, ancak çocukluğunda bu üne sahip olmadığını söylemek mümkün. O da pek çok dahi gibi, mesela Einstein, okul hayatında oldukça vasat bir öğrenciydi. 9 yaşındayken sınıfının en kötü notlarını alan Hawking, okul hayatına uyum sağlayamıyordu.
Onu diğer arkadaşlarından ayıransa bitmek bilmeyen merakıydı. Saat, radyo gibi her türlü elektronik eşyayı parçalayan ve onları keşfetmeye çalışan Hawking’in takma adıysa sizi hiç şaşırtmayacak:
Einstein!
Okul notları vasat olan Hawking, burs sınavlarından en yüksek notları alarak Oxford’un kapılarını araladı.
Fizik Dehası Biyoloji de Vasattı
Stephen Hawking, küçük yaşlardan beri tam bir matematik delisiydi. Onun tıp eğitimi almasını isteyen babasıyla bu nedenle çok fazla tartışıyorlardı.
Oxford’a girme hakkı kazanan Hawking için, Oxford’da ana dal eğitimi olarak matematiğin olmaması kötü haberdi. Stephen’ın Oxford’a girmesi ve fizik eğitimi almasına karar verildi.
Hawking atom altı parçacıkların hareketlerini inceleyen parçacık fiziği ile büyük evreni bir bütün olarak inceleyen evrenbilim arasında tercih yapması gerektiğinde ikinciyi tercih etti.
Kendi tabiriyle “bir bilim dalı olarak çok az kişi tarafından tanınan” evrenbilimi onu yüzyılımızın dahileri arasına yerleştirdi.
Spor da Yaparım, Kariyer de!
Oxford’daki ilk yıllarında oldukça yalnız ve mutsuz olan Hawking’in bu bunalımdan kurtaran kürek takımı oldu. Hastalığının tanısını konmadan önce bile Hawking çok atletik denebilecek bir yapıya sahip değildi. Buna karşın kürek takımları Hawking gibi daha küçük yapılı erkekleri dümenci olarak alıyordu, bu pozisyondaki kişi kürek çekmiyordu, onun yerine yönü ve kürek çekme hızını idare ediyordu.
Kürek çekme Oxford’da çok önemli ve rekabetçi bir spor olduğundan Hawking’in takımdaki görevi onu oldukça popülerleştirdi. Hawking’i o günlerden tanıyan kürekçi bir arkadaşı onu “maceracı bir tip” diye tanımlıyor.
21 Yaşında Tüm Hayatını Değiştiren Haberi Aldı!
Bir Kaç Yıl Ömrü Kalmıştı
O zamanlar yüksek lisans öğrencisi olan Hawking yavaş yavaş sendeleme ve sakarlık belirtileri göstermeye başladı. Noel tatili için okuldan eve geldiğinde ise ailesi onda bir sorun olduğunu farketti ve bir doktora görünmesi için ısrar etti. Ancak bir uzmana görünmeden önce, gelecekteki eşi Jane Wilde’la tanıştığı bir yılbaşı partisine katıldı.
Hawking bir hafta sonra 21 yaşına girdi, ondan hemen sonra da ne rahatsızlığı olduğunu anlamak için test yaptırmak üzere iki haftalığına hastaneye yattı. Orada amyotrofik lateral skleroz (ALS) tanısı kondu; aynı zamanda Lou Gehrig hastalığı olarak da bilinen bu rahatsızlık, hastaların istemli kas kontrolünü kaybetmelerine neden olan nörolojik bir hastalıktır.
Hastalık onun için büyük bir şoktu, çünkü doktorlar ona büyük olasılıkla sadece birkaç yılı kaldığını söylemişlerdi.
O dönem hayatından büyük bir gelişme daha yaşandı, ve Jane ile evlenme kararı aldılar
Neden Hawking’le evlenmek istediği sorulduğunda Jane, o günlerde “çok korkunç bir nükleer bulut” tehdidi altında yaşadıklarını, “uyarı verildikten sadece dört dakika sonra bütün dünyanın yok olabileceğini ve elindekilerin tadını çıkarmak” istediklerini söylemiştir.
Sınırsız Evren Teorisi
1983’te evrenin sınırlarının olmadığı kuramını ortaya atan Hawking, bilim tarihini kökten değiştirdi. Evrenin şekli ve doğasını anlamak amacıyla, Hawking ve Hartle kuantum mekaniği (mikroskobik parçacıkların hareketlerini inceleme) ve genel görelilik (kütlenin uzayı bükmesi ve kütleçekim ile ilgili Einstein kuramları) kavramlarını birleştirerek evrenin kapsanan bir varoluş olduğunu, ancak yine de sınırları olmadığını gösterdiler.
Sınırsız Evren Ne Anlama Gelir?
Hawking insanlara evreni Dünya’nın yüzeyi gibi düşünmelerini söyleyerek bu teoriyi anlatmaya çalışırdı. Bir küre olduğu için Dünya yüzeyinde herhangi bir yöne gidebilir ve asla bir köşe, bir kenar veya Dünya’nın “son”u denebilecek bir sınıra ulaşmazsınız. Bununla birlikte buradaki temel farklılık, Dünya yüzeyi iki boyutluyken evren dört boyutludur.
Kara Delik İddiasını Kaybetti
2004 yılında, deha Hawking kara deliklerle ilgili 1997’de girdiği bir iddiayı bilim insanı arkadaşının kazandığını ve kendisinin yanıldığını sık sık dile getirirdi. İddiayı anlamak için öncelikle biraz geri gidip kara deliğin ne olduğunu anlatmak gerekir.
Yıldızlar devasadır, kütleleri o kadar büyüktür ki kütle çekimleri her zaman inanılmaz derecede güçlüdür. Yıldız çekirdeksel yakıtını yakıp bu enerjiyi dışarı vermeye ve böylece kütleçekime karşı koymaya devam ettiği müddetçe sorun yoktur. Fakat yeterince büyük bir yıldız “öldüğünde” veya söndüğünde kütleçekim, daha güçlü (daha ağır basan) kuvvet olur ve büyük yıldızın kendi üzerine çökmesine yol açar. Bu da bilim insanlarının kara delik dediği şeyi oluşturur.
“Kara Delikler Siyah Değildir”
Bu çökmede kütleçekim o kadar güçlüdür ki ışık bile bundan kaçamaz. Bununla birlikte Hawking 1975’te kara deliklerin siyah olmadığını ileri sürmüştür. Daha çok, enerji yayarlar. O zamanlar Hawking, en sonunda buharlaşan kara delikte bilginin kaybolduğunu söylemişti. Buradaki sorun, bilgi kaybı fikrinin, kuantum mekaniği yasalarıyla çelişmesi, Hawking’in deyişiyle “bilgi paradoksu” yaratmasıydı. Amerikan kuramsal fizikçisi John Preskill bilginin kara delikte kaybolduğu sonucuna katılmadı. 1997’de, bilginin deliklerden kaçabileceğini, böylece kuantum mekaniği yasalarını çiğnememiş olacağını söyleyerek Hawking’le bir iddiaya girdi.
Hawking, yanıldığını itiraf edebilecek kadar centilmen bir insandı. 2004’te de yanıldığını itiraf etti. Bilimsel bir konferansta ders verirken, kara deliklerin birden fazla “topolojisi” olduğundan, tüm topolojilerden yayılan bütün bilgiler ölçüldüğünde bilginin kaybolmamış olacağını söyledi.
O Bir Çocuk Kitabı Yazarı
Evet sınırsız evren teorisi, kara delik iddiası derken onun çok ciddi işlerin adamı olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak Stephen Hawking’in özgeçmişinin en beklenmedik yanlarından bri de yazdığı çocuk kitabı! 2007’de Hawking ve kızı, Lucy Hawking, birlikte “George’un Evrene Açılan Gizli Anahtarı” adlı kitabı yazdılar.
Kitap, ailesinin teknoloji karşıtlığına başkaldıran George adındaki bir oğlan çocuğu ile ilgili kurgu hikayeyi barındırıyor. George komşularıyla arkadaşlık kurmaya başlar, bunlardan biri bilgisayarı da olan bir fizikçidir. Bu güçlü bilgisayar, George’un uzaya girmesi ve orayı görmesi için kapılar (portallar) sağlar. Tabii ki kitabın çoğu kısmı, çocuklara kara delikler ve yaşamın başlangıcı gibi ağır bilimsel kavramları açıklamak için yazılmıştır. Bu bağlamda, çalışmalarını hep daha fazla kişiye ulaştırmaya çalışan Hawking’in böyle bir kitap yazmak istemesi çok da şaşırtıcı değil.
Sayılamayacak Kadar Çok Ödülü Sahibi
Fizikteki uzun kariyeri boyunca Hawking inanılmaz etkileyici ödüllerin ve nişanların sahibi olmuştur.
Hawking 1974’te Kraliyet Derneği (geçmişi 1660’a dayanan kraliyet bilim akademisi) üyeliğine kabul edildi, bir yıl sonra Papa VI. Paul, onu ve Roger Penrose’u Papa XI. Pius Bilim Altın Madalyası ile ödüllendirdi. Daha sonra Kraliyet Derneği’nin verdiği Albert Einstein Ödülü ve Hughes Madalyası’nı da aldı.
Hawking, 1979’a kadar akademik dünyada yerini öyle sağlamlaştırdı ki İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’nden Lucasian Matematik Profesörü unvanını elde etti, bu pozisyonu 30 yıl boyunca elinde tutacaktı. Geçmişi 1663’e dayanan bu makamı elinde tutan ikinci kişi Sir Isaac Newton’dan başkası değildi.
65 Kişiden Fazlası Bu Ödülü Alamıyor
1980’lerde Hawking’e Birleşik Krallık’ta şövalyelik unvanının hemen altındaki rütbe olan Britanya İmparatorluğu Kumandanlığı yetkisi verildi. Ayrıca ulusal hizmetin takdiri olarak Onursal Liyakat Nişanı Sahibi (Companion of Honour) de oldu. Aynı anda 65 üyeden daha fazla kişi bu nişana sahip olamıyor.
2009’da Hawking, Birleşik Devletler’in en yüksek sivil rütbesi olan Başkanlık Hürriyet Madalyası ile ödüllendirildi.
Bütün bu süre zarfında Hawking en az 12 fahri doktorluk da elde etti. Bununla birlikte Nobel Ödülü hâlâ ondan kurtulmaya devam etmektedir.
Uzaylılara İnanıyor
Hawking’in evrenbilim üzerine yaptığı bütün çalışmalar dikkate alındığında, uzaylı yaşamın varlığı hakkında onun düşüncelerinin merak edilmesi çok normaldir. 2008’de NASA’nın 50. yıldönümü kutlamasında Hawking konuşmacı olarak davet edilmişti ve konuşmasında bu konudaki düşüncelerinden bahsetti.
Hawking, evrenin enginliği düşünüldüğünde, orada bir yerde çok büyük bir ihtimalle ilkel uzaylı yaşamın ve hatta başka zeki bir yaşamın olabileceğini belirtti.
İlkel yaşama çok sık rastlanabilir, zeki yaşam ise çok nadirdir….Bazılarımız Dünya’da da henüz bu yaşam biçiminin oluşmadığını söyleyecektir.
İnsanların uzaylılarla karşılaşmaktan sakınması gerektiğini, çünkü uzaylı yaşamın muhtemelen DNA-bazlı olmayacağını ve bizim de onların getireceği hastalıklara karşı koyamayacağımızı söyleyerek konuşmasına devam eden Hawking, Discovery Channel’da yayınlanan “Stephen Hawking’le Evrene Yolculuk” belgesel serisinde bir bölümü de uzaylıların varlığı üzerine yaptı.
İnsan Irkını Kurtarmak İçin Yerçekimsiz Uçuş Yaptı
2007’de, 65 yaşındayken Stephen Hawking hayatının yolculuğunu yapma fırsatı yakaladı. Zero Gravity A.Ş. sayesinde sıfır-yerçekimini yaşayıp tekerlekli sandalyesinin dışında havada durabildi. Uçuş sırasında birçok kere yapılan ve herbiri 25 saniye süren keskin iniş ve çıkışların, yolculara yerçekimsizliği yaşattığı bir uçak yolculuğuydu bu.
Fakat belki de buradaki en ilgi çekici nokta, Hawking’in ne yapabileceği değil, neden yaptığıdır. Bunu yapmak isteme nedeni sorulduğunda, Hawking tabii ki uzaya gitme arzusundan bahsetti.
O Bir Televizyon Figürüydü
Hem yaşadığı hem de geleceğin bilim dünyasını kökten değiştiren Hawking, hayatı boyunca oldukça popüler bir figürdü. Pek çok televizyon programında boy gösteren Hawking, TV dizilerinde de sık sık kendisine yer buldu. The Simpsons’da kendi sesiyle yer alan Hawking, Star Trek: Next Generation filminde de rol aldı. Stephen Hawking: Master of the Universe ve Into the Universe with Stephen Hawking gibi belgesellerde de izlediğimiz Hawking, pek çok yardım etkinliğinin de bir parçasıydı.
The Theory of Everything
2014 yılında vizyona giren ve Hawking’in gençlik dönemi ve eşiyle olan ilişkisini konu alan The Theory of Everything’de ise Hawking’i Eddie Redmayne canlandırdı. 5 dalda Oscar adayı olan film aynı zamanda Redmayne’e sergilediğini olağanüstü performansla “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazandırdı.
Kaynaklar: science.howstuffworks.com , ohfact.com