Küçük sarı suratlarla başlayan emoji macerası, günümüz dünyasında macerasına oldukça farklı bir şekilde devam ediyor. İddialara göre emoji yolculuğuna oldukça yakın bir gelecekte resmi bir dil olarak devam edecek.
Bu yılın gerçek anlamda emoji yılı olduğunu söylemek mümkün.Sevincimiz, üzüntümüz, öfkemiz artık emojilerin temsiliyetinde adeta. Geçtiğimiz günlerde sizinle Apple iOS 10.2 ile gelen yeni emojileri de sizlerle paylaşmıştık. Gördüğünüz gibi her gelen güncelemeyle birlikte emoji kullanarak ifade edebileceğim durumların sayısı her geçen gün artıyor. İnstagram’ kurulan her cümlenin neredeyse yarısı emojilerden oluşurken, Facebook eski usül beğenme butonu yerine artık paylaşımlarla ilgili daha fazla duyguyu ifade edebilmeniz için emojileri devreye sokmuş durumda.
Tüm bu gelişmeler beraberinde yeni tartışmaları da getiriyor. Hislerimizi daha kolay ifade edebilmemiz için geliştirilen emojiler acaba yeni bir dile mi dönüşüyor? Dünyada var olan binlerce dile ’emoji’ dili de mi ekleniyor?
Kimilerine göre bir gülen yüz emojisinin bir dile evrilmesi mümkün değil, kimilerine göreyse emojiler çoktan bir dile dönüştü bile. Hatta ileride evrensel bir dile dönüşen İngilizce’yle yarışacak.
‘Emoji Dili’ Gerçekten Var Mı?
Görsel iletişim aracı olarak emojiyle ilgili keşfedilmeyi bekleyen oldukça çok şey var.Emoji diğer iletişim sistemleriyle veya dünya dilleriyle hangi benzerliklere sahip? Dünya dillerinden farklı olarak bize kendimizi ifade etmemizde başka şekillerde yardımcı olabilir mi?
Emojilerin metinlerin içinde kullanımı ve kullanım sonrası anlatıma kattığı güç tartışılmaz. Bu gücü mimik ve ellle yapılan anlatımı güçlendiren hareketlerin gücüyle eş görebiliriz. Yaklaşık 3o yıl önce yapılan pek çok araştırma yüz mimiklerinin ve el hareketlerinin konuşma dilinin anlatımını tamamlayıcı olduğunu tespit etmişti. İşte tam olarak emojiler günümüzde internet üzerinden kurulan iletişimde yüz ve el hareketlerinin yerine geçiyor gibi görünüyor. Cümlenizin sonuna eklediğiniz bir emoji ifadenizin tüm anlamını değiştirebiliyor.
Bu durumu şöyle örneklendirebilirim. Örneğin en yakın arkadaşınız yeni bir saç modeli denemeyi planlıyor ve size fotoğraflarını atıyor.
-Güzelmiş😃
-Güzelmiş 👍
-Güzelmiş 😍
Bu 3 cümle aynı kelime ve farklı emojilerden oluşuyor ama hepsi birbirinden farklı anlamlar içeriyor. İşte bu anlamı o ifadeye kazandıran şey kullandığınız emoji.
Günlük hayatta konuşma dilinde mimiklerimizle hayat verdiğimiz ifadeler, yazışma dilinde emojilerle hayat buluyor. İşte bu yüzden dil bilimciler bu durumu ‘çoklu-model dil’ ifadesiyle anlatıyorlar.
Bu noktaya kadar anlattıklarımdan emojilerin sadece yazıyı süslemek amaçlı kullanılan semboller olmaktan öte bir anlama sahip olduğunu anlayabilirsiniz. Anlamı eğip, büken onu yeniden şekillendiren yeni öğeler olarak karşımıza çıkıyor emojiler. İşte tam bu noktada bir iletişim formunu dil olarak tanımlayabilmemiz için gerekli bir bileşen karşımıza çıkıyor : dil bilgisi.
Dil Bilgisi Kuralları Olmayan Dil Olur Mu?
Dil bilgisi yani gramer bir dilin ses, biçim ve cümle yapısının incelenmesi yani anlamın nasıl paketlenmesi gerektiğinin yolunu tanımlayan en önemli dil bileşenidir. Doğal dillerin birbirinden farklı gramer kuralları vardır ve bu kurallar aslında anlamın, duygunun, düşüncenin nasıl bir kelime sırası içerisinde ifade edileceğini belirler. Durumu bir örnekle somutlaştıralım. Satmak fiilinin anlamını hepimiz biliriz. Ama bu fiil farklı durumları anlatmak için farklı gramer bilgileri kullanılarak söylenir. Örneğin geçmişte yaşanmış bir olay için sattı veya satmış denilirken, henüz gerçekleşmemiş bir durum için satacak dersiniz. Sadece fiilin mastar çekimini kullandığınızda hiç birşey ifade edemezsiniz. Bu oldukça basit bir örnekti. Ama ne demek istediğimi anladığınızı düşünüyorum.
Emoji ve bir dil olarak emoji tartışmalarında gramer konusu oldukça büyük soru işareti. Çünkü gramer kuralları emojilerin yaratılış amacıyla oldukça çelişkili. Emojiler oldukça basit bir anlatım pratiğine dayanıyor ve karmaşık gramer kuralları içermiyor. Uzun uzun cümleler yazmak yerine yan yana koyduğunuz emojilerle derdinizi anlatabiliyorsunuz. Üstelik emojileri yan yana dizerken bir kurallar dizisini takip etmeniz gerekmiyor. Kısacası hiç olmadığınız kadar özgürsünüz dil kullanımında.
Ancak bu basit anlatım pratiğinin de kendine has kullanım teknikleri olduğunu reddetmek doğru olmayacaktır. Emoji dilinin de kendine özgü çok karmaşık olmasa da bazı oldukça basit gramer özellikleri var.
-Merhaba,bu akşam ne yapıyoruz?
-🎉💃🍷
Dil Psikologları Ne Diyor?
Tüm bunlar emoji dilinin kullanım yoluyla gelişmekte olan dil bilgisi kuralları içerdiği anlamına gelebilir. Ama dil psikolojisi uzmanı Susan Goldin- Meadow ve meslektaşları yaptıkları bir çalışmayla kendi içinde belli bir gramer sistematiği olan her iletişim kanalınının dil sayılamayacağını öne sürüyor. Örneğin, bu sistematik düzen kendini insanların resimlerle ifade ettiği animasyon çizgifilmlerinde de gösteriyor. Aynı zamanda insanlar konuşmadan sadece mimiklerle kendilerini ifade ederkende bu tarz bir sistematik görebiliyorsunuz. Bu düzeni konuşulan dillerin herhangi birini duymamış olan sağır çocukların mimiklerinde de görebiliyoruz. Aynı şekilde bu çocuklar kendi mimik sistemlerini de kendi aralarında inşaa edebiliyor. Tüm bu düzen onların aralarında ki iletişim sistemi olarak kendini göstermesine rağmen bunu bir dil olarak kabul etmek Meadow ve arkadaşları için şimdilik çok olası gözükmüyor.
Dil psikologlarının aksine bazı emojinin şu an ki basit yapısının daha karmaşık bir dil sisteminin oluşması için elverişli bir altyapıya sahip olduğu iddialarıda gündemde. Yani şu 21. yy’da yaşayanlar olarak bir dilin doğuşuna tanıklık ediyoruz.
Aslında emojinin bir dil olarak doğumu reddedenlere Afrika’dan bir örnek verebiliriz. Bundan yaklaşık 40 yıl önce Nikaragua Cumhuriyet’inde sağır çocuklar bir okul altında ilk defa bir araya geldiler. Her birinin kendine özgü bir iletişim şekli ve işaret dili olan bu çocuklar birbiriyle paylaştıkları deneyimleriyle birlikte yeni ve çok daha karmaşık bir işaret dili ortaya çıkardılar. Bu birliktelik gittikçe zenginleşen bir işaret dilinin ilk adımlarını oluşturdu.Ve sonuç olarak şu an hala gelişmekte olan yeni bir Nikaragua diline özgü işaret dili doğdu.
Emojilerin Tarihi
Emoji dilinin bir dil olarak gelişip gelişmediğini anlamak için aslında onun yaratılışına bakmak faydalı olacaktır.
Emojiler aynı metinler gibi bilgisayarda yazılarak ortaya çıktı. Ancak metinlerin aksine pek çok emoji bir bütün şeklinde ortaya çıktı. Örneğin 🙂 veya :@. Aynı zamanda metinler harf bloklarının bir bütünü olarak ortaya çıkarken emojiler sadece 2 farklı sembolün yan yana gelmesiyle oluşuyor.
Emojilerin kökenini ararken WhatsApp ve ya chat gibi teknolojilerden daha eskiye gitmek gerekiyor. 1980’lerin çizgi romanlarını hatırlarsanız o küçücük baloncukların içinde uzun uzun hikayeler anlatılmaya çalışılırdı. İşte o kutucukların içinde günümüz emojilerinin atası sayılabilecek semboller kullanılırdı.
Bu sembollerin günümüzdeki emojilere dönüşmesini sağlayan adımı ilk atan isimse Shigetaka Kurita. 1999 yılında Japonya’da bir mobil operatör şirketinde çalışırken, insanların birbirleriyle daha iyi iletişim kurmasını sağlamak için çeşitli semboller geliştiren Kurita yeni bir evrensel dilin adımlarını attığını büyük ihtimalle bilmiyordu. Kurita’nın geliştirdiği bu yeni dil çok hızlı bir şekilde yayıldı ve sektörler arasında da yaygınlaştı. Apple’ın Japonya’ya ihraç edilmesiyle başlayan süreçle bu yeni dil kendine iPhone’larda yer buldu. Hikayenin şu an geldiği noktaysa hepimizin malumu.
12×12 ebatlarıyla Kurita tarafından hayat bulan emojiler şimdi günde 10 milyonun üzerinde emoji yazışmalarda kendine yer buluyor. Aslında emoji dili görsel bir iletişim yolu olarak, çizgi romanlarda yapılmak istenen şey ile paralellikler taşıyor.Emojiler, esnek yapıları, kendi içinde barındırdığı sistematik düzen ile bize görsel bir anlatım sunuyor. Aynı yazma ve konuşma dilleri gibi ihtiyaçlar karşısında gelişim gösteriyor ve mevcut kültürle de besleniyor. Bu noktada emojilerin evreselliğini de değinmek gerekiyor.
Emojilerin evrensel yapıyı bir yandan onun dil olma yolundaki gelişimi yavaşlatıyor. Nasıl mı? Şöyle düşünün ne kadar iyi İngilizce bilirseniz bilin Türkçe’de var olan bazı kelimelerin karşılığını o dilde bulamazsınız. Çünkü bazı kelimeleri, deyimler o kültürün kendine has özellikleri sayesinde ortaya çıkar. Emoji dünyası evrenselliği yüzünden bu gelişimi daha yavaş yaşıyor. Ancak her yeni güncellemeyle birlikte bu engeli aşma yolunda bir adım daha attığını söyleyebiliriz. Örneğin Apple geçtiğimiz günlerde yeni güncellemeyle birlikte başörtülü kadın emojisinin hayatımızda yer alacağını açıkladı. Oldukça kültürel bir değeri yansıtan bu emoji, emoji dilinin kendi engellerini hızla aştığını da gözler önüne seriyor.
Emoji dili bir dil midir? tartışmalarında ki bir başka nokta ise onların görselliğe dayanan başka anlatım yollarıyla karşılaştırılması. Emojiler esnek yapıları ve aynı zamanda kendilerine göre karmaşık yapılarıyla basit görsel anlatımlardan oldukça farklı. Farklı ten renginde ve farklı saç renginde karşımıza çıkan bir kadın emojisiyle, basitçe bir duvarda yer alan ‘ dikkat köpek var’ yazısını veya girilmez anlamına gelen bir trafik işaretini karşılaştırmak günümüzde oldukça yüzeysel kalıyor.
‘Emoji dil midir, değil midir? tartışmaları devam ededursun, bir kuşak olarak bir dilin doğuşuna şahit olduğumuz hemde o dilin gelişimine ihtiyaçlarımızla şekil verdiğimiz gerçeği tartışmaya açık değil. Emoji ekibi olarak sizlere emoji diliyle ilgili her türlü gelişmeyi aktarmaktan gurur duyuyoruz