Rüyalar kimi zaman bizleri derinden etkileyen geçmişin geleceğin yansıması ve uykunun gizemli evresidir. Günde ortalama 8 saat uyuduğumuzu düşünürsek insan ömrünün 3’te birini uyuyarak geçiriyor.
Dolayısıyla insanlar uyku sırasındaki rüyaların gizemini, niçin rüya gördüğümüzü, rüyaların bize gelecek hakkında bir işaret mi olduğunu ya da sadece bilinçaltımızın bir yansıması mı olduğunu merak ediyor. Durum böyle olunca rüyalar bilimsel olarak da incelenmiş ve rüyaların incelendiği bilim dalına oneiroloji adı verilmiştir.
Hala rüyaların işleyişi ve amacı tümüyle açıklanmış olmasa da çeşitli araştırmalar ve deneylerle birçok bilgiye ulaşılmıştır. İşte kimi zaman korkutan kimi zaman heyecanlandıran kimisinin gerçekleşmesini günlerce beklerken kimisini hatırlamak bile istemediğimiz rüyalar hakkında şaşırtıcı 10 gerçek.
1.İstediğiniz Rüyayı Görmeniz Mümkün
Dr. Shalini Paruthi %100 etkili bir yöntem olmamakla birlikte bazı deneklerde işe yaramış bir yöntem bulmuş bir isim. Bu yöntemle kısmen de olsa istediğimiz rüyayı görmemiz mümkün. Öncelikle Dr. Paruthi’nin rüyalara bakışı şu şekilde: Hayatımızda bizi etkilen birçok olay oluyor. Beynimiz bu olaylardan bir kaçını seçiyor ve bu konu üzerine bir senaryo üretiyor. Dr. Paruthi ise bu konu seçimindeki ihtimalleri azaltma yöntemiyle rüyalarımızı kontrol edebileceğimizi belirtiyor. Bu yöntem sadece gün içindeki ve yatmadan önceki davranışlarımıza dikkat etmekten oluşuyor.
Öncelikle bir konuda rüya görmek istiyorsak o konuya meditasyon benzeri bir şekilde odaklanmamız gerekiyor. Bunun için de yorgun olduğunuz bir günün akşamı sessiz, karanlık ve ortalama sıcaklığı 19 derece olan bir oda tercih etmeliyiz. Bu oda içerisinde rüya görmek istediğiniz konu hakkında derin düşüncelere dalmamız gerekiyor ve bu düşüncelere dalarken kesinlikle uykuya dalmamalıyız. Uyanık kalıp bu konuyu düşünmekten bıkana kadar düşünmelisiniz.
Böylece bedenen ve ruhen aynı konu yüzünden yorulmuş olacaksınız. Ayrıca gün içerisinde televizyon izlemekten kaçınmalıyız. Televizyon beynimizin yaratıcılığını öldürerek, yeni senaryolar üretmesini engelliyor. Dr. Paruthi bu yöntemle istediğimiz rüyaları göremesek dahi kötü rüyalar görmemizi engelleyebileceğimizden emin. Rüya kontrolü üzerine çalışmalar yürüten Dr. Stephen LaBerge’ın da dediği gibi “Eğer hayatımızın üçte birini uyuyarak geçirmek zorundaysak, o halde neden rüyalarımızda da kendi irademizle yaşamayalım?”
2.Gördüğünüz Rüya Sırasında Herhangi Bir Yazıyı Okuyamazsınız
Rüya esnasında yazı ve rakamları okumanız mümkün değildir. Eğer rüyada olup olmadığınızı anlamak istiyorsunuz bir yazı okumaya ya da saatinize bakmaya çalışın. Ayrıca saatinize aralıklarla bakıp arada geçen zaman farkına göre de rüyada olup olmadığınızı anlayabilirsiniz. Kabuslarınızda rüya gördüğünüzü anlayarak rahatlamanız için güzel bir yöntem olabilir.
3.Beynimiz Uyku Sırasında Normalden Daha Aktiftir
Siz hayal kurarken, beyniniz problem çözme ve öğrenmeyle meşguldür. Bu yüzden rüya görürken de öğrenebilirsiniz. Yani bir şeyler öğrenmek istiyorsanız, yeni bilgiler okuyorsanız, iyi uyku ve rüyalar size oldukça yardımcı olacaktır. Ezberlemeniz gereken şeyleri yatmadan önce tekrar etmeniz de ezberleme sürecini hızlandıracaktır.
4.Rüyalar Bir Çok Buluşun Kökenidir
Rüyalar tarihteki birçok icadın ve büyük girişimin kökeni olmuştur. Rüyalar insanlar üzerindeki etkisiyle bilime ve sanata da katkı sağlamıştır ve bunun birçok örneği mevcuttur. Örneğin; Stephenie Meyer Alacakaranlık’ı yazarken kendi rüyasından etkilenmiştir (kitabın 13’üncü bölümü). Uyandığında gördüğü ilginç rüyayı hemen not eden ve daha önce herhangi bir şekilde hiç kitap yazmamış biri olan Meyer, 3 ay sonra bu rüya ile 600 sayfalık bir roman yazdı ve çok satanlar listelerinden uzunca bir süre ayrılmadı.
Bilimden bir örnek verecek olursak, Dimitri Mendeleyev kendisinin önemli bir şey keşfetmeye yakın olduğunu fark ettiği gün atom bilgilerinin yazdığı kartlarını saatlerce hareket ettirdi. Uyandığında, bir anda elementlerin mantıksal sıralamasını buldu. Bilinçaltının onun için bu işi yaptığını fark etti! Daha sonra şunları yazdı: ” Rüyamda tüm elementlerin olması gereken yerde durduğu bir masa gördüm. Uyandığımda, bunları hemen bir kağıt parçasına yazdım.”
5.Uyku Felci
Çok derin bir uyku gördüğümüz sırada beynimiz vücudumuzun harekete geçmesini önler. Böylece, uyku esnasında rüyamızdaki hareketlerimizi yapmamız önlenmiş olur. Fakat bazen bu süreç uzar ve uyandığımızda, beynin bazı kısımlarının uyanamaması ve bu kısımların yapması gereken görevlerini yerine getirememesi sonucu insan hareket edemez ve ses çıkaramaz duruma gelir.
Kısacası zihin bedenden daha erken uyanır. Çok sık olmasa da görülen bu duruma ”uyku felci” denir. Daha çok yoğun stresli ve psikolojik sorunlar yaşayan kişilerde görülür. Bu durum doktor kontrolü altında ilaç tedavisiyle çözülebilmektedir.
6.Rüyalar Yaratıcılığınızı Artırır
Uyku vücudunuzu yeniden şarj eder ve hayalleri yaratıcılığını güçlendirir. Amerikan Psikologlar Birliği’ne göre, rüyalar aslında yaratıcılığa benzemektedir. Beyin sorunu rüyalar sırasında çözdüğü için aslında yaratıcı, uyanık düşünce sürecini taklit eder. Bu nedenle, pek çok sanatçının hayalleriyle uyarılması daha olasıdır ve uyanıkken daha fazla yaratıcılıkla düşünür. Bu durumla ilgili güzel örneklerden birisi Stephen King‘dir. Yazar King’in çok tutulan kitaplarından biri olan Misery ( Sadist) için gerçek hayattan kaynaklanmayan bu konu da ilhamınız nereden geldi? diye sorulduğunda, bir gün uçakta giderken uyuya kaldığında gördüğü rüyadan etkilendiğini anlatmıştır.
Rüyasında, bir kadının bir yazarı tutsak tutup, öldürdükten sonra derisini soymasını görmüştür. Uyandığında bu hikayeyi yazması gerektiğine inanmış. Genel tema dizisini değiştirse de romanının ilk 50 sayfasını direk rüyasından örnek almıştır. Bu durumu, “Ben hep rüyaları, göremediğiniz bir şeye bakmak için aynaları kullandığınız şekilde kullandım, tıpkı sizin saçınızın arkasına bakmak için kullandığınız gibi.Bence rüyalar, insanların zihnindeki sorunların doğasını göstermesi için bir yoldur veya bu sorunlara verilen cevaplardır.” şeklinde belirtmiştir.
7.Rüyalar Deja Vu Etkisi Yaratabilir
Dejavu, yaşıyor olduğunuz bir olayı daha önceden yaşamış veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma hissidir. Bazen geçmişte o olayı yaşamadığınızı bildiğiniz halde içinizdeki deja vu etkisi gitmeyebilir. Yaşadığınız bu hissin sebebi, daha önce görüp hatırlamadığınız binlerce rüyadakine benzer bir olayı yaşıyor olmanızdan kaynaklanabilir.
8.Hayvanlar da Rüya Görür
Hayvanlar üzerinde yapılan birçok deneyde, neredeyse tüm memeliler ve kuşların uyku esnasında insanlar ile aynı beyin dalgalarının yaydığı görülmüştür. Ayrıca uyku sırasında, gözlerin ileri ve geri dolaşması yani REM evresi hayvanlarda da görülür. Özellikle kedileri uyku sırasında izlerseniz nesneleri izlercesine kafalarını kaldırmaya, sırtlarını bükmeye başlamış ve avlanma benzeri hareketlerde bulunurlar. Boston Üniversitesi’nin Evrimsel Nörodavranış Laboratuvarı direktörü Patrick McNamara “Bu davranışlara dayanarak kedilerin REM uykusu sırasında bir şeyler gördüğünü söylemek mümkün” diyor.
9.Rüyalarınızda Sadece Daha Önce Gördüğünüz Yüzleri Görebilirsiniz
Rüyalarımızda gördüğümüz yüzleri bazen tanımıyor olsak da mutlaka görmüş olmamız gerekiyor. Rüyanızda gördüğünüz bu yüz, her gün yolda yürürken gördüğünüz yüzlerce insandan biri olabilir. Bunun nedenini bilimsel olarak kanıtlamak çok zor olsa da; Bilişsel Bilimlerde Eğilimler dergisine göre, beyindeki REM uykusu sırasında en aktif alanların yüz tanımadan sorumlu olması neden olabilir.
10.Çocukluğunuzda Gördüğünüz Rüyalar Daha Uzundur
İnsanlar yetişkinlik dönemlerinde çocukluk dönemlerine göre daha kısa rüyalar görürler. 2 yaşından sonra rüya görmeye başlayan çocukların gördüğü rüyaların %40’ı kabuslardır ve çoğunluğu hayvanlarla ilgilidir. Çocuk zihni özellikle 7 yaşına kadar gerçek ve hayal arasındaki farkı ayırt edemediği için rüyalarında gördüklerini gerçek zannederler. Bu nedenle korkuları daha da artar. Uyumak istememe durumu oluşabilir.
One Comment
Leave a Reply