in

İşte En Kapsamlı Kapadokya Gezi Rehberi! 🎈 Sizin İçin Gittik, Gezdik, Gördük, Yazdık!☺️

Peri bacaları, mağaraları, şarapları ve büyüleci atmosferi…

Adeta bir masal diyarını andıran Kapadokya’yı yakından tanımaya ne dersiniz?

*Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler

*Manzara Noktaları

*Nerede Konaklanır?

*Nerede Yemek Yenilir?

*Nereden Alışveriş Yapılır?

*Kapadokya’ya Ne Zaman Gidilir?

*Ulaşım Nasıl Sağlanır?

*Balon Yolculukları Hakkında Bilinmesi Gerekenler

*Kapadokya’da Mutlaka Yapılması Gerekenler

Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler

Kapadokya bölgesi benzersiz coğrafi yapısı ve tarihte bu coğrafi yapı içerisine yerleşmiş olan farklı uygarlıklar nedeniyle oldukça ilginç bir yapıya sahip. Koca bir açık hava müzesini andıran bölgenin her bir köşesinde keşfedilmeyi bekleyen noktalar bulunuyor. Vadilerinde, peri bacalarının arasında yapacağınız yürüyüşlerinde karşınıza neyin çıkacağını hiç bir zaman tahmin etmek mümkün olmayan Kapadokya’da mutlaka görülmesi gereken yerlerin sayısı oldukça fazla.

Sizler için bu noktalardan bazıları derledik.

MüzeKart Edinin!!!

Hepsi hakkında kısa bilgiler vermeden önce ufak bir detaya değinmekte fayda var. Eğer ki bu noktalardan birden fazlasını görmeyi aklınıza koyduysanız MüzeKart edinmenizde oldukça fayda var. Bu kartla Kapadokya’da pek çok noktaya ücretsiz girmek mümkün. Kartları internet üzerinden veya Kapadokya’da da bulunan pek çok turistik bölgeden temin edebilirsiniz. Üstelik bu kartları 1 yıl boyunca kullanabilirsiniz. Kartları alabileceğiniz noktalarını internet sitesinden kontrol edebilirsiniz.

Eğer İş Bankası Maximum Kart’a sahipseniz, o kartında Müzekart’la aynı işlevi gördüğünü söyleyebiliriz.

Göreme Açık Hava Müzesi

Göreme merkeze araçla 5 dakikalık bir mesafede bulunan Göreme Açık Hava müzesi adından anlaşılacağı üzere oldukça büyük bir alana yayılmış bir açık hava müzesi. İçerisinde pek çok kilise ve yaşam alanı (yemekhane, mutfak, han gibi) bulunan bu alana giriş için bir ücret ödemeniz gerekiyor. MüzeKart’la ise girişler ücretsiz.

Göreme Açık Hava Müzesi’nde yer alan noktalar hakkında gitmeden bilgi almakta fayda var. Bu sayede gezdiğiniz yerler size çok daha anlamlı geleceğine ve gezdiğiniz noktalardan çok daha fazla keyif alacağınıza emin olabilirsiniz.

Girişte kiralanabilen sesli rehber cihazlarını alarak da, bir rehber edinmek mümkün. Bu sesli rehberler müze içerisinde belirli noktalarda sizlere çeşitli bilgiler sunacak.

Ne Kadar Sürede Gezilir?

Bu sorunun cevabı tamamen size bağlı. Kiliselerde uzun vakitler geçirir ve incelemeler yaparsanız yarım gününüzü bu müzede geçirmeniz mümkün. Eğer hızlı bir tur atacaksanız, yaklaşık 1 buçuk saatte bu alanı gezmek mümkün.

Karanlık Kilise

Göreme Açık Hava Müzesi içerisinde yer alan Karanlık Kilise için ayrıca 10 TL’lik bir giriş ücreti ödemek gerekiyor. Bu kilisede güneş ışığı görmediği için, içerisinde yer alan duvar çizimleri diğer kiliselerdekilere göre çok daha iyi korunmuş durumda.

Eğer bu tarz kiliseleri gezmek ve incelemekten zevk alıyorsanız, Karanlık Kilise’nin sizi oldukça etkileyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Zelve

Zelve Kapadokya bölgesinin en eski ve en uzun süre kullanılmış yerleşim yeri. Burası devasa bir köy gibi hayal edebilirsiniz. Ancak bu köyde evlere kayalar ev sahipliği yapıyor. Hristiyanlığın bölgede ilk yayılmaya başladığı yer olarak bilinen Zelve’nin içerisinde kayalara ve peri bacalarına oyulmuş manastırlar, kiliseler ve yerleşim yerleri bulunuyor.

Zelve’ye MüzeKart ile ücretsiz olarak girmek mümkün.

Zelve’ye Gitmeden Önce Mutlaka Burayı Okuyun!

Zelve ziyaretinde uyulması gereken bazı kurallar var. Mutlaka rahat yürüyebileceğiz ve hareket edebileceğiniz spor kıyafetler ve ayakkabılat tercih edin. Çünkü Zelve’de tırmanmanızı gerektirecek anlar olacak.

Oldukça geniş bir alana yayılan Zelve’de saatler geçirmek mümkün. O yüzden çantanızda su bulundurmayı unutmayın.

Bizden tavsiye fotoğraf makinanızı yanınızdan ayırmayın. Çünkü Zelve olağanüstü coğrafyasıyla sizde yüzlerce fotoğraf çekme isteği uyandırabilecek bir yer.;)

Paşabağı

Zelve’ye araçla 5 dakikalık bir mesafede yer alan Paşabağı oldukça tuhaf görünümlü peri bacalarına ev sahipliği yapıyor.

Giriş için herhangi bir ücret ödemeniz gerekmeyen Paşabağı, bölgenin en etkileyici yerlerinden biri. Tüm o kurak iklimin ortasında peri bacalarını ve yeşillikleri bir araya getiren Paşabağı, Kapadokya’nın en ilgi çekici noktalarından biri.

Paşabağı’nda bulunan peri bacalarının şekilleri ise insanın yaratıcılığını zorlayan cinsten. Bir adet deve ve kediye benzeyen peri bacaları bunlardan ikisi. Geri kalanların neye benzediği ise tamamen sizin hayal gücünüze bağlı.

Yeraltı Şehirleri

Kapadokya bölgesinde çok sayıda yer altı şehri bulunuyor. Peki nedir bu yeraltı şehirleri?

Kullanıldığı dönemlerde barınma, yeme-içme ve saklanma ihtiyaçlarını karşılayan bu yer altı şehirleri o dönemde oldukça büyük nüfuslara ev sahipliği yapmış. Oldukça karmaşık tünellerden ve odacıklardan oluşan bu şehirlerde insanlar akıncılardan ve işgalcilerden oldukça uzun süreler boyunca korunmuştur.

Bu şehirlerin en büyükleri Derinkuyu ve Kaymaklı’dır. Hayvanlar ve insanlar için yuva olan bu şehirler kimi zaman bir insanın rahatlıkla yürüyebileceği şekilde inşaa edilmişken, kimi zamanda oldukça dar geçitlere ev sahipliği yapmaktadır.

Kaymaklı’da 4 kat ziyaretçilere açıkken, Derinkuyu’da 8 kata kadar şehri gezebilmek mümkün. Kapadokya bölgesinde yer alan tüm yeraltı şehirlerine MüzeKart ile ücretsiz olarak girebilirsiniz.

Uyarı!

Yerin onlarca metre altına kurulan bu şehirlere kalp ve solunum yolu hastalıkları olan insanların girmesi sakıncalı olabilir. Ayrıca bu şehirlerde soğuk bir hava olduğunu ancak oldukça yoğun bir rutubet ve nem bulunduğunu da söylemek mümkün.

Ihlara Vadisi

Ihlara Vadisi Kapadokya bölgesine oldukça yakın bir bölgede yer alan bir doğal cennet.

Vadi asırlar önce Hasan Dağı’nın lav püskürterek volkanik bir katman oluşturmasıyla oluşumuna başlıyor. Zamanla rüzgarların ve Melendiz Çayı’nın etkisiyle volkanik katman çeşitli aşınmalara maruz kalıyor ve yer yer 120 metreyi bulan derinliğiyle, 14 kilometrelik uzunluğuyla kanyon görünümündeki Ihlara Vadisi oluşuyor.

Vadinin içerisinde pek çok kilise yer alıyor. Bu kiliseler o dönem Hristiyanlığı anlatmak ve yaymak için çizilen onlarca görselle donatılmış durumda. Vadiye iniş ise oldukça zorlu, çünkü tamı tamına 397 basamağı inmek gerekiyor. Evet basamakları bizzat saydım. Bu merdivenleri geri çıkmaktan ise hiç bahsetmiyoruz.

Merdivenler gözünüzü korkutmasın, çünkü vadinin güzelliği bu çabaya değiyor. Ihlara Vadisi’ne uğramanızı ve burada bir doğa yürüyüşü yapmanızı şiddetle tavsiye ederiz.

Ansızın Karşınıza Çıkan Kiliseler

Kapadokya bölgesi tam bir kilise cenneti. Her köşesinde bir kiliseye denk gelinen Kapadokya’da bu kiliseleri keşfetmek tamamen sizin elinizde. Kimi zaman sarı bir yol tabelasında karşınıza çıkan kilise, kimi zaman doğa yürüyüşünüzde bir kaya evin içerisinde karşınıza çıkabilir.

Çeşitli kaynaklardan bölge için en önemli olan kiliseleri araştırabilir ve o şekilde gezinizi şekillendirebilirsiniz.

Manzara Noktaları

Abartmıyoruz! Kapadokyanın coğrafyası eşsiz bir güzelliğe sahip. Üstelik bu güzellik gün batımı ve gün doğumunda oldukça büyülü bir atmosfer sunuyor bizlere. İşte bu atmosferi izlemek için en güzel noktalar…

Uçhisar Kalesi

Uçhisar kasabasının tam ortasında yer alan Uçhisar Kalesi hem dışarıdan izlemek (özellikle gece ışıklandırmasıyla) hem de tepesinden manzarayı izlemek için oldukça güzel bir nokta.

Kızılçukur Vadisi

Gün batımı için Kapadokya’nın en güzel noktalarından biri Kızılçukur Vadisi. Farklı coğrafyası ve gün batımında kızıllaşan rengiyle gün batımınızı oldukça keyifli bir ana dönüştürebilir. Tavsiyemiz yanınızda bir örtü ve ufak atıştırmalıkların eşlik ettiği şarabınızla bu tepeye çıkmanız olacaktır. Tepeye arabanızla çıktıktan sonra yaya olarak istediğiniz bir noktaya kurulabilir ve olağanüstü bir manzarayla baş başa kalabilirsiniz.

Aşıklar Tepesi

Göreme’nin merkezinde bulunan bu tepe konumu nedeniyle hem gün batımı hem de gün doğumu için oldukça ideal bir nokta. Adını ise romantik atmosferinde alıyor olsa gerek. 🙂

Nerede Konaklanır?

Kapadokya’ya gidince mutlaka kendinize mağara konseptli bir otel bulmanızı tavsiye ederiz. Bölgenin mimarisine ve coğrafyasına uygun bir şekilde restore edilen binalarda hizmet veren pek çok kaliteli konaklama opsiyonuna sahip Kapadokya. Bu seçenekler arasından size en uygun olanını seçmek ise sizin elinizde.

Daha önce de belirttiğimiz gibi bölgede farklı noktalar arasındaki mesafeler çok fazla değil. Bu nedenle Ortahisar, Göreme veya Uçhisar’da kaldığınız takdirde her yere yakın olacaksınızdır.

Ancak bizim tavsiyemiz daha zengin bir konaklama olanaklarına ve daha canlı sokaklara sahip olduğu için tercihinizi Göreme veya Uçhisar yönünde kullanmanız olacaktır. Ürgüp oldukça hızlı şehirleştiği için  orayı konaklama için tavsiye etmiyoruz. Tarihi dokuya daha yakın olmanız çok daha keyifli olacaktır. 😉

Terra Cave Hotel-Göreme

Göreme merkezde bulunan Terra Cave bugüne kadar konakladığınız hiç bir yere benziyor olamaz. Bölge mimarisine göre restore edilen ve mağara odalardan oluşan Terra Cave, Kapadokya bölgesinde konaklanabilecek en güzel yerler arasında yer alıyor. Mimarisi ve dekorasyonuyla ön plana çıkan otel, oldukça ince düşünülmüş detaylarla donatılmış. Çalışanların ilgi ve alakası ise oldukça mutluluk verici.

Hele Tandır isimli odaları yok mu! Bir kalan bir daha unutamıyor. Üstelik gün doğumu için uyanırsanız otelin terasından göğe yükselen balonları izleyebilirsiniz.

Taş Konaklar- Uçhisar

Uçhisar mevkinde bulunan Taş Konaklar 15 odasıyla hizmet veren oldukça hoş bir tesis. Kendinizi evinizden bile rahat hissetmenizi sağlayan bu otel, misafirlerine oldukça romantik bir atmosfer sağlıyor.

Yerel mimariye sadık kalınarak restore edilen odalar ve inanılmaz manzarası Taş Konaklar’ı diğer tesislerden ayırıyor.

Nerede Yemek Yenilir?

Testi Kebabı Yemeden Dönmek Olmaz!

Kapadokya bölgesi denildiğinde anda ilk akla gelen yemek meşhur testi kebabı.

Özel olarak hazırlanan testilerin içerisinde 5-6 saat arasında pişirilen bu yemek meşhur olmayı hakedecek bir lezzete sahip. Bölgenin zengin otlarıyla beslenen hayvanlarının etlerinden hazırlanan ve uzun saatler boyunca pişen etinin lezzetiyle ön plana çıkan testi kebabını deneyebileceğiniz pek çok mekan var. Her turistik bölgede olduğu gibi Kapadokya’da bu işi hakkını vere vere yapanlar ile, turistik olanlar arasındaki ayrımı iyi yapmak gerekiyor.

Seyyah Han

Seyyah Han işini hakkını vererek yapan mekanlardan biri. Göreme’ye araçla 5 dakikalık bir konumda bulunan Çavuşin Köyü’nde bulunan Seyyah Han’ı akşam karanlığında bulmak biraz zor olabilir. Ancak gittiğinizde değeceğinize emin olabilirsiniz. Oldukça büyük bahçesi ve yerel mimariye sadık kalınarak tasarlanmış binasıyla oldukça hoş bir ambiyansa sahip olan Seyyah Han, testi kebabı yemek için oldukça ideal bir nokta.

Rezervasyon yaptırmak şart. Çünkü gelecek kişi sayısına göre testi kebapları gündüzden hazırlanmaya başlanıyor.

Dipnot olarak düşmek de fayda var: masaya gelen testi kebabının servisini testinizi kırarak siz yapıyorsunuz. Hiç sevmediğiniz birini düşünerek testinize vurursanız, testiyi bir defa da kırmak mümkün. 😉

Pumpkin Restaurant &Art Gallery

Göreme merkezde yer alan Pumpkin alışkın olduğumuz restaurant konseptlerinden oldukça farklı bir atmosfere sahip. Öncelikle söyleyelim tam bir aile işletmesi. İçeride mutfakta anne ve baba yer alırken, servisi ailenin kızları yapıyor. Üstelik her an sizlerin memnuniyetinden emin olmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Pumpkin’de uzun ve karmaşık menüler yer almıyor. 70 Tl’lik bir fix menüleri var. Bu menüye günün çorbası, meze tabağı, ana yemek seçeneği, meyve ve tatlı dahil. Üstelik meyve tabağına kadar herşey oldukça özenle hazırlanıyor. İsterseniz yemeğinizin yanına oldukça uygun fiyatlara satılan alkollü ve alkolsüz içecekleri de satın alabilirsiniz. Ki Kapadokya’ya gelmişken yerel şarapları tatmamak olmaz.;)

Pumpkin’in bir diğer dikkat çekici yanı ise dekorasyonu. Bu samimi restaurantın dört bir yanı kabaklardan yapılmış lambalarla çevrili. Üstelik hepsini mekanın sahibi ve aşçısı olan Oğuz Bey’in elinden çıkmış.

Bu keyifli mekana gitmişken mutlaka Oğuz Bey’i ile de sohbet edin ve Pumpkin’i bir de ondan dinleyin.

Seki Restaurant

Uçhisar’da yer alan Seki Restaurant bölgenin ön plana çıkan mekanları arasında yer alıyor. Oldukça zengin bir menüsü olan Seki Restaurant’ı diğer mekanlardan farklı kılan ise etkileyici manzarası ve zengin şarap mahzeni.

Kapadokya’ya has, yerel şarapları tadabileceğiniz Seki Restaurant’ta, yemek tercihlerinizi seçeceğiniz şaraba uygun yapmanızda fayda var.

Bu listelediğimiz restaurantlar dışında elbette bölgede ön plana çıkan pek çok mekan bulunuyor. Bu mekanlar içerisinde en çok size uygun olanı keşfetmek ise size kalmış.;)

Meşhur Kapadokya Şarapları

Eğer uzun yıllardır Kapadokya şaraplarının ününü duyuyorsanız, Kapadokya’ya gittiğinizde biraz hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Çünkü son yıllarda şarap üretimi yapan yerel küçük üreticilerin sayısında ciddi bir düşüş yaşandığını söylemek gerekiyor. Üstelik kalan küçük üreticilere de ulaşmak çok kolay değil.

Bölgede en çok ön plana çıkan iki şarap üreticisi Kocabağ ve Turasan Şarapçılık. Bu iki üreticinin satış noktalarına giderek farklı şarapların tadına dilediğinizce bakabilir, dama tadınıza uygun şarapları satın alabilirsiniz. Şarap fiyatlarının lezzetleriyle kıyaslandığında oldukça uygun olduğunu söylemek mümkün.

Bu iki büyük üretici dışından konakladığınız bölgelerde ufak keşifler yaparak, daha küçük şarap üreticilerini de keşfedebilirsiniz.

Nereden Alışveriş Yapılır?

Pek çok turistik bölgede olduğu gibi Kapadokya bölgesinde de alışveriş noktaları oldukça yaygın. Her yerde karşılaşabileceğiniz buzdolabı süsleri, anahtarlık, küçük süs eşyalarının yanı sıra Kapadokya’da balon temalı süs eşyalarına sıklıkla rastlamak mümkün.Üstelik fiyatlarda oldukça uygun. Hemen hemen her turistik noktada bulunan esnaflarla pazarlık yapmak ise şart. Eğer toplu alışverişler yapacaksınız oldukça uygun fiyatlara hediyelik eşyalar almanız mümkün.

Bir tüyo vermek gerekirse Göreme merkezdeki dükkanların, Uçhisar ve turistik gezi noktalarındakilere kıyasla daha pahalı olduğunu söyleyebiliriz.

Kapadokya’ya Ne Zaman Gidilir?

İç Anadolu bölgesinde yer alan Kapadokya bölgesinin oldukça kurak bir iklimi olduğunu söylemek mümkün. O yüzden yılın en sıcak zamanı olan Haziran-Ağustos ayları arasında Kapadokya ziyareti yapmak çok da akıllıca olmayacaktır. Kapadokya’daki gezi noktalarının genelde açık havada ve bol yürüme gerektiren noktalar olması nedeniyle yılın daha serin, ancak dışarıda da vakit geçirmeye elverişli olan bahar ve sonbahar aylarını tercih etmekte fayda var. Bu nedenle Eylül-Ekim ve Nisan-Mayıs ayları Kapadokya’yı ziyaret etmek için en uygun zamanlar.

Eğer ki Kapadokya’nın eşsiz mimarisini karlar altındayken izlemek ve gününüzü manzaraya karşı şömine başında vakit geçirmeye harcamak istiyorsanız, kış aylarını da tercih edebilirsiniz.

Ancak uyaralım Kapadokya kış aylarında ıssız bir bölge haline geliyor. Bu ıssızlığın kimilerine huzur verdiğini de unutmamak lazım.

Kapadokya’da Arabasız Gezmek Mümkün Mü?

Kapadokya ile ilgili en çok sorulan sorulardan biri de bölgeye ulaşımın nasıl sağlandığına ve bölgede arabasız dolaşmanın mümkün olup olmadığına dair.

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Uçhisar, Göreme, Çavuşin, Ortahisar gibi turistik merkezlerin arasında düzenli olarak dolmuş seferleri yapılıyor. Bu konuda kendinizi rahat hissedebilirsiniz. Turistik noktaların birbirine oldukça yakın olması sebebiyle taksi kullandığınızda da çok yüksek rakamlarla karşılaşmıyorsunuz.

Kendi kişisel aracınızla ulaşım sağlamınız elbette çok daha kolay ve rahat olacaktır. Eğer böyle bir imkanınız yoksa da Kapadokya’ya gitmekten çekinmeyin. Doğru bir gezi planı hazırladığınız taktirde ulaşımla ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınıza emin olabilirsiniz.

Meşhur Balon Yolculukları Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Balonlar Kapadokya denilince akla gelen ilk karenin içindeki vazgeçilmez bir unsur. Rengarenk görünümleri ile havada süzülen balonlar Kapadokya’nın olmazsa olmazları arasında.

Pek çok farklı şirket balon turu hizmeti sağlıyor. Peki bu turlar nasıl oluyor?

Şirketler değişse de turun özellikleri değişmiyor. İşte bir balon turu boyunca olanlar…

*Balona binmek istediğiniz günden bir gün önce rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.

*Balona bineceğiniz sabah, güneş doğumundan yaklaşık 1 buçuk saat önce otelden sizi gelip alan şirketler, sizleri merkezlerine götürerek işlemler sırasında kahve ve yiyecek ikramında bulunuyorlar. Ardından pilotlarınızla birlikte servislere binerek balonların kalkacağı noktalara götürülüyorsunuz.

*Balonlara binildiğinde pilotlar yolculara iniş ve kalkış sırasında yapmaları gerekenlere dair kısa bir eğitim veriyorlar ve gün ağarırken havalanıyorsanız. Eğer yoğun bir sezondaysanız binlerce balonu aynı anda gökyüzünde görebilirsiniz.

*Yaklaşık 1 saat süren tur boyunca, rüzgarın yönüne bağlı olarak kuşbakışı bir Kapadokya turu yapıyorsunuz, hem de güneşin doğuşu eşliğinde.

* İnişin ardındansa sizleri şampanyalı ve ikramlı bir kutlama bekliyor. Bazı şirketler yolcularına sembolik bir uçuş sertifikası bile hediye ediyor.

Eğer yükseklik korkunuz varsa ve ciddi boyutlardaysa balonun sizlik olmadığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Ancak kendinizi zorlayabilecekseniz bu deneyiminden kendinizi sakın mahrum bırakmayın. Çünkü Kapadokya gibi bir coğrafyayı, gün doğarken ve havada onlarca balonla birlikte izlemek inanılmaz bir deneyim.

Yanınızda Bulundurmanız Gerekenler:

*Fotoğraf makinası

*Mevsim ne olursa olsun bir ceket ve şal

*Güneş gözlüğü

*Ve o anı yaşamaya değecek birileri 🙂

Bunları Yapmadan Kapadokya’dan Ayrılmayın

*Paşabağları’nı görmeden,

*Kızılçukurda gün batımı eşliğinde şarap içmeden,

*Zelve’de keşfe çıkmadan,

*Seyyah Han’da Testi kebabı yemeden,

*Balona binmeden,

*Gün doğumunda balonların yükselişini yüksek bir noktadan izlemeden,

*Yer altı şehirlerini turlamadan,

*Ihlara Vadisi’nde tur atmadan Kapadokya’dan ayrılmayın.

Şimdiden hepinize iyi gezintiler! 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Uzaydan Çekilen Yıldırım Düşme Görüntüleri İzleyenleri Büyülüyor⚡️⚡️

En Uzun Ömürlü İnsanlar Hangi Ülkelerde Yaşıyorlar ve Uzun Yaşamlarının Sırrı Ne?