in ,

Tüm Yönleriyle Siber Zorbalık: Nedir?, Sonuçları Nelerdir?, Nasıl Önlenir?

Fiziksel, psikolojik, cinsel…

Teknolojiyle birlikte şiddetin onlarca farklı çeşidine bir yenisi eklendi!

Siber şiddet veya bir başka deyişle siber zorbalık! Her geçen gün kurbanları artan siber zorbalığı sizler için ele aldık.

Doğrudan sorunuza cevap almak için başlıklara tıklayın!

1.Siber Zorbalık Nedir?

2.Siber Zorbalık Yöntemleri Nelerdir?

3.Sosyal Medyada Siber Zorbalık

4.Siber Zorbalığın Sonuçları Nelerdir?

5.Çarpıcı Siber Zorbalık Vakaları

6.Siber Zorbalıktan Korunmanın Yolları Nelerdir?

7.Ebeveynler Siber Zorbalık Konusunda Ne Yapmalı?

8.Türkiye’de Siber Zorbalık

Siber Zorbalık Nedir?

Siber zorbalığın yaygın olarak kabul gören tanımı “bir kişi ya da grup tarafından internet aracılığıyla tek başına kendini savunması zor bir kişiye yönelik agresif ve bilinçli eylem ve davranış” şeklindedir.

ABD Suç Önleme Konseyi (National Crime Prevention Council) ise siber zorbalığı daha spesifik bir biçimde tanımlıyor. Bu tanıma göre “internet, cep telefonu ve diğer dijital haberleşme araçlarıyla bir kişiyi utandırmak ve incitmek için mesaj ya da fotoğraf paylaşımı” siber zorbalık olarak adlandırılıyor.

Siber zorbalık, genel anlamda klasik zorbalığa oldukça benzer. Siber zorbalık ‘kurban’ı, zorbalık yapan kişinin kimliğini ve neden kendisinin hedef seçildiğini bilemeyebilir. Bu davranış, siber zorbalık kurbanında derin izler bırakabilir. Ayrıca kurbanı hedef alan mesaj veya fotoğraflar, internet ortamında uzun süre kalıcı olabilir. Bilindiği gibi internete yüklenen ve “public” olarak paylaşılan her data, en azından teorik olarak sonsuza dek internette var olabilir.

Bununla birlikte sanal stalkerlık ve trollük de siber zorbalığa dahildir.

Siber Stalkerlık

Stalking bilindiği gibi internet üzerinden bir kişiyi sürekli takip etmek anlamına geliyor. Çoğu zaman siber zorbalıktan bile daha tehlikeli olarak görülen stalkerlık, bir kişinin sanal ortamdaki her hareketini izlemek anlamına geldiği için potansiyel olarak daha çok tehdit içeriyor.

Yani genel kanının aksine, stalkerlık sadece hoşlanılan kişi hakkında internet araştırması yapmaktan çok daha karanlık bir yüze de sahip.

Stalk Kavramı Hakkında Daha Detaylı Bilgi Edinmek İçin Tıklayın!

Trollük

Trollük ise kasıtlı bir şekilde sanal ortamda yapılan paylaşımlarla insanları provoke etmek anlamına geliyor. Çoğu zaman sırf eğlencesine ve kamuoyu yaratmak için trollük yapılsa bile yine de siber zorbalık ve stalkerlık kadar tehlike arz etmediğini söyleyebiliriz. Söz gelimi Twitter ve Ekşi Sözlük, bol miktarda trol içeriyor.

Siber Zorbalık Hangi Yöntemlerle Yapılır?

Siber zorbalık; mail, SMS ve internet üzerinden bir kişiye zararlı fotoğraf ya da mesaj göndermek olarak tanımlanabilir kısaca.  Siber zorbalık hakkında yasal düzenlemeler, bilinçlendirme kampanyaları ve akademik araştırmalar halihazırda yapılıyor. Araştırmalar, siber zorbalığın elektronik iletişimin kötüye kullanılmasını öne çıkararak siber zorbalığı şu şekilde tanımlıyor:

  • Siber zorbalık, bir kişiye zarar vermek amaçlı yinelenen bir davranıştır.
  • Siber zorbalık, bir kişinin onuru ve haysiyetini yerle bir etmek için asılsız dedikodular oluşturmak, bir kişiyi korkutmak ve incitmek için yapılan davranış kalıbıdır.

Siber zorbalık, bir kişiye düzenli olarak taciz içerikli mesajlar ve fotoğraflar göndermek olarak tanımlanabilir. Bir kişiye dini, cinsel yönelimi, mezhebi, etnisitesi, sosyo-ekonomik durumu ile ilgili alay edici ve aşağılayıcı ifadelerin yer aldığı mesajlar ve fotoğraflar siber zorbalık olarak görülmektedir.

Aynı şekilde örneğin bir kişi adına sahte bir web sitesi açmak, bir kişinin telefon numarasını söz gelimi porno sitelerde paylaşmak, sanal ortamda bir kişi hakkında uygunsuz dedikoduların dolaşmasına neden olmak da siber zorbalığa dahildir.

Bir insanın ev adresini, telefon numarasını, okul bilgilerini, aile bilgilerini web sitelerinde, sosyal medyada bu kişinin rızası olmadan paylaşmak; bu kişi hakkında dalga geçilmesine yol açacak bilgileri ifşa etmek siber zorbalığa girer; ancak bilinmesi gereken bir nokta vardır: O da bu eylemleri yapan kişi (yani siber zorba), anonim olmayı tercih ettiğinde kendisini tespit etmenin bir hayli zor olmasıdır.

Akıllı Telefonlar Siber Zorbalığın Kapsamını Genişletti

Son yıllarda hemen herkeste akıllı telefon bulunması da siber zorbalığın artışına neden oldu. Yine akıllı telefonların fotoğraf çekme özelliği nedeniyle bir kişinin uygunsuz fotoğraflarını çekip paylaşmak da siber zorbalığın yaygınlaşmasında önemli bir husus.

Yani örneğin bundan 10 yıl önce bir kişiye yönelik siber zorbalık eylemi, sadece bir web sitesindeki mesajlaşma fasilitesi üzerinden yapılırken bugün hemen herkesin internete erişimi olması nedeniyle fotoğraflar ve mesajlar çok büyük bir hızla viral olabilmekte ve daha çok kişiye erişebilmekte. Diğer bir deyişle siber zorbalığın erişim alanı çok genişledi.

Siber Zorbalık ve Sosyal Medya

Siber zorbalık büyük oranda Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya platformlarında gerçekleşiyor. Son yıllarda akıllı telefonların ve sosyal medyanın yaygınlık kazanmasıyla, Whatsapp ve Telegram gibi anlık mesajlaşma uygulamalarının popüler hale gelmesiyle siber zorbalıkta da artış görüldü.

Pew Research Center’ın araştırmasına göre Amerikalı ergenlerin %92’si her gün internete giriyor. Sosyal medya platformları da bu kişilerin en sık zaman geçirdikleri siteler.

Sosyal medya üzerindeki zorbalık, genel hatlarıyla şu durumları içermektedir:

  • Bir kişinin fotoğraflarına olumsuz ve yıkıcı şeyler yazmak,
  • Bir kişinin duvarına taciz edici şeyler yazmak,
  • Bir kişiyle dalga geçmek için onun fotoğraflarını ve videolarını kullanmak,
  • Bir kişinin sosyal medya hesabını çalıp buradaki bilgileri ifşa etmek.

Siber zorbalık ve sosyal  medya denince de ilk akla gelen platform Facebok oluyor. Facebook hem popüler olması hem de insanların fotoğraflarını paylaşmaları nedeniyle siber zorbalığın en sık görüldüğü sosyal medya sitesi.

Siber Zorbalık En Çok Facebook’da Yaygın

Washington Post’un haberine göre 10 ergenden 9’u, Facebook’ta siber zorbalığa maruz kaldığını ifade ediyor. Yine Ditch the Label‘ın raporuna göre ankete katılan ergenlern %54’ü siber zorbalığa uğramış durumda.

İşin en vahim kısmı da ABD’de ve hatta ülkemizdeki ergenlerin çok büyük bir kısmının akıllı telefona sahip olması. Telefonlar hayatımızın bir parçası olduğu için siber zorbalık da sürekli hale gelebiliyor. Bu durumu ayakkabının içindeki çakıl taşına benzetebiliriz. Sürekli rahatsız eden bir durum. Ancak ayakkabının içindeki taşı çıkarmak mümkün, fakat 12-18 yaşlarındaki gençleri telefonlarından ayırmak pek mümkün değil.

Siber Zorbalık Ne Gibi Sonuçlara Yol Açıyor?

Araştırmalar, siber zorbalığın, kurbanları üzerinde ciddi sonuçlara yol açtığını gösteriyor. Siber zorbalığın hedefindeki insanların özgüveni düşüyor, intihara daha eğilimli oluyorlar, duygu durumlarında bozukluklar ve gel-gitler meydana geliyor, hayata karşı daha çekingen ve depresif oluyorlar.

Siber zorbalık, klasik zorbalıktan daha tehlikeli sonuçlara neden olmakta, zira siber ortamda zorbalık yapan kişinin kimliğini tespit etmek ve  bu kişiyi durdurmak zor. Bu nedenle siber zorbalığa maruz kalan insanlar, kendilerini sosyal ortamdan çekmeye yöneliyorlar. Siber zorbalığa maruz kalan çocuklar ve gençler, sosyal etkinliklere ve spor etkinliklerine katılmamayı tercih ediyor.

Depresyon

Alberta Üniversitesi’nden psikolog ve pediatri uzmanları, yaptıkları araştırmada 12-18 yaş arasındaki gençlerin %36’sını siber zorbalığa uğradığı belirtiliyor. Farklı sosyo-ekonomik kesimlerden gelen gençlerle yapılan bu araştırmanın ise en temel bulgusu ise şu: Siber zorbalığa uğramak ve depresyona girmek arasında sıkı bir bağ bulunuyor. Yine yapılan araştırmalarda fiziki olarak zorbalığa uğrayan ergenlerin de büyük psikolojik sorunlar yaşadığı belirtiliyor.

Kendinden Memnuniyetsizlik

Siber zorbalık yapan kişiler, genelde sosyal hayatta en güçsüz gördükleri kişileri hedef alıyor. Bunun sonucunda ise siber zorbalığa maruz kalan kişiler (özellikle ergenler) kendilerini değersiz ve yetersiz hissetmeye başlıyorlar. Siber zorbalığa maruz kalan ergenlerde diyete başlama, saç şeklini değiştirme, spora başlama gibi durumlar görülebiliyor. Bunların kötü şeyler olduğunu söylemiyoruz, fakat gençlerin kendilerinden ve hayatlarından memnun olmamaya başlamaları, kendilerini değersiz hissetmeleri nereden bakılırsa bakılsın, feci durumlar.

Okula Devamsızlık

Siber zorbalığa uğrayan ergenlerin okula gitmekten çekindikleri ve devamsızlık yaptıkları gözlenmiş durumda. Kendilerine zorbalık yapan kişilerle karşılaşmamak için okulu ‘asan’ gençler, zamanla derslerinden geri kalmakta ve hatta sınıfta kalmaktadırlar.

İntihara Eğilim

Siber zorbalığa maruz kalan ergenlerde intihara eğilimin daha yüksek olduğu gözlenmektedir. Bu gençler, internet üzerinden zorbalığa maruz kaldıklarında umutsuz ve depresif olurlar. Bu durumdan kurtulmanın tek yolunun intihar etmek olduğunu düşünürler. Bu yüzden  kendi ölümleriyle ilgili hayaller kurup intikam almayı düşünürler. Anne-baba olarak çocuğunuzdaki ruhsal değişimleri dikkatle gözlemlemeli, birlikte zaman geçirip sohbet etmeye özen göstermelisiniz. Zira o yaştaki gençler, kendileriyle dalga geçildiğini açıklamak istemezler, gurur meselesi yaparlar. O nedenle onları rahat hissetirmelisiniz. Bağırıp çağırmak, kızmak durumu daha da kötüleştirir.

Çarpıcı Siber Zorbalık Vakaları

Siber zorbalık her halükarda insanları korkutabilen, depresyona sokabilen, sosyal hayattan koparabilen  toplumsal bir mesele.Ancak bazı siber zorbalık vakaları dünya genelinde yankı uyandırmış durumda. Şimdi gelin, feci şekilde sonuçlanan bazı siber zorbalık örneklerine yakından bakalım.

Ryan Halligan (1989-2013)

Ryan Halligan’ın ailesinin Ryan’ın anısını yaşatmak ve siber zorbalıkla mücadele için duyarlılık kampanyası amaçlı kurduğu web sitesinde Ryan’ın ilkokul öncesi konuşma ve motor beceriler konusunda özel eğitime ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. 5. ve 6. sınıftayken hem akademik hem de fiziksel açıdan zorlanması nedeniyle okuldaki çocuklar tarafından zorbalığa hedef olan Ryan, 2003 yılında kendisine zorbalık yapan bir çocukla arkadaş oldu.

Ancak Ryan bu olayı ailesine anlatınca bu arkadaşı Ryan’a tekrar zorbalık yapmaya başladı ve onun hakkında “eşcincel” iddiası attı ortaya. 2003’ün yazında Ryan, AOL mesajlaşma uygulaması aracılığıyla hoş bir kızla mesajlaşmaya başladı. Ancak bu gerçek değildi. Arkadaşları onu işletiyordu. Ekim 2003’te bu durumu fark eden Ryan kendisini banyoda asarak intihar etti.

Bu olayın ardından hukuki bir süreç başlamadı, zira ortada bu duruma yönelik bir cezai müeyyede bulunmuyordu. Ryan’ın ölümünden 7 ay sonra Vermont eyaletinde zorbalıkla ilintili intiharları önlemek için yasa çıkarıldı.

Megan Meier (1992 – 2006)

Megan Meier de 2006 yılında daha 13 yaşındayken siber zorbalık sonucu bunalıma girip intihar eden bir genç. Megan Meier, dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu yaşayan ve kilosunu sorun eden bir gençti. İntiharından 5 hafta önce 16 yaşındaki Josh Evans ile Myspace üzerinde arkadaş oldu. İkili bu süre içinde düzenli olarak mesajlaştı, ancak ikili hiç yüzyüze görüimedi ve telefonla konuşmadı.

Megan Meier adına kurulan Megan Meier Foundation web sitesinde annesi Tina Meier şöyle diyor:

“Megan’ın kilo ve özgüven sorunu vardı. Bunları kafasına çok takıyordu. Ancak sonunda kendisini beğenen bir erkek arkadaş bulmuştu.”

Ancak Ekim 2006’da Josh Evans, Megan Meier ile artık konuşmak istemediğini söyledi ve gönderdiği mesajlar gittikçe acımasız bir hal aldı. Öyle ki “Sensiz dünya daha iyi bir yer olurdu Megan.” bile dedi Evan Josh. Daha sonra Megan’ın sınıf arkadaşları ve Myspace üzerindeki arkadaşları da ona acımasız mesajlar atmaya başladı. 16 Ekim 2006’da ise gelen mesajlara dayanamayan Megan, gardrobunda kendini asarak hayatına son verdi.

Associated Press’in haberine göre, Megan’ın konuştuğu Josh Evans aslında gerçek biri değildi. Meier ailesinin komşusu Lori Drew ve onun kızıydı Megan ile konuşan kişiler. Bu durumun öğrenilmesinden sonra yasal süreç başladı ancak federal mahkeme durumu ciddiye alsa bile bölge yargıcı kovuşturma verdi. Tina Meier ise yasal mücadelesini sürdürmeye devam etti ve Missouri anayasasına gayrıresmi olarak “Megan Yasası” denen bir yasa eklenmesini sağladı.

Tyler Clementi (1991 – 2010)

2010 yılında liseden mezun olan Tyler Clementi, eşcinsel olduğunu açıkladı. Rutgers Üniversitesi’ne başlayan Clementi’nin oda arkadaşı Dharun Ravi de Clementi’nin başka bir erkeği öperken görüntülerini webcam ile kaydetti. Bu görüntülerin Twitter’da paylaşılması sonucu üniversite ortamında kendisiyle dalga geçilmeye başlanan Tyler Clementi, 22 Eylül 2010’da George Washington Köprüsünden atlayarak intihar etti.

Clementi’nin ölümünden bir hafta sonra Dharun Ravi ve Molly Wei, özel hayatın ihlali nedeniyle gözaltına alındı. Reuters’ıın haberine göre jüri karşısına çıkan iki genç, 30 gün hapis cezası aldı.

Jessica Logan (1990 – 2008)

Jessica Logan, 2008 yılında sevgilisine çıplak fotoğraflarını gönderdi. Ancak Cincinnati Enquirer gazetesinin haberine göre çift ayrıldıktan sonra bu fotoğraflar yüzlerce kişiye daha gönderildi. Alabama Üniversitesi’nin siber zorbalıkla mücadele web sitesine göreyse bu fotoğraflar Facebook, MySpace ve pek çok web sitesinde de yayınlandı. Bu duruma dayanamayan Jessica Logan da intihar eden bir arkadaşının cenazesine katıldıktan sonra kendini astı.

Jessica’nın ailesi Sycamore Lisesi’ne ve Montgomery polislerine kızlarının zorbalığa maruz kalması konusunda yeterince ilgili davranmadıkları nedeniyle dava açtı. Ohio Valisi de bu nedenle Jessica Logan Yasası’nı yürürlüğe soktu. Bu yasa siber zorbalıkla etkin mücadele yollarını tarif ediyor.

Hope Witsell (1996 – 2009)

Bu olaydan yaklaşık 1 yıl sonra da Florida’da 13 yaşındaki Hope Witsell adında genç bir kız, erkek arkadaşına gönderdiği “özel” mesajların başka öğrencilerle paylaşılması sonucu intihar etti. Öyle ki Hope Witsell’e yönelik “Hope Hater Page” (Hope’dan Nefret Edenler Sayfası) diye bir sayfa bile açılmıştı.

Amanda Todd (1996 – 2012)

Ekim 2012’de ABD News bir haber yayınladı. Bu haberde Amanda Todd adında Kanadalı genç bir kız, şantaja ve siber zorbalığa uğradığını kağıtlara yazarak anlatıyordu. Todd’un “My story: Struggling, bullying, suicide, self harm” adındaki videosu Youtube’da 17 milyondan fazla izlenmişti. Bu videonun Youtube’da yayınlanmasından bir ay sonra Amanda Todd kendini asarak intihar etti.

Amanda Todd, 7. sınıftayken yeni arkadaşlar edinmek için video chat sitelerine üye oldu. Konuştuğu kişilerden biri ise ondan göğüslerini göstermesini istedi. Ancak bu kişi Amanda’nın çıplak görüntülerini kaydedip bunları internette yayınlamaya başladı. Amanda’nın annesi Carol Todd, Amanda okul değiştirse bile o kişinin sürekli izini bulduğunu ifade ediyor.

Bu örnek de siber zorbalığın aslında klasik zorbalıktan daha akışkan ve sinsi olduğunun bir göstergesi. Çünkü okul da değiştirseniz, başka şehre de taşınsanız internetten taciz edilmeniz maalesef mümkün.

Amanda Todd‘un anısını yaşatmak için açılan web sitesinde siber zorbalıkla mücadele için çeşitli yazılar, eğitim materyalleri ve konuyla alakalı toplantıların duyuruları yer alıyor.

Ayrıca bu dava kapsamında Hollanda vatandaşı Türk asıllı Aydın Ç. adlı bir kişinin de adı geçiyor.  Aydın Ç.’nin kendisini 18 yaşından küçük bir erkek gibi tanıtıp aynı yolla yetişkin erkeklere de şantaj yaptığı düşünülüyor.

Siber Zorbalıktan Korunmanın Yolları Nelerdir?

Siber zorbalıktan kurtulmak ya da siber zorbalığa hedef olmamak için hem ebeveynlerin hem de gençlerin bilmesi gereken bazı yollar söz konusu. Şimdi siber zorbalığa karşı kişinin kendisini korumasını sağlayabilecek bazı yöntemlere bakalım.

Sanal Ortamda Kişisel Bilgilerinizi Paylaşmayın

Bilhassa sosyal medyada telefon numaranızı, gittiğiniz okulu ve bölümü, kullandığınız şifreleri alenen açıklamayın. Zira bu bilgiler ışığında siber zorbalık yapan kişiler, işi daha da büyüterek sizi reelde de takip edebilirler.

Instagram hesabınızı herkese açık yapmayın. Zira Instagram hesabınızda paylaştığınız fotoğraflar, çeşitli siteler tarafından indekslenerek internetin hafızasına alınır. Bu nedenle Instagram, Facebook, Twitter gibi sosyal medya ortamlarında hesaplarınızı herkese açık modda kullanmayın. Size arkadaşlık isteği gönderen kişileri iyice inceleyerek kabul edin ya da reddedin.

Mesajlara Cevap Vermeyin

Eğer tahrik ve taciz amaçlı bir mesaj, mail ya da SMS alırsanız bu mesaja cevap vermeyin. Bu nedenle sizi sinirlendirse ya da korkutsa bile kimden geldiğini bilmediğiniz  mesajlara cevap vermeyin. Cevap verseniz bile nötr bir tonda iletişim kurun. Korktuğunuzu, paniğe kapıldığınızı belli etmeyin ve üslubunu koruyun. Karşı taraf küfür ediyorsa siz etmeyin. Zira siber zorbanın amacı sizin günlük hayattaki rutininizi alt üst etmek ve sizi olumsuz anlamda harekete geçirmektir.

Siber Zorbalığa Katkı Sağlamayın

Sosyal medya üzerinde bir kişinin uygunsuz fotoğrafları ya da bu kişi hakkında uygunsuz iddialar dile getirildiği zaman siz de o anın coşkusuna kapılarak bu mesajları paylaşmayın, retweet etmeyin, beğenmeyin.

Bu nedenle beğendiğiniz, paylaştığınız içeriklere özen gösterin. Zira başka birinin başına gelen siber zorbalığın yayılmasına istemeden de olsa katkı sağlayabilirsiniz. Ve tabii bugün başkasının başına gelenin yarın sizin başınıza gelmeyeceğine kimse garanti veremez. Bu nedenle empati kurmaya gayret edin.

Mesajları Silmeyin

Eğer tehdit, tahrik, küfür, hakaret, aşağılama içerikli bir mesaj alırsanız bu mesajlara cevap vermeyin; ancak bu mesajları da silmeyin. Zira olay hukuki sürece taşınırsa bu mesajları kanıt olarak gösterebilir ve siber zorbanın kimliğine ulaşılmasına yardımcı olabilirsiniz.

Sizi rahatsız eden bir mesaj alırsanız bunu ailenize ve öğretmeninize gösterin. Olay gerçekten vahimse, güvenlik güçlerine ve savcılığa başvurulabilir.

Öğretmenlerinizle Konuşun

Bazen siber zorbalığı sona erdirmenin en iyi yolu, durumu bir yetişkine haber vermekten geçer. Örneğin sınıftaki bir arkadaşınız internette sizin hakkınızda kötü şeyler yazıyorsa bu durumu sınıf öğretmeninize haber verin. Öğretmeniniz bu durumu ciddiye alıp sorunu ortadan kaldırmak için gerekenleri yapacaktır.

Ebeveynler Siber Zorbalık Konusunda Ne Yapmalı?

Çocuklarınızı Eğitin

Anne-babaların ve bilhassa öğretmenlerin çocukları ve gençleri siber zorbalığın karanlık yüzüne dair bilgilendirmeleri büyük önem taşır. Bu nedenle çocukların ve gençlerin sanal alemde nasıl güvende olacaklarına dair onları bilgilendirmek, rehberlik etmek önemlidir.

Depresyon Belirtilerine Dikkat Edin

Çocuğunuz, son zamanlarda gergin, umutsuz, depresif ise; okula gitmemek için olmadık bahaneler öne sürüyorsa siber zorbalığa uğruyor olabilir. Özellikle notlarda düşüş, sevilen etkinliklere karşı isteksizlik, çok az ya da çok fazla uyku gibi durumlar depresyonun habercisidir. Sebepsiz yere ağlamak da yine depresyon göstergesidir. Bu durumda çocuğunuzla arkadaşça konuşmayı denemeli, üstüne fazla gitmemelisiniz.

İntihar Eğilimlerine Dikkat Edin

Ergenlik dönemindeki gençlerin duygusal durumu çoğunlukla dalgalıdır. Çok çabuk parlayabilirler. Bu nedenle onların durumlarındaki anormalliklere özellikle dikkat etmelisiniz. Özellikle okuldaki arkadaşlarından sıkça şikayet ediyorlarsa, internette fazla zaman geçiriyorlarsa ve çeşitli ağrılardan söz ediyorlarsa bu durumun altında siber zorbalığa maruz kalış olabilir. Çocuğunuzla bu durumu nazikçe ve dost canlısı bir üslupla konuşmayı denemekte büyük yarar vardır.

Açık Olun

Siber zorbalıkla ve klasik zorbalıkla başa çıkmanın en iyi yolu, aile desteğini hissetmektir. Bu yüzden çocuklarınız size gelip dertlerini anlatmaktan çekinmeliler. Siz anne-baba olarak çocuklarınıza günlerinin nasıl geçtiğini, okulda neler yaptıklarını sık sık, ama onları da bunaltmadan sormalısınız.

Türkiye’de Siber Zorbalık Ne Durumda?

Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ve Bilişim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Baştürk Akca, TÜBİTAK destekli siber zorbalık araştırmasındaki bulguları şu şekilde aktarıyor:

“Kocaeli Üniversitesinde TÜBİTAKın desteği ile yürütülen proje kapsamında yedi ilde 7. ve 8. sınıfa devam eden 1400 öğrenci ile anket çalışması gerçekleştirildi. Siber zorbalık mağdur ve faili olma durumunun her ikisinde de ilk sırada yer alan İstanbul’da siber mağdur/kurban oranı yüzde 20’ye yaklaşırken, siber zorba olma oranı ise yüzde 15’i geçmektedir. Ayrıca siber zorbalık deneyimlerinin İnternet kullanım sıklığıyla doğru orantılı olduğu görülmüştür. Araştırmanın diğer bulguları öğrencilerin siber zorbalık konusunda yeterince farkındalığa sahip olmadığını, bu nedenle siber zorba ve kurban olma oranlarının daha yüksek olabileceğini göstermektedir. Çünkü siber zorbalık olarak tanımlanan eylemler sıralanarak sorular yöneltildiğinde siber zorba ve kurban olma oranlarının çok daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu nedenle Samsung ve BTK öncülüğünde başlatılan Siber Zorba Olma! #farkinavar hareketi, siber zorbalığın önlenmesi ve çocuklar ve gençlere siber zorbalıkla baş etme becerisi kazandırılması açısından hayati önem arz ediyor.”

Siber Zorbalık Hakkında Ne Tür Kampanyalar Mevcut?

Siber zorbalığa karşı mücadele için yurt içi ve yurt dışında çeşitli kampanyalar düzenleniyor ve bu toplumsal sorunla ilgili duyarlılık artırılıyor.

Şimdi siber zorbalıkla ilgili yürütülen kampanyalara bakalım.

Siber Zorba Olma – #farkinavar

Samsung ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) işbirliğiyle 13 Aralık 2017’de Siber Zorba Olma! #farkinavar kampanyası başlatıldı. Bu kampanya dahilinde yıl boyunca çocukların, gençlerin ve ailelerin siber zorbalığa karşı bilinçlendirilmesini öngören eğitimler ve etkinlikler düzenlenecek.

Siber Zorba Olma! #farkinavar kampanyası dahilinde Türkiye genelinde seçilen pilot 20 okulda teknolojinin kötüye kullanımı ve siber zorbalık konularında eğitici faaliyetler düzenlenecek.

Konuyla ilgili Samsung Türkiye Başkanı Dae Hyun Kim şöyle konuşuyor:

“Samsung olarak iletişim teknoloji dünyasında önde gelen firmalardan bir tanesi olarak bizler, toplumumuzun özellikle çocuklarımızın, gençlerimizin doğduğu andan itibaren maruz kaldıkları iletişim teknolojisine ve bu teknolojinin parçası olmaları süresince, doğru noktalarda bulunmasına ayrıca önem atfediyoruz. Buradaki topluma getirilen faydaların yanı sıra teknolojinin artık erişebilir olması, teknolojinin yaygın kullanımıyla birlikte tehlikelerde oluşuyor. Bu tehlikeli ortam içerisinde çocuklarımızın, gençlerimizin, ailelerimizin, öğretmenlerimizin hatta toplumumuzun her bireyinin, toplumu temsil eden bütün kesimlerinin siber zorbalığa ve iletişim teknolojileri aracılığıyla birçok dezavantaja maruz kaldıklarında doğru noktada nasıl bulunabilirler veya böyle bir ortamda doğruyu yanlıştan nasıl ayırt edebilirler. Böylesi bir farkındalığı geliştirilebilir ve geliştirilmesinde bizler nasıl katkıda bulunabiliriz noktasında destek olmayı kendimize bir borç addediyoruz. Boynumuzun borcu olarak görüyoruz tabiri caizse.”

BTK Başkanı Ömer Sayan ise yine bu konuda şu sözleri sarf ediyor:

“Siber zorbalık; bilgi iletişim teknolojileri aracılığıyla bir bireyin ya da grubun diğerlerine yönelik düşmanlık, korkutma, tehdit, sindirme, taciz amaçlı yazılı veya görsel iletileri kasıtlı ve düzenli bir şekilde gönderilmesi olarak karşımıza çıkıyor. Siber zorbalıkla mücadelede özellikle eğitimcilere, ailelere, gençlere, STKlara, özel sektöre, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına çok önemli görevler düşüyor.”

Dünya Siber Zorbalığı Önleme Günü

Dünya Siber Zorbalığı Önleme Günü, The Cybersmile Foundation tarafından her haziranın üçüncü cuma günü gerçekleştirilen bir farkındalık etkinliği. Bu gün içinde sosyal medyada pozitif üslubun önemi vurgulanıyor, farklılıkların zenginlik olarak görülmesine dikkat çekiliyor.

2018 yılında Dünya Siber Zorbalığı Önleme Günü etkinlikleri 15 Haziran’da gerçekleşecek.

Stop A Bully

Kanada’daki Stop A Bully hareketi kapsamında pembe bileklik takılarak konuya yönelik farkındalık yaratılıyor.

Yine Kanada’da Pembe Tişört Günü adında bir etkinlik daha var. Pembe tişört giydiği için dalga geçilen ve zorbalığa maruz kalan bir 9. sınıf öğrencisinden ilhamla özellikle Vancouver bölgesinde pembe tişört, zorbalıkla mücadelenin sembolü durumunda.

One Comment

Leave a Reply

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

İngiltere Yalnızlık Bakanlığı Kurma Kararı Alarak Bir İlke İmza Attı

Saçları Buzlarla Kaplı “Ice Boy” Çin’in Gündemine Oturdu ❄️👦🏼⛄️