Genelde usta dendiğinde akla erkekler gelir bu coğrafyada ama bu sefer bir kadın ismi çıkıyor karşımıza… Tespih ustası Taha Enuştekin bu işi yapan dört özel kadından biri. Aynı zamanda Diyarbakır’ın ilk ve tek kadın tespihçisi olduğunu da eklememiz gerekiyor.
Kendi üretim atölyesini açalı beş yıl olmuş ve işi ustasından öğrendiğini anlatıyor. Tabii işe ilk başladığı anlarda ‘’Bu iş erkek işi, sen yapamazsın! ‘’ gibi söylemlerle cesaretini kırmaya çalışanlara inat, işin inceliklerini bir ay gibi kısa bir sürede kavramış. Yaşadığı problemler yüzünden iş yerinden ayrılan Taha Enuştekin etraftan topladığı borç para ile de kendi dükkanını bin bir zorlukla açmayı başarmış. İsminin de çoğu zaman yanlış anlaşılmaya müsait olmasından ötürü içeri giren erkeklerin ilk tepkisi hep ‘’Ustan nerede?’’ şeklinde olmuş. “Usta benim” demenin mutluluğunu ve haklı gururunu yaşayan Taha usta duygularını şu şekilde ifade ediyor:
“Taha usta dendiğinde erkek sanıyor herkes, hele tespih ustası olunca Taha’nın kadın olma ihtimali oldukça düşüyor. Kapıdan her giren erkeğin, ustan nerede sorusuna, usta benim cevabını verince yüzlerine oturan o şaşkın ifade görülmeye değer, o zaman çok mutlu oluyorum.”
Eline geçirdiği her malzemeyi tespihe dönüştürebilen Taha Usta bu işte de dolandırıcılıkların olduğunu ve güven ilişkisinin ticaretinin temel taşı olduğunu şu şekilde söylüyor:
“Bu alanda da çok sahtekar ve dolandırıcılık oluyor, bu yüzden güven çok önemli. Mesela eski tespihi alıp onun yerine farklı bir tespih verenler oluyor. Bu yüzden hemen her tespih tutkunun bir ustası vardır. Benim de özel müşterilerim vardır ve Türkiye’nin birçok yerinden sipariş alıyorum.”
Kendisi bu işte gerçek bir usta olduğu için haliyle sahtesiyle gerçeğini kelimenin tam anlamıyla gözü kapalı anlar hale gelmiş; çünkü görerek değil koklayarak ayırt ediyor gerçeğini sahtesinden. Aslının fenol gibi koktuğu taşların sahtesi ise reçine gibi kokuyormuş. Ustalar malzemenin eski mi yeni mi olduğunu kokusundan anlıyormuş.
Hayatını değiştiren şey, yapamazsın diyenlere inat kendine ve yeteneğine olan inancı olmuş. Hikayesi ve yeteneği ile okuyan herkesi şaşırttığını düşünüyorum. İlk başlarda karşı çıkan ustamızın babası şimdilerde ustanın başarısıyla övünenler listesinde yerini almış durumda.
Tespih işlemek bir sanat olunca zorlukları da oluyor haliyle. Taha ustanın aktarımlarına göre işlemeyi yaparken taşın parçalanması ya da habbelerin birbirinden farklı olması en büyük risklerdenmiş. Her şeye rağmen işin sonunda, tesbihi eline aldığında yaşadığı mutluluğu tarif etmekte zorlanıyor.
Kendi işinin patronu olmak isteyen ve cinsiyetçi kalıpların içinde sıkışıp yönünü bulmakta zorlanan kadınlar için Taha Usta, bir emsal teşkil ediyor. Başlangıç aşamasında kimsenin desteklemediği bir işte başarılı olmanın ve toplum tarafından onaylanmanın takdir edilmenin haklı gururunu yaşıyor olmalı.
Taha usta açıklamalarının birinde kızların bu işi daha çok yapmaları gerektiğini çünkü el işine daha yatkın olduklarını ifade ediyor. Bu kendi içerisinde de cinsiyete göre işleri sınıflandırıyor olsa da bu sefer ayrımcılık kadınlara veriliyor. Kadınların ince işler yaptığı bu düzende ustalığın ekmeğini yiyen gene erkekler oluyor ve Taha Usta bu gerçeği göz ardı etmektense genç kızları cesaretlendirmeyi tercih ediyor.
“Özellikle genç kızların yapmasını çok isterim. Kızların da erkeklerin yaptığı işleri yapabileceğini, erkeklerin de bunu görmelerini çok isterim.’’
Taha Usta’nın hikayesini bir de kendisinden duyalım diyenleriniz varsa videosuna buradan ulaşabilirsiniz.