Yabancı dil öğrenmekle ilgili en bilinen gerçeklerden bir tanesi yeni bir dilin en kolay konuşularak öğrenilebileceğidir. İnsanlar yeni bir dil öğrenmek için aylarını kurslarda geçiriyorlar yetmiyor yurt dışında dil okuluna gidiyor ve daha birçok emek harcanıyor ama tüm bunlardan daha kolay ve etkili bir dil öğrenme yolu var. Aşık olmak ve dilini bilmediğiniz biriyle ilişki yaşamak o dili öğrenmenizin en kolay yolu ve eğlenceli yolu.
İnsanların iletişim kurmalarında sıkıntı çıkaran faktörlerden biri olan dil farklılığı romantizmle aşılabilir fikrini savunanlardan biri de Lauren Collins, Ona göre aramıza sınırlar çizen bir şey olarak tanımladığımız dilin aslında içinde romantizmle ortaya çıkan büyük bir potansiyel barındırdığını söylüyor.
Peki neden aşık olduğumuz kişinin dilini öğrenmek daha kolay?
Pratik Yapma İmkanı
Dil öğrenmenin en temel koşulu yeteri kadar konuşmaktan öğrenmeye çalıştığınız dilde pratik yapmaktan geçer. Beraber olduğunuz kişinin dilini öğrenmeye çalışmak bu noktada büyük kolaylık çünkü tüm gün pratik yapma ve dili konuşarak öğrenme imkanı buluyorsunuz. İnsanlar bu imkana haftada 2 kez sahip olabilmek için tandem programları peşinde koşarken, yabancı birine aşık olmak tandem programlarının size veremeyeceği kadar pratiği bir anda ayağınıza getirecektir.
Yaşayarak Öğrenme İmkanı
Yeni bir dil öğrenmek için kullanılan en yenilikçi metotlar genellikle bebekleri dil öğrenme şekilleri izlenerek geliştiriliyor. Bebekler ana dillerini öğrenirken o dili yaşayarak bire bir öğrenirler ve bu öğrenme sürecini hem hızlandırır hem de daha etkin hale getirir. İki dilli bir ilişkide öğrenmeye alıştığınız dilde hızlı ilerlemeniz bebeklerle aynı yollardan geçmenizle alakalıdır. Her şeyi günlük hayat içinde yaşayarak öğrenme fırsatınız olur. Bu hem dili kısa sürede öğrenmenizi hem de doğru şekilde konuşabilmenizi sağlayacaktır. Yani “nerede ne söylenir’i” yaşayarak öğrenmek kitaplardan öğrenmekten daha kolaydır.
Motivasyonu yükseltir
Dil öğrenmenin arkasında yatan en temel şeylerde biri de o dili öğrenmek için sahip olduğunuz motivasyondur. Sevdiğiniz kişiyle aracı olmadan ya da ikinci bir dile ihtiyaç duymadan onun ona dilinde konuşabilme özgürlüğünden daha büyük motivasyon kaynağı olabilir mi? Sevdiğiniz İnsanla beraber geçirdiğiniz her an önemlidir ve paylaşmak, paylaşabilmek bir ilişkinin olmazsa olmazı. İşte bu noktada dil öğrenmek için gelen büyük motivasyon devreye giriyor. Örneğin bir Fransız’la İngilizce konuşmak ona ancak eldivenle dokunmak gibidir, gerçekten dokunabilmenin yolu ise Fransızca konuşabilmekten geçer. Yani sevdiğiniz insana gerçekten dokunabilme isteği onun dili öğrenmek için muazzam bir motivasyon oluşturacaktır ve bu tüm işleri kolaylaştırır.
Kültürel Farklılıklar
İki dilli bir ilişkide dil öğrenmeyi gerekli kılan ve hızlandıran başka bir etkense iki dili ilişkinin getirdiği kültürel farklılıklardır. Yani arada iki tarafında bildiği İngilizce gibi ortak bir dil olsa bile İngilizce bu iki çok farklı kültürü buluşturmak için yeterli gelmeyecektir. An gelir sevgilinize niye eteklerin zil çalıyor demek istersiniz ama hiçbir yabancı dil bunu anlatmak için yetmez, o Türkçe bilmelidir. Bu tarz kültürel farklılıklar özellikle aileler işin içine girince önem kazanır ve dil öğrenmeyi gerekli kılar. Bu gereklilik o dili öğrenmenizi kolaylaştıracaktır çünkü sevdiğiniz insanın kültürünü merak edersiniz ve onun tam olarak hayatında olabilmek için kültürünü de anlamanız gerekir. Bunun yolu da dilini öğrenmekten geçer.
Dil öğrenmek bir çok insan için kariyerde dönüm noktası, hobi ya da mesleki bir ihtiyaç olarak değerlendirilebilir ama kuşkusuz dil öğrenmenin en eğlenceli ve kolay yolu aşık olmak. Tabi ki dil öğrenmek için aşık olunmaz ama aşık olmuşken de bir dil öğrenseniz hiç fena olmayacaktır. Siz aşık olmak ve dil öğrenmekle ilgili ne düşünüyorsunuz? Bu konuda en azından dinlediğiniz anılarınız var mı?
One Comment
Leave a Reply