Paranormal aktiviteler, perili köşkler, esrarengiz kayboluşlar… İnanalım ya da inanmayalım hepimiz şehir efsaneleriyle büyüyoruz. Anadolu’nun masalları eskiden hangi ihtiyacını karşılıyorsa toplumun, bugün şehir efsaneleri de aynı amaca hizmet ediyor belki.
Olmuş mu? Mümkün mü olması? Bilinmez…Ama gerçekten yaşanmış olma ihtimali bile tüyler ürperten şehir efsanelerini sizin için derledik! Buyrunuz…
1.Issız Cuma Mezarlığı
çankırı escort
Türkiye’de bir dönem çok fazla gazeteci bu mezarlığı ziyaret etmiş ve haber hazırlamış. Bir çok kez televizyon programlarına konu olmuş bir mezarlık Issız Cuma Mezarlığı.
Çünkü bu mezarlıkta çok garip olaylar oluyor!
Çanakkale’nin Yenice ilçesine bağlı Seyvan ve Çakıroba köylerinin arasında, tarihi bir mezarlık bulunuyor ve yaklaşık 680 yıllık olduğu düşünülüyor. Bu mezarlığın ünü, yaşanan gizemli bir olaydan geliyor. Gizemli ve çok ürkütücü! Bundan 55 yıl önce Seyvan köyünde, Hatice Erkek isimli genç bir kadın bir kız bebek dünyaya getiriyor. Hatice Erkek doğumdan kısa bir süre sonra hayatını kaybediyor. Hatice annenin, Ayşe adını verdiği minik kızı da doğduktan 20 gün sonra hayatını kaybediyor. Aile, anne ve kızını yan yana mezarlara gömüyor.
Ve sonra…
Birleşen Mezarlık Şoku
Bir kaç gün sonra mezarlığa ziyarete giden akrabaları bir sürpriz bekliyor! İki mezarlık birleşmiş! Daha sonra defalarca ayrılan mezarlar, her defasında tekrar ama tekrar birleşmişler! Aile, anne kızın mezarlarını ayırmaktan bir süre sonra vazgeçmiş. Fakat bu olay ve ailenin iddiaları, ülke çapında çok fazla ilgi çekmiş. Hala çok fazla insanın ziyaret ettiği bu gizemli mezarlık ve anne kızın mezarı tüm gizemini koruyor…
2.Işık Saçan Türbe
İddianın ve meşhur fotoğrafların sahibinin ağzından anlatacağımız bu olay da medyanın bir dönem ilgisini oldukça çekmiş.
Dr. Cengiz Caymaz 1981 yılında arkadaşlarıyla birlikte Kastamonu yakınlarında bir türbeye gider ve…
”1981 yılındaki Anadolu gezimde bir türbenin hikayesi dikkatimi çekti. Köylüler bir ara türbeyi yıkmayı düşünmüşler ama buldozer türbeye yaklaştığında motor durmuş. Ardından insan gücünü denemeye karar vermişler ama kazmalar toprağa saplanıp kalmış. Türbenin civarında gece garip ışıklar görülüyormuş ve işi bırakmışlar, yıkmaktan vazgeçmişler. Ben de gezimiz esnasında türbenin önünde bir çok fotoğraf çektim ve Ankara’ya evime döndüm. Fotoğraflar çıktıktan sonra gördüklerime inanamadım. Fotoğrafta etrafımda aydınlık alanlar görülüyordu. Ben de gidip yeni fotoğraflar çekmeye karar verdim, sıkıntının filmle ilgili olabilme ihtimaline karşı. Ayrı kişileri, ayrı yerlerde fotoğrafladım ve hepsinde aynı aydınlık halkalar mevcuttu.”
3. Yusuf Ziya Paşa Köşkü
Çok zengin bir tüccar olan Yusuf Ziya Paşa, Rumeli Hisarı’na bir köşk yaptırmaya niyetlenir. Çok kıskanç bir adam olan Yusuf Ziya Paşa, eşinin güzelliğini de herkesten saklamak ister ve bu sebeple o zamanlar etrafı ıssız olan bir arazi seçer. 1910’da başlayan inşaat I.Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle yarım kalır. Eşinin de kendisini aldattığını öğrenen paşa, inşaatın tamamlanmasını asla istemez. Yıllar boyunca köşkün etrafında yaşayan insanlar, geceleri uzun saçlı genç bir kadının köşkün etrafında gezdiğini söylemişler.
Artık adı Perili Köşk‘tür ve söylentiler bitmez!
1990’lı yıllarda, farklı zaman dilimlerinde, restorasyonunda çalışan işçilerin pek çoğu köşkteki aynalarda genç bir kadın sureti gördüklerini söylemişler. Köşk şimdi müze olarak hizmet veriyor.
4. Molla Zeyrek Camii
Molla Zeyrek Camii, İstanbul’un fethinden sonra kiliseden camiye dönüştürülmüş bir yapı. Fatih’de bulunan bu camii, bir çok şehir efsanesine de konu olmuş. Şimdilerde park alanı olarak kullanılan yapının bulunduğu alan,eskiden ahır olarak kullanılıyordu. Bu alanı gizemli yapan ise hakkındaki söylentiler.
Yapının içerisinde bulunan kuyu geçmişte hayvanların su ihtiyacını karşılamak için kullanılıyordu. Ancak söylentilere göre bu kuyunun altında bir mahzen bulunuyor. İnsanların geceleri hayvanlarını kontrol etmek için bile bu ahıra girmeye korkmalarına neden olan çığlık seslerinin geldiği iddia edilen bu mahzen günümüzde bulunabilmiş değil.
Ancak bu söylentilere engel değil. Günümüzde bile insanlar geceleri o bölgeden çığlık seslerinin geldiğini söylüyorlar!
5. Davutlu Köyü
Bu olay, Kara dedeler olayı olarak da biliniyor halk arasında. Olayın yaşandığı yer Kırklareli’nin Davutlu Köyü. O dönem pek çok gizemli olayın yaşandığı iddia edilen köyde halk arasında en çok dile getirilen şey üç harfli varlıklar olarak bilinen gizemli varlıkları gördüklerini iddiası.
Bu haberler kulaktan kulağa yayılınca, o dönem yeni mezun meraklı gazeteci H.B hemen soluğu köyde alıyor. Neredeyse tüm köy halkıyla röportajlar yapıyor H.B.. Röportaj yaptığı herkes, köyde esrarengiz bir şeyler olduğunu söylüyor ama köyde kaldığı 11 gün boyunca kendisi herhangi bir gizeme şahitlik etmiyor. Gazetelere kadar yansıyan olayların, bir çeşit toplumsal histeri olduğuna karar veriyor ve köyden ayrılıyor. Kamerasını köyde yaşayan 14 yaşında bir çocuğa emanet ediyor, köyde herhangi bir olaya şahit olursa kayıt etmesini tembihliyor.
Köyden ayrıldıktan üç gün sonra H.B gözaltına alınıyor…Neden mi?
Jandarmalar H.B’yi gözaltına almak için kapısına geldiklerinde, H.B duyduklarına inanamıyor! Köyde üç ailenin bulunduğu üç ayrı evdeki herkes parçalanarak öldürülmüştür. Bu ölen kişiler arasında H.B‘nin kamerayı emanet ettiği çocuk da vardır. Ve evlerin duvarında, Arapça harflerle H.B‘nin ismi yazmaktadır.
Bu olaydan sonra uzun süre kendine gelemeyen H.B, şubat 1989’da ortadan kaybolur. Kıyafetleri ve not defteri bir ormanda bulunur fakat kendisi bir daha asla bulunamaz…
Karadedeler olayının gerçekten yaşanıp yaşanmadığı konusu ise biraz karışık.
Sizi ürperttiğimiz için kusura bakmayın! 😊
Sizlerin de bildiği tuhaf olaylar varsa bizimle paylaşırsanız seviniriz
2 Comments
Leave a Reply