Keops Piramidi, Babil’in Asma Bahçeleri, Zeus Heykeli, Rodos Heykeli, İskenderiye Feneri, Halikarnas Mozolesi, Artemis Tapınağı…
Dünyanın 7 harikası olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü bilim insanları 8. harikanın peşine düştüler. Yeni Zelanda’da yapılan araştırmalar esnasında bulunan 19. yüzyıldan kalma el yazması bir günlük, dünyanın kayıp olan harikalarından bir tanesinin yerini ortaya çıkarma da yardımcı olabilir.
Dünyanın 8. Harikası Bulundu Mu?
Aslında bilim insanları oldukça uzun bir süredir 8. harikanın peşindeler. 8. harikanın volkanik bir patlama sonucunda 131 yıl önce toprak altına gömüldüğü düşünülüyor. Journal of the Royal of New Zealand’da yayınlanan çalışmaları üzerine konuşan araştırmacı Rex Bunn ve Sascha Nolden, uzun zamandır kayıp olduğu düşünülen pembe ve beyaz taraçaların konumunu bulduklarını iddia ediyorlar.
Bu Harika Neye Benziyor?
Geçmişte dünyanın 8. harikası olarak bilinen, ancak doğal bir afet sonrası toprak altına gömülen bu harikanın görünümü aslında bizler için oldukça tanıdık. Denizli ilçesinde bulunan Pamukkale travertenlerini andıran taraçalar, Rotomahana Gölü’nde sıralanmış parlak pembe ve beyaz basamaklardan oluşuyordu.
Nasıl Kayboldu?
Bundan 131 yıl önce toprak altına gömülen bu harikanın faili ise Trawera Dağı. 10 Haziran 1886 yılında yaşanan volkanik patlama sonucu gölün ve taraçaların üzeri volkanik küllerle kaplandı ve dünyanın 8. harikası gözlerden kayboldu.
“Taraçalar, Güney Yarımküre’nin ve İngiliz İmparatorluğunda en büyük turistik cazibe merkezlerinde biriydi.Ancak zamanın hükümeti tarafından taraçaların nereye kaybolduğu hiçbir zaman araştırılmadı, bu nedenle enlem veya boylam hakkında bir kayıt bulunmuyor”
Ferdinand von Hochstetter’ın Günlüğü
Uzun süre boyunca taraçaları arayan araştırmacılar, 5 yıllık bir çalışmanın sonucunda 2016 yılında taraçaların bu patlamalar sonucu kaybolduğu ortaya çıkardı. Ancak Rex Bunn ve Sascha Nolden taraçaların tamamen ortada kalktığı veya gölün altında kalmış olabileceği iddialarını kabul etmiyorlar. Ülkenin ‘Kartografi Babası’ olarak anılan Ferdinand von Hochstetter’ın 1859 yılından kalma günlüğünün, bu taraçaların konumunun yer aldığına inanıyorlar.
Araştırmanın sahada derinleştirilebilmesi içinse tam bir arkeolojik araştırmaya ihtiyaç duyuluyor. Araştırmacılar 8. harikanın ortaya çıkarılmasının oldukça önemli olduğunu da vurguluyor.
“Bu çalışmayı kamu yararına yapmak istiyoruz. Arazinin ataları olan Tuhourangi Tribal Authority ile yakından bağlantı kurduk ve çalışmalarımıza destek verdiklerini ve memnun olduklarını belirttiler. Bu doğal güzelliğin ortaya çıkarılması hem bilim insanları, hem de turizm sektörü için çok şey ifade ediyor”