Uzun süreli ilişki isteyen bir çok insan var; ancak, hiç kimse o ilişkinin bir gün biteceğini ne yazık ki hiç hesaba katmaz. Uzun süreli ilişkisi bitmiş insanlar, uzunca bir süre ne yapacağını bilemeden hayata karışmaya çalışıyorlar ama nafile! Ödemeleri gereken bir kefaret var ve bunun tek sorumlusu da bizzat kendi yapmış oldukları tercihleri. Bunu şu şekilde düşünebiliriz; geçmişte yaşadığımız ilişkiler aslında bizim kim olduğumuzu, ne istediğimizi bir ayna görevi görerek yüzümüze çarpar. En sonunda bitmiş bir ilişki ve onun yıkıntılarıyla kendi kendinize düşünürken bulursunuz evinizin salonunda. Peki ilişkimiz bir gün bitecek diye de sevgili olmayalım mı şimdi? Tabi ki hayır! Peki ne yapılabilir?
Yas Tutun
Bazı psikologlar, uzun süreli ilişkinin bitimiyle yaşanan derin üzüntüyü, aile üyelerinden birinin ölümünden ötürü duyduğumuz üzüntüyle eş tutar. Çünkü uzun süreli ilişkilerde ne yazık ki medenice ayrılamadığımız için, o insan artık yoktur hayatımızda. Aslında arabesk şarkıları yazdıran kayıp, ölüm hissi gelir içinize oturur ve gerçekten de onun yokluğu ölümüyle eşdeğer hale gelir. Bundan dolayı içinizde yaşadığınız üzüntü çok doğal, aslında başka türlüsünü beklemek de acımasızlık olur.
Kültürümüzde ‘Acımızı içimize atmak’ diye bir deyim vardır ve aslında bir çoğumuz bu tarz kalıplarla büyütüldük. Atasözlerimiz dahi bunları besledi; Kol kırılır yen içinde kalır gibi. Acımızı içimize atıp sanki hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam etmeye çalışmak bizi her geçen gün dibe çeker. Aksine ‘güvendiğimiz’ arkadaşlarımızla ilişkinin nasıl bittiğiyle neden bittiğiyle ilgilenmeden, haklı olmaya çalışmadan üzüntümüzü konuşabilmeliyiz?
Peki Ne kadar Sürecek Bu Hüzün?
Bu konuda bir çok söylenti var aslında ilişki süresinin yarısı kadardır diyenler mi isterseniz dörtte biri mi beşte üçü mü. Ancak böyle bir yaklaşım mümkün değil çünkü bu tamamen kişinin kendi yapısıyla alakalı aylarca da sürebilir bir kaç hafta içerisinde de içinden tamamen atabilir o kişiyi.
İçinizi Sakinleştirin
Uzun süreli ilişki bitimiyle birlikte acaba şehri mi değiştirmeliyim, yeni bir işe mi girmeliyim, spora mı başlamalıyım gibi bir sürü yapılabilecek büyük değişiklikler geliyordur içinizden fakat bir süre sakince bekleyin. Kendinizle ilgili bekleyişlerin yanında bir de acaba beni özlüyor mu, beni unuttu mu, aslında beni çok seviyordu kesin geri dönecek gibi düşünceler de aklınızdan geçiyordur. Ancak bu durumlarda da hiç bir harekete geçmeden bekleyin ve göreceksiniz ki o kişi ya da düşünce kendi içinizden gittiği vakit karşınızdakinin sizi sevip sevmemesi ya da az sevmiş olması gibi duygu durumları göreceksiniz ki hiçbir şeyi değiştirmeyecek sizin hayatınızda. Bu tarz istekler geldiğinde ailenizden biriyle ya da bir arkadaşınızla uzun uzun konuşun, aynı konuyu daha önce konuşmuş olsanız dahi konuşun çünkü böyle böyle gidecek içinizdekiler.
Kendinize Bakın
Uzun süreli ilişki bitimlerinden sonra kendinize bir süre hiç bakmak istemeyeceksiniz ancak kendinize bakım yapmak her zaman sizi iyiye götürecektir. Bunu illa kişisel bakım olarak algılamayın, mesela ruhunuz için yazmak, doğada olmak gibi seçenekler de var. Bunların yanı sıra profesyonel birisinden destek de alabilirsiniz.
Çivi Çiviyi Söker Mi?
Yeni bir ilişkiye girmek de aslında uzun süreli ilişki bitiminden sonra yapılan stratejilerden bir tanesidir ancak şifası zayıf bir stratejidir; aslında eski ilişkinizin etkisinden kurtulamadığınız için yeni gelen insana büyük haksızlıklar edeceksiniz. Eski hikayeden tamamen arındıktan sonra ancak yeni bir hikaye oluşturabilirsiniz. Hatta bazı araştırmalara göre minimum 90 günlük bir ara verme en sağlıklı olanıymış. Yani çivi çiviyi söker mi, iki kere düşünmek lazım. Sizce de öyle değil mi?