Diyet programları genellikle sağlıklı beslenmeyle birlikte anılsalar da takip edilen programa göre bu durum beklenenin tam tersi sonuçlar doğurabilir. Diyet programı takip etmek demek çoğu zaman sağlıklı beslendiğiniz anlamına gelmeyebilir. Takip ettiğiniz diyetin ne amaçla yazıldığını, nasıl bir program olduğunu mutlaka bilmeniz gerekir. Diyet ve beslenme konusunda yeterliliğe sahip olmayan kişilerin sizin talebiniz doğrultusunda olsa bile yazacağı yanlış bir diyet istenmeyen sonular doğurabilir. Diyet ve beslenme ilişkisine bilimsel bir taraftan bakarsak bir kişinin diyeti aslında tükettiği yiyecek ve içecek toplamıdır. Diyet, yazılan program aracılığıyla belli bir ağırlığa ulaşmayı veya sürdürmeyi deneyen uygulamadır. İnsanların diyet tercihlerini genellikle ahlaki ve dini inançlar, klinik ihtiyaç ya da kilo kontrolü isteği gibi çeşitli faktörler belirler. Sizler için amaçlarına göre diyet programlarının bir listesini çıkardık. Liste sayesinde takip ettiğiniz diyet programının niteliğini anlayabilir ya da ne tarz bir diyet programı istediğinize dair fikir sahibi olabilirsiniz.
Kilo Kontrol ve Kilo Kaybetme Diyetleri
Kilo kaybından ziyade mevcut kilonun korunmasını amaçlayan bu diyetler genellikle sağlıklı beslenmek ve kilosunu korumak isteyen kişilerin tercih ettikleri diyet programlarıdır.
Düşük Kalorili Diyetler
Kesintili Açlığa Dayalı diyetler kalori kontrolüne dayalı diyetlerin ilki olarak anlatılabilir. Aslında bu diyetler oruç geleneğindeki beslenme düzeniyle benzerlik gösterir. Tüketimin belirli periyotlarda sınırlanmasına dayanır. Kalori Hesaplarına Bağlı Diyetler, bu diyet programları ülkemizde çok yaygındır ve kalori hesabı üzerinden yazılmış diyet programlarıdır. Düşük kalorili yemeklerin tüketilmesi esasına dayanır.
Düşük Karbonhidratlı Diyetler
Halk arasında Dukan Diyeti olarak bilinen diyet programı düşük karbonhidrat tüketimi üzerinden yazılan diyet programlarına örnek verilebilir. Bu programlar protein tüketimi arttırıp, karbonhidrat tüketimini azaltmak üzerine kurgulanmıştır. Karbonhidrat tüketimini azaltarak kilo kaybettirmenin kolay olduğu yaygın bir kanı olsa da bu durumun sağlıksız sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır. Karbonhidrat tüketimini sınırlandıran bir diyet programınız varsa mutlaka bir uzman fikri alıp diyete bu şekilde devam etmenizde fayda var.
Az Yağlı Diyetler
Hayvansal ve bitkisel yağların tüketimini düşürüp fasulye gibi nişastalara dayanan yüksek kalorili, yüksek lifli gıdaların tüketimi teşvik eden bir diyet programlarıdır. Yağ tüketimini azaltarak kilo kontrolünü amaçlar.
Crash Diyetler
Beslenme alışkanlıklarının hızlı ve radikal değiştirilmesi sayesinde hızlı sonuçlanan kilo kayıbı amaçlayan diyetler crash diyet programları olarak bilinirler. Örneğin Greyfurt diyeti, greyfrutun yemek saatlerinde büyük miktarlarda tüketildiği, kilo vermeyi kolaylaştırmak amacıyla hazırlanmış bir crash diyet programdır. Bu tarz diyet programlarının ancak dönemsel olarak uygulanabileceğini ve bir sürekliliği olmadığını unutmamak gerekir. Yani kısa zamanlı diyetler olarak takip edilebilir. Uzman gözetiminde yapılması gereken bu diyetlerin sağlık riskleri taşınıdığını unutmamak gerekir.
Çok Düşük Kalorili Diyetler
Günlük 800 kalorinin altında doktor kontrolünde yapılan diyetlerdir. Sıfır kalori diyetleri olarak da bilinirler. Bu tarz diyetlerin mutlaka uzman ve doktor gözetiminde yapılması gerekir. Genellikle ciddi sağlık sorunları bulunan hastalarda tüpten beslenme ve onun dışında hiçbir şey tüketilmeyen diyetler bu kategoride yer alır.
Vejeteryan Diyetler
Et ve bazı hayvansal ürünlerin tüketilmemesine dayanan beslenme programları vejeteryan diyetler olarak da adlandırılırlar. Farklı vejeteryan diyetlerden bahsetmek mümkündür. Örneğin çoğunlukla meyve ile beslenme üzerine kurulmuş meyve diyetleri vejeteryan diyetlerdir. Lacto Vejeteryan diyet de bahsettiğimiz diyetlerden başka bir tanesidir. Süt ürünlerinin tüketimini reddetmeyen ancak yumurta da dahil birçok hayvansal gıdayı tüketmekten kaçınan bu diyeti takip edenler lacto vejeteryan olarak anılırlar. Lacto vejeteryanların tam tersi olarak Ovo Vejeteryanlar ise yumurta tüketmeyi reddedip süt ürünleri tüketmekte herhangi bir sakınca görmemektedirler. Vejeteryan diyetlere ek olarak hiçbir hayvansal ürün tüketmeyen diyetler ise vegan diyet olarak adlandırılırlar.
Yarı Vejeteryan Diyetler
Etin belli sık olmayan periyodlarda tüketildiği esnek diyetler yarı vejeteryan diyet olarak sınıflandırılabilir. Pescetarian diyetler balık tüketimine yeşil ışık yakarken diğer etlerin tüketilmemesi esasına dayanır. Pescetarian diyet de başka bir yarı vejeteryan diyet olarak kabul edilebilir.
Günümüzde Takip Edilen En Popüler Diyet Programları
Yukarıda diyet programları yazılırken temel olarak takip edilen belli başlı programlardan bahsettik. Bu programlara ek olarak spesifik amaçlara göre hazırlanmış onlarca diyet programı bulmak mümkün. Bütün diyet programlarından tek tek bahsetmek mümkün olmasa da günümüzde uygulanan en popüler altı diyet programını amaçlarına göre ayırarak sizler için listeledik.
Atkins Diyeti
Atkins Beslenme Yaklaşımı’nın temel amacı kişinin karbonhidrat alımını önemli ölçüde azaltmaktır. Atkins diyeti dört aşamalı bir yeme içme programı olup vitamin ve mineral takviyeleri ile birlikte düzenli egzersiz yapmak üzerine kuruldur. Bu diyetin yazan Dr. Atkins, yeme alışkanlıklarımızda bizi rahatsız eden ve kilo almamıza sebep olan ama bizim bilmediğimiz faktörler olduğunu söyleyerek yola çıktı. Dr. Atkins’e göre kilo almamıza neden olan başlıca etkenler rafine karbonhidrat, şeker, yüksek fraktoz mısır şurubu ve unun tüketimi olarak sayılabilir. Atkins Diyeti’ndeyken, diyet programını takip eden kişinin vücudundaki metabolizma yakıt olarak glikozu yakarak kendi depoladığı vücut yağını da yakmaya başlar, bu geçiş ketoz olarak adlandırılır. Glikoz düzeylerimiz düşük olduğunda, insülin seviyemiz düşüktür. Ketoz, insülin seviyemiz düşük olduğunda başlar. Kısaca anlatmak gerekirse, glikoz düzeylerimiz düşük olduğunda vucüdumuz enerji deposu olarak yağ depolarımızı kullanmaya başlar. Dr. Atkins, diyabetli veya metabolik sendromlu hastalar için Atkins diyetini programladığını ve bazen ilaçlara olan ihtiyacı dahi ortadan kalkabildiğini söyledi. Bununla birlikte diyetin mutlaka uzman ve doktor denetiminde yapılması ve diyabetin kesin bir tedavisi olmadığı unutulmamalıdır.
Zone Diyeti
İnsanların yüzbinlerce yıllık beslenme alışkanlıklarına göz atarsak, insanlığın çiftçi oalrak geçirdiği ve bu doğrulduda beslendiği zamanın avcı-toplayıcı olarak geçirilen zamanın yanında devede kulak kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yani yüzbinlerce yıldır insanlar iki temel besinle hayatlarını sürdürmeye adapte olmuş durumdalar. Bu besinler zayıf proteinler ve doğal karbonhisratlardır. Tarım, genlerimiz açısından nispeten yeni bir olgudur. Başka bir deyişle, genlerimiz henüz çiftlik ürünlerini tüketmeye adapte olmamıştır. Genlerimiz meyve ve sebze toplamak ve ara sıra ava çıkmak için programlanmış olmalarına rağmen insanlar tahıllarla ve tahıllardan yapılan ürünler gibi çok yoğun, çok işlenmiş karbonhidratlarla besleniyorlar. Örneğin makarna ve ekmek gibi fazla tükettiğimiz gıdalar genellikle çok işlenmiş karbonhidratlardan yapılır. İnsanlar büyük miktarda işlenmiş karbonhidrat tüketmeleri için programlanmamıştır ve bu teüketim alışkanlığı vücutta hoş olmayan biyokimyasal reaksiyonlara sebep olur. İşlenmiş karbonhidratların fazla tüketmenin sonuçlarından bazıları şunlar;
Kilo almak
İnsülin dalgalanmaları
Diyabet
Kalp hastalığı
Zayıf genel sağlık
Zone Diyeti, bahsedilen insan genetik yapısını hesaba katarak yazılmış bir programdır. Dr. Sears’a göre Zone Diyeti vücudun optimum sağlığı için gereken besini sağlar. Dr. Sears, insanların beslenme hakkında çevrelerinden yanlış bilgi aldığının ve bu durumun çok yaygın yanlış bilgilerin doğasına sebep olduğunun altını çizer. Tipik kilo kaybını amaçlayan diyet programlarının çoğu, yağ tüketimini azaltmayı amaçlıyor. Yağ tüketimini azaltmak üzerine kurulu bu programların çoğu yüksek miktarda karbonhidrat tüketimine zamin hazırlıyor. Bu durum da insülin düzeylerinin yükselmesine, ve istenilen amaçın tam tersine vücutda aşırı yağ biriktirmesine ve insanların sağlıksız kalmasına sebep oluyor. İnsanlar yağsız cipsler, az yağlı kurabiyeler ve kekler, yağsız dondurmalar ve benzerlerinden tüketmeye karar verdimeleri giderek daha fazla karbonhidrat tüketmeleri anlamına geliyor. Yani yağsız tüketeceğiz derken karbonhisrat tüketimini gözden kaçıran insanlar kendi elleriyle vucütlarına ciddi zararlar verebiliyorlar. Zone diyeti bu işlenmiş karbonhisrat düketimini sınırlandırarak, yüzbinlerce yıllık genlerimizin yolunu takip etmek ve bu doğrultuda beslenme düzeni oluşturmak istiyor.
Weight Watchers Diyeti
Jean Nidetch isimli New York’lu bir kadının kilo vermeye çalışmasından yola çıkarar kurduğu destek grubunun çalışmaları sonucu ortaya çıkan bu diyete göre vücut kitle indeksi 20’nin altındaysa kişi çok ince kabul edilir, eğer 25’ten fazla ise aşırı kilolu olur, eğer 20-25 arasında ise ideal kilo aralığındadır. Bu puan sistemi sayesinde kişiler kendi beslenme programlarına uygun gıda seçimlerini yapabilirler. Bu diyet programında yağ oranları, lif oranları dikkate alınarak besinlerde puanlandırılır ve diyet programını takip eden kişiler için bu standart puanlandırma çok kullanışlı hale gelir. Programı takip eden kişilerin kilo vermekle kalmayıp besin değerleri konusunda da olumlu sonuçlar aldıkları bu diyet programı üzerine yapılan araştırmalar sonucunda kanıtlanmış bir durumdur. Gıdaların puan listesine ve puanlandırma ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
South Beach Diyeti
South Beach Diyet, kardiyolog Arthur Agatston ve diyetisyen Marie Almon tarafından oluşturuldu. Diyet programı başlangıçta hastalarda kalp rahatsızlığı gelişme riskini azaltmalarına yardımcı olmak için yazıldı, ancak ağırlık kaybetmek için kullanılabilecek bir diyet olarak hızla popüler hale geldi. Agatston’a göre Amerikan Kalp Derneği tarafından desteklenen düşük yağlı, yüksek karbonhidratlı diyetler hayal kırıklığına uğradı ve Sout Beach Diyet popüler hale geldi. Dr. Agatson düşük yağ rejiminin uzun vadede etkili olmadığını keşfetti ve bu program alternatif olarak ortaya çıktı. South Beach, yüksek yağ ve protein ağırlıklı besinleri tavsiye ederek, kalbinizin yıpranmasına neden olan diyetlerden farklı. Çünkü ne düşük karbonhidratlı ne de düşük yağlı bir program. South Beach’de yağların da karbonhidratların da sağlıklı olanlarını seçiyorsunuz. Böylece vücudunuza şekeri yağa daha yavaş çevirmeyi öğretiyorsunuz. Üstelik ihtiyacınız olan tüm gıdaları da alıyorsunuz.
Çiğ Besin Diyeti
Çiğ gıda diyetinin temel mantığı kısaca işlenmemiş, bitki esaslı, organik gıdaların tüketimidir. Kişinin diyetinin en az dörtte üçü pişmemiş yemeklerden oluşmalıdır. Çiğ Besin Diyetini takip eden birinin, diyetimizdeki çiğ yiyeceklerin oranının ne kadar yüksek olursa, o kadar sağlıklı olacağına inanılıyor ve bu diyet programı bir felsefe olarak günümüzde giderek taraftar kazanıyor. Çoğunlukla vegan ya da vejeteryan beslenilen bu diyette çiğ hayvansal gıdaların tüketimine de rastlamak mümkündür.
Akdeniz Diyeti
Bu diyet akdeniz kıyısında bulunan özellikle de güney avrupa ülkelerinin beslenme alışkanlıklarından esinlenilerek yazılmıştır. Sebzze tüketiminin ağır bastığı bu diyette beslenme temel olarak taze meyve, fasulye, fıstık, tahıl, zeytinyağı, peynir ,yoğurt,balık, kümes hayvanları, yumurta, az miktarda kırmızı et tüketimi üzerine kurulur. 1990larda by beslenme tarzının Kuzey Amerika’da beslenme uzumanları tarafından teşvik edilmeye başlanmasından sonra akdeniz diyeti popüler oldu ve günümüzde hala sağlıklı diyet programları arayan insanlar arasında popüleritesini koruyor.
Amaçlarına göre diyet programlarından bahsettiğmiz bu yazıda öncelikle diyet programlarının temel amaçlarına göre kısa bir sınıflandırmasından bahsettik. Bunun hemen ardından bu temel amaçlara göre hazırlanan çok sayıda diyet programlarından en popüler altı tanesini sizler için listeledik. Diyet programı yazmanın ve bu programın takibinin uzmanlar tarafından çok dikkatli oalrak yapılması gerektiğini bir kere daha hatırlatmakta fayda var. En sağlıklı diyet programı uzmanınız tarafından sizin için hazırlanan programdır.