Şu an 21. yüzyılın ilk çeyreği içindeyiz ve dünya nüfusu yaklaşık olarak 7 milyar civarında seyrederken, aynı zamanda da giderek artan bir grafik de çiziyor. Böylesine kalabalık bir dünyada kişiler arası rekabet ise had safhaya ulaşmış durumda.
Bu manada “survival of the fittest” (en güçlü olanın yaşamını sürdürmesi ilkesi) kavramı kişiler arası rekabetin bu boyutunu hala açıklar durumda gözüküyor. Malum hal böyle olunca, çoğu insan da diğerlerinin sıraca önüne geçebilmek için neredeyse elinden geleni ardına koymuyor. Bu rekabet ortamını palazlayan en önemli bileşenlerden biri de mülakat meselesi olsa gerek.
Peki mülakatlardan korkmalı mıyız? Cevabı tabii ki hayır. Peki bu mülakat korkusunu nasıl yeneriz? Gelin bu sorunun cevabının peşine BBC‘den derlediğim içerikte düşelim!
Mülakat Cehenneminden Nasıl Kurtulunur?
New York’lu bir mülakat danışmanı (koçu) olan Pamela Skillings uzun yıllardır mülakat fobisi olanlara danışmanlık yapıyor. Skillings’e göre, insanın sinir sistemi mülakat korkusu ile doğrudan bağı olan bir meseledir. Örneğin, bu korkunun sebeplerinden birkaçı; topluluğa hitap ederken yaşanan gerginlik, içe dönük kişilik sahipliği olarak gösterilebilir. Sonuç ise mülakatlarda ellerimizin terlemesi ve aşırı gerilip hiçbir soruya cevap veremememiz olur.
Hiçbir Zaman Tümüyle Hazır Olunamaz
Bu çok önemli bir husustur ve insanoğlunun ilk olarak mükemmeliyetçi dürtülerini yenmesi gerektiğini gösterir. Skilling’in bir müşterisinin örneğinde olduğu gibi, işin püf noktası gelebilecek sorulara ve verilecek olası cevaplara yeterli bir şekilde hazır olmaktır. Bir diğer deyişle, kendine olan güveninizi artırıp, yeterli bir çalışmayla mülakat cehenneminden başarıyla kurtulabilirsiniz. Unutmayın, gelebilecek her soruyu tahmin etmeniz olası değildir, bu yüzden yeterli bir şekilde hazır olmak mülakatlara çalışırken en öne çıkan husustur.
Anlık Çözümler Üretin
Paris Amerikan Üniversitesi’nde kariyer gelişim direktörü olarak görevini sürdüren Danielle Savage’a göre; mülakat adayları potansiyel işverenlerinin gereksinimlerini, istediklerini ve neyi tercih etmediklerini önceden kestirebilmesi gerekmektedir. Karşınızdakilerin ne istediğini aşağı yukarı belirledikten sonra, argümanlarınıza destek olacak örnekler, hikayeler anlatarak başarılı bir izlenim bırakabilirsiniz.
Burada orijinal olmakta da fayda var. Halihazırda sunduğunuz CV’nizi anlatmayın diyor Savage, CV’niz zaten masada duruyor! Kıssadan hisse, gelebilecek potansiyel sorulara hazırlansanız da sorular beklediğiniz gibi gelmeyebilir. Burada önemli olan, yaratıcılığınızı ön plana çıkarıp özgün cevaplar verirseniz sizi kabul etmemeleri için hiçbir sebep kalmayacaktır.
Prova Yapmanın Önemi
Melbourne’deki Deakin Üniversitesi’nin İnsan Kaynakları Müdürü olarak görev yapan Joannah Griffin ise atılacak adımları aşama aşama belirtiyor. Griffin’e göre; ilk olarak, aile bireylerinizden yahut arkadaşlarınızdan birkaçı ile gireceğiniz mülakat üzerine bir canlandırma yapabilirsiniz. İkinci olarak, başarı sağlayabilmek için giyim kuşamın (to dress for success) ne kadar önemli olduğunu belirtiliyor. Griffin şöyle diyor:
Kendinizi giysilerinizin içinde ne kadar iyi hissederseniz, mülakatlarda o kadar öz güvenli olacaksınızdır.
Durumu Tersine Çevirin
Yani bir başka deyişle, soruları siz sorun. Evet, epey ilginç bir fikir gibi gözükse de, Washington’ta bir kariyer danışmanlık firmasının CEO’su olan Devora Zack şöyle diyor:
Hiçbir işveren mülakata giren aday hakkında başlangıçta olumsuz düşüncelere sahip değildir. Yani, “Bu aday tamamen zamanımı harcıyor, boşuna mülakat yapıyoruz” gibi düşüncelere kapılmaz. Onun işi firması için en iyi kişiyi seçmektir. Aday kişinin de amacı en iyi kişi olmaya çalışmaktır. Bu yüzden iki taraflı bir meseledir mülakat. Dolayısıyla, durumu tersine çevirip sorular sorarak mülakatı domine etmek, aday hakkında kesinlikle pozitif bir ön yargı yaratacaktır.