Angkor Wat, Kamboçya’da bulunan tarihi bir tapınak kompleksidir. Dünyanın en büyük dini yapısı olarak bilinen Angkor Wat, 1.6 milyon metrekarelik bir alanı kaplar. Kımer İmparatorluğu döneminde Hinduizmin tanrısı Vişnu için inşa edilen tapınak, 12. yüzyıla doğru bir Budist tapınağı haline gelmiştir. Olağanüstü mimarisiyle milyonlarca turisti kendine çeken ve UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan Angkor Wat hakkında detaylı bilgi edinmek için yazımıza başlayalım öyleyse.
Angkor Wat’ın Anlamı
Angkor Wat, Kımer dilinde “tapınaklar şehri” anlamına gelir. Angkor şehir ya da başkent, Wat ise tapınak zemini anlamına gelir.
Orijinal ismin Sanskritçe Vrah Viṣṇuloka olduğunu ve bunun Vişnu’nun kutsal meskeni anlamına geldiğini belirtelim.
Angkor Wat’ın Tarihi
Angkor Wat, Kamboçya’nın Siem Reap kentinin 5.5 kilometre kuzeyinde yer alır. Ülkenin bu bölümünde önemli antik yapılar bulunur.
Bir efsaneye göre Angkor Wat, Indra tarafından oğlu Precha Ket Mealea için yaptırılmıştır. 13. yüzyılda yaşayan Çinli seyyah Zhou Daguan’a göreyse bu yapı bir gecede kutsal bir mimar tarafından yapılmıştır.
Yapının ilk tasarımı ve inşaatı, 12. yüzyılın ilk yarısında Kımer kralı 2. Suryavarman döneminde başlamıştır. Vişnu’ya ithaf edilen tapınak, devletin tapınağı ve başkenti olarak tasarlanmıştır. Ancak yapılan araştırmalara göre kral öldükten sonra inşaat yarıda kesilmiş ve hatta Kımerlerin düşmanı Cham’lar tarafından talan edilmiştir. 2. Jayavarman döneminde ise Kımer devleti tekrar toparlanma sürecine girmiştir.
Hindu Tapınağından Budist Tapınağına
12. yüzyılın sonlarına doğru Angkor Wat, zaman içinde Hindu tapınağından Budist tapınağına evrilmiştir. Diğer Angkor tapınaklarından farklı olan Angkor Wat, 16. yüzyıldan sonra pek kullanılmasa bile hendeği sayesinde ormandan gelebilecek istilalara ve saldırılara karşı kale görevi görmüştür.
17. yüzyılda Angkor Wat tamamen terk edilmese bile Budist tapınağı olarak işlev görmüştür. O zamandan kalan 14 belgeden Japon budist hacıların, bölgede yerleşim kurduklarını anlaşılıyor.
“Romalıların Bıraktıklarından Daha Heybetli”
19. yüzyılın ortalarında tapınağı ziyaret eden Fransız doğabilimci Henri Mouhot, Angkor Wat hakkında şu sözleri yazarak tapınağın batı dünyasında popülerlik kazanmasını sağlamıştır.
“Burası Süleyman Peygamber’in tapınağına rakip olabilir. Şimdiye kadar gördüğümüz en güzel yapılardan birisi burası. Romalıların ve Yunanlıların bıraktıkları her şeyden daha heybetli. Ancak bölge insanının içinde bulunduğu barbarlıklar üzücü bir karşıtlık oluşturuyor.”
20. yüzyılda ciddi bir restorasyondan geçen yapı, 1970-1980 yılları arasında Kamboçya sivil savaşında, yani Kızıl Kımerlerin ülke yönetimini devraldıkları dönem de pek zarar görmemiştir. Kızıl Kımer militanları yapıyı zaman zaman kamp yapmak için kullanmışlardır. Ancak 1980’lerin sonu 1990’ların başında Tayland’dan ülkeye gelen sanat eseri kaçakçıları yapıdan önemli parçaları alıp kaçırmışlardır.
Kamboçya’nın en önemli sembollerinden biri olan Angkor Wat, ülkenin diplomasisinde de önemli bir yere sahiptir. Fransa, ABD ve Tayland ile olan dışişleri ilişkilerinde Angkor Wat rol oynamıştır.
Yapının dillere destan güzelliği 1863 yılında Fransa’nın Kamboçya’yı manda altına almasına neden olmuştur. 1953’te Fransa’dan bağımsızlığını kazanan Kamboçya, o zamandan beri Angkor Wat üzerinde tek söz sahibidir.
Angkor Wat’ın Mimarisi
Angkor Wat, bir ana yapı ve onu çevreleyen farklı galerilerden oluşur. Ana tapınak, Hinduizm ve Budizm teolojisindeki Meru dağını temsil eder. Bu efsanevi dağın 5 zirvesi vardır. Angkor Wat’ın üst kısımlarına daha özel üyeler girebilir. Rahipler ise tapınağın daha alt kısımlarına girebilir.
Diğer Kımer tapınaklarından farklı olarak Angkor Wat, batı yönüne doğru inşa edilmiştir. Normalde kımer tapınakları doğru istikametine doğru bakar.
Yapının boyutlarını ve yerleşiminin inceleyen tarihçi Eleanor Mannikka, 2. Suryavarman’ın döneminde gelen huzur ortamının yapıda temsil edildiğini ileri sürmektedir. Ayın ve güneşin tapınağın içeri giriş açısının kralın gücünü temsil ettiğini ileri sürer Mannikka.
Mimari Tarzı
Angkor Wat, klasik dönem Kımer mimarisinin en önemli örneğidir. Öyle ki Angkor Wat tarzı diye bir mimari tarz bile oluşmuştur. 12. yüzyıldan itibaren Kımer mimarları tuğla yerine kumtaşı kullanacak kadar yetenek kazanmışlardır. Zira yapının temel yapı malzemesi kumtaşıdır. Ayrıca yapının dış duvarlarına kırmızı kilden yapılan taşlar da kullanılmıştır.
Tapınak tasarımındaki harmoni nedeniyle sürekli olarak övgülere mazhar olmuştur. 1950’li yıllarda Angkor Wat’ın restorasyonundan sorumlu Maurice Glaize, yapıdaki tüm unsurların muhteşem bir denge ve düzen içinde kullanıldığını ve güç, uyum ve tarzın çok başarılı bir biçimde harmanladığını ifade ediyor.
Mimari olarak gotik tarza yakın olan yapıda lotus çiçeğine benzer kuleler bulunur. Yapının diğer kısımlarına yarı galeriler halinde geçitler vardır. Angkor Wat’ın dekoratif unsurları ise yarım kabartmalar, alınlıklar ve anlatı taşıyan çizimlerdir. Angkor Wat’ta yapılan yontuculuk işi, geleneksel olarak değerlendirilir.
Angkor Wat’ın Ana Yapısı
Tapınağın ana yapısı şehirden daha yüksek bir konumda bulunur. Üç farklı galeri içinde yer alan ana tapınak ise en yüksek noktadadır. Bu galerilerin kral, Brahma ve Vişnu’ya ithaf edildiği düşünülür. Her galerinin anıtsal bir giriş kapısı bulunur.
En dıştaki galeri 187 metreye 215 metre boyutlarındadır. Bu galeri tapınağın dış duvarlardır. En dış galerinin içindeki galerinin duvarlarında ise Buddha resimleri ve çeşitli yazıtlar bulunur. Çoğu Kımer dilinde olan bu yazıtlardan bazıları Burmaca bazıları da Japoncadır.
Angkor Wat’ın olağanüstü mimarisiyle birlikte duvarlarındaki dekoratif kabartmalar da onun bu kadar ünlü olmasında pay sahibidir. Hint efsaneleri Ramayana ve Mahabharata’dan pek çok hikayenin devasa rölyefler halinde yer aldığı duvarlar, sanat tarihçileri tarafından bilinen en müthiş taş kabartmalar olarak değerlendirilir. Yine Hinduizm inancındaki 32 cehennem ve 37 cennet tasvirleri de kabartma şeklinde yapının duvarlarında yer alır.
Angkor Wat’ın Bugünkü Durumu
Kamboçya’daki diğer tapınaklar gibi Angkor Wat da aşırı büyüyen otlardan, mantardan, savaşlardan ve hırsızlıklardan zarar görmüş haldedir. Neyse ki savaşlar yapıya çok da zarar vermemiştir. Ayrıca Angkor’un düzenli olarak restorasyon çalışmalarıyla korunduğunu da belirtmek gerek.
Modern çağlarda restorasyon çalışmaları Fransa’nın doğu işlerine bakan kurumları tarafından 1908 yılında başlamıştır. Bu tarihten önceki çalışmalar genelde Angkor Wat’ı keşfetmek ve incelemek amaçlıydı.
1992 yılında Angkor Wat, UNESCO Tehlike Altındaki Dünya Mirasları listesine alınmasına rağmen 2004 yılında tehlikenin ortadan kalktığına kanaat getirildi. Çeşitli devletlerin katkısıyla restorasyonu tamamlanan ve UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alan Angkor Wat özellikle 1990’lı yıllardan bu yana turistlerin gözde duraklarından biri haline geldi.
1993 yılında yapıyı 7650 kişi ziyaret ederken bu sayı 2004 yılına gelindiğinde 561.000’e ulaştı. 2013 yılında ise bu sayı 2 milyonu aştı.
Angkor Wat, bugün Sokimex adlı bir şirket tarafından işletiliyor. Yapıyı Kamboçya devletinden kiralayan şirket, Angkor’u gezmek için alınan 3 günlük bileti 40 dolardan satıyor. Tek günlük biletler 20 dolar, haftalık biletler ise 60 dolara satılıyor.
“In The Mood For Love”
2000’li yılların en iyi filmlerinden biri olarak gösterilen ve Hong Konglu usta yönetmen Wong Kar Wai tarafından çekilen In the Mood for Love (Aşk Zamanı) filminin final sahneleri de Angkor Wat’ta çekildi. Öylesine nefis bir filme böylesine olağanüstü bir mekanda yapılan çekimler de hakikaten izleyenleri büyüleyecek türden…
Ayrıca 2001 yılında çekilen Lara Croft: Tom Raider filminde de Angelina Jolie, Angkor Wat’ın içinde türlü maceralara girişiyor.
Angkor Wat’a Nasıl Gidilir?
Angkor Wat’a gitmek için öncelikle Kamboçya vizesi çıkarmanız gerekiyor. Ancak online olarak çok kolay vize alabiliyorsunuz. 30 günlük olarak verilen vize, 3 gün içinde mail olarak gönderiliyor. Mailin çıktısını alıp sınırda Kamboçya polislerine gösteriyorsunuz. Bu süreç toplam 37 dolara mal oluyor.
Kapıda da vize alabilirsiniz, ancak burada vize memurlarının insafına kalma ihtimaliniz yüksek. O nedenle online vizeyi tavsiye ediyoruz.
Kamboçya’ya Türkiye’den direkt uçuş yapılmadığı için Hong Kong, Bangkok, Singapur gibi ülkelerden aktarmalı uçuş yapabilirsiniz. Angkor Wat’ın bulunduğu Siem Reap kentinde uluslararası havalimanı bulunmaktadır.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Tarihin Derinliklerinden Gizemli Bir Yapı: Machu Picchu