in ,

15 Yıllık Uzaylı İskeletinin Sırrı Çözüldü! Bakın Aslında Neymiş!

Bundan tam 15 yıl önce  Şili’deki Atacama Çölü’nde bulunan ve insansı görünümüyle dikkat çeken mumyalanmış iskeletin gizemi çözüldü.

Hakkında pek çok teori öne sürülen, uzaylıların var olduğuna dair en büyük kanıt olduğu düşünülen mumyanın gizemi çözen bilim insanları trajik bir hikayeyle karşılaştı.

Yoksa O Bir Uzaylı Mı?

Tam 15 yıl önce bir maden köyünde bulunan bu mumyalanmış iskelet pek çok komplo teorisine ve dünya dışı hikayeye esin kaynağı olmuştu.

Ancak Amerikalı bilim insanlarının mumyalanmış iskeletin kemiklerinden aldıkları DNA örneklerini oldukça hüzünlü bir hikayenin gizemini araladı.

Araştırma sonuçlarına göre, Ata adı verilen iskelet bir uzaylıya değil, bedeninde korkunç deformasyonlarla doğmuş bir kız çocuğuna ait.

12 Çift Kaburgasıyla Dikkat Çekti

Ata isimli mumyanın kalıntıları 2013 yılında La Noria adlı eski bir nitrat madeni köyünde bulunmuştu. Eflatun rengi bir kurdeleyle bağlanmış beyaz bir kumaşın içine sarılı olarak bulunan bedenin boyu sadece 15 cm’ydi ve  normal bir insandan farklı olarak 12 çift değil 10 çift kaburgası vardı.

Kaliforniya’daki Stanford Üniversitesi’nde mikrobiyoloji üzerinde çalışan Garry Nolan, bu gizemli mumyayı araştırmak için yola çıktı. 2013’te bunun bir insana ait olduğu sonucuna varan Nolan, vücudundaki deformasyonların nedenini ise yanıtlayamadı. Nolan ve ekip arkadaşları, yıllar sonra Ata’nın gizemli genetiğini aydınlatan bir makale yayınladı.

Ömrü Kısa Sürmüş

Yapılan araştırmalar aynı zamanda bebeğin ya ölü doğduğunu ya da doğumundan hemen sonra öldüğünü ortaya çıkardı.

“Bir uzaylı hikayesi olarak başladı ve dünyaca tanındı ama aslında bu, bir insanın trajik hikayesiydi. Bir kadının kusurlu doğan bebeği bir şekilde mumyalandı ve tuhaf bir tarihi eser sanılan bebek ya rehin verildi, ya da satıldı.”

Kusurlu Doğdu

Ata’nın aşırı ufak olması, kaburga ve iskeletinin şekli ve 6 yaşındaki bir çocuğunki kadar gelişmiş kemiklere sahip olması ise bulunduğu dönemde oldukça dikkat çekmişti.

İskeletindeki şekil bozukluklarının yanında, Ata’nın Konjenital Diyafram Hernisi (KDH) olarak bilinen doğumsal anomaliye sahip olabileceği tespit edildi.

Beslenmesi Mümkün Değildi

Guardian gazetesinin haberinde Nolan’ın araştırmayla ilgili şu sözlere yer verildi:

“Şekil bozukluğu o kadar fazlaydı ki, beslenmesi mümkün değildi. Bu koşullar altında yenidoğan bakım ünitesine alınması gerekirdi, ancak o zamanlar bu imkansızdı.”

Onun Hikayesi Büyüleyici

“Tüm çabaların sonunda büyüleyici bir genetik hikayesi olan bir insanla karşılaştık. Şimdi ondan öğrendiklerimiz, bu gibi hastalığı olanlara yardım etmemiz için bize önemli şeyler öğretebilir. Huzur içinde uyusun.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Psikolojik Rahatsızları Mimariyle Anlatan Bu İllüstrasyonlar Bir Harika!

Müzik ve Mimarinin Buluşması “Archimusic” Görenlerin Ağzını Açık Bırakıyor