in , ,

Dünya Tarihinin En Büyük ve En Acımasız Mafya Lideri Al Capone Hakkında Bilinmeyenler

Bazı mayfa babaları kulağa ne kadar ürkütücü gelse de, onların kendilerine has bir çekicilikleri olduğunu inkar etmek olmaz.

Al Capone tüm yaptıklarına rağmen ilgimizi hep cezbetmeyi başarmış o isimlerden biri.

Üstelik o dünyanın her yerinde tanınan sayılı mafya babalarından da biri. Gelin hep birlikte bu kadar ünü hak etmek için neler yaptığına bir göz atalım.

Al Capone Kimdir?

Asıl adı Alphonso Gabriel Capone olan  “Scarface” lakaplı mafya babası 17 Ocak 1899 yılında Brooklyn New York’da dünyaya geldi. Aslen İtalya’lı olan Capone ailesi 1893 yılında ABD’ye göç etmişti. Baba Gabɾiele Capone berberlik, anne Teresa Capone ise terzilik yapıyordu ve aile fakir bir mahallede yaşıyordu.

Al Capone’u yeraltı dünyasına hem iten, hem de sürükleyen nedenler bu kötü koşulların altında yatıyor.

İlkokul Öğretmenini Yumrukladı

Daha küçük yaşlardayken Al’in geleceğinin akademik bir çerçevede olmayacağı belliydi. Henüz 6. sınıfta okurken kadın bir öğretmenini yumruklamış ve bu yüzden okuldan atılmıştı.

Capone, okulda başarısız olmasına sebep olan faktörün Amerika halkının göçmenlere karşı uyguladığı ırkçı politikalar olduğuna inanıyordu. Ona göre Amerika diyarında onu için parlak bir eğitim imkanına sahip olmak mümkün değildi.

Tek İsteği Zengin Olmaktı

Al Capone’un çok istediği bir şey vardı: zenginlik.

Bu zenginliği okuyarak kazanamayacağına inanınca, çareyi sokaklarda buldu. Sokak hayatına bar fedailiği yaparak başladı. Bu zamanlarda yaşanan bir bar kavgası sırasında yüzüne bıçak darbesi aldı ve hayatı boyunca kullanacağı “Scarface” lakabını kazandı.

Johnny Torrio’yla Kesişen Yolu

Bar fedailiği devam ederken dönemin en önemli mafya babalarından olan Johnny Torrio tarafından keşfedildi. Torrio kendi pis işlerini yapabilmesi için Al Capone’u bir ortağının barında işe aldı ve onu eğitmeye başladı.

Al Capone’un şiddetli suçlarla arası çok iyiydi. Bu sayede kısa sürede haraç tahsilat işinin başına geçti ve Torrio’nun en önemli isimlerinden biri oldu.

Görevlerinde hızla yükselirken ilerde evleneceği kişi olan Mae Coughlin ile tanıştı. Çift kısa sürede büyük ilerleme kaydedip 18 Aralık 1918 tarihinde evlendiler.Capone evlilik sırasında 21 yaşından küçük olduğu için ailesinden yazılı izin almak zorunda kaldı. Dünyaya Sonny lakaplı  Albert Francis Capone’u getirdiler. Oğlu daha sonra babasının Capone soyadını kimliğinden sildirdi.

İçki Yasağıyla Capone’nın Önünde Açılan Kapılar

Prohibition adıyla da bilinen içki yasağı, ABD anayasasının 18. maddesi değiştirilerek başlatıldı ancak uygulanması için ABD hükümeti ve yerel yönetimler ciddi bir çaba göstermedi. Bu değişiklik ve ciddiyetsizlik yüzünden sadece  Capone değil ABD tarihinin en çok tanınan mafya babaları başa gelmiştir. Bu mafyalar yasadışı içki üretiyor veya yurt dışından kaçak olarak içeri sokuyorlardı. Bu sayede çok para kazanan mafyalar çok fazla eyaletin yönetimini kontrol ediyordu. Bu durumun sonucunda çok fazla kanunsuz olay gerçekleşiyordu.

Şikago’da Yaşananlar Onu Lider Koltuğuna Oturtu!

1919 yılına geldiklerinde içki yasağı başladı. Aynı yıl Capone cinayet suçundan firar etmek için, ailesiyle beraber Brooklyn’den Chiago’ya kaçtı.

Chiago Beş Nokta Çetesinde Torrio’nun iş bitiricisi olarak işine devam etti ve bu sırada defalarca kez saldırı ve cinayet gibi suçlardan tutuklanmasına rağmen patronu Torrio’nun gücü sayesinde sokaklarda kalmaya devam etti.

Torrio’nun Emekliliği ve Capone Efsanesinin Doğuşu

Rakip mafyalardan birinin adamları Torrio’ya suikast girişiminde bulundu. Bu girişim sonrası bir süre hastanede yatması gereken Torrio, akıl hocasının daha fazla zarar görmesini istemeyen Capone tarafından korumaya alındı. Hastaneden çıktıktan sonra Torrio içki yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle bir yıl hapse mahkum edildi. Suikast ve ardından hapisle karşılaşan Torrio mesleki zorluklara daha fazla katlanmak istemediğini belirterek emekliye ayrıldı ve Avrupa’ya taşındı.

Al Capone Liderliğini İlan Ediyor

Torrio’nun emekliliğinden sonra Al Capone başa geçti. Başa geçtiği 1925 yılından itibaren  Capone sokaklarda terör estirdi. Kendi sattığı içkiyi almayan dükkanları bombalamaya başladı. Bu bombalamaların sonucunda yüzün üzerinde insan hayatını kaybetti.

Bu bombalamalar sonucunda düşmanları çok arttı. Rakip mafyalar sürekli olarak Al Capone’un evine ve yakınlarına saldırı düzenlemeye başladı. Bu saldırılardan birinde yaralanan Al Capone bir süre şehir dışına çıktı. Bu süreç çok gizliydi. Kayıt dışı bir şekilde otellerde kalıyor hatta gecelerini tren vagonlarında geçiriyordu.

Mafya Dünyasının Başına Geçişi

Bazen rüşvet verdiği polislerin yardımıyla bazen de kendi silah gücüyle rakip mafyalara çok büyük darbeler indirdi. Rakiplerinden daha da üstün bir konuma geçebilmek için seçimlere hile karıştırdı ve cumhuriyetçi aday William Hale Thompson’ı belediye başkanı seçtirdi. Siyasi yönetimi de arkasına alan Al Capone durdurulamayacağına inanmaya başladı.

Bu süreçte çok fazla düşmanı olan birisine göre sokaklarda çok rahat dolaşıyor, gazetecilerle röportaj bile yapıyordu. Halkı ve üst tabaka insanların büyük bir kısmını kendisine bağlamıştı. Bu durumu bir röportajında şu cümlelerle ifade etmiştir:

 “Ben insanların ihtiyacını karşılayarak para kazanıyorum. Eğer ben suçluysam müşterilerim de –ki bazıları Chiago’da yaşayan en önemli isimler- en az benim kadar suçludur.”

Akan Kanlar: Sevgililer Günü Katliamı

Al Capone rakip mafyaları tamamen bitirmeye kararlıydı ve siyasi yönetim de arkasında olduğu için yapmak istediği katliamlarda sınırsız özgürlüğü var gibiydi. 1929 yılının sevgililer gününde en önemli rakiplerinden biri olan Bugs Moran’ı öldürmek için büyük bir girişimde bulundu.

Polisler Bugs Moran’ın karargahına baskın düzenlediler ve direniş göstermeyen yedi kişi Al Capone destekçileri tarafından  katledildi. Kurbanların üzerinde çok sayıda makineli ve pompalı tüfek mermisi bulundu. Kurbanların son halleri basına çıkınca Al Capone’un itibarı ağır bir şekilde zedelendi.

Bir Numaralı Halk Düşmanı, Serseri, Vahşi

İlerleyen günlerde Al Capone federal yasayı ihlal ettiği gerekçesiyle mahkemeye çağrıldı ancak isteksiz olduğunu söyleyerek mahkeme salonunu terk etti.

FBI, 27 Mart 1929 günü federal mahkemeye saygısızlık suçundan Al Capone’u tutukladı ve mahkemeye götürdü. Tutuklanan Al Capone sadece bir hafta sonra serbest bırakıldı. Aynı günlerde Şikago Suç Komisyonu tarafından hazırlanan halka açık bir listede “bir numaralı halk düşmanı” seçildi.

Nisan 1930’da, Al Capone Miami sahilinde eğlenirken, “serserilik” suçundan tutuklandı ve eyalet dışına gönderildi. Al Capone polisin ona yemek ve su vermeyi reddettiğini ve ailesini tehdit ettiğini öne sürdü. Bu suçlamalarda bulunduğu için yalan ifade verme suçundan suçlandı ve üç gün süren mahkeme sonrası beraat etti.

Eylül 1930’da bir Chiago savcısı Al Capone’un vahşet suçundan tutuklanması için bir emir yayınladı. Şubat 1931’de Al Capone, Hakim James Herbert Wilkerson’un mahkemesinde yargılanmaya başladı. Mahkeme sonucu altı ay hapis cezası alan Al Capone, itiraz sonucu serbest kaldı.

Ve Al Capone’un Sonu Geliyor

1927 yılında yasa dışı kazanılan gelirin de gelir vergisine tabi olması gerektiğini belirten bir yasa yayınlandı. Amerikan vergi dairesi özel araştırma birimi-bizzat dönemin ABD Başkanı Herbert Hoover’ın emriyle-  Al Capone’un peşine düştü.

Büyük buhranın başlaması (1929 yılında tüm dünyayı etkileyen çok büyük bir ekonomik kriz) ve içki yasağının kalkması sonucunda Al Capone’un geliri gittikçe düşmeye başlamıştı. Bu sebeplerden dolayı daha fazla kaçamadı ve vergi dairesi tarafından yakalandı.

Vergi kaçırma suçundan on yıl hapis cezasına çarptırılan Al Capone, 1931 yılının ekim ayında hapse atıldı. Frengiden muzdarip olan Al Capone 1939 yılında şartlı tahliye edildi.

Bilinen Cinayet Sayısı 33

Tarihe adını onlarca cinayet, kundaklama, kaçakçılık, insan kaçırma ve çok fazla benzer ağır suçla adını yazdırdı. Kesinlikle onun yüzünden olduğu bilinen 33 adet cinayet var. Ancak bu rakamın gerçek rakamın çok ama çok altında olduğunu söylemek zor değil.

Bir döneme damgasını vuran, mafya dünyasının en korkulan ismi olmayı başaran Al Capone’un aynı zamanda pek çok insanın nefretini kazandığı da biliniyor.

Bunların hepsini güç ve para hırsı için yapan Al Capone oğlu tarafından bile reddedilmiş bir isim.

Capone ve Dünyaya Vedası

1947 yılının ocak ayının 25. gününde hayatını kaybedene kadar Palm Island’da hayatına hasta biri olarak devam etti. Hillside’da bulunan Mount Carmel Mezarlığına gömüldü.

Hem mafya hem de dünya tarihine damga vuran Al Capone kendisine sinema dünyasında da yer buldu.

The Godfather Serisine İlham Kaynağı Oldu

The Godfather serisini bilmeyen yoktur. Sinema dünyasının en kült film serileri arasında yer alan ve pek çok sahnesiyle (at kafası gibi) akıllara kazınan bu filmin ilham kaynaklarından biri de Al Capone.

2 Comments

Leave a Reply

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Sık Kullandığınız Kelimelerin Kökenlerini Etimoloji Sayesinde Keşfetmeye Ne Dersiniz?

Pazar Köşesi (17-24 Temmuz 2017)