Bu büyülü tablonun oldukça etkileyici bir hikayesi olduğunu biliyor muydunuz?
Yıldızlı Gece resmi (The Starry Night) belki de gelmiş geçmiş en bilindik sanat eserlerinden biri. Hollandalı post-izlenimci ressam Vincent Van Gogh tarafından kariyerinin son demlerinde üretilen bu resim sanat tarihinde çok önemli bir yere sahip. Bu resmin neden bu kadar büyük bir etkiye sahip olduğunu anlamak için onun nasıl bir bağlam içinde yapıldığını, resmin içeriğini ve sonraki asırlarda sanatçılar üzerinde bıraktığı etkiyi incelemek gerekir.
Akıl Hastanesinde Çizildi.
Sanat dünyasına devrim niteliğinde yenilikler yapan Vincent Van Gogh’un zihinsel rahatsızlıkları vardı ve hayatı büyük trajedilerle geçti. 1853’te doğan sanatçı 37 yaşındayken vefat etti. Aslında intihar etti demeliyiz, zira 1889-1890 yılları arasında Fransa’da bir akıl hastanesinde yatarken tabancayla kendi kafasına sıktı Van Gogh. Ancak akıl hastalığı onun benzeri görülmemiş eserler üretmesine engel olamadı. Yıldızlı Gece’yi de de bu akıl hastanesindeyken çizdi Van Gogh.
Yıldızlı Gece resmi için ressamın kaldığı akıl hastanesindeki odasından görülen Saint-Remy-de-Provence şehrinin düşsel bir yorumu denebilir. Kardeşi Theo Van Gogh’a yazdığı sayısız mektuplardan birinde resimle alakalı şöyle diyor:
“Demir parmaklıklı penceremde adeta bir buğday tarlası görüyorum. Sabahları ise gün doğumunu tüm ihtişamıyla izliyorum.”
Resimde Post-İzlenimcilik Esintileri Var.
Ressamın diğer eserlerindeki post-izlenimcilik akımının izleri Yıldızlı Gece’de de belirgin. Kısa ve ustaca fırça darbeleri, yapay bir renk paleti ve ışıltıya verilen önem özellikle gökyüzünde çok belirgin durumda. Mavi ve altın sarısının tonlamaları onun daha önceki eserlerinden esintiler taşıyor.
Aslında Öyle Bir Köy Yok.
Bu ölümsüz eserin dengeli kompozisyonunda gökyüzünün girdaba kapılmış hali, kendine has bir biçime sahip yıldızlar, geceyi aydınlatan ay, huzur içinde uykuya dalmış bir köy ve upuzun bir servi ağacı göze çarpıyor. Manzara, Van Gogh’un akıl hastanesindeki odasından görülen gerçek bir görüntü olsa da sanatçı resim yaparken gerçeğe pek sadık kalmamış durumda.
Resimde görülen köy ve kilise kulesi ise tamamen sanatçının hayal gücüyle yaratılmış unsurlar. Yani onun odasından bakıldığında böyle bir köy ve kilise görülmemekteydi. Sanatçının bu unsurları memleketi Hollanda’nın mimarisinden esinlenerek çizdiği düşünülüyor sanat tarihçileri tarafında. Ayrıca ressamın akıl hastanesinin penceresinde yer alan demir parmaklıkların da resimde yer almadığını görüyoruz. Buradan da onun özgürlüğe duyduğu hasreti betimlediğini anlayabiliriz.
Van Gogh, Yıldızlı Gece’yi Beğenmedi.
Aklı hastanesinde yaptığı resimlerle alakalı olarak kardeşi Theo’ya yazdığı mektupta Vincent Van Gogh, şöyle diyor:
“Burada yaptığım resimler içinde buğday tarlası, dağ ve meyve bahçesi olan resimler içime sindi. Diğer resimler bana hiçbir şey ifade etmiyor.”
Van Gogh akıl hastanesinde çizdiği ve Saint-Paul Asylum, Saint-Rémy adı verilen resimlerden en çok şunları beğenmiş yani.
Bu İlk Yıldızlı Gece Değil.
Bildiğimiz Yıldızlı Gece resmi 1889 yılında çizildi. Ancak bu tarihten bir yıl önce Van Gogh başka bir Yıldızlı Gece daha çizdi. Starry Night Over the Rhone (Rhone Nehri Üzerinde Yıldızlı Gece) adlı bu eseri Van Gogh Fransa’ya yerleşince çizdi. Sanatçı bu dönemlerde gece ışıklarına, yıldızlara ve aya özel bir ilgi duymaya başlamıştır.
Resim, Ölümle İlgili Olabilir.
Resimde yer alan selvi ağacı genelde mezarlıklarda bulunur ve ölümü çağrıştıran bir havası vardır. Van Gogh şu sözleri bu bağlantıyı destekler nitelikte:
“Yıldızlara bakmak beni daima hayal dünyasına daldırır. Kendime sorarım, Fransa haritasındaki noktalar arasında seyahat edip belli bir noktaya ulaşıyoruz da neden gökyüzündeki bu parlak noktalara ulaşamıyoruz? Nasıl trene atlayıp Tarascon’a ya da Rouen’e gidiyorsak yıldızlara ulaşmak için de ölebiliriz.”
Van Gogh Hayattayken Resim Satamadı.
Van Gogh hayattayken değeri anlaşılamayan sanatçılardan biri. Zira onun hayattayken sadece iki eser sattığı biliniyor. Hatta ikinci eserin satılıp satılmadığı da o kadar net değil. Ölmeden iki yıl önce yaptığı The Red Vineyard adlı resmini 1888 yılında Belçikalı sanat koleksiyoneri Anna Boch 400 franka satın aldı. Bugün bu eser Moskova’daki Puşkin Güzel Sanatlar Müzesi’nde bulunuyor. Ayrıca sanat tarihçisi Marc Edo Tralbaut, Van Gogh’un kardeşiyle olan mektuplaşmalarından anladığı kadarıyla onun hayattayken kendi portrelerinden birini Londralı bir galericiye sattığını ileri sürüyor. Yani anlayacağınız bugün dünyanın en bilindik sanat eserlerinden biri olan Yıldızlı Gece’nin değeri o dönemde anlaşılamamış.
Van Gogh Ününü Yengesine Borçlu.
Van Gogh, 1890 yılında ölünce onun resimler kardeşi Theo’ya kaldı. Ancak Theo da kardeşinden bir yıl sonra ölünce Van Gogh’un yengesi Johanna Gezina van Gogh-Bonger, Yıldızlı Gece’nin ve diğer resimlerin sahibi oldu. Esasında Van Gogh’un öldükten sonra bu kadar meşhur olmasının nedeni de biraz yengesinin çabalarıyla oldu. Yorulmadan Van Gogh’un eserlerini tanıtan Gogh-Bonger, 1900 yılında Yıldızlı Gece’yi Fransız şair Julien Leclerq’e sattı. Ancak bu kararından 6 yıl sonra pişmanlık duyarak resmi ondan satın aldı ve Rotterdam’daki Oldenzeel Galerisi’ne bağışladı.
Yıldız Gece, New York’ta Bulunuyor.
ABD’li zengin bir kumaş tüccarının kızı olan Lillie Bliss 20. yüzyılın başlarında yapılan eserlere oldukça meraklı bir sanatsever ve koleksiyoner. Manhattan’da bulunan Museum of Modern Art’ın Abby Alrich Rockefeller ile birlikte kurulmasında büyük rol oynayan Bliss 1931 yılında ölünce şahsi resim koleksiyonu bu müzenin himayesine geçti. Museum of Modern Art ise Yıldızlı Gece’yi satın alabilmek için Bliss’in koleksiyonundan üç resmi satmak durumunda kaldı. Yıldızlı Gece, Bliss’in değerli resim koleksiyonundaki bazı resimler satılarak elde edildi.
Binlerce Sanatçıya İlham Oldu.
Vincent Van Gogh’un bu ünlü eseri belki o hayattayken anlaşılamadı, ancak günümüzde Yıldızlı Gece dünyanın en bilindik eserlerinden biri konumunda. Yüzlerce sanatçı ve tasarımcı onun bu resminden ilham alarak farklı materyaller ile bu eserin reprodüksiyonunu üretmiş durumda. Biz de son olarak size Yıldızlı Gece’nin birbirinden farklı yorumlarını sunuyoruz:
Ölülerin Hikayeleri: Vincent Van Gogh
Vincent Van Gogh‘un hayatıyla ilgili daha çok şey öğrenmek için aşağıdaki belgeseli izleyebilirsiniz:
6 Comments
Leave a Reply