Tatil demek her zaman koca koca bavullar hazırlamak, otel rezervasyonları içinde boğulmak, uygun fiyatlı uçak bileti bulmaya çalışmak, yüzlerce gezilecek yer arasında en iyilerini seçip sıkışık programlar hazırlamak değildir. Küçük bir sırt çantasına atılan iki üç parça kıyafet, 2-3 saatlik bir yolculukla gidilebilecek bir rota ve orada geçirilecek sakin bir hafta sonu çoğu zaman çalışan insan için en güzel tatildir.
Tamam sırt çantasını hazırlamaya vaktim var ama nereye gidebileceğimi hala bilmiyorum diyorsanız merak etmeyin. O kısmı sizin için biz hallettik ve hafta sonu kaçamağı için sakin tatil rotalarını sizler için derledik.
Eğer sizde pek çok insan gibi karmaşık tatil planlarından, kalabalık rotalardan sıkıldıysanız sizler için derlediğimiz bu sakin rotalara göz atabilirsiniz.
1.Safranbolu
Osmanlı döneminde kalan tarihi ahşap evleri, birbirinden farklı tarihi noktaları ve doğasıyla Safranbolu ideal bir hafta sonu kaçamağı rotası. Üstelik sadece sevgilinizle, arkadaşlarınıza gidebileceğiniz değil, aynı zamanda tek başınıza keşfedebileceğiniz bir lokasyon Safranbolu. İstanbul’dan arabayla 4.5 saat süren yolculuğunuza Cuma iş çıkışı başlayabilirsiniz. Cumartesi günü Safranbolu’nun içini gezebilir. Akşamına da size önereceğimiz mükemmel bir restoranda yemeğinizi yiyip, şarabınızı yudumlayabilirsiniz.
Konaklama
Safranbolu ahşap evleriyle meşhur olduğu kadar bu ahşap evlerde açılan butik pansiyonlarıyla da meşhur. Genel olarak 5-6 odası bulunan bu butik otellerin hepsi aslına sadık kalınarak dekore edilmiş. El işi yatak örtüleri, duvarlarında asılı gaz lambalarıyla kendinizi 100 yıl öncesinden bir karede hissetmeniz mümkün. Bu odalarla ilgili en enteresan kısım ise banyolar. Evlerin dokusuna dokunmamak adına odaların içlerine ayrı banyolar inşaa edilmemiş. Ancak odaların içerisindeki ahşap dolap görünümlü kısımların içerisin duşlar ve tuvaletler yerleştirilmiş.
Bizden size tavsiye Safronbolu’ya kadar gitmişken bu eski konaklardan birinde kalın ve kendinizi geçmişin kollarına bırakın.
Yeme- İçme
Safranbolu merkezde karşınıza pek çok ev yemekleri yapan yer çıkacak. Hemen hemen her biri benzer yemek çeşitlerine sahip bu restoranlardan birini seçebilir ve yöresel tadları deneyimleyebilirsiniz. Bir çeşit erişte yemeği olan ‘cevizli yayım’, yöreye özgü bir çeşit mantı olan ‘peruhi’ ve meşhur Safranbolu baklavası mutlaka deneyimlemeniz gereken tadlar arasında. Safranbolu’da pek çok farklı noktada Türk kahvesi içebileceğiniz kahveler mevcut. Boncuk Arasta Kahvesi bunlar arasında en meşhur olanı. Közde kahvenizi çarşının ortasındaki bu sevimli yerde içmenizi tavsiye eder, eğer ufak bir atıştırmalık için yeriniz varsa mutlaka ev yapımı yaprak sarmalarını denemenizi öneririz.
Tüm gün gezip birbirinden lezzetli yiyecekler denedikten sonra akşam ne yapacağız derseniz cevabımız basit. Çarşı merkezinden yürüyerek 5 dakika uzaklıkta bulunan, görece daha yüksek bir noktada bulunan Taş Ev keyifli bir akşam yemeği ve atmosferle misafirlerini ağırlayan bir şarap evi. Eğer havaların güzel olduğu bir dönemde kasabayı ziyaret ediyorsanız, Taş Ev’in bahçesi size güzel bir gece vaadediyor demektir.
Gezilecek Noktalar
Safranbolu’da gezmeye ve görülmeye değer pek çok nokta var. Cinci Hamamı, Cinci Han,
Hükümet Konağı bunlardan sadece birkaçı. Hazır Safranbolu’ya gitmişkenTokatlı Kanyon’unun güzel manzara ve doğasını görmeden ayrılmamak gerekir. Bu kanyonda inşa edilen cam balkondan inanılmaz bir manzarayı seyredebilir, mis gibi doğa havasını içinize çekebilirsiniz. Yanınıza fotoğraf makinanızı almayı unutmayın, gittiğinizde ‘neden getirmedim ki? diyerek pişman olursunuz.
Nelere Şaşıracaksın?
Çarşıda devamlı size safranlı lokum ikram etmeye çalışan insanlara,
El işleri satan yaşlı teyzelerin sıcakkanlılığına,
Başka bir döneme ait olan kasaba atmosferine çok şaşıracaksınız.
2.Bozcaada
İstanbul’dan deniz veya karayoluyla ulaşabileceğiniz Bozcaada yaz sezonu boyunca oldukça tercih edilen bir nokta. Ancak yazın sosyal medyada renkli kapıları, arnavut kaldırımlarıyla sık sık karşınıza çıkan Bozcaada bahar aylarında da oldukça farklı bir atmosfere sahip.
Bahar aylarında yaz sezonunun kalabalığından sıyrılan, kendisini gerçek ada sakinlerinin ellerine bırakan ada, hafta sonu kaçamağı yapmak isteyen misafirlerine güzel bir atmosfer sunuyor.
Konaklama
Bozcaada konaklama çeşitliliği açısından oldukça zengin bir yer. Ailelerin işlettiği küçük pansiyonlardan tutun, butik otel olarak açılmış daha iddialı yerlere kadar pek çok farklı konaklama seçeneğini içerisinde barındırıyor ada. Şunu da hatırlatmakta var adanın merkezine daha uzak çiftlikler içerisinde yer alan pansiyonlarda yer alıyor. Kış aylarından merkezde yer alan pansiyonları tercih etmek, yaz aylarındaysa kalabalıktan sıyrılmak için merkeze biraz daha uzak noktaları tercih etmek doğru olacaktır.
Yeme- İçme
Eee söz konusu bir ada olunca deniz ürünleri elbette masanın baş köşesinde yer alacaktır. Eğer Bozcaada gibi bir Ege adasından bahsediyorsak da birbirinden farklı otlarla hazırlanan yemekler ve mezelerden bahsetmemek olmaz. Bozcaada mutfağıyla farklı damak tatlarına hitap etmeyi başarıyor.
Üstelik adanın bu farklı mutfağı bildiğimiz bir doğruyu da yerle bir ediyor. Mezenin yanında sadece rakı içilmez diyen ada zengin şarap menüleriyle de göz kamaştırıyor. Adada yetişen farklı üzüm türlerinden elde edilen şarapların bu farklılıkta etkisi olduğunu söylemek mümkün. Eğer siz adaya gelmişken rakımı yudumların elbet bir gece diyenlerdenseniz Martı veya Sandal Restaurant’ı tercih edebilirsiniz. ‘Adaya gelmişken şaraplarını tatmadan gitmem’ derseniz de önerimiz İtalyan mutfağıyla karşımıza çıkan Cafe at Lisa’s ve bağların arasına kurulu gizli bir cennet olan Maya’yı denemeniz yönünde olacak.
Gezilecek Noktalar
Eğer kendinizi yiyip içmekten alıkoyabilirseniz adanın gezmeye ve görülmeye değer pek çok güzel noktasının keşfetmenizi tavsiye ederiz.
Havaların güzel olduğu bir mevsime denk getirdiyseniz hafta sonu kaçamağınızı Ayazma Plajı, Akvaryum Koyu ve Poyraz mutlaka mayolarınızı yanınıza alıp uğramanız gereken noktalar.
Adanın rengarenk manzaralarla çevrili sokaklarında yapılan, keşiflerle dolu yorucu bir gezintinin ardından Kale’ye çıkıp gün batımını izlemeden de bir adalı olunamayacağını sakın unutmayın.
Nelere Şaşıracaksınız?
Sokakların rengarenk dokusuna,
Üzüm bağlarıyla çevrili adadan manzaralara,
Tattığınız mükemmel şaraplara çok şaşıracaksınız.
3.Abant
Sakin ve huzur dolu bir hafta sonu tatili için en ideal rotalardan biri de Abant Gölü İstanbul’dan arabayla yaklaşık 3 buçuk saat sonra varacağınız Abant yolunu gözünüzde çok büyütmeyin. Çünkü yol boyunca size oldukça etkileyici doğa manzaralarını eşlik edecek. Anlayacağınız tatiliniz Abant’a vardığınız da değil, yola çıktığınız anda başlayacak.
Mükemmel doğası ve havası ile Abant özellikle sevdiğinizle yapacağınız bir hafta sonu tatili için oldukça ideal bir nokta. Eğer tek başınıza kafa dinlemelik bir yer arıyorsanız Abant bu arzunuzu da karşılayacaktır.
Konaklama
Abant’ta kadar gitmişken mükemmel bir göl manzarasına hayır diyebileceğinizi sanmıyoruz. Eğer göl manzarası yerine orman manzaralı bir oda isterseniz o da mümkün. Abant Palace göl manzarası için, Kartal Yuvası ise orman manzarası için uygun bir nokta.
Abant’ta göl kenarı konaklama seçeneklerinin ortalamanın biraz üstünde bir fiyat listesiyle karşımıza çıktığını söylemek mümkün. Ama Abant Gölü etrafında para harcayacağınız çok fazla nokta olmadığı düşünülürse bütçeyi çok sarsmayan bir hafta sonu tatili için gayet uygun.
Yeme- İçme
Abant’ta basit ama oldukça zengin sofralar bulmanız mümkün. Hem de sizlerin ve sevdiklerinizin zenginleştirdiği sofralar. Göl kenarına kurulmuş tahta masalara yerleşebilir, küçük mangalınızda sucuğunuzu pişirip ekmeğinizi kızartabilirsiniz. Yanınızda götürüceğiz yiyecekler ve içeçeklerle donatacağınız sofranız ve göl manzarası emin olun keyifli saatlerin garantisi olacaktır.
Gezilecek Noktalar
Peki Abant’ta gün boyu ne yapabilirim diyorsanız size hemen bazı tüyolar verelim. Abant Gölü çevresinde dolanan oldukça uzun bir yürüyüş yolu bulunuyor. Pazar sabahında bu yolu takip edebilir köknar,gürgen,kayın ağacı gibi pek çok ağaç türünü görebilirsiniz. Abant bölgesi sadece bitki değil hayvan çeşitliliği açısından da oldukça zengin bir bölge. Tavşan, karaca, keklik gibi hayvanlara ev sahipliği yapan Abant sizin tarafınızdan keşfedilmeyi bekliyor.
Geceleri ise göl kenarında yerleşmiş restoranlarda şömine başına kurulup sıcak şarabınızı yudumlayabilirsiniz.
Nelere Şaşıracaksınız?
Göl kenarında yürümenin verdiği keyfe,
Bahar aylarından görebileceğiniz binbir ton yeşile, Ormanda keşfedeceğiniz başka canlılara çok şaşıracaksınız.
Unutmayın, her yolculuk başlı başına bir keşiftir. Biz sizler için sadece rotaları belirleyip, o rotalarla ilgili ufak tavsiyeler paylaştık. Daha fazlasını keşfetmek sizin elinizde. İyi keşifler!
4.Tirilye
Bursa’nın Mudanya ilçesine bağlı bu belde oldukça büyük bir tarihi içinde barındırıyor. Tarih boyunca Misyalılar, Antik Romalılar, Bizanslar ve Osmanlılar gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış Trilye. İşte bu özelliği nedeniyle de pek çok kültürün izlerini taşıyor bu küçük belde.
Konaklama
Bu küçük belde de oldukça az sayıda konaklama seçeneği bulunuyor. Ancak Mudanya merkezde daha fazla seçenek bulabilirsiniz. Aynı zamanda bu bölge pek çok yazlık evin bulunduğu bir bölge. O yüzden de bahar aylarında günübirlik ev kiralama seçeneği oldukça tercih edilebilir.
Yeme-İçme
Oldukça zengin mutfağı ve butik işletmeleriyle dikkat çeken belde damağına düşkünleri kolaylıkla cezbedecektir. Tüm dünyada bilinen Tirilye zeytini, Trilye kebabına ev sahipliği eden bu sahil beldesi aynı zamanda oldukça zengin bir deniz ürünleri mutfağına sahip. Eğer midye tavalı, lezzetli meze ve balıklarla bezeli bir sofradan keyif alacağınızı düşünüyorsanız, Trilye bunun için doğru yer.
Gezilecek Noktalar
Oldukça tarihi bir kasaba olan Trilye, Avlulu Hamam, Aziz Vasil Kilisesi ve Taş Mektep gibi pek çok gezilmeye değer noktaya sahip. Bu küçük kasabada, her sokak köşesinde karşınıza çıkacak olan tarih sizi büyüleyecek
Nelere Şaşıracaksınız?
Farklı dinlerin ve kültürlerin tarihte bir arada nasıl yaşadığına,
Deniz ürünlerinin lezzetine,
Arnavut kaldırımlarında yürümenin verdiği keyife çok şaşıracaksınız.
5.İğne Ada
Bulgaristan sınırına oldukça yakın Kırklareli’nde bulunan İğne Ada İstanbul’a sadece 3 buçuk saat uzaklıkta. Karadeniz kıyısında bulunan bu belde olağanüstü doğası ve oldukça güzel sahil şeridiyle dikkatleri çekiyor.Güneşi batırmak için belki de en güzel manzaralardan birine sahip olan İğne Ada bahar aylarında oldukça sakin bir yerleşim yeri.
Konaklama
Bu küçük belde de birbirinden tatlı pansiyonlar bulunuyor. Liman bölgesine yakın bir noktada seçeceğiniz bir pansiyon, hafta sonu tatilinizi kolaylaştıracaktır.
Yeme-İçme
İğne Ada’da iki mutfağın birlikteliğini görebilmek mümkün; deniz mahsülleri ve Boşnak mutfağı. Bir liman kasabası olan İğne Ada her türlü deniz mahsülünü bulabileceğiniz de bu mahsüllerle yapılan pek çok farklı lezzeti deneyebileceğiniz bir rota. Aynı zamanda farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bu küçük belde zengin bir Boşnak mutfağına da sahip. Hele bir de Boşnak mutfağıyla, deniz mahsüllerinin bir araya geldiği lezzetler yok mu! İşte o noktada akan sular duruyor.
Gezilecek Noktalar
Yaz aylarında sörfçülere ev sahipliği yapan İğne Ada, bahar aylarında ormanlık alanda ATV’lerle keşif yapabileceğiniz bir lokasyona dönüşüyor.Longoz ormanlarının bulunduğu, Mert Gölü’nde güneşin batışını izleyebileceğiniz ve kumlarından altın elde edilebileceği düşünülen İğne Ada kısa bir hafta sonu tatili için oldukça ideal.
Nelere Şaşıracaksınız?
Boşnak mutfağının ve deniz mahsüllerinin lezzetine,
Göreceğiniz gün batımı manzarasına,
Altın gibi kumlarına çok şaşıracaksınız.
Elbette ülkemizde pek çok farklı gezmeye, görmeye değer nokta bulunuyor. Sayfalarca yazıya sığmayacak olan bu yerlerden bazılarını sizler için detaylı bir şekilde hazırladık. Ancak unutmayın nerede olduğunuzdan daha önemli olan bir şey varsa o da kimlerle olduğunuz. O yüzden şimdiden sevdiklerinizle geçireceğiniz keyifli bir hafta sonu kaçamağı dileriz.
Şimdiden iyi eğlenceler!
