Maalesef günümüzde pek çok insan, gününün oldukça büyük bir kısmını masa başında bir işle meşgul olarak geçiriyor. Eğer şanslı azınlıktansanız, örneğin dünyayı gezerek fotoğraflayan bir gezginseniz şimdiden bu yazıyı okumayı bırakmanızı tavsiye ederim. Zira bu yazı daha çok sabah 8 akşam 5 çalışanları ilgilendiriyor.
Tüm gün bir masada oturmak veya ofis içinde sınırlı bir hareket içinde bulunmak, bilgisayar ekranı karşısında zaman geçirmek, kafeinle oldukça yakın bir ilişki kurmuş olmak bir süre sonra insanı hem psikolojik hem de fiziksel anlamda oldukça yıpratabiliyor. Örneğin hareketsizlikle birlikte gelişen kilo ve kas rahatsızlıkları, stres altında çalışmaktan kaynaklanan ruhsal rahatsızlıklar bu yıpranmanın sonuçlarından sadece bazıları.
Üstüne üstlük yapılan araştırmalar gösteriyor ki tüm bu olumsuz etkilerine ek olarak ofis çalışanlarının %87’si çalıştıkları ortamdan ve yaptıkları işten de memnun değil.
Anlayacağınız, ortada bir gülü seven dikenine katlanır durumu da söz konusu değil.
Daha Mutlu Bir Çalışma Ortamı İçin
2014’de Harvard Business Review ve The Energy Project şirketi tarafından yapılan bir araştırma işte tam bu noktada bize yardımcı olabilecek sonuçlar ortaya koyuyor. Yaklaşık 20.000 -çoğunluğu beyaz yakalı- çalışanla yürütülen araştırma, çalışanların ofis ortamlarında en çok neye ihtiyaç duyduklarını tespit ediyor ve daha iyi bir çalışma ortamı yaratmalarını sağlayacak unsurları ortaya koyuyor.
Çalışma sonuçlandığında, ortaya mutlu bir çalışma ortamı ve hayatı için sadece 4 temel ihtiyacın giderilmesinin yeterli olduğu ortaya çıktı.
1. Yenilenmek Şart
Pek çok iş yerinde öğle tatili dışında çalışanların mola verme şansı bulunmuyor. Ancak yapılan çalışma, uzun molaların kişinin odaklanması üzerinde kısa molalara kıyasla daha verimsiz bir etkisinin olduğunu ortaya koyuyor. Her 90 dakikada bir verilen molalar, kişinin odaklanmasını %30 oranında arttırıyor.
90 dakika sonunda verilen molalar,
-Yaratıcı düşünme kapasitesini %50 oranında,
-Kişinin sağlık düzeyini ise %46 oranında arttırıyor.
-Müdürü tarafından bu molaları vermeye teşvik edilen çalışanlar %100 oranında şirkette çalışmaya devam etme eğiliminde oluyorlar.
Bu molaların en verimlisiyse, sabah ve öğle tatili arasında verilen mola. Bu mola sırasında işten bağımsız şeylerle ilgilenmek en doğrusu.
2. Odaklanma Sorunu
Çalışmada görüldü ki, katılımcıların sadece %20’si aynı anda sadece tek bir işe odaklanabiliyor. Buna benzer olarak katılımcıların sadece 3’de 1’i yapacağı işleri bir öncelik sırasına koyabildiğini ifade etti.
Yapılacak işleri bir öncelik sırasına koymanın işe odaklanma ve üretkenliği arttırma üzerindeki etkisiyse bilinen bir durum.
İşte bu noktada, kişinin iş yerinde işlerini daha iyi odaklanarak yapabilmesi, iş kaynaklı oluşan stresi azaltabilmesi için uygulayabileceği bazı teknikler var.
1.Yapılması gereken işleri maddeler koyarak listeleyin.
2.İşleri aciliyetlerine ve önemlerine göre 1’den 5’e kadar puanlandırın.
3.Daha sonra verdiğiniz puanlara göre bu işleri bir işlem sırasına koyun.
Tüm buraya kadar yaptıklarınız önceliklerinizi belirleyebilmeniz içindi. Bundan sonra yapacaklarınız ise bu işleri yaparken oluşabilecek dikkat dağınıklıklarını engellemeye yönelik olacak.
-E-posta’larınızı kendi belirleyeceğiniz saatlerde kontrol edin.
-Çalışma alanınızı düzenli tutmaya özen gösterin. Dikkat dağıtıcı unsurları gözünüzün önünden kaldırın.
-Çalışma ortamınız gürültülü ise kulaklığınızı takarak sakin müzikler dinleyin.
3. Değer Görmek
Daha iyi bir çalışma ortamının ana unsurlarından birinin değer görmek ve değer göstermek olduğunu söylesek eminim şaşırmazsınız. Yaptığınız işten tatmin olabilmeniz için en çok gereken şeylerden biri, çalışma ortamınızda değer gördüğünüzü hissetmek.
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, işverenleri tarafından değer gördüğünü hisseden çalışanlar çalıştıkları yere daha bağlı ve işlerine %70 oranında daha yüksek bir motivasyonla bağlılar.
2012 yılında American Psychological Association’ın yayınladığı bir araştırma da bu sonucu destekler nitelikte. Araştırmaya göre iş yerinde değer görmediğini düşünen çalışanların %50’si bir sonraki yıl için başka bir iş bakıyorlar.
Benzer şekilde değer gördüğünü hissettiğini belirten çalışanların hem fiziki hemde psikolojik sağlık durumlarının daha iyi olduğu ortaya çıkmış.
Çalışanların %93’üyse değer görmenin onlar için büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu belirtmişler.
4.Bir Amaca Sahip Olmak
Yaptığımız işin bir sonuca ulaşacağını bilmek o işi yaparken ki en büyük motivasyon kaynağımız oluyor. Bir amaç uğruna çalışmak ve emeğimiz sonucunda bir yere varacağımızı bilmek yaptığımız işten keyif almamızda en büyük etken.
Yapılan çalışmada anlamlı bir iş yaptığını düşünen çalışanların;
-%33 oranla işlerine daha fazla bağlı oldukları,
-İş tatminlerinin 2 kat daha fazla olduğu,
-1.4 kat daha fazla işlerini yapmaya eğilimli oldukları ortaya çıktı.
Yapılan çalışmada ortaya çıkan 4 temel ihtiyacın içinde en çok iş yerindeki mutluluk üzerinde etkisi olan ise bir amaca sahip olmak.
Gördüğünüz üzere bu araştırma sonucunda 4 temel ihtiyaç her 90 dakikada bir verilen molalar, odaklanma sorununu çözmek için kullanılan yöntemler, iş yerinde değer görmek ve yapılan işle bir amaca hizmet etmek şeklinde karşımıza çıkıyor.
Unutmayın, zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz iş yerimizde mutlu olmak, daha mutlu ve daha sağlıklı bir hayata sahip olmak için oldukça önemli.