Dillerin de bir karakteri olduğunu fark etmişsinizdir mutlaka. Akdeniz dilleri, hızı ve vurgularıyla oldukça neşeli bir hava yaratırken, Almanca gibi diller daha ağır ve kaba bir tını yaratıyor kulaklarımızda. Elbette bunlar bize bir miktar da olsa dillerin çağrıştırdıklarıyla alakalı geliyor ama yapılan son çalışmalar dillerin de karakteri olduğunu ortaya çıkarıyor.
Hatta size şunu söyleyebilirim ki diller aşık bile olabiliyor.
Yapılan araştırmalar ortaya çıkarmış ki, dünyanın en mutlu ve aşık dili bir Akdeniz ülkesine ait olan İspanyolca.
Çalışmada farklı sosyal medya kanallarında en çok aşk ve sevgi içerikli sticker, emoji ve kelimelerin İspanyollar tarafından gönderildiğinin tespit edilmesi, İspanyolca’ya en aşık dil ünvanını kazandırdı.
En Mutlu Dil İspanyolca
Vermont Üniversitesi’nde Dr. Peter Dodd’s tarafından yürütülen bir başka çalışmaysa, insan dillerinin genel olarak olumlu bir eğilim içerisinde olduğunu ortaya koyuyor. Çalışmada sosyal medya ve internet kanallarını en çok kullanan 10 dilden seçilen sözcüklerle bir veri tabanı oluşturuldu. Bu tabanda Twitter, Google Books, şarkı sözleri ve farklı dillerde yayın yapan basın organlarından oldukça geniş bir ölçekte veriler yer alıyordu. 10 dilden 100.000 kelime üzerinde çalışan araştırmacılar, kelimeleri olumlu ve olumsuz anlamlılar olmak üzere sınıflandırdılar. En yaygın kullanılan kelimelere yer verilerek hazırlanan bu listelerde, aşk, gülmek gibi kelimeler pozitif olarak tanımlanırken, yalan söylemek gibi kelimeler negatif anlamda olarak tanımlandı.
Her dilin özü itibariyle pozitif eğilime sahip olduğunu ortaya koyan bu çalışmada, aşağıda kullanılan grafiklerde dillerin yoğunlukla kullandığı kelimelerin daha çok pozitif anlama gelen kelimelerin yerleştirildiği sağ tarafta toplandığını görebilirsiniz.
İspanyolca, İngilizce ve Çince üzerine hazırlanan grafiklere bakıldığında kelimelerin daha çok sarı renkle tanımlanan pozitif anlamlar içerdikleri görülebilir.
Pollyanna Prensibi
Bu araştırma aslında İllinois Üniversitesi’nde 1969 yılında yapılan bir çalışmanın devamı olarak düşünülebilir. Bu çalışmada, insanoğlunun dil kullanımında olumsuz kelimeler yerine olumlu kelimeleri kullanmaya daha meyilli bir davranış gösterdiği tespit edilmiş ve buna Pollyanna Prensibi adı verilmişti.
Günümüzde yürütülen çalışmada da her kelime 50 ayrı kişi tarafından onlarda yarattıkları duygusal etkiye göre numaralandırıldı. Aynı Pollyanna Prensibinde görüldüğü gibi çalışma sonrası grafiklerde de ortaya çıktığı üzere, kişiler olumlu kelimeleri çok daha sık kullanmayı tercih ediyor. Eğer kelimeye karşı daha önceden oluşmuş bir ön yargı -yaşanmış olumsuz bir deneyimin çağrışması- yoksa, kelimenin ortalama duygusal değeri, duygusal durumlara verilen değerlerin ortalamasına denk geliyor.
Çalışmayı yürüten Bohannan bu durumu şu şekilde açıklıyor;
‘Veri grafikleri gösteriyor ki, Pollyanna Prensibi de aslında dilin bir parçası. Eğer bir eğilim olmasaydı, kelimelerin duygusal değerler medyanı (kırmızı çizgiler) duygusal ölçeğin ortasına düşecekti. Ama onun yerine, test edilen her dildeki derlemde pozitif olan (sarı) bölgeye düştü’
İşte incelenen tüm diller arasında İspanyolca, Pollyanna Prensibine en çok sadık kalan dil olup, en mutlu dil olarak karşımıza çıkıyor.
Mutlu ve Mutsuz Kitaplar
Araştırma sırasında pek çok ünlü kitapta kullanılan kelimeler de inceleme altına alındı. Herman Melville’in yazdığı Moby Dick, Dostoyevski’nin klasiği Suç ve Ceza, Dumas’ın Monte Cristo Kont’u bu kitaplardan sadece bir kaçı.
İncelemelere göre, Suç ve Ceza’da kullanılan dil genelde pozitifken, kitabın sonlarına doğru bu dilde negatif yöne doğru bir kayma yaşanıyor. Monte Kristo Kontu’nda ise tam tersi şekilde oldukça olumsuz bir dille başlayan anlatım, kitabın sonunda oldukça olumlu bir anlatıma yerini bırakıyor.
Dil Sıralaması
İspanyolca’nın en mutlu dil olarak karşımıza çıktığı bu araştırma sonucu ortaya çıkan mutlu diller sıralaması ise şu şekilde;
1.İspanyolca
2.Portekizce
3.İngilizce
4.Endonezyaca
5. Fransızca
6. Almanca
7. Arapça
8. Rusça
9. Korece
10. Çince
Gördüğünüz gibi, incelenen diller arasında listenin başını İspanyolca çekerken, Çince en mutsuz dil olarak karşımıza çıkıyor.
‘Gerçekten de dilin mutlusu, mutsuzu oluyormuş yahu!’ dediğinizi duyar gibiyim. Araştırmanın yürütücüsü Bohannan, gelecekteki araştırmalar içinse çok daha dikkat çekici bir noktaya değiniyor.
‘Eğer İspanyolca Çince’den daha mutlu bir dilse, o zaman bu dili kullanmak ve öğrenmek bizi daha mutlu bir insan yapabilir mi?‘
Bu soru henüz cevaplanabilmiş olmasa da, kim bilir belki bir gün yeni diller öğrenmek için yeni bir bahanemiz olur; mutlu olmak!