Uzayın bilinmeyenlerinin keşfi ve dünyamız dışında yaşam olup olmadığına yönelik çalışmalar hızlı devam ederken, pek çok teoride gündeme taşınıyor. Son olarak Amerikalı akademisyenler tarafından ortaya atılan ve gelecekte Mars’a yerleşebilecek olası bir insan kolonisinin yaşayabilecekleriyle ilgili olan bir teori oldukça dikkat çekici ihtimalleri gözler önüne seriyor. Çünkü bilim insanlarına göre Mars’a yerleşip, orada yaşamına devam edecek olan insanlar için hızlı bir evrim süreci kaçınılmaz olacak.
Bilindiği üzere NASA (Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi) oldukça uzun süredir Mars’da kurulabilecek bir koloni için çalışmalar yürütüyor. Son zamanlarda oldukça hızlı bir şekilde ilerleyen bu çalışmaların baş etmesi gereken en büyük engel ise Mars’ın insanoğlunun yaşamına elverişli olmayan şartları. Bu şartlar elverişli hale getirildiği takdirde Mars’a giderek orada yaşamaya başlayacak olan insan toplulukları içinse yepyeni bir adaptasyon ve doğal olarak değişim süreci başlayacak.
Hatta bazı bilim insanları bu söylemi bir ileri aşamaya taşıyarak, Mars’a koloni kuracak astronotların ve insanların evrim geçireceğini öne sürüyor. Amerika’da bulunan Rice Üniversitesi’nde evrim üzerine çalışan Dr. Soloman ise bu iddiaların önde gelen sahipleri arasında yer alıyor.
Mars’da Yaşayacakları Neler Bekliyor?
Mars’da yaşamak adına insanoğlunun oldukça büyük bir fedakarlık yaparak, yepyeni bi hayata yelken açacağını söylemek mümkün. Elbette bu yeni hayat beraberinde oldukça büyük değişimlerde getirecek. Dr. Soloman’ın ortaya sürdüğü teoriye göre, Mars’da yaşayacak insanların ilk olarak ten renkleri koyulaşacak. Bunun beraberinde ise yerçekimi farklılığından ötürü, kemikler kalınlaşarak, kemik ağırlığı artacak.
Bu değişimin dünyadan daha hızlı bir şekilde gerçekleşeceği iddiasının arkadasında ise Mars’ın gezegenimize oranla 6 kat daha fazla radyasyona maruz kalması yatıyor.Çünkü teoriye göre radyasyon oranında yaşayan bir değişim, evrim süresi üzerinde etkili. Teoride yer alan değişimler bizim gezegenimizde milyonlarca yılda gerçekleşebilecekken, Mars’ da bu değişim sadece 6000 yılda gerçekleşebilir.
Zorluklarıyla Mars’da Yaşam
NASA, 2030’lu yıllarda Kızıl gezegen Mars’a ilk insanlı görevi gerçekleştirmeyi planlıyor. Bu görevde ise astronotları bekleyen tek şey hızlanmış bir evrim değil. Astronotların baş etmesi gereken pek çok konu bulunuyor.En temel problem ise Mars’ın atmosferinin gezegenimize oranla %1 seviyesinde olması. Bu fark nedeniyle bizler için Mars’ın yüzeyinde bulunmak ile uzayda bulunmak arasında pek bir fark bulunmuyor. Bu nedenle astronotların bu basınçtan korunmanın yollarını bulması gerekiyor. Bunun için NASA’nın Mars’a inşaa etmeyi planladığı özel tesisler bulunuyor.
Bir başka büyük problemse, insanoğlunun temel yaşam kaynağı olan oksijen. Gezegende kalındığı sürece oksijen üretebilecek bir sistem bulunması Mars görevlerinin gerçekleşmesi için en temel şart olarak karşımıza çıkıyor.
İnsan evrimi hızlandıran radyasyon aynı zamanda karşımıza büyük bir engel olarak da çıkıyor. Mars’da oldukça yüksek olan radyasyon oranı, Mars’ta görev yapacak olan astronotların kansere yakalanma riskini önemli ölçüde artırıyor.
Su, yiyecek ve enerji üretimi aşılması gereken diğer engeller arasında yer alıyor. Ancak tüm bu sorunlara kıyasla çok daha büyük bir sorun astronotların karşısında bulunuyor; o da gezegenden ayrılmak. Çünkü Mars’tan dönüş sandığımızdan çok daha zor bir işlem. Hatta dünyamızdan Mars’a gitmekten çok daha zor. Çünkü Mars’ gidebilmek için tasarlanan araç oldukça basit bir tasarıma sahip olmak durumundayken, Mars’dan dönüş için çok daha karmaşık bir araca ihtiyaç duyuluyor. Bilim insanlarının bu duruma nasıl bir çözüm geliştireceği ise şimdilik büyük bir muamma.
