Karşımızdaki kişiyle sıkça fikir ayrılığına düştüğümüz bu zamanlarda, hepimiz fikrimize önem verilmesini canı gönülden isteriz. Ancak her zaman bu gerçekleşmeyebilir. İkna konusunda ise Victor Shetjnov ikna teknikleri üzerine bir kitap yazmış bulunuyor. Biz de bu kitaptan, en efektif olduğunu düşündüğümüz 15 maddeyi sizler için derledik. Böylece bu maddeler ile, bağır çağır tartışmaları veya arkadaşlıkların tehlikeye girmesini minimale indirgemeyi umarak daha sağlıklı tartışmalar içerisine girebilirsiniz.
Argüman miktarı asla fikirlerinizin geçerliliğini sağlamaz. Ayrıca kimine göre güçlü olan argümanlar kimine göre zayıf olabilir. Bu sebeple, çoğu zaman için araya öncelikle orta güçte argümanlar sokarak ve kendinizi karşınızdakinin yerine koyarak, bu faktörü elimine edebilirsiniz.
Kişi, “hayır” cevabını duyduğunda noradrenalin adında bir hormon salgılayarak kişiyi zorlamaya hazırlar. Diğer tarafta “evet” cevabı, endorfin, yani mutluluk hormonları salgılatır. İki doz mutluluk hormonu alındığında, kişilerin psikolojik olarak savunma haline geçmesindense hemfikir olma olasılıklarını arttırır.
Karşınızdaki kişiye fikrinizi sindirmesi ve aklına takılmış olan kısımları sorması için zaman tanıyın. Bu, onlara fikrinizi kabullenme ihtimali tanıyacaktır.
Kalıp yargıların hala geçerli olduğu ülkemizde, savunulan fikrin arkasındaki imaj da büyük önem taşır. İş görüşmesine yırtık kot ve bol bir t-shirt ile gittiğinizi düşünün. Olacak sonuçlar, argümanlar için de çoğu zaman geçerlidir. Zor bir durumda kaldığınız zamanlarda, daha saygın bir insanın size referans olmasından çekinmeyin. Konuya hakim ünlü/büyük kişilerin sözlerinden alıntılar da zarar vermeyen araçlardan.
Güvensizlik göstermek, karşınızdakinin üste çıkması için fırsatlar doğurur. Bunun olmasını engellemenin birkaç yolu, sebepsiz özür dilemekten kaçınmak, kendinizi küçültmemek ve mütevazılığı dozunda bırakmaktır.
Kişinin yanlış olduğunun anlaşılması, çoğu zaman kişinin kendisini doğrudan kötü hissetmesine, dolayısıyla “savunma haline” geçmesine sebebiyet verir. Karşınızdakinin hatasını illa ki gösterme niyetiniz varsa bile, bunu olabildiğince aşağılayıcı kelime ve hareketler kullanmadan yapın. Bu, karşınızdakinin fikrinize katılmasını kolaylaştıracaktır.
Bu yüzden, görünüşünüze dikkat etmek, hal ve tavrınıza özen göstermek, dinlemeyi öğrenmek ve karşınızdakine her zaman saygı ile yaklaşmak, verebileceğimiz en büyük tavsiyedir.
Herkes kendi görüşleri ile paralel konuşmalardan keyif alır. Aynısı, durumun tam tersi için de geçerlidir. Karşıt düşünce duyunca sinirlenilir, genelde keyifler kaçar. Bu yüzden ortak düşünebildiğiniz konular üzerinde konuşmakta da fayda var.
Karşınızdakinin duygusal durumuna anlayış ve empati gösterin. Bu sayede karşınızdakinin düşünce yapısını anlayabilmeniz çok daha kolay hale gelir.
Önceki tüm maddelerde uygulanmasını şiddetle tavsiye ettiğimiz bir madde bu. Tartışma analizleri esnasında yapılan sert çıkışların çoğunun, konuşmacıların farkında olmadan farklı konulardan bahsetmesi sebebiyle olduğunu gösteriyor.
Kibir, kabalık, aşağılama ve övünmeyi bir kenara koyun. Tavsiye vermekten kesinlikle uzak durun ve karşınızdaki kişiyi bölmeyin.
Zaman zaman aynı kulağı farklı taraflardan tutarız. Bu sebeple “Ne demek istiyorsun?” ve benzeri soruları sormaktan asla çekinmeyin. Söylenilenleri de “Yani, şu şekilde…” gibi yollarla özetleyerek doğrulamanız da buna yardımcı olabilecek araçlar arasında.
Karşınızdaki kişinin hangi fikirlere sahip olduğunu sözel yollarla anlamak çok güçtür. Bu yüzden karşınızdakinin ne tarafta olduğunu anlamanın en garanti yolu vücudu ile verdiği tepkileri gözlemektir. Eğer ağzımızdan çıkan laflar vücut dilimiz ile uyuşmuyorsa, buna dikkat etmek çok önemli olabilir.
Karşıdakinin düşünsel ihtiyaçlarını karşılamak, kullanılabilecek en güçlü argümandır. Bunu karşınızdaki kişiye ne kadar doğru yapabilirseniz o zaman orta noktaya gelmek o kadar kolay olacaktır.
Karşınızdakinin vurguladığı kelimeleri kullanmaktan çekinmeyin. Doğru olduklarını kabullenmekten korkmayın. Varsaymayın, soru sorun. Ortada olan üzerinden, konuşulanı uzatmayın.
Unutmayın ki yukarıda listelemiş olduğumuz maddeler birer tavsiye, garantili çözüm değil. Her zaman için tek bir kalıpta kalmaktansa, her olayda farklı bir yaklaşım göstermek başarınızı doğru oranda etkileyecektir.
Kaynak: BrightSide