Sigmund Freud, 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden biri olarak kabul edilir.
Özellikle Albert Einstein ve Karl Marx ile birlikte geçtiğimiz yüzyıla damgasını vuran isimlerden biri olan Sigmund Freud, bilinçaltını keşfeden ve psikanalizi kuramsallaştıran bir isim.
Bu önemli kişiliğin hayatı hakkında oldukça enteresan bilgiler mevcut. İnsan ruhunu büyük bir titizlikle analiz eden Freud’un hayatından ilginç anektodlar öğrenmek istiyorsanız buyrun başlayalım. Ayrıca yazımızın devamında ilham verici Sigmund Freud sözleri de bulacaksınız.
Sigmund Freud Annesinin Gözdesiydi
Asıl adı Sigismund Schlomo Freud olan Avusturyalı bilim adamı, şimdilerde Çekya sınırları dahilinde olan Freiberg kentinde 6 Mayıs 1856 tarihinde doğdu. O doğduğunda 41 yaşında olan babasının önceki evliliğinden 2 çocuğu vardı. Freud’un annesi Amalia ise kocasından 20 yaş küçüktü. Freud’un babasının iş hayatındaki çalkantılı durumu onları Freiberg’den Viyana’ya göç etmeye zorladı.
Freud’un toplamda 7 kardeşi vardı ve o en büyükleriydi. Buna karşın Freud’un annesinin gözde çocuğu olduğu bilinmektedir. Zira annesi Freud’a “Altın Freud” adını vermiştir.
Bu konu hakkında Freud şöyle yazmaktadır:
“Anneleri tarafından tercih edilen ve daha çok sevilen insanların hayatlarında kendilerine daha çok güven duyduklarını ve daha iyimser olduklarını gözlemledim. Bu da kişiye hayatta başarı sağlayan unsurların başında gelmektedir.”
Arkadaşlarına Karşı Tuhaftı
Sigmund Freud’un arkadaşlarıyla olan ilişkisi biraz garipti. Bir konuda arkadaşlarıyla aynı fikirde değilse arkadaşlarını sadakatsizlikle suçlardı. Hatta en yakın arkadaşlarından olan Carl Jung ile bir konuda anlaşamadıkları için Freud bayılmıştı. Jung’un ona söylediği bir sözü onu öldüreceği şeklinde yorumlayan Freud, bayılmanın bilinçaltı anksiyetelerine karşı bir savunma mekanizması olduğu savunur.
100.000 Dolarlık Senaryo Teklifini Reddetti
1925 yılında Sigmund Freud’un ünü tüm dünyaya yayılmıştı. Film yapımcısı Samuel Goldwyn, Freud’u “dünyanın en büyük aşk uzmanı” olarak adlandırıyordu. “Tüm zamanların en büyük aşk hikayeleri” konusunda ondan senaryo yazmasını isteyen Hollywood yapımcısı Goldwyn’in teklifi reddedildi. Çünkü Freud bu tekliften kısa bir süre önce ünlü katiller Leopold and Loeb’i analiz etmek için Chicago Tribune gazetesiyle 25.000 dolar karşılığı anlaşmıştı.
Kokain Kullandı
Zararlı etkileri keşfedilmeden önce kokain ağrı kesici ve rahatlatıcı bir ilaç olarak biliniyordu. Freud da bu maddenin anti-depresan etkilerini keşfetmiş ve çeşitli sebeplerde kokaini savunmuştu. Bir dönem kendisi de kokain kullanan Freud’un tıbbi anlamdaki saygınlığı, kokainin yan etkileri keşfedilince bir miktar sallandı. Hatta kokainle ilgili bir akademik makale bilen yazan Freud, yaklaşık 12 sene kokain kullandı.
Aşkı Yüzünden Doktor Oldu
Freud, 26 yaşındayken kendisinden beş yaş küçük Martha Bernays’a sırılsıklam aşık oldu. Freud’un o dönem bilimsel araştırmalar yaptığı laboratuar ise ona bir aile kuracak kadar maaş vermiyordu.
Biricik aşkına yazdığı mektupta Freud şöyle diyor:
“Güzel sevgilim, sana olan aşkımı kanıtlamak zorunda olmam bana acı veriyor.”
Martha ile tanıştıktan 6 ay sonra bilimsel araştırma kariyerini bırakıp doktor olan Freud, 3 yıl boyunca Viyana Hastanesi’nde eğitim gördü. Bu dönemde Almanya’ya taşınan nişanlısını nadiren gören Freud, 4 yılın ardından sevdiği kadınla 4 Eylül 1886’da evlendi. Çiftin altı çocuğu oldu.
Freud Viyana Üniversitesi’nde yaptığı çalışmalarda zooloji dersleri aldı ve dört hafta boyunca yılan balığının testiklerini inceledi ancak kayda değer bir şeye ulaşamadı.
Oedipus Kompleksi Onun Buluşu
Freud 1897-1899 yılları arasında rüyalarını kaydetti ve nevrozlarının kökenlerini bulmak için araştırdı. Buna göre Freud’un nevrozları 1886 yılında babasının ölümüyle alakalıydı. Kendi kendini analiz ederken sorunlarının annesine karşı olan arzularından ve babasının annesiyle olan yakınlığa duyduğu kıskançlıktan ileri geldiğini keşfetti. Bu da onun Oedipus Kompleksi’ni keşfetmesine neden oldu. Bu keşif, onun 1899 yılında yayınlanan Rüyaların Yorumu adlı kitabına malzeme oldu. Kitap başlangıçta soğuk karşılansa da daha sonra hak ettiği ilgiyi gördü.
Konuşma Terapisini Buldu
Günümüz psikoterapistleri arasında Freud’un teorileri hakkında çeşitli görüş ayrılıkları olsa da onun bulduğu tekniklerin pek çoğu hala kullanılmakta. Konuşma terapisi de psikanalitik terapinin önemli unsurlarından biri rolün. Konuşma terapisi sayesinde kişinin hayatını zorlaştıran belli bazı olay örgüleri psikanalist tarafından analiz edilir. Psikanalistler, özellikle çocukluk döneminde yaşanan olaylar ile bilinçaltındaki duygu ve düşüncelerin ruhsal açıdan kişiyi rahatsız edebildiği görüşünü paylaşmaktadırlar.
Ayrıca yukarıda görmüş olduğunuz divan Freud’a bir hastası tarafından hediye edildi. Konuşma terapisi metodunu uygulamaya başladığında hastalarını divana yatıran Freud’a, tedavi ettiği hastası Madame Benvenisti tarafından üzerinde İran halısı serili bir divan hediye edildi.
Kızı Babasının İzinden Gitti
Freud’un kızı Anna Freud, babasının teorilerinden çok etkilendi ve onun izinden gitti. Psikanaliz alanına kendi katkılarını sağlayan Anna Freud, çocuk psikanalizi ve egonun savunma mekanizmaları alanında yazdıklarıyla bilinmektedir.
“Puro Bazen Sadece Purodur” Sözü Ona Ait Değil
Bu söz sürekli olarak Sigmund Freud’a ithaf edilir. Ancak onun bu sözü söylediğine dair hiçbir somut kanıt yok. Freud hayatı boyunca günde ortalama 20 puro içmiştir. Bir keresinde bir kişi Freud’a bu kadar puro içmesi nedeniyle puronun ona neyi simgelediğini sormuş ve Freud her şey illa bir anlam atfetmek gerekmediğini söylemiştir.
İlk kez 20’li yaşlarda sigara içen Freud, kısa süre sonra bağımlı oldu. Günlük olarak tütüncüye gidip tütün alan Freud, daha sonra puro içmeye başladı. Öyle ki peşpeşe yaktığı purolarda adeta çakmağa ihtiyaç bile duymuyordu.
Çin Aslanı Vardı
Sigmund Freud ve kızı Anna Freud’un köpeklere özel bir ilgisi vardı. Özellikle insanların hayal kırıklığına uğratması ikilinin köpeklere daha çok sevdi duymasını sağladı. Jofi adındaki Çin aslanı (çov çov) türündeki köpeğini terapilerde de bulunduran Freud, hastaları tarafından köpeğe daha çok ilgi gösterdiği nedeniyle eleştiriliyordu.
Tüm Organların Erotik Olduğunu Düşünüyordu
Freud, insanların daha doğuştan itibaren cinsel varlıklar olduğunu biliyordu. Doğum yapan bir anne ile bebeği arasındaki ilişkiyi işaret ederek bebeğin annesinin memesini emdikten sonra huzurlu bir biçimde uykuya dalmasını, bebeğin yetişkinliğe ulaştıktan sonra da cinsellik sayesinde aynı huzura kavuşabileceği ile ilişkilendiriyordu. Bununla birlikte cinselliği sadece genital bölgelerle sınırlandırılmaması gerektiğini, cinselliğin sadece cinsel ilişkiden ibaret olmadığını, vücudun herhangi bir bölümünün de seksi bulunabileceğini düşünüyordu. Quentin Tarantino’nun ayak sevdası buna epey iyi bir örnek.
ABD’ye Sadece Bir Kez Gitti
1909 yılında ABD’l psikolog G. Stanley Hall, Sigmund Freud’u Clark Üniversitesi’nde düzenlenen bir psikanaliz seminerine davet etti. Başta bu teklifi reddeden Freud, ısrarlara dayanamayarak meslektaşları Carl Jung ve Sandır Ferenczi ile ABD’ye gitti.
Clark Üniversitesi’nde psikanalizin tarihi ve doğuşı konusunda 5 ders veren Freud, dersin başlangıcında dinleyenlere şöyle seslendi:
“Bugün büyük bir hayal gerçek oluyor ve psikanalizin sanrıdan öte bir şey olmadığı düşüncesi bertaraf oluyor.”
Naziler Yüzünden Viyana’yı Terk Etti
Naziler Avusturya’yı işgal edince Freud’unkiler de dahil olmak üzere pek çok düşünürün kitapları yakıldı. Bu konu hakkında bir arkadaşına şöyle diyor:
“Ne gelişme ama… Orta Çağ’da olsak doğrudan beni yakarlardı. Şimdiyse sadece kitaplarımı yakıyorlar.”
Freud ve kızı Anna, Gestapo tarafından sorguya çekildi, ancak Freud’un arkadaşı Marie Bonaparte ikilinin İngiltere’ye gitmesi için bir yol buldu. Bonaparte ayrıca Freud’un 4 kızını da kurtarmaya çalıştı ancak bundan başarılı olamadı. Freud’un 4 kızı da toplama kamplarında hayatını kaybetti.
Mektupları ABD Kongre Kütüphanesi’nde Saklanıyor
Freud’un ailesi, arkadaşları ve diğer insanlarla olan yazışmaları ve mektupları 153 kutu içinde ABD Kongre Kütüphanesi’nde saklanıyor. Bu kutularda yaklaşık 75000 belge olduğu düşünülüyor ve yazıların bazıları açılıp okunabileceği gibi bazıları da Freud’un vasiyeti üzerinde 2020, 2050 ve 2057 yılına dek açılmayacak. Bazı kutuların ise asla açılmaması gerekiyor. Acaba hiç açılmaması gereken bu kutularda neler var…
Kadınlarla Arası Pek İyi Değildi
Sigmund Freud’un kadınlarla olan ilişkisi pek sağlıklı değildir. Kadınları genel olarak zayıf, kıskanç ve adalet hissinden yoksun olarak değerlendiren Freud, kadınların bu tür problemlerinin temel nedeni olarak penise sahip olmamalarını ileri sürüyordu. Hatta kadınların toplumsal sorunların temelinde yer aldıklarını iddia ediyordu.
Buna karşın Freud, erkek arkadaşlarıyla çok daha iyi geçiniyordu. Örneğin mektuplaştığı Wilhem Fliess ile son derece tutkulu ve yakın bir ilişkisi vardı. Belki de eşcinsel bir kökeni vardı bu mektuplaşmaların, bilemiyoruz.
Ağız Kanserinden Öldü
Freud hayatı boyunca tütün kullandı ve kansere yakalandı. Hatta ölene kadar tütünü bırakmadı. 1939’a kadar otuz kez ağzından ameliyat olan Freud’un durumuna doktorların yapabileceği bir şey kalmadı. Bunun üzerine doktorlardan ötenazi talep eden Freud’a üç doz morfin verildi ve Freud 23 Eylül 1939’da 83 yaşında Londra’da öldü. Öldükten sonra yakılan Freud’un mezarı Londra’daki Golders Green Crematorium’da bulunmaktadır. Hatta 2014 yılında hırsızlar mezarlıktan onun küllerinin bulunduğu vazoyu çalmaya çalışmışlardır. 2300 yıllık antika değerindeki bu vazo Freud’a arkadaşı Marie Bonaparte tarafından hediye edilmişti.
Sigmund Freud Sözleri
Şimdi de isterseniz 20. yüzyılın en etkili düşünürlerinden olan Sigmund Freud’un ilham verici bazı sözlerine bakalım.
• Sözcüklerin sihirli bir gücü vardır. Kişiye ya en büyük mutluluğu ya da en derin üzüntüyü getirirler. Sözcükler öğretmenden öğrenciye bilgi aktarırlar. Sözcükler konuşmacıya düşüncelerini ve kararlarını ifade etmek ve dinleyici kitlesi elde etme imkanı sunar. Sözcükler en kuvvetli duyguları harekete geçirme gücüne sahiptir.
• Amerika insanlık tarihinin gördüğü en büyük deneydir. Ama korkarım bu deney başarıyla sonuçlanmayacak.
• Din, koca bir yanılsamadır ve gücünü içgüdüsel arzularımızla uyuşmasından alır.
• Din, çocukluk nevrozuna benzetilebilir. Nasıl çocuklar bu nevrozu atlatabiliyorlarsa insanoğlu da din denen bu nevrozu aşabilir.
• Güzelliğin bariz bir kullanım alanı yoktur. Keza güzelliğe yönelik kültürel bir ihtiyaç da yoktur. Ancak insanoğlu güzellik olmadan yapamaz.
• Bireyin özgürlüğü medeniyete bir katkı sağlamaz. Aksine, insanlar medeniyet olmadan önce en özgür zamanlarını yaşıyorlardı.
• Çocuklar feci halde bencildir. İhtiyaçlarını son derece yoğun bir şekilde hissederler ve ne pahasına olursa olsun ihtiyaçlarının doyurulmasını isterler.
• Medeniyet, hayatın zorunluluğu için içgüdülerin tatmini pahasına yaratılmıştır.
• Çiçeklere bakmak huzur vericidir. Onların ne duygusu ne de ruhsal çatışmaları vardır.
• Psikanaliz kişinin hastalıklarını iyileştirmek için yola çıkmaz. Psikanaliz hastanın o veya bu şekilde karar vermesi için hastanın egosuna özgürlük alanı açar.
• Bilinçaltının etkinliklerin bilgisine ulaşmak için rüya tabirleri kraliyet yolu gibidir.
• Seven kişi tevazuya kavuşur. Zira bir kişi sevdiği zaman narsisizminin bir kısmını rehin verir.
• İnsanlar düşündüklerinden daha ahlaklı, hayal edebildiklerinden daha ahlaksızdırlar.
• Bir insan sağlam bir düşünceye sahip olduğunda güçlüdür. Eğer kişi kendisiyle çelişirse o kişi güçsüzdür.
• Vermiş olduğunuz mücadeleler, bir gün geriye dönüp baktığınızda size en güzel günler gelecektir.
Bir Düşünce Unutulunca Nereye Gider?
• Yaratıcı bir yazar, çocuk gibidir. Kendi fantezi dünyasını yaratır ve bu dünyayı çok ciddiye alır.
Hayvanlarla vakit geçirmeyi insanlarla vakit geçirmekten daha çok seviyorum. Şüphesiz vahşi bir hayvanın ciddi zararı dokunabilir. Ancak merhametsizlik, sadece insanlara hastır.
• Zihin bir buzdağı gibidir. Sadece 7’de 1’i su üstündedir.
• Olgunluk, hazzı erteleyebilme kabiliyetidir.
• Mastürbasyon yaparken sadece iyi yapılamadığı zaman utanılmalıdır.
• Tarih insanların daha evvel yapılmış hataları tekrar etmesinden ibarettir.
• Kedilerle geçirilen zaman asla boş zaman sayılamaz.
• Sağlıklı bir hayatın iki göstergesi vardır. Biri çalışmak, diğeri de sevmektir. İkisi de hayal gücü gerektirir.
• Psikanalizin işlemeyeceği tek millet İrlandalılardır. Zira halihazırda bir rüya aleminde yaşamaktadırlar.
• Her insanda iki eğilim vardır. Biri kişisel mutluluk, diğeri de insanlara uyum sağlama isteğidir. Bu iki eğilim mutlaka birbiriyle mücadele etmelidir.
Çocuklar İlgi Aramaz, Sevgi Arar
• En ufak bir karar verirken bile muhakkak artılarını ve eksilerini dikkate alırım.
• Konuşma terapisi histerik bir sefaleti sıradan bir mutsuzluğa dönüştürür.
• Uçabilme isteği, cinsel açıdan güçlü olma isteği ile çok yakından alakalıdır.
• Ölümü hayal etmeye çalıştığımızda kendimizi seyirci konumuna koyarız.
• Rüyalar dünden kalan artıklarla inşa edilir.
• Ben hayatta şanslı bir adam sayılırım, çünkü hiçbir şeyi kolaylıkla elde etmedim.
• Genç bilebilseydi, yaşlı yapabilseydi.
• Mantığın sesi kısık ama ısrarcıdır.
• Rüyalar, aşırı yük altında kalan beyni korumak için emniyet sübabı vazifesi görür.
Freud Kendini Anlatıyor
Son olarak, gelin isterseniz Freud’un nadir bulunan bir videosunu ve sesini paylaşalım.
9 Comments
Leave a Reply