Hop, o elindekini öyle gördüğün ilk çöpe atmadan evvel iki kez düşünmen gereken zamanlardayız artık!
Çünkü tüketebileceğimiz her şeyin çok ama çok fazlasını ürettik ve artık başımızı ellerimizin arasına alıp geri dönüşüm nedir diye sormamız gerek! Yoksa, ağır ağır ama derin hasarlar alan dünyayla birlikte hepimizi çok zor günler bekliyor! Karamsar olmaya gerek yok! Hala şansımız varken, bir işin ucundan tutabilir ve en basitinden yeniden üretimin önünde geçmek için geri dönüşüm hakkında bir şeyler öğrenerek bugüne başlayabiliriz!
Geri Dönüşüm Nedir?
Hani şu birbirinin içine geçen gibi görünen yeşil oklar var ya? ♻️ İşte onlardan çok daha fazlası aslında!
Geri dönüşümün ne olduğunu önce terim olarak ele almaya çalışalım. Bildiğiniz gibi içinde yaşadığımız dünyayı bir üretim çılgınlığıdır almış gidiyor. Her yer tıkış tıkış dolu olmasına karşın, fabrikalar harıl harıl üretmeye devam ediyor. Haliyle de kullanım dışı kalan bir sürü şey birikiyor. İşte bu kullanım dışı kalan geri dönüştürülebilir atık malzemelerin çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile ham madde olarak tekrar imalat süreçlerine kazandırılması işlemine, biz geri dönüşüm diyoruz.
Neden Geri Dönüşüm Hakkında Düşünmeye Başlayalım?
Aldığımız, kullandığımız ve kullanım ömrünü doldurduğunu düşündüğümüz birçok ürün olabilir. Bu ürünlerin yeniden geri dönüşüm halkası içine katılabilmesi ile öncelikle ham madde ihtiyacı azalır. Eh malum, insan nüfusu da gitgide artıyor ve dünya için onun kaldırabileceğinden çok daha kalabalık bir popülasyon olmaya başlıyoruz. Ama geri dönüşüm sayesinde insan nüfusunun artışı ile paralel olarak artan tüketimin doğal dengeyi bozması ve doğaya verilen zarar engellenmesi mümkün.
Bununla birlikte yeniden dönüştürülebilen maddelerin tekrar ham madde olarak kullanılması büyük miktarda enerji tasarrufunu mümkün kılıyor. Örnek vermek gerekirse, yeniden kazanılabilir alüminyumun kullanılması alüminyumun sıfırdan imal edilmesine oranla %35’e varan enerji tasarrufu sağlıyor!
Çevre Kirliliğine Dur Demek İçin!
Atık malzemelerin ham madde olarak kullanılması çevre kirliliğinin engellenmesi açısından da oldukça önemli. Kullanılmış kâğıdın tekrar kâğıt imalatında kullanılması hava kirliliğini %74-94, su kirliliğini %35, su kullanımını %45 azaltabiliyor.
Bakın, rakamlarla konuşuyoruz, çünkü bu oldukça ciddi bir mesele. Yine oldukça somut bir örnek daha verelim; bir ton atık kâğıdın, kâğıt hamuruna katılmasıyla 8 ağacın kesilmesi önlenebilir.
Şu parklarda, yerde yığın halinde gördüğümüzde sinir olduğumuz çekirdek kabuklarının bir çok kimyasal gübrenin yerine kullanılabiliyor olması, denizleri dolduran ve deniz canlılarının yaşamlarını tehlikeye atan plastik atıkların aslında uygun bir biçimde toplanıp geri dönüştürüldüklerinde hem çevre hem de ekonomi için çok daha faydalı olması haliyle bizlerde de biraz sorumluluk duygusu uyandırıyor.
Peki Bu Durumu Ne Zaman Fark Ettik?
Elbette zoru görünce!
Geri dönüşüm nedir sorusunu ilk defa sormaya başladığımız dönem, aslında dünya tarihinin kıtlıklarla uğraşmaya başladığı döneme denk geliyor. Geri dönüşüme olan ihtiyacın başlamasında savaşlar nedeniyle ortaya çıkan kaynak sıkıntıları çok etkili oldu. Büyük devletler, II. Dünya Savaşı sırasında ülke çapında geri dönüşümle ilgili kampanyalar başlattılar, çünkü çok ciddi anlamda hammadde sıkıntısı çekiyorlardı. Ellerindeki metallerin çoğunu savaş alanlarında yok ettikleri için bu kampanyalar çerçevesinde vatandaşları özellikle metal ve fiber maddeleri toplama konusunda teşvik ettiler.
ABD’de geri dönüşüm işlemi bu dönemde yurtseverlik anlayışında çok önemli bir yer edinmişti. Hatta, savaş sırasında oluşturulan kaynak koruma programları, doğal kaynakları kısıtlı bazı ülkelerde (Japonya gibi), savaş sonrası da devam ettirildi. Çünkü fark ettiler ki, hem işlevli hem de her açıdan kazançlı bir şeyi sonunda keşfetmişlerdi. Mesele, her zaman doğru soruyu sormakla ilgili. Bu durumda da sorumuz elbette geri dönüşüm nedir oluyor.
Elbette Her Malzeme Geri Dönüştürülebilir Değil!
Geri dönüşüm nedir sorusunun bir cevabı da, aslında hammadde üretimi olabilir. Ancak, geri dönüştürme metotları da her malzeme için farklılık gösteriyor. Gelin, temel geri dönüştürülebilir malzemelerin bu işlemlerinin nasıl gerçekleştiğine daha yakından bakalım! Geri dönüşüm nedir ve nasıl yapılır, birlikte öğrenelim ♻️
Alüminyum
Biraz yemek tarifi gibi olacak, ama öncelikle atık alüminyum küçük parçacıklar hâlinde doğranıyor. Daha sonra bu parçalar büyük ocaklarda eritilerek, dökme alüminyum üretiliyor. Bu sayede atık alüminyum, saf alüminyum ile neredeyse aynı hâle geliyor ve üretimde kullanılabilir oluyor. 1 ton metal atığın geri dönüştürülmesi sonucunda 1300 kg ham madde tasarrufu sağlanıyor!
Beton
Eminiz bunu daha önce düşünmemiştiniz. Her yer sürekli yıkılıp yeniden yapılırken, o kadar moloz nereye gidiyor? Beton parçalar, yıkım alanlarından toplanarak kırma makinalarının bulunduğu yerlere getiriliyor. Kırma işleminden sonra ufak parçalar, yeni işlerde bu kez çakıl olarak kullanılıyor. Parçalanmış beton, aynı zamanda eğer içeriğinde katkı maddeleri yoksa yeni beton için kuru harç olarak da kullanılabiliyor.
Kâğıt
İşte bu kez bildiğimiz yerden geldi. Belki aranızda şanslı olanlar varsa, ilkokulda kendi parşömenini yapmıştır. Peki bu iş profesyonel olarak nasıl yapılıyor? Kâğıt öncelikle kâğıt çamuru hazırlamak için su içerisinde liflerine ayrılıyor. Eğer gerekirse içindeki lif olmayan yabancı maddeler için temizleme işlemine tabi tutuluyor. Mürekkep ayırıcı olarak, sodyum hidroksit veya sodyum karbonat kullanılıyor. Daha sonra hazır olan kâğıt lifleri, geri dönüşmüş kâğıt üretiminde kullanılabiliyor. Bazı defterlerin üzerinde, geri dönüştürülmüş kağıttan üretildiğine dair bilgiler görmemiz de mümkün.
Belki buradan bakarak, siz de kağıt yapmayı deneyebilirsiniz!
1 ton kullanılmış kâğıt atığının geri dönüşümü sonucunda, 16 adet yetişmiş çam ağacı ve 85 metrekarelik ormanlık alan tahrip edilmekten kurtuluyor. Örneğin; Türkiye genelinde düşünecek olursak, bu, yılda 80 milyon çam ağacı ve 40.000 hektar ormanlık araziyi korumak anlamına geliyor!
Plastik
Sanırım en çok içimizi acıtan da bu. Plastik atıklar öncelikle cinslerine göre ayrılarak geri dönüşüm işlemine tabi tutuluyorlar. Çünkü plastik deyip geçmek olmaz. Cinslerine göre ayrılan geri dönüşebilir plastik atıklar, kırma makinelerinde kırılıp küçük parçalara ayrılıyor. İşletmeler bu parçaları doğrudan belli oranlarda, orijinal ham madde ile karıştırarak üretim işleminde kullanabildiği gibi; tekrar eritip katkı maddeleri katarak ikinci sınıf ham madde olarak da kullanabiliyor.
1 ton plastik ambalaj atığının geri dönüşümü sonucunda 14.000 kWh enerji tasarrufu sağlanmış olur.
Cam
Evet aslında cam da geri dönüştürülebiliyor, hem de bunun en güzel yanı, camı çöpe atmamıza engel olması. Çünkü çöplüklerde kırılan cam parçaları oralarda besin arayan sokak canlılarını ciddi şekilde yaralayabiliyor. Cam atıkları için geri dönüşüm nasıl oluyor? Şişe ya da kavanoz gibi cam atıklar, toplama kutularında toplanıyor ve bu atıklar açık ya da koyu renkli olmaları baz alınarak renklerine göre ayrılıyor geri dönüşüm tesislerine veriliyor. Ardından, atık ve katkı maddelerinden ayrılıyor. Burada cam kırılıyor ve ham madde karışımına karıştırılarak eritme ocaklarına dökülür. Bu şekilde tekrar “cam” olarak kullanıma geçer.
Kırılan cam, beton katkısı ve camasfalt olarak da kullanılmaktadır. Camasfalta %30 civarında geri dönüşmüş cam katılmaktadır. Cam bu şekilde sonsuz bir döngü içinde geri dönüştürülebilir, yapısında bozulma olmaz. 1 ton cam atığının geri dönüşümü sonucu yaklaşık 100 litre benzin tasarrufu sağlanmaktadır. Örneğin; Türkiye genelindeki cam atıkların geri dönüştürülmesinden yıllık 30 milyon litre benzin tasarruf edilebilecektir. Eğer mahallenizde bir cam toplama kutusu yoksa, hemen belediyenizden talep edebilirisiniz!
Geri Dönüşümü Teşvik İçin Yapabileceğiniz Basit Uygulamalar
Geri dönüşüm nedir ve ne işe yarar hakkında düşünmeye başladığımızda aklımıza ilk olarak çöpleri ayırmak geliyor. Ve bu oldukça anlamlı aslında. Çünkü geri dönüştürülebilir her malzeme için ayrı çöp kutuları kullanmak hem dönüşüm sürecini hızlandırıyor hem de hangi maddeyi ne kadar tükettiğimizin takibini yapmamızı ve kendimize sürekli olarak geribildirimde bulunmamızı sağlıyor.
Bunun yanı sıra bir başka işe yarayacak geri dönüşüm kampanyası da yerel belediyeler tarafından oluşturulan raporlar olabilir. Hangi mahallede kaç geri dönüşüm notası olduğu, nasıl işledikleri, her hafta ne kadar hammaddenin dönüşümünü kazandırdığımızı bilmek bizleri geri dönüşüm meselesine daha da ısındıracaktır. Aynı zamanda geri dönüşümü doğru bir şekilde yapan hanelere ve bununla ilgili çalışmalar yürüten okullara küçük ödüller verilmesi de bu güzel alışkanlığa katılımı artırabilir.
Ancak geri dönüşüm sisteminin gerçekten işler olması için bunun bir devlet politikası haline gelmesi zorunludur. Dünyanın sonunu asıl hazırlayanlar bizim fazladan bir dakika açık tuttuğumuz ışık ya da birkaç litre su değil. Elbette bunların da katkısı var ama AVM’lerde her rafta yanan ampullerin yanına bile yaklaşamaz. Bu yüzden alternatif enerji kaynaklarına yönelmek ve harcanan materyalleri geri dönüşüm sayesinde doğada biriktirmek yerine yeniden kullanmak, ancak bir devletin bütün politikasını bunun üzerine kurduğu bir durumda işlevsel olacaktır.
Örneğin Almanya geri dönüşüm nedir ve nasıl yapılır konusunda oldukça sistemli çalışmaktadır.
Almanlar Geri Dönüşüm Konusunda Dünya Şampiyonu
İnsanların gözünde büyüttükleri bu geri dönüşüm süreci Alman halkında sıradan bir alışkanlığa dönüşmüş durumda. Bu kültürü edinen herkes bu davranışı sahipleniyor ve benimsiyor. Örneğin, sıradan bir marketten yoğurt aldıklarında, yoğurdun plastik kabını ve üzerindeki alüminyum folyoyu bile ayırıyorlar. onlar için geri dönüşüm nedir – “geri dönüşüm emektir!” ile tamamlanabilecek bir cümleye dönüşmüş. İşte bu yüzden, Almanlar geri dönüşümde dünya şampiyonu olarak biliniyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD)’nin araştırmalarına göre, Almanlar çöplerinin %65’ini ayrıştırıyorlar ve değerlendirilmelerini sağlıyorlar. Öyle ki, bütün atık çeşitleri için ayrı renk kodları geliştirmişler ve çöplerini atarken karıştırma ihtimalleri neredeyse sıfır. Geri dönüştürülemeyen çöpleri ise tekrar kullanarak yakıt üretiyorlar veya farklı tasarımlarla yeni ürünler elde ediyorlar. Böylece neredeyse hiçbir şey “boşa gitmemiş” oluyor!
Almanya’da da bu sisteme başkaldıranlar ve çöplerini ayrıştırmadan bir tek kutuya atanlar da oluyor. Hatta bu bireylerin bazıları, çöpünü ayrıştırarak atan komşularıyla alay ediyorlar. Fakat bu davranış Almanya’da cezasız kalmıyor. Kendi çevresine ve doğasına saygısı olmayan kişilere devlet tarafından yaptırım bile uygulanabiliyor.
Almanya’da plastikler ve diğer ambalaj atıkları sarı kutuya, kâğıt ve kartonlar mavi kutuya, şişeler ise renklerine göre de ayrıştırılarak yeşil ve beyaz renkli kutulara atılıyor. Bir de kahverengi kutu var, yalnızca kompost atıkları, yani organik atıklar için ayrılmış çöp kutusu, bu da doğal gübre ve bioyakıt üretiminde çok işlevsel.
Almanya’nın bu alandaki başarısının en önemli sebeplerinden biri ise çöp ve geri dönüşüm kutularının Otobüs durakları, tren istasyonları, okullar, parklar, şehir merkezleri ve hatta stadyumlar gibi pek çok noktada ulaşılabilir olması olarak görünüyor. Yani evde çöp biriktirip de, teee çok uzaklardaki bir geri dönüşüm alanına götürmeye hiç gerek yok.
Tüm kutuların üzerinde yer alan Almanca ve İngilizce açıklamalar ise kutuların doğru kullanım oranının artmasını sağlıyor, ülkeyi ziyaret eden turistler de tıpkı yerliler gibi çöplerini nereye atacakları konusunda yönlendirilmiş oluyor. Bu da yeterli değilse, Almanların yere çöp atan insanları uyarma konusunda hiç utangaç olmadıkları da görülüyor! Çöpünüzü ayrıştırmadığınızda uyarıldığınız bir ülkede yere çöp atmak gibi bir hata yapmak istemezsiniz.
Diğer Avrupa Ülkeleri
Avrupa Çevre Ajansı’nın (EEA) verilerine göre, diğer Avrupa ülkeleri de çöp konusunda en az Almanya kadar gayretli görünüyor. Avusturya, Belçika, İsviçre, Hollanda ve İsveç çöplerinin en az %50’sini geri dönüştürüyor ve büyük bir kısmı yeniden kullanılıyor.
Geri dönüşüm ve çevreyi koruma konusunda Almanya’yı takip eden Güney Kore atıklarının %59’unu geri dönüştürüyor, Amerika ise %35’lik bir oranla gelişmiş ülkelerin ortalamasının biraz üzerinde yer alıyor. Belki şaşırtıcı olmayacak ama, örnek verdiğimiz bu ülkeler maalesef bizim ülkemizden kilometrelerce ilerideler. Çünkü Türkiye’deki çöpün %99’u depolama sahalarına gömülüyor.
Geri Dönüşüm İhtiyacını Azaltmak İçin Birkaç Tüyo
Yazımızın son kısmında, geri dönüştürülebilir de olsa farklı malzemeleri aşırı bir sıklıkta kullanmamak ve atık üretimini durdurmak için birkaç küçük ipucu hazırladık. Geri dönüşüm nedir demek yerine, nasıl kolaylaştırılır kısmını da eklemek istedik!
Bunlardan birincisi, marketlerden sürüyle aldığımız ve birçoğunu yine kullanmadan attığımız plastik torba kullanımını azaltmak için bir alışveriş torbası edinmek. Böylece, alışverişlerimizi sürekli yanımızda taşıdığımız küçük torbamıza koyabilir, eve geldikçe boşaltıp yeniden kullanabiliriz. Markette “Poşet ister misiniz?” sorusuna hayır diyebilmenin dayanılmaz hafifliği!
İkincisi, okul kantinlerinde yemek yerken, zamandan ve bulaşık derdinden kurtulmak için bize verdikleri plastik çatal ve kaşıkları reddedebilmek olacak. Yanımızda rahatlıkla taşıyabileceğimiz kendi çatal ve kaşığımızı bir mendil ya da peçete ile silip, tekrar kabına koyarak, evde yıkayabiliriz. Almadığınız her çatal ve kaşık için, çevremizdeki canlının bize minnettar kalacağını bilmek öyle güzel ki!
Üçüncü ve son olarak da galiba en çok atık ürettiğimiz nokta olan plastik su şişelerinden bahsetmek gerek. Bunun yerine bir matara edinerek gün boyunca hem ekstra masraftan hem de bir sürü plastik su şişesi tüketmekten kurtulabilirsiniz. Ayrıca, gün içinde içtiğiniz suyun miktarını da takip edebilirsiniz!
Geri dönüştürülebilir bir yaşam için,
boşa harcanmamış maddeler için,
sağlıklı ve güzel günler için
siz de katkıda bulunabilirsiniz! ?
7 Comments
Leave a Reply