Üniversite öğrencisi olmanın yazılı olmayan bazı kuralları vardır. Özellikle bazıları o kadar klişeleşmiştir ki, neredeyse yapmadığınız zaman diplomanızı alamayacağınızı düşünürsünüz.
1. Ders çalışmak için toplanılan gecenin partiye dönüşmesi
“Bu defa kesin çalışıcaz abi.” cümlesinin toplandıktan yarım saat sonra unutulduğu geceler bir üniversite klasiğidir.
2. Ders programında gün ya da sabahları boşaltmak için dersleri belli zamanlara toplamaya çalışmak
Ne kadar erken girerseniz girin sisteme daima sizden daha önce girip almak istediğiniz gün/saati kapan birileri vardır.
3. Uykusuz geceleri kapatıcıyla örtmeye çalışmak
Jüri, sınav, sunum, quiz; öğrencilerin sabahlamak için sebepleri bitmez. Kalan izleri örtmek de kapatıcıya düşer elbette.
4. Zaman zaman “En kötü bir yıl uzar ya.” düşüncesine kapılmak
Sınav kötü geçtiğinde hemen herkesin aklından geçen bu cümle tehlikeli olabilir, bir yıl bir bakmışsınız iki olmuş. Aman dikkat.
5. Mezuniyet sonrası belirsizliğin kabuslara girmeye başlaması
İş arama derdi, hangi şehir, hangi sektör belirsizlikleri… Mezuniyet döneminin olmazsa olmazlarındandır.
6. Üst dönemlerden soruları alınca kendini sınava çalıştı saymak
“Nasılsa aynıları çıkar.” diye düşünmek öğrenci kurnazlığının örneklerinden biridir ancak boşuna heveslenmeyin, genelde aynıları çıkmaz.
7. Yeri geldiğinde not istemek için yaklaşan çıkarcı arkadaşa sinir olmak, yeri geldiğinde not istemek için yaklaşan çıkarcı arkadaş olmak
Bu olayda iki tarafta olmak da can sıkıcıdır, sadece not istemek için yanaşan sinsi arkadaş olmamak en güzeli.
8. Erasmus partisine katılıp geceyi yalnızca Türkler’le tanışmayı başarabilmiş bir şekilde tamamlayabilmek
İngilizcemi geliştiririm umuduyla katıldığınız partiyi bir tane bile yabancı arkadaş edinemeden sonlandırma beceriksizliğine benden başka sahip olan var mı acaba düşünceleriyle evin yolunu tutarsınız.
9. En az bir tane naylon staj yapmış olmak
Üniversitede deneyim kazanmanın en iyi yollarından biri staj yapmaktır. Bazen tanıdık aracılığıyla bulduğunuz staj için size “iyilik” yaparlar, bazen büyük heveslerle başladığınız stajda şirkette fazlalıktan başka bir şey olmadığınızı fark edersiniz. Naylon stajlar ülkemizin acı ve kaçınılmaz gerçeklerinden biridir.
10. Sizin stresiniz size yetmiyormuş gibi etraftan gelen saçma tepkiler
Ve siz zaten bu streslerle başa çıkmaya çalışırken etraftan sürekli “Bitince nerede çalışacaksın?” “E yaşın da geldi senin.” “Bak Ruşen Amca’nın oğlu Sedat’a…” yorumları çoğalmaya başlar. En güzeli bu insanlarla hiç muhatap olmamaktır.
Üniversiteden mezun olmadan önce yaşamanın kaçınılmaz olduğunu düşündüğünüz başka şeyler varsa bizimle paylaşabilirsiniz.