Seyahat etmek bazılarımız için tatillerde tercih ettiğimiz renkli bir seçenek bazılarımız içinse vazgeçilmesi zor bir tutku olarak kabul edilebilir. Her iki durum içinde geçerli olan bir gerçek var ki nereye gideceğimiz hem karar aşamasında hem de seyahati gerçekleştirirken bizi memnun edecek ya da pişman edecek en önemli faktör. Türkiye’de genellikle Avrupa ülkelerinin içerisinde bulunan tatil destinasyonları popüler. Ancak son yıllardaki ekonomik ve politik gelişmeleri dikkate alacak olursak Asya ülkelerinin bu yarışta daha fazla varlık göstereceğini söylemek güç olmayacaktır. Asya aslına bakılırsa ziyaret etmek için birçok avantajlı destinasyona sahip bir bölge. Bu yazıda seyahat etmeyi sevenler için Asya’da mutlaka görülmesi gereken on farklı destinasyondan bahsedeceğiz.
Bali
Shangri-La, Elysium, Arcadia, Utopia ve Bali hepsi “cennet” ile eş anlamlıdır. Pek çok gezgin bu Endonezya adasını henüz ziyaret etmemiştir. Bali deyince aklımızda canlanması gereken şey kısaca fantastik manzalar olmalı. Yemyeşil gölgeliklerle kaplı yükselen yanardağlar, turkuaz suların ıslattığı sıcak yumuşacık kumlu sahiller ve kendine hayran bırakan kıvrımlarıyla uzun sahil şeridi ziyaretçileri Bali’ye hayran bırakıyor. Bali’yi ziyaret edenler çok nadiren hayal kırıklığına uğrarlar. Bali sanılanın aksine saklı bir cennet değil. Her sene çok sayıda ziyaretçi tarafından büyük bir hayranlıkla keşfediliyor. Okyanus kıyısı, lüks kaplıcalar, deniz, kum, güneş ve Bali mutfağı turistler için Bali’yi cazip kılan özelliklerden sadece bazıları. Bunlara ek olarak Kintamani’de bir volkanın yeni yollarını keşfederken sizleri kendine hayran bırakacak tapınakları ziyaret edebilirsiniz. Kısaca anlatmak gerekirse Bali ziyaretçileri için gerçek bir rüya ve bu rüyanın bir parçası olmak için tek yapmanız gereken biletlerinizi ayırtmak.
Tokyo
Anime belki de Tokyo’yu anlatmak için kullanılabilecek en iyi kelime. Tokyo deyince akla gelmesi gereken en öneli şey hiç kuşkusuz tam bir mega kent olması. Kaldırımlar üstünde tıka basa ahenk içinde yürüyen insanlar, dünyanın en kalabalık kavşağı, sayısız arabalar, yerin altına inen trenler sürekli şehre gelip giden devasa gemiler. Kısaca Tokyo hakkında konuşuyoruz. Hareketin ve tüketimin şehri olarak bilinen Tokyo’da boş geçen saniyeler bile yok. Şehir anıtları, parkları ve en önemlisi bitek tükenmek bilmeyen enerjisiyle sizi kendine hayran bırakacaktır. Müzeleri ve tarihi mekanları dünyadaki benzerlerinden asla geri durmayan Tokyo kültür turizmi için kesinlikle doğru bir seçim olacaktır. Tokyo size sayısız suşi, sınırsız alışveriş ve çekilmeyi bekleyen muhteşem fotoğraflar vadediyor. Bu durumda söylenmesi gereken en doğru söz hadi Tokyo’ya gidelim olmalı!
Hong Kong
Hong Kong deyince herkesin aklında dolaşan ve cevapları kafa karıştıran sorular vardır. “Hong Kong Çin’in bir parçası mı yoksa değil mi?”, “Bir ada mı?”, “İngilizce mi, Çince mi konuşuluyor?” Bu soruları sormak için herkesin haklı gerekçeleri var. Uzun yıllar İngiltere kontrolünde kalan bölge 1997’de Çin’in eline geçti. Hong Kong Çin’le birleşmesine rağmen benzersiz özerklik haklarına sahip. Örneğin resmi para birimi Hong Kong doları (HKD)dır. İngilizce ve Çince resmi dillerdir ve bu küçük devletin kendine has bir bağımsız yargı sistemi var. Kısacası Çin ve Hong Kong yabancıların kolay anlayamadığı bir ikili ülke sistemi altında yönetiliyorlar. Ancak bizi ilgilendiren kısım Hong Kong’un sahip olduğu müthiş özellikler ve buranın ziyaret etmeye değer bir yer olduğu. Hong Kong canlı, çok yönlü kültürü ve çarpıcı kent manzarasıyla Şanghay ve Pekin gibi Çinli kardeşlerinden ayrılıyor. Bu İngiliz-Çin melezi, yoğun gökdelenler ve yemyeşil peyzajlarıyla yarattığı çarpıcı bir kombinasyonla ziyaretçilerini şaşkına çeviriyor. Hong Kong sahip olduğu mutfak ve müzelerle dünya stadartlarında önemli bir metropol ve ziyaretçilerini bekliyor. Hong Kong’u ziyaret ettikten sonra sorulan en meşhur soru şudur: “Neden buraya daha erken gelmedim?”
Seul
Güney Kore bayrağında mavi ve kırmızı yin ve yang dengesi temsil ediyor bu Kore Savaşı sırasında ortaya çıkan bir ideal. 1953’ten sonra yeni ve modern bir Seul dünyaya merhaba dedi. Günümüzde kent çarpıcı mimarisi, canlı kültürü ve gelişen bir ekonomi ile anlatılır. Seul tarihinin kalıntıları arasında canlı alışveriş ve gece hayatıyla ziyaretçilerini selamlıyor. Gyeongbok Sarayı şehrin en eski en büyük sarayı ve Joseon Hanedanlığın en önemli yadigarı olarak turistlerin odak noktası. Şehirdeki Bukchon Village’in ahşap, tek katlı evleri çevredeki yüksek katlı binalarla keskin bir karşıtlık içinde boy gösteriyor. Seul kısaca tanımlanacaksa kullanılacak en doğru cümle “eski ile yenin uyumlu dansı” olacaktır.
Singapur
Modern Asya metropollerini merak eden gezginler için muhteşem manzarasıyla Singapur ziyaretçilerini bekliyor. Kent, Little India ve Chinatown gibi önemli etnik enklavların sürdürülmesine ek olarak, yeşil alan ve gökdelenlerden oluşan olağanüstü bir dengeyi koruyor. Ortak kültürlerin tek potada erimesinin güzel bir örneği eski İngiliz kolonisi olan bu şehir kültürel gezileri sevenler için harika bir seçim. Singapur geçmişi ve doğal çevrenin önemini unutmayarak bu değerleri modern bir metropol yaratırken kullandı ve ortaya ziyaret edilmesi gereken önemli bir gezi merkezi çıktı. Müzeler ve farklı tasarımlarıyla geniş iç mekanlar tarih sevenleri bekliyor. Şehrin kısaca özetlenmesi şu şekilde olabilir “ Singapur az sayıda örneği görülen kozmopolit bir bir araya geliştir”.
Phuket
Phuket’in yeşil tepeleri, geniş plajları ve berrak sularıyla Asya destinasyonları içinde rakip tanımayan bir cennettir. Bölge cebini düşünen ve iyi bir seyahat isteyenler için kesinlikle mükemmel bir tercih. Ziyaretçiler için küçük ipuçları vermek gerekirse fiyattan endişe duymuyorsanız, Surin ve Bang Tao’ya gidin; Sıkı bir bütçeniz varsa Kamala veya Laguna’da konaklayın.
Bangkok
Bangkok ziyaretçilerini şaşırtan çok önemli bir seyahat destinasyonu olarak bilinir. Geçmiş ile günümüz arasında kalmış bir şehir olarak tanımlanması yanlış olmaz. Tayland’ın başketini antik tapınaklar ve modern alışveriş merkezleri arasında koşturan turistler büyük keyif alarak ziyaret ediyorlar. Budist keşişler ve Patpong’un (Bangkok’un kırmızı ışık bölgesi) sakinleri şehrin sokaklarını paylaşıyor. Şehirdeki karşıtlıkların bir araya gelişi kaotik bir uyum olarak anatılabilir. Bögeyi ziyaret etmek isteyenlerin dikkat etmesi gereken önemli noktalar ise şehrin sıcak havası ve yüksek enerji gerektiren hızlı temposudur. Şehrin egzotik havası ziyaret edenleri tek kelimeyle büyülüyor. Şehirde dünyanın en büyük açık hava pazarını, sekiz seviyeli bir alışveriş merkezinin içinde yer alan birinci sınıf bir akvaryumu, 150 metrelik altın Buda heykelini ve çok daha fazlasını bulacaksınız. Macera sevenler için süprizlerle dolu olan bu şehir doğru bir tercih olacaktır.
Manila
Manila, müzeler, alışveriş merkezleri, parklar ve San Agustin Kilisesi ve Manila Katedrali gibi ikonik yerler ile dolu bir kültür merkezidir. Şehir hareketli hafta sonu pazarları, lezzetli Filipin caddesindeki yemekleri, lezzetli makarnalıkları, el yapımı sanat eseri mücevherleri ve tatlılarıyla farklı ve eğlenceli bir tatil arayan ziyaretçilerini bekliyor.
Kathmandu
Nepal’in canlı ve renkli başkenti, yükselen Himalaya Dağları ile çevrili ve maceraperestlere sesleniyor. Yakındaki dağlarda yürüyüş veya kamp yapabilir, tapınakları keşfe çıkabilir ve canlı Durbar Meydanı’nda gezebilirsiniz. Şehre gidenler benzersiz bir UNESCO Dünya Mirası alanı olan ünlü Boudhanath Stupa’yı ziyaret etmeyi asla unutmamalı.
Kyoto
Kyoto demek kiraz çiçek yaprakları, huzurlu bir kaya bahçesi sessizliğine sızan bir su çeşmesi, ahşap çay evleri arasında çırpılarak zarif bir şekilde giyinmiş geyşa … Kyoto, geçmişin Japonya’sı, hayal gücünüz Japonya’sının Japonya’sıdır . 794’ten 1868’e kadar Japonya’nın başkenti olan Kyoto, Japon kültürü, sanatı ve eğitimi için bir merkez haline gelmiştir. Şehrin tarihine saygısı göz önüne alındığında, milyonlarca insanın Kyoto’yu her yıl ziyaret etmesi şaşırtıcı değil. Yüzyıllarca süren geleneğe sahip Shinto tapınakları ve pagoda Kyoto’yu Nintendo ve elektronik üreticisi Kyocera gibi şirketlerin genel merkezi ile paylaşıyor. Kyoto’nun antik ve çağdaş karışımı, onu geçmişte kesinlikle sıkışmamış canlı bir şehir yapıyor. Kısacası şehir hayal gücünüze renk katacak güzellik ve eğlence arayışınıza cevap verebilecek kapasitededir.
Asya’daki seyehat destinasyonlarının ziyaretçileri çekmek için kullandığı farklı avantajları var. Hareketli ve süprizlerle dolu bir tatil arayışında olanlar büyük kültürel farklılıkları içinde barındıran Asya metropollerini mutlaka ziyaret etmelidirler. Avrupa tatillerinden çok daha farklı bir tadı damaklarında hissetmek ve bunu çok daha ucuza yapabiliyor olmak Asya’yı bir geleni bir daha getirecek önemli bir tatil kıtası yapıyor. Tarih ve doğa sevenler içinse yine Asya tatil destinasyonları çok çeşitli ve büyük avantajlara sahip. Doğanın ve tarihin tadını çıkarmak isteyenler için Asya birçok seçenek sunuyor. Kısacası her türden gezgin Asya’da kendine göre bir şeyler bulabilir. Önümüzdeki ilk seyahatinin rotasını henüz belirlemeyenler için Asya güzel bir seçenek olarak herkesin aklının bir köşesinde bulunmalı.