Buz gibi bir kış akşamı, iki mantoyu üst üste giymiş yaşlı bir adam Madrid’in merkezindeki, kırmızı parlak tuğlalardan yapılmış restorandan içeriye giriyor.Restoran çalışanları onu sıcak karşılıyor çünkü o buraya pek çok kez geldi ve tanınan bir müşteri.Baş garson gelip kimlik kartını nazikçe kaşeliyor ve acıkan adam büyük, pirinç bir avizenin altındaki kırmızı örtülü masayı seçiyor.Bu adam Luis Gallardo, o bir evsiz ve yıllardır Madrid sokaklarında yalnız yaşıyor. O da şehirde ki pek çok evsiz gibi her gece Robin Hood Restoran’a geliyor çünkü bu restoranın temel prensibi zenginlerin yemek için ödedikleri hesaplarla fakirleri beslemek !
Robin Hood Restoran 2016’ının sonlarına doğru aralık ayında açıldı ve bu kadar kısa zaman geçmesine rağmen İspanya’nın en çok rağmet gören restoranlarından biri haline geldi. Restoran çalışanlarının hepsi lüks otel elemanları arasından seçildi ve ünlü şefler haftada bir kez bu restorantta pişirebilmek için listeye giriyor. Dolayısıyla Robin Hood Restoran’ın ücretli müşterileri için rezervasyonlar Mart ayının sonuna kadar hiç boş yer yok !
Restoranın sahibi, 80 yaşındaki bir Katolik Papaz, Ángel García Rodriguez ; herkes ona “ Peder Angel “(Peder Melek) diye sesleniyor.“ Bende onların herkes gibi aynı saygınlıkla yemek yiyebilmelerini istiyorum “ diyor Peder Angel. “ Plastik tabaklar yerine kristal tabaklarla, aynı kalite ve dostluk atmosferi içerisinde yemeğin tadını çıkarmamaları için hiç bir neden yok ! ”
Aynı zamanda “ Barışın Elçileri “ isimli bir yerel yardım derneğinin de kurucusu olan Peder Angel yakınlardaki terkedilmiş bir kiliseyi de bir sosyal merkeze çevirmiş. Bu kilise Madrid’deki 24 saat açık olan tek kilise ve ziyaretçilerine bedava kahve, televizyon ve uyku alanları da sağlıyor.
Robin Hood Restoran’ın giriş kapısında müşteriler için kuralları açıklayan bir liste asılı. Müşteriler diğer müşterileri rahatsız etmedikleri için şarkı söylemekte özgürler, ücretsiz wifi’yı kullanabiliyor ve dilerlerse restorana ait cep telefonunu arama yapmak için ödünç alabiliyorlar.Ayrıca, sadece içeçek söyledikleri sürece kendi yiyeceklerini de getirebiliyorlar. Robin Hood Restoran’ın daha sıra dışı başka bir özelliği ise doğum günü veya özel kutlamalar için mutfağı müşterilerine devretmesi yani müşteriler mutfağa geçip kendi partilerini verebiliyorlar !
Gallordo, üst üste iki ceket giyen adam, bugünki menünün ona Noel yemeğini hatırlattığını söylüyor. Bugün Robin Hood Restoran’ın menüsünde mantar çorbası, patates püresiyle servis edilen kızarmış hindi, tatlı olarak ise vanilyalı puding var. Cep telefonunu çıkarıp bir kaç fotoğraf gösteriyor Gallardo. Karelerde gülümseyen aile üyeleri ve zengin bir yemek masası göze çarpıyor. Fotoğraflar 4 yıl önce bir Noel akşamı çekilmiş, Gallardo’nun 60 çalışanlı muhasebe şirketi iflas etmeden önce. Borçlarını ödeyebilmek için sahip olduğu herşeyi satmak zorunda kalmış. “ Bizde diğer aileler gibiydik “ diyor Gallardo. Karısı onu terk edeli çok olmuş. Şimdi sokaklarda yaşıyor ve geceleri ATM kulübelerinde uyuyor.
Bugünlerde İspanya’nın ekonomisi durgunluk dönemini atlatmış olabilir ama çöküntünün etkileri hala devam ediyor. İşsizlik oranı ne yazıkki hala %20 civarında. Böyle bir dönemde, Robin Hood Restoran günde 100 muhtaç insanı besliyor ve onlara yalnızca bir restorandan değil , sıcak bir yuva sunuyor.
Diliyoruz ki, Peder Angel yaşayan bir melek olmaya hep devam eder ve önümüzdeki günlerde Robin Hood Restoran’ın benzerlerini Türkiye’de de görebiliriz 🙂