in

Vücudumuzun Yarısını Başka Canlılarla Paylaştığımızı Biliyor Muydunuz?

Evinize, iş yerinize gelen misafirlerden her zaman haberdarsınızdır. Peki ya vücudunuza? Evet, yanlış duymadınız! Vücudunuzda ağırladığınız, hatta misafirden öte ev arkadaşınız olan canlılardan bahsediyoruz.

Eğer hala daha nasıl yani diyorsanız, sıkı durun! Biraz sonra çok şaşıracaksınız!

Bedenimizi Trilyonlarca Canlıyla Paylaşıyoruz

Uzmanlara göre vücudumuzun yarısından fazlasını trilyonlarca mikrobik hücre ve onların taşıdığı genler oluşturuyor. Bu mini canlı kütlesine verilen isim ise mikrobiyom.

Üstelik bu canlılar sadece vücudumuzda konaklayan birer misafir değiller. Onlar bilim insanlarının sağlık alanına bakış açısını da değiştiriyor.

Vücudumuzun %43’ü İnsan Hücresi

Yapılan çalışmalara göre aslında vücudumuzun sadece %43’ü insan hücrelerinden oluşuyor. Üstelik bu durum “ben” olarak adlandırdığımız şeye de yepyeni bir bakış açısı geliştirmemiz gerektiğini de ortaya koyuyor. Eğer vücudumuzun yarısından fazlası başka canlılardan oluşuyorsa nasıl kendimizi “ben” diye nitelendirebiliriz ki?

Florence Nightingale ve Sonrası

Florence Nightingale’in askeri hastanelerde tıbbi ekipmanları sterilize etmesi ve penisilin gibi antibiyotiklerin geliştirilmesi tıpta önemli değişiklikler yaratan gelişmeler olmuştu. İnsanlık yüzlerce yıldır zararlı bakterileri öldürmeye odaklanmış durumda. Ancak hepsini öldürmek ne kadar sağlıklı? İşte bu çok ciddi bir soru!

Vücudumuzda bakteri, maya, mantar, virüs ve protozoa gibi bir çok farklı mikroorganizma yaşıyor ve bunlar toplamda 2 kilogram ağırlığa sahip.

Uzmanlar bu mikroorganizmaların pek çok farklı şekilde sağlığımıza katkıda bulunduğunu belirtiyor. Obeziteden romatizmaya hatta depresyon gibi zihinsel rahatsızlıklara kadar pek çok alanda bu canlıların etkisi bulunuyor. Bilim insanları ayrıca mikrobiyomun bir insan organı olarak sınıflandırılması gerektiğini de savunuyor.  Bu organı daha iyi korumak için yöntemler geliştirilmesi gerektiği de ortada.

“Vücudunuz Sadece Sizden Oluşmuyor”

Max Planck Enstitüsü Mikrobiyom Bilimi Yöneticisi Ruth Ley “Bunlar sağlığınız için önemli. Vücudunuz sadece sizden oluşmuyor.” diyor. İyi bakteri ve kötü bakteri terimleri bir süredir hayatımızda ancak bulunan kanıtlar endüstriyel yaşamımızın mikrobiyomlara zarar verdiğini ortaya koyuyor.

Antibiyotikler Ne Kadar Sağlıklı?

Zararlı bakterileri öldürmek için kullandığımız antibiyotikler de bizi sağlıklı tutan bakterilere de zarar veriyor. Cardiovascular Nursing Dergisi’nde yer alan bir yazıya göre mide bakterileri yiyeceklerden enerji elde edilmesi ve kötü bakterilere karşı denge sağlanmasını sağlıyor. Ayrıca seratonin gibi sinir taşıyıcıların ve K vitamini gibi enzimlerin üretilmesine yardımcı oluyor, bağışıklık sistemi ve metabolik işlemlerde görev alıyorlar.

Temizlikle Övünmek Aslında Meziyet Değil

Günümüz modern insanının en büyük övgüsü temizlikle ilgili. Geçmişin pis ve barbar insanları, günümüzün temiz ve modern insanları haline geldi. Ancak Batı ülkelerinde değişen yeme alışkanlıkları, endüstriyel toplumların mide mikrobiyomunda çeşitliliğin azalmasına sebep oluyor. Kırsal kesimlerde ve daha az gelişmiş toplumlarda yaşayanlarda bu etki görülmüyor. Bu durum, gelişmiş toplumların fazla temiz yaşadığı düşüncesini beraberinde getiriyor. Doğal ortamlardan, toprakla ve hayvanlarla temastan uzaklaşan kişilerde mide mikrobiyomunun zarar gördüğü de bilim insanları tarafından tespit edildi.

Evcil Hayvanlar Sağlımıza Faydalı

Köpek Sahiplenmeden Önce Bilmeniz Gerekenler

Ayrıca evcil hayvan beslenen evlerde yetişen çocukların alerjik hastalıklara yakalanma ihtimalinin azaldığını ve mide mikrobiyomunun bu durumla ilişkili olduğunu gösteren kanıtlar da bulundu. Köpeklere maruz kalmanın mide mikrobiyomunun alerjik hava yolu sorunlarına ve solunum sisteminden gire virüslere karşı koruma sağlamasına yardımcı olduğu düşünülüyor.

Mikrobiyomlar Doğal İlaç

Üstelik mikrobiyomların insan sağlığı üzerindeki olumlu etkisi bunlarla sınırlı değil.

Dışkı bakterisi üzerinde deneyler yapan bilim insanları, zayıf birinin dışkısından alınan bakterileri farelerin sindirim sistemine yerleştirdiklerinde farenin zayıfladığını, şişman birinden alınan bakterilerin ise fareyi şişmanlattığını gözlemledi.Bilim insanları bu yöntemin insanlarda obezite tedavisinde kullanılabileceği düşünüyor.

Hastaneler Fazla Temiz!

hastane koridoru

Aynı zamanda hassas bağırsak sendromu ve kanser gibi hastalıkların tedavisinde de mikrobiyomun önemi inceleniyor. Uzmanlar hastanelerde bazı hastaların ameliyatların ardından MRSA gibi süper bakterilere yakalanmasının sebebinin de hastanelerin aşırı temiz olması olduğunu düşünüyor.

“Geçtiğimiz 150 yılda sadece bakterileri öldürmek için uğraştık. Şimdi ise ‘hepsini öldür’ yaklaşımının doğru olmadığına dair bir çok kanıt bulunuyor. Şimdi belki de hastalığa yol açmayan bakterilerin hastane yüzeylerinde yetiştirilmesinin, daha sağlıklı bir hastane ortamı oluşturma konusunda faydalı olabileceğini düşünüyoruz.”

Çevresel Mikrobiyolog Jack Gilbert

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ünlü Ressam Van Gogh’un 1000’i Aşkın Eseri Artık Dijital Dünyada

NASA'nın Gece Görüşüyle 11 Dünya Şehri

Dünyanın En Popüler Şehirleri Belli Oldu 🌆