Unutkanlık meselesi herhangi bir kimsenin başına zaman zaman gelmektedir. Fakat bu mesele bazen öyle zamanlarda başımıza gelir ki, utançtan yerin dibine girecek gibi hissederiz. Hayal edin, daha önce tanımadığınız yeni bir grup insanla aynı masadasınız ve masadaki kişiler sırayla size ismini söyledi ve tanıştınız. Son kişiyle el sıkıştıktan hemen sonra sandalyenize oturdunuz ve bir baktınız ki… Evet, bu çoğu zaman başımıza gelen bir mesele, bundan eminim. Ancak, unutkanlık sorununu aşmak için yapabileceğimiz şeyler elbette var. Ama önce, aramızdan biri olan Mark Channon’ın hikâyesine bir göz atalım.
BBC’den derlenen bir habere göre, Londra’da bir barda çalışan ve aktör olan Mark Channon da çoğu insan gibi berbat bir isim hafızasına sahip. Fakat kendisi barmen olduğu için ve kişilere yeri geldiğinde isimleriyle hitap etmek için iyi bir isim hafızasına sahip olması gerekiyor malum. İşte o sıralar, Mark’ın bir arkadaşı kendisine isim unutkanlığına çare olarak bir teknik öğretmiş. Bu teknikle beraber çok kısa zamanda Mark birer birer her müşteriye isimleriyle hitap edebilmeye başlamış. Öyle ki, bunu mekânın en kalabalık olduğu zamanlarda bile başarmış. Bu günlerde Mark unutkanlık sorununu çözebilmeleri için çalışan kesimlere (özellikle beyaz yakalı çalışan kesimlere) dersler vermeye başlamış. Mark şöyle diyor:
Özel sektörde ilerlemenin basamaklarından biri de kendi üstünüz ya da altınızdaki çalışanların isimlerini iyi bilmek ve onları hafızanıza kaydedebilmektir. Unutmayın, sektör dünyasındaki en önemli şeylerden biri, bir toplantı odasına girdiğinizde orada oturan herkesi tanıyor olmanız ve onlara teker teker isimleriyle hitap ediyor olmanızdır.
Unutkanlık Sorununa Karşı Hafıza Teknikleri
Meselenin uzmanlarına göre, her insan unutkanlık sorununa karşı hafıza teknikleri kullanabilir ve bu sorunu aşabilir. Örneğin, uzmanlar Antik Yunan’da ve Roma’da (Cicero) görüldüğü üzere, halka hitap eden kişilerin konuşmalarını hafızalarına kodlayıp, sonrasında herhangi bir kağıda bakmadan konuşmalarını gerçekleştirebildiklerini belirtirler. Avustralya’nın Toowoomba şehrindeki Hafıza Akademisi’nin (Memorize Academy) kurucusu Kyle Buchanan’a göre:
Bu meselenin kişinin ne kadar kötü bir hafızası olduğuyla bir alakası kesinlikle yoktur. Bunlar birer efsaneden ibarettir. Gerçek şudur; unutkanlık sorunu yaşayan kişi hiçbir zaman doğru hafızalama tekniği öğrenmemiştir ve kullanmamıştır.
Odaklanın
Buchanan’a göre odaklanma meselesi çok önemli bir başlangıç. Atabileceğiniz ilk adım, bir kimse size ismini söylerken odaklanıp, o ismi net bir şekilde duymaya azami özen göstermek olmalıdır. Sıklıkla insanlar biri kendini tanıtırken kafasında bin bir tilki başka şeyler düşünür, irdeler. Bu aşılamayacak bir mesele değildir, aksine yapmanız gereken tek şey odaklanmak ve bunu alışkanlık edinmeye çalışmak.
Tekrarlayın
Absürd bir öneri gibi duruyor değil mi? Aslında değil! Uzmanlara göre bir isim odaklanıp duyulduktan sonra hemen hafızadan uçup gitmemesi için zihinde bir veya iki defa tekrarlanır. Fikri pek beğenmediyseniz, bunu farklı bir yoldan da yapabilirsiniz. Mesela tanışma faslı bittikten sonra, tanıştığınız kişiye ismiyle hitap ederek “tanıştığımıza memnun oldum” diyerek hafızanıza ileride hatırlaması için yardımcı olabilirsiniz.
İsimle Alakalı Bir Görüntü Canlandırın
Aslına bakarsanız, bu aşama epey eğlenceli gözüküyor. Bu herhangi bir şey, herhangi görüntü, herhangi bir akılda kalmaya yarayıcı ipucu olabilir, tamamen size kalmış. Örneğin, karşınızdaki kişinin ismi bir öğretmeninizin, aileden birinin vs. ismiyle aynıysa, bunu yakınınızdaki kişilerin ismiyle ilintilendirerek de yapabilirsiniz. Bu aklınıza o an gelecek ya da daha önceden de bildiğiniz esprili, mizahi bir şey de olabilir. Dediğimiz gibi tamamen size kalmış!
Canlandırdığınız Görüntüyü Kişinin Dış Görünüşüyle Bağdaştırın
Bu aslında epey zor ve komplike bir aşama gibi görünüyor. Burada tanıştığınız kişinin dış görünüşünden bir seçim yapmanız gerekiyor. Örneğin karşınızdakinin saçına odaklanmak doğru bir taktik olmayacaktır. Bir sonraki buluşmanızda tanıştığınız kişi saçlarını kestirdiyse ya da tarzını değiştirdiyse bu taktiğin gerçekleşmesine engel olacaktır, belki de unutkanlık yeniden baş gösterecektir.
Sürecin zor, uzun ve meşakkatli göründüğü ortada, Buchanan da kabul ediyor bunu. Fakat Channon ve Buchanan şöyle bitiriyorlar:
Bu stratejiyi uygulamak gerçekten uzun bir zaman ve ayrıca çaba gerektirse de başarılı uygulamalar başladıktan sonra tamamen alışkanlık haline geliyor ve taktiği yaptığınızı bile unutuyorsunuz. Refleks oluyor yani bir nevi. Başlangıçta uygulaması zor olsa da, unutkanlık problemini yenebilmek için çok yararlı bir taktik olduğu aşikâr.