Sanatın en kırılgan hallerinden biri belki de yumurta oyma sanatı! Yumurtayı sadece besin olarak gördüğümüz için olsa gerek yumurta oyma sanatı kulağa bir değişik geliyor. Kırmaya alışkın olduğumuz yumurtayı bu sefer kırmamaya uğraşıyoruz. O yüzden yumurtayı sıklıkla kıran insanlar için, kırmadan üstüne de sanat eserine dönüştürme fikri oldukça garip gelebilir. Yumurtadan da sanat yapmayı başaran sanatçılarımız varmış madem onların ustalığına yakından bakmak da bizim boynumuzun borcu olsun.
Yumurta Oyma Sanatı ve Kısaca Tarihi
Oymacılık sanatının tarihi çok eskilere uzansa da aynı şey yumurta oyma sanatı için geçerli değil. Hristiyanlığın Avrupa’ ya yayılmasından sonra Ortaçağ’a denk gelen yıllarda, insanlar Paskalya’da” yeniden doğum” anlamına gelen ve boyayıp şekil verdikleri yumurta kabuklarını birbirlerine hediye etmeye başlamışlar. Bu hediyeleri sanata dönüştürense Faberge Ailesi olmuş. Ailenin Rus imparatoru için özel olarak hazırladığı yumurtalar sükse yapınca, yumurtalar düzenli olarak yapılmaya başlanmış. Değeri katlanarak bugünkü şeklini almış diyebiliriz.
Yumurta Oyma Sanatı
Yumurtanın sanat eserine dönüşmeden önce incecik bir delikle içindeki sıvının boşaltılması ile zor işlemin ilk adımı atılmış oluyor. Sonra bu kabuk kurutuluyor ve işlenmeye hazır hale getiriliyor. Sonrasında ise dekoratif birtakım işlemlerle sanatın hüner gerektiren kısmı başlamış oluyor. Yumurtanın kabuğu çok kırılgan olduğu için, sanatın daha baştan kırılma ihtimali de bir hayli yüksek. İçindeki sıvı iki tarafından tığla ya da iğneyle açılan iki milimetrelik deliklerden üflenerek akıtılıyor. Daha sonra içerisinde sıvı kalmaması adına deliklerden üfleniyor ve kabuk damla damla sudan geçiriliyor. Son olarak kurumaya bırakılan yumurta kabukları kırılmadıysa şayet, sanat yoluna başarıyla devam ediyor.
Tabi eklemek gerek, yumurta kabuğu tozunu solumak sağlığa zararlıdır ve bu sanatı yapanların mutlaka maske kullanması gerekmektedir diyerek kamu spotunu da iliştiriyoruz.
Yumurta Kabuğu Nasıl Sertleştirilir?
Kurutulmaya bırakılan yumurta kabuğunun işlenmeye başlanabilmesi için belirli bir sertliğe ulaşması da isteniyor. Bunun için de iki yöntem kullanılmakta. İlki boyama yapacaklar için yumurtanın içini dolguyla doldurmak, diğer yöntem ise cila ve vernik yardımıyla içerisini sertleştirmek. Sonrası da hünerli ellere emanet.
Türkiye’den Ve Dünyadan Yumurta Oyma Sanatçıları
Amerikalı Brian Baity
Amerikalı sanatçı yumurtayı hem oyup hem de şekil vererek hünerini ikiye katlayanlardan. Çoğunlukla deve kuşu, tavuk ve kaz yumurtaları kullanan sanatçı görenleri kendine hayran bırakıyor gerçekten. En kalın çizginin bir milimetre olduğu çizimlerinde yumurtanın en ufak bir darbede kırılma riski, tüm çizim boyunca devam ediyor. Bir çıt sesi bütün emeklerin çöpe gitmesi demek oluyor. Bu da bu sanatın en riskli kısmı aslında.
Eserleri Bulgaristan Ulusal Müzesi’ nde sergilenen sanatçı aynı zamanda bir çok uluslararası ödülün de sahibi.
Amerika’nın incilerinen biri de Tina Kannapel
Washington yakınlarında yaşayan ve eserlerini yerel sanat galerilerinde sergileyen sanatçıya sanatını icra ederken üç tane sevimli kedi eşlik ediyormuş. Sanatçı dişçi aletleri ve zımpara kullanarak yaptığı eserlerini büyük bir keyifle yaptığını vurguluyor. Özellikle deve kuşu yumurtasını sert olduğu için tercih ederken bunun yanında kaz, sülün ve papağan yumurtalarını da kullandığı oluyormuş.
Kannapel, yılda yaklaşık olarak bin altı yüz yumurta oyup şekillendiriyor. Genel olarak geometrik desenler, hayvan figürleri ve portrelerden oluşan üç yüz çeşitte desen oluşturabiliyor.
Çin için Yumurta Oyma Sanatı’nın Bir Felsefesi de Var
Çin halkı eski zamanlarda doğum günlerinde ya da düğünlerde mutluluk simgesi olarak kırmızı yumurta yaparlarmış. Zamanla bu yumurtaların üzerine kuş ve böcek resimleri çizmeye başlamışlar. Aynı zamanda filozoflara göre yumurtanın kabuğunun kırılması yer ile göğün birbirinden ayrılması demekmiş ve yaratılışı simgeliyormuş. Bununla da yaratılış efsanesi Pan Gu’ nun kabuğundan çıkmasıyla arasında bağlantı olduğu söyleniyor. Bir de çinlilerin yumurtayı taşa vurmak anlamına gelen bir atasözü varmış. Bu da taşın sertliği ve yumurtanın kırılganlığına vurgu yaparak iki taraf arasındaki dev uçurumu anlatmak için kullanılıyormuş. Sadece sanat değil felsefesi de yanında anlayacağınız.
Yetenek Sizsiniz Yarışmasına katılan Hamit Hayran Yumurtayı Yeniden Yaratıyor
Ankara’da yaşayan Hamit Hayran geçirdiği trafik kazasında iki ayağını da kaybettikten sonra bu sanatla resmen tekrar hayat bulmuş. İki yıldır ustalaşan Hayran işin çok büyük bir ölçüde sabır gerektirdiğini söylüyor. İsteğe özel siparişler alarak yumurtaya şekiller veren usta geçimini buradan sağlayamıyormuş. Ülkemizde sanatın karşılığının ne kadar alınabildiğini düşünecek olursak söylediklerine hak vermemek elde değil. Katıldığı yetenek yarışmasıyla tanınmaya başlayan Hayran, müşterilerinden gelen siparişleri internet üzerinden alıyor.
Türkiye’ de Yumurta Oyma Sanatı’nı İlk O Başlattı.
61 yaşındaki Hamit Hayran 1988 yılında çalıştığı yerde 34 bin voltluk bir gerilime kapılmış ve bu kaza iki bacağını da iş yapamaz hale getirmiş. Yumurta kabuğuyla olan uğraşısı, katıldığı program sayesinde bir ustalığa dönüşmüş. Yarışmada kendi alanında tek yarışmacı olan Hayran yarışma sonrasında bu işi öğrenmek isteyen öğrenciler de edinmiş. Atölyesini evde oluşturan usta, yurdun dört bir yanından özel siparişleri alıcılarına ulaştırıyor. Hint bülbülünden deve kuşu yumurtasına kadar kullandığı yumurta çeşit yelpazesi de oldukça geniş.
Hat Sanatı ile Yumurtaları Motiflendiren Usta Yusuf Eygören
Narin, her an kırılmaya hazır yumurta kabukları Yusuf Usta’ nın elinde sanat eserine dönüşüyor. Motifleriyle yeniden hayat verdiği yumurta kabuklarını korumak için cam fanuslara koyan usta, üstüne ışıklarla da süslüyor. Yıllarca plastik işinde çalışan usta emekli olduktan sonra 40 a yakın ülkeyi gezmiş ve değişik bir şeyler yapmalıyım diye düşünmüş. Sonrasında ise internette denk geldiği yumurta oyma sanatını ukraynalı bir ustanın işlerini takip ederek iyice geliştirmiş. Fark ettiği ilk anda gidip hemen bakkaldan bir koli yumurta alan usta kabuğunu kırmadan içini boşalttığı ilk yumurtayla çok mutlu olmuş.
Hat Motifini Yumurtaya İşleyen Tek Usta
Çalışmasına başlamadan önce yumurta kabuklarını titizlikle temizliyor. Genellikle çalışmalarını ince kabuklu yumurta kabuklarına yapan usta, sert malzemelerin boyandıktan sonra o kadar da zarif durmadığını düşünüyor. Yumurta oyma sanatını yapan diğer ustalardan en önemli farkı onun hat motiflerini incelikle işliyor olması. Bunu yapan dünyadaki tek usta hatta kendisi. Yaptığı bir çok motifi eşe dosta armağan eden usta çok az bir kısmını satıyormuş. En büyük hayali Allah’ın doksan dokuz ismini yumurta kabuklarına işlemek ve bunları bir sergide sergilemekmiş. Umuyoruz dileği gerçekleşir!
Yumurtadan Sanata Sergisi Geçen Yıl Eskişehir’de Düzenlendi
Kanatlı Ürünler Grubu tarafından sponsorluğu düzenlenen Yumurtadan Sanata sergisi geçen yıl Eskişehir’de düzenlendi. Yusuf Eygören’ in eserlerinin yer aldığı sergiye çok sayıda Eskişehirli ilgi gösterdi.
Yumurtanın içi akıtılıp kurutularak başlanan ve yumurta kabuklarının sanata dönüştüğü bu alan büyük bir titizlik ve sabır gerektiriyor. Güzel sanatlar alanı çalışmanın bu kadar hassas olmasından ötürü yumurta oyma sanatı için ‘sanatın en kırılgan hali’ benzetmesini yapıyor.
One Comment
Leave a Reply