Küba Devlet Televizyonu dün gece, 55 yıl önce gerçekleşen Küba devriminin lideri Fidel Castro’nun hayatını kaybettiğini duyurdu.

1976-2008 yılları arasında devlet başkanlığını yürüten Castro 90 yaşında hayata veda etti. Vefatı 2008 yılında devlet başkanlığını devrettiği kardeşi Raul Castro tarafından duyurulan devrim liderinin sağlık durumunun son zamanlarda kötüye gittiği biliniyordu.

Raul Castro yaptığı konuşmada ‘Küba Devrimi’nin başkomutanı bu akşam (Cuma) saat 22.29’da vefat etti.’dedi.

Veda Konuşması

Son zamanlarda sağlık durumu kötü olan Castro geçtiğimiz Nisan ayında uzun bir sessizliğin ardından Komunist Parti kongresinde konuşma yapmıştı. Büyük lider konuşmasında yakında öleceğini söyleyerek, partililerden onun inandığı değerlere sahip çıkmalarını istemişti.

‘Yakında 90 yaşında olacağım. Yakında ben de diğer önderler gibi gideceğim. Elbette hepimizin zamanı gelecek. Ancak Kübalı komünistlerin idealleri, inançları bu dünya için, insanlık için fayda sağlamaya devam edecek. Bu idealler için savaşmaya devam etmeliyiz.’

Bir devre damgasına vuran, Küba’yı halkın ellerine teslim eden bu büyük lideri gelin biraz tanıyalım.

Fidel Castro Kimdir?

Tam adı Fidel Alejandro Castro Ruz olan lider 13 Ağustos 1926 yılında Küba Mayari’de dünyaya geldi. İspanyol kökenli orta halli bir ailenin ikinci çocuğu olan Castro 1950 yılında Havana Üniversitesi’nden Hukuk Doktoru olarak mezun oldu.

Ancak Castro mezuniyetinden kısa bir süre sonra 1952 seçimlerinde Temsilciler Meclisi için Küba Halk Partisi’nden aday olarak avukatlıktan siyasete doğru hızlı bir geçiş yaptı. 1947 yılında Dominik Cumhuriyeti’ne karşı bir çıkarma hareketinde bulunan Castro ve arkadaşları için bu siyasetle ilk temas değildi.1947 yılında Küba Partisi’ne üye olan Castro, bir sonraki yıl Bogota kentine yapılan çıkarmada da oldukça aktif bir rol oynamıştı.

Castro’nun devrimci mücadelesi 1953 yılında Santiago’da yer alan Monaco askeri kışlasına yaptıkları başarısız bir baskın sonrası tutuklanmayla sonuçlandı.Mahkeme tarafından 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Castro yaklaşık 2 yıl hapis yattıktan sonra affedilerek salıverilmişti.

Castro’nun Santiago’da yapılan duruşmada ki şu sözleriyle dünya tarihinde önemli bir yere sahiptir:

‘Siz beni suçlu buldunuz.Tarihse beni aklayacaktır. (La Historia Me Absolvera)’

Gerilla Savaşları

Salıverildikten sonra Küba’dan ayrılan Castro’nun bir sonraki durağı Amerika’ydı. Örgütlediği insanlarla ’26 Temmuz Hareketi’ oluşumunu kuran Castro o dönem İspanya Savaşı’na katılmış olan Kübalı asker Alberto Bayo’dan gerilla savaşı eğitimleri hakkında dersler aldı.1956 yılında örgütle birlikte Küba’ya geri dönen Castro ve arkadaşları hükümetin askeri kuvvetlerinden birine saldırdılar.

Bu saldırı sırasında örgütteki pek çok kişi hayatını kaybederken, Castro  yakın arkadaşı efsanevi devrimci Erneste Che Guevara ve kardeşi Raul Castro’nun da aralarında bulunduğu 12 arkadaşıyla birlikte Maestra Dağları’na çıkıp yerleşti. Yaklaşık 2 yıl boyunca tam anlamıyla bir gerilla savaşı yürüten grup bu mücadelesinde başarılı oldu ve savaş boyunca gittikçe gücünü ve siyasi otoritesini kaybeden Batista 1958 yılında görevden istifa ederek Dominik Cumhuriyeti’ne firar etti.

Ve Devrim

1959’da ise dağlardan Havana’ya inen Castro ve arkadaşları çoktan yönetimi ele geçirmişti. Castro başbakan olurken, hukukçu arkadaşı Manuel Leo da devlet başkanlığı görevini üstlenmişti.

Castro’nun ilk yaptığı şey toprak reformu oldu.Bu reformla 40 hektardan büyük olan arazileri halk çiftliklerine dönüştürüldü. Toprak reformu ilk etapta tepkiyle karşılanınca Castro bir süreliğine istifa etti. Ancak halkın yoğun ilgisi ve onun görevden istifa etmesine gösterdikleri tepki Castro’yu göreve geri getrdi.

Amerika ve Ambargolar

Küba’nın gittikçe anti-emperyalistleşen yapısı Amerika’yı oldukça rahatsız ediyordu.Amerika bu dönem Küba’ya ambargolar koymaya başladı. Amerika en çok şeker ihracatı üzerinden Küba’yı yıpratmaya çalıştı. Küba’nın o dönem tek ciddi geliri şeker satışıydı. Ancak Küba Amerika’ya satamadığı şekeri SSCB’ye yönlendirdi. Bu durum o dönem soğuk savaş halinde olan ABD ve SSCB’nin karşısında Küba’yı bir taraf olmaya zorladı ve Küba-ABD arasındaki siyasi uçurum gittikçe büyüdü.

1962 yılında SSBC Küba’ya balistik füzeler yerleştirmesiyle kriz daha da büyüdü. Dönemin ABD Başkanı John Kennedy Küba’yı deniz yoluyla ablukaya aldı ve bu gelişmeler adeta bir nükleer savaşın patlamasına neden olacak sonuçlar doğurdu. Savaş SSBC’nin Türkiye’de yer alan Amerika’ya ait füze rampalarının etkisiz hale getirilmesi karşılığında Küba’da bulunan nükleer silahlarını geri çekmesi sözünü vermesiyle engellendi.

Amerika ve Küba arasındaki soğuk savaş uzun yıllar devam etti. Son yıllarda iki ülke arasındaki ilişkiler olumlu yönde ilerliyor. 2016 yılında Amerikan Başkanı Obama’nın Küba’ya gerçekleştirdi ziyaret ise oldukça ilgi çekici. Bu ziyaret Castro tarafından sert bir dille eleştirildi.

Sosyalist Reformlar

Castro görevde bulunduğu süre boyunca Küba’da sosyalist bir kalkınma sağlayabilmek için politikalar üretti. Bir çok yeni okul açarak ülkenin eğitim ve okuma  yazma oranını yükseltmeye çalıştı.Sağlık konusunda önemli reformlara imza attı. İşsizlik oranını düşürüp ciddi bir sosyal kalkınma seviyesini yakaladı.

638 Suikast ve 90 Yıllık Bir Hayat

Castro yaptığı devrimler kadar atlattığı suikast girişimleriyle de oldukça dikkat çekici bir isim.İktidar da bulunduğu süre boyunca  büyük kısmı ABD İstihbarat Teşkilatı CIA desteğiyle düzenlenen 638 suikast girişiminden sağ çıkan Castro bu yanıyla da Guinness Rekorlar Kitabı’nda kendine yer edinmiş bir isim.

Kimileri tarafından ülkesini neoliberal ekonomilere kapatarak geri kalmışlığa mahkum etmekle suçlanan Castro, yaptığı reformlarla ve ABD’ye karşı verdiği mücadeleyle tüm dünyaya emperyalist anlayışa karşı sapsağlam ayakta durmanın başarılabileceğini kanıtladı.

Dünyanın en uzun süre iktidarda kalan üçüncü lideri olan Küba devriminin öncüsü Fidel Castro’yu tüm yaptıkları ve dünyaya neler yapılabileceğini göstermeyi başardığı için saygıyla anıyoruz.Hasta la vista, Castro !

Onu daha iyi anlayabilmeniz için onun bazı sözleriyle bu yazıyı bitirmek en doğrusu olacaktır.

‘Dilenciye verilen bir ekmek yardımseverlik değildir. Asıl yardımseverlik siz de dilenci kadar açken onunla paylaşılan ekmektir.’
‘Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorundadır?’

‘Biz diğer ülkelere doktor göndeririz, asker değil!’

‘Devrim geçmiş ve gelecek arasında verilen ölümüne bir mücadeledir.’

‘Bu kadar büyük bir devrim yaptım ama Atatürk’ün yaptıklarını başaramazdım.Türkler sağdan sola doğru yazarken Harf Devrimi ile tam tersi yönde yazmaya başladı.Kıyafet Devrimi ve Medeni Kanun’la kadınlara getirilen statü çok önemliydi. Ona ve devrimlerine hayranım. Kendinize başka bir önder aramayın.’

‘Biz yenilirsek kalkar yine deneriz, diktatör yenilirse sonları olur.’

‘Hayalperest diye birşey yoktur. Bunu size hayal bile edemediği şeylerin gerçekleştiğini görme ayrıcalığına sahip olmuş bir hayalperest söylüyor.’