Yazı yazmanın ruhu iyileştirici etkisi olduğunu biliyor muydunuz?
Bilim insanların uzun süredir bu konu üzerindeki çalışmalarına devam ediyor. Pek çok çalışma gösteriyorki yazı yazmak, kişi üzerinde terapi etkisi yaparak, acılarının dinmesine yardımcı oluyor. Üstelik bu tedavi edici etkinin bağışıklık sistemi üzerinde de olumlu etkisi var.
Çalışmalar 1986’da Başladı!
BBC Future’da Claudia Hammond’ın yazıya döktüğü derlemede, yazı yazmanın, insan psikolojisi üzerindeki etkisinin bilim insanlarının çok uzun süredir gündeminde olduğu belirtiliyor.. Psikoloji profesörü James Pennebaker 1986’da yaptığı keşifse bu alanda yürütülen pek çok çalışmaya esin kaynağı olmayı başarmış bir çalışma. Pennebaker’ın yaptığı çalışma sonrasında buldukları ise yazı yazmanın insan psikolojisi üzerindeki etkilerini oldukça çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Pennebaker çalışmasını öğrencileri ile birlikte yürütmüş. Öğrencilerinden, yaşadıkları en üzücü olay veya hayatlarındaki en zor dönemleri hakkında 15 dakika boyunca yazmalarını istemiş. Yazılanların kimse tarafından (kendi tarafından bile) okunmayacağını söyleyen Pennebaker, öğrencilerinin daha önce kimseyle paylaşmadıkları, en gizli kalmış düşüncelerini yazıya dökmelerini belirtmiş.
4 gün boyunca çalışmayı tekrarlayan Pennebaker, çalışma sırasında 20 öğrencisinin ağladığını görmüş. Bunun üzerine yazmaya devam etmek isteyip istemediklerini sorduğunda ise hep devam etmek istedikleri cevabını almış.
Bu çalışma sırasında Pennebaker bir başka öğrenci grubuna da bir ağaç veya oda gibi oldukça somut konular hakkında tasvir yazıları yazdırmış.
Çalışmanın çarpıcı kısmı ise Pennebaker’in çalışma sonrasında, çalışmanın gerçekleştiği altı ay boyunca öğrencilerin doktora ne kadar sık gittiklerini takip etmesiyle ortaya çıkmış. Sonuç ise ilham vericiymiş, çünkü duygularını yazıya döken öğrencilerin doktor ziyaretlerinde oldukça ciddi bir düşüş gerçekleşmiş.
Çalışma İlham Oldu
Pennebaker’ın kısıtlı sayıdaki öğrenciyle gerçekleştirdiği bu çalışma, kendinden sonra yürütülen pek çok çalışmaya ilham verici nitelikte olmuş. Psikonöroimmunoloji alanında, yazma alışkanlığı ve bağışıklık sisteminin işleyişi arasındaki bağlantı sıklıkla araştırılan bir konu. Bu araştırmaların bir kısmı, yazmanın astım, iltihaplı romatizma, meme kanseri ve migren gibi hastalıklar üzerindeki etkisi üzerinde yoğunlaşmış durumda.
Meme Kanseri Hastalarında Olumlu Sonuçlar
Kansas’ta yapılan bir başka çalışma ise meme kanseri olan kadınlar üzerinde yapıldı. Duygularını yazıya döken kadınların daha az sıkıntıyla karşılaştığı ve doktor ziyaretlerinde azalma olduğu tespit edildi.
Elbette bu bulgular yazı yazmanın kanseri önlediği anlamına gelmiyor.Ancak yazı yazmanın kişiyi rahatlattığı ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği inkar edilemez.
Bu Etkinin Sırrı Ne?
Peki yazı yazmak, duyguları kağıda dökmek nasıl ruhani ve fiziksel olarak rahatlamamızı sağlıyor?
Bilim insanları uzun süre bunun sebebinin kişinin içerisinde tuttuğu duyguları boşaltmanın verdiği iyi hissetme halinden kaynaklandığı düşünülüyordu. Ancak Pennebaker’ın kişilerin duygularını ifade etmek için kullandığı dili incelemesi bu sorunun cevabının değişebileceğini ortaya koydu.
Çünkü 4 yazı yazma etkinliğinde de kişilerin duygularını aktarmak için kullandığı dil değişmişti.
Kişiler ilk başlarda “ben” kelimesini kullanırken, sonraki yazılarında “o” zamirini kullanmaya başlıyorlar. Bu da kişilerin kendi yaşadıkları şeyi kabullenmeye başladıklarını gösteriyor. Katılımcılar aynı zamanda çünkü kelimesini sıklıkla kullanarak, yaşadıklarına anlam kazandırmaya çalışıyorlar.
Fakat bunun altında başka bir şeyin de yatabileceğini gösteren ilginç bir veri de var. Üzücü bir olayı hayal edip onun hakkında yazmanın da yaraları hızlı iyileştirici etkisi olduğu görüldü. O halde, belki de etkili olan şey insanın başına gelmiş üzücü bir olayla baş etmesinden ziyade, kendi duygularını düzenleme yolu bulmasıdır.
Yaralar Daha Kolay İyileşiyor
Nottingham Üniversitesi’nden Kavita Vedhara ve Yeni Zelanda’daki ekibi 120 sağlıklı denek ile bir deney yaparak bir kısmından üzücü bir olayı, diğerlerinden de bir önceki günü nasıl geçirdiklerini yazmalarını istedi. Bunların kollarında açılan küçük biyopsi yaralarının, üzücü olayı anlatan kişilerde çok daha hızlı iyileştiği görüldü. Yazma işleminin yara öncesi veya sonrası olması iyileşme sürecini değiştirmiyordu.
Yazı yazmanın gerçekten etkili olup olmadığı üzerine daha fazla çalışılma yapılması gerektiği kesin. Ancak şimdilik elimizdeki veriler yazı yazmanın kesinlike olumlu bir etkisi olduğunu kanıtlamak için yeterli.