Bu yazıda son yıllarda gözde hale gelen doğum fotoğrafçılığı ile ilgili bilmeniz gerekenlere yer vereceğiz. Ama öncesinde bu mesleğin bir handikapıyla başlayalım. Gece saat 3. Sıcak yatağınızda mışıl mışıl uyuyorsunuz ve belki de şahane bir rüya görüyorsunuz ancak birden bire telefonunuz acı acı çalmaya başlıyor. Haftalardır beklediğiniz telefon gecenin köründe geliyor! Alelacele üstünüze bir şeyler giyip fotoğraf makinenizi alıyor ve hastanenin yolunu tutuyorsunuz. Gecenin bir yarısı tüm bunları kim yapar ki? Cevap veriyoruz: Düğün fotoğrafçısı yapar tüm bunları.
Doğum fotoğrafçılığı her şeyden önce duygu dolu bir iştir. Bir insanın dünyadaki ilk dakikalarına şahit olmak mucize gibi bir şeydir. Bununla birlikte her doğum farklıdır. Annelerin, babaların ve bebeklerin tepkileri farklıdır. Ama her şeye rağmen şahane bir meslektir doğum fotoğrafçılığı.
Önce ekipmanlardan bahsedelim. Kişiye göre değişiklik gösterebilir, ancak doğumhane iç mekan olduğu için geniş açılı lensler işinizi kolaylaştıracaktır. Full frame bir kamera, örneğin Canon 5D Mark III’te 24-105mm ve 50mm lensler işinizi görecektir. Ancak illa 10.000 liralık fotoğraf makineleri kullanmak zorunda değilsiniz. Ortalama bir DSLR işinizi görür, ancak makinenizin düşük ışıktaki performansı iyi olmalı. Ayrıca doğumhanelerin ışık ortamını önceden kestiremeyeceğiniz için diyaframı yüksek bir lens seçmeniz faydanıza olur. Minimum 2.8 diyaframa sahip bir lens işinizi görecektir. Bu arada karanlığı aydınlatmak için ISO’nuza abanmamanız gerektiğini de vurgulayalım. Fotoğraf makinenize takacağınız flaşın önüne beyaz bir kağıt koyarak flaşın şiddetini azaltabilirsiniz, böylece insanları ve bebekleri rahatsız etmezsiniz. Daha sonra da Adobe Lightroom’da çektiğiniz fotoğraflara renk ayarı vererek aileye teslim edebilirsiniz. Düğün fotoğrafçılığı kadar uzun ve karmaşık bir süreç değildir doğum fotoğrafçılığı nihayetinde. Tek bir mekanladır işiniz.
Bu nedenle doğum zamanı yaklaştığı zaman makineniz 7-24 hazır olmalıdır evde. Hemen alıp evden hastaneye gidebilmelisiniz yani. Makineniz, lensleriniz, hafıza kartlarınız, flaşlarınız hazır olmalı ve o acele içinde kolaylıkla ulaşabilmelisiniz. Zira aynı anı tekrarlamanın imkanı yoktur doğumda. Hemen evden çıkmak için yanınızda bazı şeyler bulunmalıdır. Örneğin ceket, şarj aleti, atıştırmalık bir şeyler su ve bir miktar para olmalı yanınızda. Bu arada annenin doğum yapacağı hastaneyi önceden öğrenir ve buraya ulaşım yollarını öğrenirseniz daha az vakit kaybedersiniz. Ancak tüm bu saydıklarımızı önceden ayarlarsanız hastaneye ulaşmanız o kadar çabuk ve kolay olur.
Doğum Fotoğrafçılığı Hakkında Bazı Pratik Bilgiler
Tüm lenslerinizi taşımak zorunda değilsiniz. Dediğimiz gibi 50mm ve 24-105 aracılığı yeter de artar bile.
Gözlemci olun ve fazla konuşmayın. Daha ziyade işinize odaklanın. Orada fotoğraf çekmek için bulunuyorsunuz. Bu nedenle insanlarla “çene çalmak” yerine işinize konsantre olun. Ara ara anneye her şeyin yolunda gittiğini, fotoğrafların çok güzel olduğunu hatırlatın. Ayrıca hastane ortamında olduğunuzu unutmayın. Fotoğraf karesinin içine pek çok kişi girecektir. Bu insanlara müdahale edemezsiniz, ancak bazı durumlarda sıcak bir üslupla insanlardan hafifçe kenara çekilmelerini rica edebilirsiniz.
Detayların fotoğrafını çekin. Doğum odasına bebeğin ayakkabıları, giysileri, oyuncakları muhtemelen getirilmiş olacaktır. Ayrıca anne ve bebeğin odası da süslenmiş olabilir. Mümkün olduğunca çok detay çekin. Ayrıca çektiğiniz fotoğrafların renkli olmasına özen gösterin. Doğum anında kan ve diğer sıvılar fotoğrafta güzel durmayabilir. Ancak siz gene de renkli çekin ve edit aşamasında bu fotoğrafları siyah beyaz hale getirebilirsiniz.
Yanınızda fazla hafıza kartı ve laptop bulunsun. Her türlü ihtimale karşı çektiğiniz fotoğrafları laptopa yedekleyin. Hafıza kartınız arızalırsa bu hiç iyi olmaz.
Yanınızda yiyecek bir şeyler bulundurun. Bazen gece yarısı telefon gelir, ancak siz hastaneye vardığınızda henüz doğum gerçekleşmemiştir. Belki birkaç saat de gerçekleşmeyebilir. Bu nedenle sizi oyalayacak şeyler olsun yanınızda. Hastane bekleme odasında kitap okuyup okumamak sizin tercihinize kalmıştır tabii.
Çektiğiniz fotoğrafları hızlı bir şekilde editleyin. İnstagram ve Facebook çağında yaşadığımız için anne ve baba bebeklerinin fotoğrafını sevdikleriyle paylaşmak isteyeceklerdir. Bu nedenle çektiğiniz fotoğrafları hemen hastanede editlemeye başlayabilirsiniz. Hele de yeni çıkan aynasız fotoğraf makinelerinde görüntüleri telefona aktarmanın bir saniyelik bir iş olduğunu düşünürsek bu iyi bir fikir olabilir. Belki de sırf bu nedenle Sony, Panasonic ya da Fujifilm’in aynasız fotoğraf makinelerini kullanmayı düşünebilirsiniz. Yaşadığınız tecrübeler size neyin gerektiğini söyleyecektir.
Mecbur kalmadıkça flaş kullanmamaya özen gösterin. Hastane ışığı fotoğraf için ideal olmasa bile flaş kullanmamaya çalışın. Sürekli patlayan flaş insanların sinirini bozabilir. Şöyle de diyebiliriz mecbur kalmadıkça flaş kullanmayın. İçinde insan olmayan karelerde flaş kullanabilirsiniz.
Fotoğraflarınızla bir hikaye kurmaya çalışın. Balonlar, çiçekler, bebeğin anneannesi, halası, teyzesi… Fotoğraflarınızla bu unutulmaz anı hikayeleştirin. Bebeğin adının ve doğum saatinin yazıldığı resmi evrağı çekmek için hemşireden izin isteyin.
Babayı unutmayın.
Doğum anne ve çocuk arasında gelişen bir süreç olsa da babalar da çok heyecanlanır doğumlarda. Onların bakışlarını ve duygularını yakalamaya çalışın. Diğer bir deyişle babayı kovalayın. 🙂
Tabii odak noktanız bebek olmalı. Bebekle ilgili tüm detayları fotoğrafların. Bebeğin kilo ve boy ölçümünü asla kaçırmayın. Hastanede doğan bebeklerin ilan edildiği ekranların fotoğrafını da çekebilirsiniz mesela. Ne kadar çok fotoğraf çekerseniz edit aşamasında o kadar rahat edersiniz. Farklı açılar denemeyi ihmal etmeyin.
Esnek olun. Önceden planlanan doğumlarda bile değişiklikler olur. Bebek dünyaya gelmek istediğinde onu durduramazsınız. Bazen de normal doğumlar sezaryen doğuma çevrilebilir. Bu nedenle müşterilerinizle, yani anne ve babayla sürekli irtibat halinde olmanız faydanıza olur. Siz de kendinizi ona göre hazırlarsınız.
Eğer doğuma geç kaldıysanız (aile size haber vermekte geciktiyse ya da), durumu telafi etmek için yapabileceğiniz bazı şeyler var. Örneğin doğum yapan kadınlar genelde 2 gün boyunca hastanede kalır. Bu 2 gün boyunca günde birkaç kez hastaneye giderek farklı aile üyeleriyle bebeğin fotoğraflarını çekerseniz hazırlayacağınız albüm daha renkli ve daha dolu olur. Zira doğum esnasında büyükanneler, kardeşler, amcalar, halalar hastanede bulunmayabilir. Ancak sonraki gün, gelen gidenler çok olur ziyarete.
Doğum fotoğrafçılığı şahane bir şeydir, ama herkese uygun bir iş değildir. Bir anne doğum esnasında pek çok şeyi hatırlamaz. O sadece bebeğine odaklanmıştır o anda. Bu insanlara ömürleri boyunca bakıp anacakları bu güzel anın belgelerini sunmak için bile bu meslek yapılır. Bununla birlikte doğum fotoğrafçılığı diğer türlere benzemez. Her şeyin kusursuz olmasını sağlamak sizin kontrolünüzde değildir. Bu nedenle sizin yapmanız gereken zihnen ve teknik anlamda hazır olmak ve beklenmeyen durumları rahatça karşılaşamak olmalıdır. Her doğum sonunda yeni bir insanın dünyaya gelişini belgelediğiniz için hem fotoğrafçı olarak hem de insan olarak insanların sizi seveceğini ve kendinizi daha iyi bir insan olarak hissedeceğinizi unutmayın.
2 Comments
Leave a Reply