Kısa film çekmek, sanıldığı kadar kolay değildir. Söylenmek istenen mesaj çok net ve öz bir şekilde verilmelidir. Bu nedenle her yiğidin harcı değildir yani kısa film çekmek. “Kısa” ibaresi insanlarda kısa film çekmenin kolay olduğunu yönünde bir izlenim bırakır, ancak işler öyle değildir. Kısa film, genelde uzun metraj film çekmek isteyen yönetmen adaylarının kartviziti gibi bir şeydir, portfolyoda bulunması gereken bir türdür. Başlı başına bir sanat türüdür kimilerine göre de. Ayıca kısa filmi Oscar Akademisi, “40 dakika ya da daha az süren filmler” olarak nitelendiriyor. Ancak biz bu listede ünlü yönetmenlerin çektiği ve yaklaşık 15 dakika ve daha az süren şahane kısa filmleri derledik.
8. My Best Friend’s Birthday (Quentin Tarantino, 1987)
Quentin Tarantino, oyunculuk dersinde Craig Hammann ile 1981 yılında tanıştı. İkili birbirini sinema konusunda besledi. Tarantino’nun ilk kısa filmi olan “En İyi Arkadaşımın Doğum Günü”nün senaryosu da Hammann’a ait. Düşük bütçeli film yapmanın popüler olduğu 80’li yıllarda ikili bu kısa filmle başladılar sinema serüvenlerine. Tarantino’nun ilk uzun metraj filmi Reservoir Dogs yapım sürecindeyken de ikili yollarını ayırdı. 36 dakikalık bu kısa film birçok festivalde gösterilmiş. Ayrıca ünlü yönetmen bu filmin ona “film okulu” kadar tecrübe ve bilgi kazandırdığını ifade ediyor.
7. Bottle Rocket (Wes Anderson, 1994)
Wes Anderson, Owen Wilson ile Teksas Üniversitesi’nden arkadaş. İkili 12 dakikalık bu kısa film dahil olmak üzere Wes Anderson’un ilk üç uzun metraj filminde beraber çalıştılar. Bu filmde Wes Anderson’un ünlü yönetmen Franços Truffaut’un “Les Quatre Cents Coups” adlı filminden bir hayli esinlendiği görülüyor.
6. Nan va Koutcheh (Abbas Kiarostami, 1970)
https://www.youtube.com/watch?v=h7RvD9yrHYQ
Kısıtlı imkanlara rağmen Kiarostami’nin ilk kısa filmi kişisel bir macerayı konu alıyor. Eve geri dönerken patikadan insanların geçmesine izin vermeyen bir köpek nedeniyle yolunu kaybeden bir çocukluk anısı Kiarostami’nin elinde şahane bir sinemasal malzemeye dönüşüyor. Kiarostami’nin ilk dönem filmleri gibi bu filmde de diyalog yok. Sessizlik ve müzik öyle maharetli bir şekilde kullanılmış ki çocuğun duygusal dünyasını neredeyse kusursuzca yansıtmış yönetmen.
5. The Big Shave (Martin Scorsese, 1967)
“The Big Shave”, Scorcese’nin dördüncü kısa filmi. Filmin adı önce “Vet 67” olarak düşünülmüş, zira filmde yönetmenin Vietnam Savaşı’nın neden olduğu kan gönlüne karşı bir duruş sergilediği ifade ediliyor. Daracık bir alanda gerçekleştirilen çekimde, alan darlığı nedeniyle yakın plan uzun çekimler filmde “yakınlık” duygusunu pekiştiriyor.
4. Carne (Gaspar Noé, 1991)
Carne de diğer tüm Gaspar Noe filmleri gibi izleyenleri memnun etmek için yapılmamış bir film. Dolayısıyla izlemesi kolay bir film de değil. Şiddet görüntülerinin bolca kullanıldığı bu filmi, hassas bünyelere tavsiye etmediğimizi ifade edelim.
3. Nocturne (Lars von Trier, 1980)
Nocturne, Danimarkalı sansasyonel yönetmen Lars Von Trier’in film okulunda çektiği ilk film. Korku ve endişe yüklü film, Trier’in nevi şahsına münhasır yönlerine ta o zamandan beri sahip olduğunu belgeler nitelikte. Yönetmenin uçma korkusuna sahip olduğunu biliniyor, bu filmde de bunun izlerine rastlamak mümkün. Film ayrıca 1981 yılında Avrupa’da yılın en iyi kısa filmlerinden biri olarak değerlendirilmiş.
2. Vincent (Tim Burton, 1982)
Burton’un dördüncü kısa filmi olan Vincent, stop-motion tekniği ile yapılmış bir animasyon. Alman Dışavurumculuk akımının etkilerini taşıyan filmde Edgar Allen Poe izlerine rastlamak da mümkün. Kafası en farklı çalışan yönetmenlerden biri olan Tim Burton’un gençlik yıllarında da pek farklı olmadığını görmek mümkün bu kısa filmle.
1. Doodlebug (Christopher Nolan, 1997)
Nolan film yapmaya yedi yaşında başladı. Ancak ilk kısa filmi Dooglebug’ı, Londra Üniversitesi’nde okurken çekti. Psikolojik gerilim türündeki bu kısa filmde Nolan’ın Franz Kafka’nın meşhur “Dönüşüm” adlı öyküsünden esinlendiğini söylesek yeterli olur sanki. Bu film hakkında özellikle “spoiler” vermiyoruz, çünkü muhakkak izlemeniz lazım!