Canan Dağdeviren ismini henüz duymadıysanız hemen tanıştıralım. Medikal tekonoloji alanında çalışan bilim insanı Dağdeviren, ülkemizden Harvard Üniversitesi tarafından genç akademi üyeliği kadrosuna seçilen ilk kişi öldü. Canan Dağdeviren’in hayatı, çalışmaları ve ilham verici kişiliği yazının devamında!
Canan Dağdeviren Kimdir?
İlk Yıllar: Bilimin Tohumları
Canan Dağdeviren 4 Mayıs 1985 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Kocaeli’de tamamladı. Gençliğinde onu bilimle uğraşmak için motive eden iki anektoddan bahsediyor. İlki, babasının kendisine hediye ettiği, Marie Curie hakkındaki kitap; ikincisi ise Erdal İnönü tarafından bizzat kendisine armağan edilen Anılar ve Düşünceler adlı eser. Erdal İnönü ile tanışması sonrasında, lisede Fen ve Matematik alanına yönelmeye karar vermiş Dağdeviren.
Dağdeviren için ailesinin hayatındaki yer büyük… Risk almayı babası Cavit Dağdeviren’den, azim ve kararlığı ise annesi Münevver Dağdeviren’den aldığını söylüyor.
Üniversite Yılları: Tohumlar Filizleniyor
Canan Dağdeviren, 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. Hacettepe’de okuduğu yıllarda, Bilkent Üniversitesi Fizik Bölümü’nde yürütülen lisans projelerinde çalıştı. Dağdeviren Hacettepe’de okuduğu bölümü “girdap gibi” diye tanımlıyor.
Hacettepe Fizik Mühendisliği meşhurdur. Giren bir daha çıkamaz. Girdap gibi. Biz üç kişi mezun olmuştuk. Çok stresli ve zor bir bölüm. Puanı düşük. Sınavda iyi not alamayıp, sevmeden gelenlerin bölümü. Orayı bitirebilmek için fiziği sevmiş olmak gerekiyor.
Dağdeviren lisans eğitimini başarıyla tamamlamasının ardından Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümü’nde yüksek lisans derecesi aldı. Dağdeviren, Türkiye’de aldığı eğitimin, çalıştığı alanın teorisini iyi kavraması açısından çok faydalı oldgünü söylüyor. Hacettepe ve Sabancı’daki eğitiminin özellikle katı hal fiziği konusunda kendisini iyi donattığını ifade ediyor.
ABD Yılları: Muhteşem Buluşlar
Dağdeviren, Amerika Birleşik Devletleri’nin İllinois eyaletindeki University of İllinois at Urbana Champaign bünyesinde doktora çalışmalarına başladı. Eğitiminin bu kısmını, dünyanın en prestijli burslarından Fullbright ile tamamladı. 2014 yılında doktorasını bitiren Dağdeviren, yine ABD’de dünyanın mühendislik dalında önde gelen okullarından Massachusetts İnstitute of Technology (MIT) bünyesinde doktora sonrası araştırmacı olarak çalıştı. 2017 yılında buradaki çalışmalarını bitirdi ve Harvard University’de genç akademi üyeliğine seçildi. Şu anda MIT Media Lab bünyesinde araştırmalarına devam ediyor.
Canan Dağdeviren’in Bilimsel Çalışmaları Nelerdir?
Canan Dağdeviren genel olarak medikal teknolojiler alanında çalışıyor. Bu alan, tıbbi ihtiyaçlara teknolojik çözümler bulmayı hedefliyor.
Cilt Kanseri Testi
Canan Dağdeviren’in en heyecan verici çalışmalarından biri, cilt kanserini tespit etmeye yönelik bir cihaz. İnsan tenine yapıştırılabilen bu cihaz, 10 saniyeden az sürede kişide cilt kanseri olup olmadığını tespit ediyor. Bu işlem sırasında hastalık şüphesi olan kişi hiçbir acı hissetmiyor. Sonuçlar bu şekilde çok daha hızlı elde edildiği için hastalık durumunda erken teşhis sağlıyor. Dağdeviren bu cihazın ayrıca kan basıncı ve kan profili çıkarmada da etkili olduğunu belirtiyor.
Canan Dağderviren bu buluşun fikrini annesinden aldığını söylemiş:
“Bu fikir annemden çıktı. Annem ‘Yüz kremlerinin gerçekten ise yarayıp yaramadığını ortaya çıkarabilecek bir alet yapabilir misin’ diye sordu. Ben de bu aleti tasarladım. Bunun içinde hareket eden küçük elemanlar var. Siz bu elemanlara volt uyguladığınızda bu alet hareket ederek derinizin üzerinde deformasyon oluşturuyor. O küçük elemanların yanında sensörler var. Bu sensörler vücudunuzun üzerinde ne kadar deformasyon olduğunu tespit ediyor.”
Giyilebilir Kalp Pili
Canan Dağdeviren’in bir diğer önemli buluşu ise giyilebilir kalp pili. Normalde bir kalp pilinin ömrü ortalama yedi sene ile sınırlı… Bu süre dolduktan sonra kalp pilinin riskli bir ameliyatla çıkartılıp yenilenmesi gerekiyor. Dağdeviren’in buluşu bu gerekliliği ortadan kaldırıyor. Kalp pilinin, insan vücudunun kendi hareketinden kazandığı enerjiyi depolamasını hedeflemiş. Kalbin bizzat kendisi ve diğer iç organların enerjisi bu pilde toplanıyor. Bu sayede kalp pilinin değiştirimesi gerekliliği ortadan kalkıyor.
Beyin İğnesi
Canan Dağdeviren’in başka bir buluşu olan beyin iğnesine bakalım şimdi… Parkinson hastalarının hayatını kolaylaştırmayı hedefleyen bir buluş bu. Parkinson bir sinir sistemi hastalığı. Özellikle orta yaş sonrasında ortaya çıkıyor ve koordinasyon bozukluğu olarak kendini gösteriyor. Canan Dağdeviren’in geliştirdiği beyin iğnesi, bu hastalıkla mücadelede kullanılan ilaçların direkt olarak beyne enjekte edilmesi prensibine daynaiyor. Kendisi buluşu ile ilgili şöyle söylemiş;
Parkinson hastasıysanız, ilaçları ağız veya damar yoluyla almak zorundasınız. Bu da sadece beyine değil vücudun bir çok noktasına etki ediyor maalesef. Biz bu etkiyi yok edip, direkt ilaçları beyine iletebileceğiz. Beyinde fonksiyonu yerinde olmayan bölgelerin tekrar fonksiyonlu hale gelmesini sağlayacağız.
Başımıza “İcat Çıkartan” Biri
Canan Dağdeviren, bugün alanında dünyanın önde gelen bilim insanlarından bir tanesi. Ülkemizden böyle bir insanın çıkması ne kadar gurur verici öyle değil mi? Peki, Dağdeviren gibi isimlerin çoğalması için, bilimin ve sanatın desteklenmesi gerekmez mi? Kendisinin de bu fikre katıldığını düşünüyorum:
“Bilimin ve sanatın konuşulmadığı bir ülkenin gelişebileceğine inanmıyorum. O nedenle genç arkadaşların ve çocukların bilime merakını uyandırmak çok önemli. Bu noktada anne ve babalara çok görev düşüyor. Bilimin olduğu ülkede hem mutluluk oluyor, hem gelişim oluyor. Ben de bir şekilde bunu insanlara anlatmaya çalışıyorum, yaptığım çalışmalar ve verdiğim konuşmalarla birlikte. ‘Başımıza icat çıkarmayın’ sözü gereksiz bir söz. İnsanlar kendine güvenmeli. Bence herkes her şeyi yapabilir. Yeter ki istesinler.”
Bölüm Seçeceklere Tavsiyeler
Canan Dağdeviren’in sıradaki projelerinden bir tanesi bir burs projesi. Çocuklar için vizyon bursu olarak tanımladığı bu proje ile bilim ve sanat sevgisini küçük yaştana aşılamayı hedefliyor.
Her yıl 23 Nisan haftasında Türkiye’den bir kadın ve bir erkek öğrenci Amerika’ya gidecek. Boston’da beni ziyarete gelecekler. MIT gibi büyük üniversiteleri ziyaret edecekler. Öğrencilerle konuşacaklar. Müzeleri gezecekler. Türkiye’ye döndüklerinde birer ağaç dikecekler. Bunun nedeni de, çocuk ve ağaç yetiştirmenin ne kadar vakit aldığını tüm topluma göstermek istemem.
Dağdeviren’in okumak istediği bölüm konusunda emin olmayanlara da bir tavsiyesi var:
Oturun sakin bir ortamda kendinizi dinleyin, kendinize soru sorun. Kendinizi yıllar sonra nerede görmek istiyorsunuz? Ne yaparak mutlu oluyorsunuz? Şiir yazarken mutlu oluyorsanız şair olun … İnsan bir kere hayata geliyor!
6 Comments
Leave a Reply