Büyükada turları denilince akla gelen ilk şey elbette fayton oluyor!
Benzer şekilde fayton deyince de Adalar!
Sadece Adalar’ da değil aslında fayton bir çok amaçla bir çok yerde kullanılmakta. Çok uzun yıllar binek hayvanı ve ulaşım aracı olarak kullanılan atlar ve beraberinde faytonlar günümüzde turistik yerlerde daha çok göze çarpıyor. Tarihin tozlu yapraklarını anımsatan desenli kafesleriyle, insanlara gezinti esnasında etrafı daha yakından görme olanağı sunuyor. Aslında bu tablo dışarıdan gördüğümüz kadar renkli değil ne yazık ki!
Geçmişten günümüze dek uzanan hem nostaljik, hem de teknolojik fayton turuna hazır mısınız? Hazırsanız başlayalım!
Faytonların Tarihçesi
Fayton en basit tanımıyla, ata körük bağlanılarak elde edilen bir ulaşım aracıdır. Öndeki iki tekerleği küçük arkadakiler büyük olmak üzere dört tekerleği olan körüklü bir binek aracıdır. Halen sokaklarda ve küçük şehirlerde bu amaçla kullanım devam etmektedir. Eskişehir, İzmir , Daday ve Adalar’ da ise turistik amaçlı kullanımları sürdürülmektedir.
Fayton kelimesinin aslı Fransızca olan phaeton. İlk olarak M.Ö 2800 lü yıllarda Mısır’da görüldüğü söyleniyor. Anadolu topraklarında ise ilk kez Osmanlı Dönemi’ nde padişah Abdülmecit zamanında kullanılmaya başlanmış. Hatta arkası açık olanlara lando denirken arkası kapalı olan saraya hizmet için kullanılan özelleşmiş faytonlara da kupa deniyormuş. Rivayete göre II.Mahmud’ un faytonsuz adım atmadığı söyleniyor. O dönemde İstanbul’ da kullanılan tek araç faytonlarmış zaten. Fransızca’ dan dilimize geçen faytonun bir de mitolojik bir hikayesi var.
Faytonun Mitolojik Hikayesi: Phaeton
Yunan Mitolojisi’ nde Güneş Tanrısı olan Helios’ u oğlu uzaklarda yaşayan babasını görmek istemiş. Annesinden izin almış ve güneşin doğduğu dağa doğru yola koyulmuş. Phaeton babasının yaşadığı bu en tepedeki saraya tırmanmak için binlerce basamak çıkmış ve sonunda fildişi kaplı saraya ulaşmış. Saraya ulaştığında babası ona neden geldiğini sormuş. Phateon da ‘izin ver ölümlülere senin oğlun olduğumu ispatlayayım’ demiş. Bunun için de babasının at arabasını istemiş. Babası bu ölümsüz atları oğluna verip oğlunun ölümüne davetiye çıkarmak istememiş. Güneşin ne kadar kavurucu, dağların ne kadar dik, suların ne kadar taşkın olduğunu ve atları zapt edemeyeceğini anlatmış. Vazgeçirmeye çalışsa da oğlunu, oğlu isteğinden vazgeçmemiş. Israr üzerine güneşin atlı arabasını oğluna vermiş. Dizginlerinden sıkıca tutmasını ve tekerlek izlerini takip etmesini söylemiş. Sabırsız oğlan yola koyulur.
Atı alan Phaeton atlara hareket etmelerini emreder ve atlar o anda oğlanın acemi olduğunu anlarlar. Öyle hızlı giderler ki seyredenleri korku salar. Phaeton da çok korkmuştur ve bir anda dizginleri bırakır. Hızla dağları aşan atlar, güneşten getirdikleri kavurucu sıcakla Helikon, Parnassos ve Olympos tepelerini tutuştururlar. Vadiler yanar, akarsular buhar olur. Bunun üzerine Zeus eline yıldırımı alır ve Phaeton’ a fırlatır. Oracıkta ölür. Erinados ırmağının sularına gömülür. Kız kardeşleri onun ölümüne öyle çok ağlarlar ki ırmağın kenarındaki kavak ağaçlarına dönüşürler. Her esen meltemde usul usul salınırlar. İşte destansı hikayesi de budur faytonun.
Günümüzde Fayton Kullanımı
İstanbul Adalar’ da Kütahya, Denizli ve İzmir’ de turistik amaçlı olarak faytonlar kullanılmaktadır. Günümüzde faytonlar sadece bir kaç tane atölyede üretilmektedir. Büyük bir kısmı ihracat amaçlı üretilen bu faytonlar ağırlıklı olarak İngiltere ve Fransa’ya satılmaktadır. Yapımı bilgi zanaat gerektiren fayton üretimi ile beraber at arabası süslemeciliği de önem kazanmaktadır.
At Arabası Süslemeciliği Sanatı
Anadolu Kültürü’ nde atın yeri önemliydi. Hem binek hayvanı olarak, hem de savaşlarda araç olması ve tarımda kullanılması açısından atların önemi büyüktü. Zamanla attan faydalanarak ulaşım araçları geliştirdi insanlar. Bu araçlarla beraber bunların sanatı da gelişmeye başladı. Koşumculuk bunlardan biri. Bu ata binen insanların kullanacağı malzemelerin üretiminden sorumlu bir el sanatı. Dizgin, kayış, ok kayışı ya da sırım, saçak ya da püskülün üretimi bu el sanatlarının faaliyetlerine dahil. Koşumculuk günümüzde ilgi görmeyen el sanatlarından biri.
Koşumculuğa paralel olarak at arabası süslemeciliği de gelişen bir el sanatı olmuş zamanla. Faytonların kafeslerinin şekil verilmesi, boyanması, resimlerle süslenmesi tamamen bu sanat dalına ait. Faytonlar geçmişte zenginlerin ulaşım aracı görevi gördüğü için faytonların gösterişli ve fark edilir olması istenirmiş. Geçmişte pirinç takma düğmelerle bile süslenen faytonların süslemesine günümüzde eskisi kadar önem verilmemektedir. Bu sanat da zamana değerini yitirmiştir.
İzmir ve Fayton Projesi
İzmir’ e bugün bile gitseniz sokaklarında fayton görebilirsiniz. İzmir tarihi ve coğrafi yapısı itibari ile ticaret yollarının kesişim noktasında bulunan bir il olmuş tarihte. Tam olarak faytonun gelmesi 1867 li yıllara dayanıyor. İngilizlerin Kordon Limanı inşası için Avrupa’dan getirilen faytonlardan o yıldan günümüze varlığını sürdürmektedir. Zamanla faytonlar İzmir için sembol haline gelmiştir. Alsancak ve Karşıyaka arasında faaliyet gösteren faytonları bir proje ile düzene sokmak istemişler. 2007 yılında ‘tek tip’ fayton projesi başlatılmış. bu haliyle atların bakımı ve sağlığı belirli alanlarda tek elden yapılmaya başlanmış.
Büyükada Fayton Turları
Büyükada fayton ile birlikte anılıyor. Büyükada tatili planlayan insanlar hem adanın başka araçların kullanımına yasak olmasından ötürü hem de nostaljik bir etkisi olduğu için fayton kullanıyor. Sadece fayton değil bisiklet kullanarak da aynı şekilde gezebilirsiniz. Tabi ilginin olduğu yerde rekabet de çok oluyor. Haksız rekabet etmeye soyunanlar da cabası. Bazı kötü niyetli insanlar turistlerin iyi niyetini kötüye kullanabiliyor. Bu tarz turistik yoğunluğu yüksek yerlerde tatil yaparken dikkatli olmakta fayda var.
Adalarda Fayton Çetesi Çökertildi!
Geçtiğimiz günlerde yapılan büyük operasyonla 17 kişi gözaltına alınmış. Şüpheliler faytoncuları borçlandırıp faytonlarına el koymakla suçlanıyorlar. Ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda tefecilik kapsamında verilen paralar ve kayıtlar bulunmuş. Turizm sezonunun açılmasını fırsat bilen bu insanların akrabalarının ve tanıdıklarının üstlerine yazdırdıkları tespit edilen 19 faytona da el konulmuş. Sakinler, çeteden kurtulduk ama bu sefer de pislikle uğraşıyoruz diyerek veryansın ediyorlar.
Adalılar Kokudan Rahatsız!
Ada sakinleri, turizm sezonunda canlanan ve her yanı faytonla dolan adanın el ayak çekildikten sonra yeterli temizlik yapılmaması yüzünden oluşan at pisliği kokusundan oldukça rahatsız. Adalılar isyanda! Yapılan fayton çetesi temizliğinden sonra gelen şikayet sayısında ciddi bir artış olmuş. Çete gitti koku geldi diyor yaşayanlar. Bir yandan da faytoncuların at pisliklerini sokaklara döktükleri öğrenildi. Turizm sezonu geliyor atlar eğri doğru bir bakım görüyor olsa da kış aylarında bakımsızlık ve açlıkla karşı karşıya kalan atlar, ölebiliyor. Adaların eski huzurlu haline dönmesini isteyen sakinleri bu durumdan oldukça huzursuz. Umarız gerekenler yapılır ve sakinler de huzur bulur…
Faytona Binme Atlar Ölüyor!✋
Turizm amaçlı olarak kullanılan nostaljik gezilere ev sahipliği yapan faytonlar için atlar kullanılıyor. Atlar da bir can taşıyor. Bütün gün sıcağın altında çalıştırılıyorlar.
Adalar’da şu anda çalıştırılan at sayısı 1450 lere ulaşmış durumda! Asfalt yol ve yamalar atların yürümesine uygun yollar değil üstelik.
Hayvan Hakları İzleme Komitesi’ nin (HAKİM) raporuna göre Adalar’ da 272 tane fayton ve bu faytonlarda çalıştırılan 1540 tane at bulunmakta. Resmi verilere göre ise yılda ortalama 400 at bakımsızlıktan ve sağlık koşullarının yetersizliği yüzünden ölüyor.
Faytonda çalıştırılan atlar erken ölüm riski ile karşı karşıya. Normalde 20 yıl yaşayabilen atlar fayton atı olarak kullanıldığında ancak 2 yıl yaşayabiliyorlar.
Faytona Binme Atlar Ölüyor Platformu yaptığı eylemler bu konuya dikkat çekmeye çalışıyor. Atların da özgür bir yaşam hakkı olduğunu savunan platform sözcüsü Elif Narin yaptığı açıklamada şunları belirtmişti:
‘’ Yılda 5oo den fazla atın öldüğü Adalar’ da fayton nostaljisinden söz etmek, bu zulme ortak olmaktan başka bir şey değildir.Talebimiz daha az fayton ya da atlar için daha iyi yaşam koşulları değil atlı faytonların tamamen kaldırılmasıdır.’’
Bir çoğumuz bu gerçeklerden bihaberiz belki de onlara binerken. Öncelikle atlarda ‘ çatlama’ diye bir durum var ve atların çok fazla yemek yememesi ve su içmemesi gerekiyor. Bu nedenle atlar aç ve susuz koşturuluyor. Çok acı bir şey bu gerçekten zulüm o hayvanlara. Sonra insanlar sıra bekliyor gezmek için. Bunun yanında hamile olan ve yeni doğum yapan atları da koşturuyorlar. Ekolojik dengelerine uyumlu olmayan asfalt yollarda ve dik yamaçlarda hareket etmeye zorlanan atların toynakları yoldaki çukurlara sıkışabiliyor. Bunun sonucunda yaralanan atlar o halde can çekişerek hareket etmeye devam ediyorlar. Fayton kazalarında yaralanan atlara doğru düzgün bir tıbbi müdahalede bulunulmadığı gibi külfet oluyor düşüncesi ile de ormana terk ediliyorlar. Bütün bunlar turistler turizmi canlandırsın diye atlara yapılan işkenceler.
Büyükada’da Atlar İçin Sağlık Merkezi Yok!
Adanın her yeri fayton ama atların bakımını yapacak bir veteriner ya da sağlık merkezi yok! Atlara bir canlı oldukları unutulup araç muamelesi yapılıyor. Çoğu zaman yaralanan atlar kepçelerle taşınıyor ve gerekli sağlık muayeneleri yapılmadan ya çalıştırılıyor ya da ormana terk ediliyorlar.
Alternatif: Elektrikli Fayton
Ada’ nın ekolojik koşullarına uygun olduğu iddia edilerek kullanılan faytonlar aslında atların koşmalarına uygun bir yapıya sahip değil. Üstüne de atların pisliği çevre sakinlerini oldukça rahatsız ediyor çünkü fayton kullanan insanlar buna özen göstermiyor.
Hayvanların birer iş gücü olarak kullanılmasına karşı çıkan bir girişimci elektrikli fayton üretti. Kendisi makine mühendisi olan girişimci Haluk Şahin bu çalışmasının patentini de almış.
Nostalji adı altında atlara eziyet ediliyor; ama, atlar olmadan da fayton yapmak mümkün diyerek ‘Fayato’ yu yani elektrikli faytonu tasarlamış. Eğimli yollarda atlar yüzde 15 lik eğimde zorlanırken fayato yüzde 40 lara kadar çıkabilmekte. Sadece itme gücü at yerine elektrik kullanılıyor aynı kabin, tekerlek ve koltuklar bu faytonda da mevcut.
Bu icat ortalama bin kilo ağırlığında sekiz kişiyi taşıyabiliyor ve 4 saatlik şarjda 100 km yol alabiliyor. Bir şarj maliyeti ise 4 lira! Gerçekten çevreci bir alternatif olduğu ortada.
Atların Özgürce Yaşamaya Hakkı Var
Günlük hayatımızda sıradanlaştırdığımız ve farkında olmadığımız hayvan kullanımı daha doğrusu eziyeti burada apaçık gözler önünde oluyor. Eti için bir seferde öldürülen inek ile hastalıktan açlıktan ölünceye kadar her gün çalıştırılarak ata yapılan eziyet aynı aslında. Her ikisinde de özgür yaşam hakları alınmış hayvanlar var ve sebebi de bizlerin beslenmesi ve eğlencesi. Alışkanlıklarımızın bu saatten sonra değişmesi zor diyerek kolaya kaçmaktansa yaptığımız hareketlerin sorumluluğunu baştan kabul etmeliyiz ve bunların sonuçlarının farkında olmalıyız. O faytona her bindiğimizde bu zulme ortak oluyoruz. Yine turizm sezonu canlı geçsin Adalar’ da, yine fayton sefası olsun elbette.
Tek bir farkla! Bu sefer faytonlar atsız, sömürüsüz, zulümsüz, ama yine de nostaljik olsun!
One Comment
Leave a Reply