Japon mimar Hajime Narukawa kendisine ödül kazandıran harita tasarımıyla birlikte dünyayla ilgili bildiklerimizi değiştirecek bir işe imza attı ve bize yaşadığımız dünyaya farklı bir gözle bakma şansı tanıdı.
Hajime Narukawa 1000’i aşkın farklı kategorilerde yarışan rakibini eleyerek, Good Design Award’ı (İyi Tasarım Ödülü) kazanmayı başardı. Ona bu başarıyı kazandırma imkanı verense ‘The AuthaGraph World Map’ isimli bir harita çalışmasıydı. Bu harita dünya yüzeyindeki gerçek mesafeleri görmemize yardımcı oluyor.
The AuthaGraph World Map
‘The AuthaGraph World Map bize yaşadığımız gezegenle ilgili gelişmiş bir perspektif kazandırıyor.’
Narukawa’nın çalışmasını bu sözlerle anlatan yarışma organizatörleri bu işin bu seneki en başarılı iş olduğunun altını çiziyor.
Peki Narukawa ortaya bilmediğimiz neyi çıkartarak bu ödülü kazandı derseniz cevap basit. O bize dünya yüzeyindeki haritaların kusurlu yansıttığı dünyamızı farklı bir şekilde görebilmemiz için olanak sağlıyor ve Japon kültürüne ait origamileri işin içine katıyor.
Haritacılık dünyasının yaklaşık 500 yıldır baş etmeye çalıştığı ve dünyadaki karaların boyutlarını aslında daha büyük veya daha küçük görmemize sebep olan bu soruna farklı bir teknikle çözüm üreten Narukawa dünyamızı hiç olmadığı kadar doğru bir harita üzerinden okumamızı sağlıyor.
Peki bu haritalarla ilgili gizemin sırrı nedir?
Haritalar ve Gizemleri
Bildiğiniz üzere insanoğlu dünyayı keşfetmek için yollara çıktığı ilk andan beri, okyanuslara yelken açılmasıyla birlikte hızlanarak gördüklerini ve deneyimlediklerini kaydetmeye başladı. Haritalandırma işlemi de bu kayıtların en basit şekilde kağıda dökülmesiydi. Günümüzde gelinen noktada ise haritalandırma başlı başına bir bilim dalı haline gelmiş durumda.
Ancak haritalandırmayla birlikte ortaya çıkan bir sorun günümüzde hala bizleri zorluyor. O sorun dünyanın şeklinin aksine bizlerin dünyayı düz bir kağıda döküyor oluşumuz. Düz bir yüzeye döktüğümüz içinde kıtaların ve okyanusların boyutları bir bozulmaya maruz kalıyor.
Anlayacağınız ilk okulda sınıfımızın duvarında asılı olan dünya haritası aslında gerçek dünyamıza ait değil.Bunu size şöyle anlatabilirim. Gözünüzün önüne kocaman bir dünya haritası getirin.Kuzey yarımküre ve güney yarımküre ülkelerini hatırlamaya çalışın. Kuzey yarımküre ülkeleri güney yarımküre ülkelerinden daha büyükçe sanki değil mi? İşte bu size haritanızın söylediği bir yalan. Aslında durum tam tersi!
İşte bu durumu anlayabilmeniz için inceleyebileceğiniz bir uygulama var. Thetruesize.com sitesine girerek, istediğiniz ülkenin ismini yazabilirsiniz. Karşınıza çıkan haritada merak ettiğiniz ülkenin harita üzerindeki boyutu ve gerçek boyutu karşılaştırmalı olarak gelecektir.
Afrika Düşündüğünüzden Çok Daha Büyük
Afrika kıtasıyla ilgili de aynı durum geçerli. Her yerde karşınıza çıkan haritalarda Afrika kıtasının Grönland ile hemen hemen aynı boyutlarda olduğunu görürsünüz.
Bir grafik tasarımcı olan Kai Krause tarafından yaratılan bu harita bizlere Afrika kıtasının aslında ne kadar devasa bir kıta olduğunu gösteriyor.
‘Amacım olabildiğince doğru bir harita yaratmak değildi. Bu sadece ifade etmek istediğim şeyin grafik bir tasviriydi: Afrika sizin sandığınızda çok, çok, çok daha devasa bir yer!’
Gördüğünüz üzere oldukça uzun-yaklaşık 500 yıl kadar- bir süredir dünyamızı yanlış algılamakla meşgulüz. Ancak unutmayın haritalar bizlere sadece dünya yüzeyindeki kara parçaları ve su birikintileri hakkında bilgi vermez. Aynı zamanda pek çok farklı gerçeği farklı bir çerçeveden okuma imkanı sunar. İşte karşınızda birbirinden farklı harita çalışmaları.
İnsanların Haritaları
Coğrafi haritalar bizlere anakaralar hakkında bilgi vermeyi başarsa da insanların nerelerde yaşadığı,nerelere yerleşmeyi tercih ettikleri hakkında pek fazla bilgi vermiyor.
Paul Breding tarafından hazırlanan bu haritalar karşımıza bu sorunu çözmek için çıkıyor ve orijinal bir haritayı insan nüfusa göre yeniden okumamızı sağlıyor.
Örneğin haritaya bakıldığına Çin ve Hindistan nüfusuyla Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerini alt etmiş gibi gözüküyor. Brezilya ve Nijerya’nın büyüklüğü ise bulundukları kıtayı kaplıyor gibi gözüküyor. Kanada, Rusya ve Avustralya ise oldukça küçülmüş.
İnsanların Yol Haritası
Bir başka harita ise insanların nerede yaşadıklarından daha fazlası ile ilgileniyor ve insanların oraya nasıl ulaştıklarını ön plana çıkarıyor. Karşımızdaki harita 2010-2015 yılları arasındaki göç rotaları hakkında fikrimiz olmasına yardımcı oluyor.
Mavi daireler o ülkeye gelen insan sayısının giden insan sayısından fazla olduğunu gösteriyor Kırmızı daireler ise tam tersini. Her sarı nokta ise 1000 kişiyi temsil ediyor.
Örneğin yukarıdaki görselde yer alan İngiltere’ye bakalım. Görülüyorki 2010-2015 yılları arası İngiltere’de göç pozitif oranda. Yani ülkeden ayrılan insan sayısı, ülkeye göçle gelen insan sayısından az. İngiltere’ye göçün küresel çapta olduğunu söylemek mümkünken, yarım milyon kişinin göçmen olarak geldiğini söyleyebiliriz.
Gıda Haritası
Eee insanlar göç eder de, yiyecekler etmez mi sanıyorsunuz! Günümüzde evlerimize giren yiyeceklerin büyük bir kısmının çok uzaklardan sofralarımıza geldiğini söylemek mümkün.
Dünyada gıda sektörü artık yerel değil, küresel bir boyutta. Bugünün dünyasında günlük gıda maddelerimizin %70’i farklı bölgelerden bize ulaşıyor. Örneğin İtalyan mutfağının en temel besinlerinden olan domates aslen And Dağlarından gelir. Dünyanın dört bir yanında yetiştirdiğimiz çeşit çeşit elmaların ataları ise Asya ve Avrupa’da doğmuştur. Bizlerin mis kokulu tarla çileği olarak bildiği çilekler ise aslen Amerikalıdır.
Bu siteden ulaşabileceğiniz interaktif haritalar size merak ettiğiniz pek çok gıdanın atalarını göstermeyi vaat ediyor.
Şehirlerin Haritası
Eğer sizde gezdiğiniz, yaşadığınız şehirlerle ilgili size anlatılan tarihten daha öte bir tarih olduğunu düşünüyorsanız şimdiki harita tam size göre. Bu interaktif harita ile dünyadaki ilk şehrin hangi şehir olduğunu, hangi şehrin hangi şehirden daha yaşlı olduğunu öğrenmeniz mümkün.
Milattan önce 3700 yılından, milattan sonra 2000 yılına kadarlık 5700 yıl içerisinde şehirlerin ortaya çıkış sıralamasını görebileceğiniz bu harita oldukça şaşırtıcı gerçekleri de ortaya çıkarıyor.
Max Galka tarafından tasarlanan bu harita aynı zamanda Journal of Scientific Nature Data’da yer alan bir çalışmada da kullanılmış.
Gördüğünüz üzere yaşadığımız ve hakkında pek çok şey bildiğimizi düşündüğümüz dünyamızla ilgili henüz öğrenmemiz gereken pek şey bizleri bekliyor.