in

Gustav Klimt ve Öpücük Resmi Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Gustav Klimt denince pek çok kişinin zihninde The Kiss (Öpücük) resmi canlanır. 1907 yılında yapılan bu resimde bir kadın ve bir erkek birbirlerine tutkulu bir şekilde sarılıp öpüşürler. Öyle ki vücutları birbiri içinde erir.

1987’de Viyana’da kurulan “Viyana Sanatçılar Birliği”nin lideri olan Gustav Klimt, sembolizmin de öncülerinden biri olarak kabul edilir. Kinaye, seksüalite ve ruh kavramlarını eserlerine bol bir şekilde aktaran sanatçı mural ve mozaik gibi çalışmalar da yapmıştır.

Zevk, acı ve cinsel özgürlük gibi kavramları zarif bir biçimde resme aktaran Klimt’in bazı resimler de müstehcen bulunarak tasvip edilmemiştir.

Buna rağmen şehrin elitleri, onun çalışmalarını çok beğenmiş ve ondan sürekli resim satın almışlardır. Keza diğer ressamlar da onun işlerine imrenerek bakmışlardır.

Bugün bile Klimt’in tarzı bizleri etkilemeyi sürdürüyor. Onun resimlerinin reprodüksiyonlarını her yerde görmek mümkün. Ancak Gustav Klimt’i daha iyi tanımak için Öpücük resminden daha öteye bakmak gerekiyor.

Gustav Klimt Kimdir?

Klimt, kendi hayatı hakkında konuşmayı seven bir insan değildi. Hatta kendini şöyle tanımlıyordu:

“Ben ilginç bir insan olmadığımı iyiden iyiye ikna oldum. Özel biri değilim. Gece gündüz resim yapan bir insanım.”

Ancak detaylar bize daha farklı şeyler söylüyor. Klimt, mesleğini tutkuyla seven ve kurulu düzene isyan eden bir sanatçıydı. İçine kapanıktı ancak aynı zamanda büyüleyiciydi. Kadınları ve kedileri çok seven bir insandı. Hiç evlenmemiş olmasına rağmen 14 tane çocuğu vardı, yani oldukça çapkın bir kişiydi.

1862’de Avusturya’nın Baumgarten kentinde doğan Klimt’in babası altın ve gümüş işlemecisiydi. 14 yaşına gelince o da babasının izinden gidip Viyana’da fresk ve mozaik üzerine eğitim almaya başladı.

Derslerinde başarılı bir insan olan Klimt, zamanının büyük bir kısmını müzeleri gezerek harcıyordu. Ayrıca kardeşi Ernst Klimt ile birlikte fotoğraflara bakarak resim çizip satıyorlardı. Ayrıca bir kulak doktoru için teknik resimler de çiziyordu. İnsan formunu anlaması bakımından bu işler ona son derece yardımcı oldu.

Kazanova Klimt

Aynı zamanda mural ve tiyatrolar için tavan resmi gibi işler de alıyordu. 1880’lerin sonunda klasik ve mitolojik unsurları da resimlerine ekleyen Klimt, şehir tiyatrosuna yaptığı freskler için İmparator Franz Josef tarafından altın madalyayla ödüllendirildi.

Para kazanıp maddi açıdan özgürlüğe kavuşunca sanatında daha cesur hamleler yapmaya başladı. 1900’lerin başındaki erotik kadın resimleri onun insan formuna olan hakimiyeti gözler önüne seriyordu. (Gerçi bu resimler nedeniyle camiada kazanova olarak bilinir hale gelmişti.)

Klimt’in devrinde Viyana son derece bohem bir şehirdi. Sanatta deneysellik ve keyfilik mevcuttu. Şehir belediyesi ve klasik sanat taraftarları bu avantgard akıma karşı çıkıyordu. Gustav Klimt, Otto Wagner, Gustav Mahler ve Sigmund Freud karşı çıkılan isimlerden sadece birkaçıydı.

İşte böyle bir ortamda Klimt’in altın çağı başladı. Tutkularını, hayallerini canlı ve sembolist resimlere aktarıyordu.

“Benim hakkımda ne öğrenmek istiyorsanız resimlerime dikkatlice bakarak kim olduğumu, ne yapmak istediğimi anlayabilirsiniz.”

Gustav Klimt’in İlham Kaynağı Kimlerdi?

Kariyerinin başlarında Hans Makart’ın detaylı tarihi resimlerinden etkilenen Klimt, klasik temalar dahilinde insan formunu iyice keşfedebileceğini far etti. Burgtheater’deki “Theater in Taormina” adlı eseri de bunu iyi şekilde tasvir eden çalışmalarından biridir.

Okulu terk edip 20’li yaşların sonuna geldiğinde Viyana avangard akımından etkilenmeye başlayan sanatçı, entelektüel başkaldırıya dahil olmak istedi. Jung ve arkadaşları 19. yüzyılın ahlakçı edebiyatına karşı çıkıyordu. Freud da o yıllarda psikanalizin temel taşlarını örüyordu.

1897 yılında Klimt ve bazı maceracı arkadaşları Viyana Sanatçılar Derneği’nden ayrılarak Viyana Sanatçılar Birliği’ni (Viyana Secession) kurdu. Secession kavramı “mevcut düzene karşı isyan” anlamı taşımakta. Klimt bu birliğin lideri oldu ve  çıkarılan Ver Sacrum adlı derginin ilk sayısının kapağına elinde ayna tutan çıplak bir kadın çizdi. Kapakta şöyle deniyordu: “Yeni bir başlangıca davet eder gibi…”

Klimt ve Kadınlar

Viyana avangardının odaklandığı psikolojik araştırma ve seksüalite temaları Klimt’e de ilham oluyordu. Buradan hareketle Klimt kadın figürler çizimlerinde daha da risk almaya başladı.

Kadınlar Klimt’in favori sujeleri olmuştur. 1900’lerden itibaren de kadınları resme aktarış biçiminde bir yenilik olmuş ve onların duygularını, kişiliklerini de resme aktarmaya başlamıştır. Toplumu anlattığı resimlerinde bile kadınlar yine ön planda olmaya devam etmiştir. Sanat tarihçisi Alessandra Comini bu konuda şöyle demektedir:

“Onun eserlerinde modellerin anatomisi, resmin süslemeleri olmuştur. Süsler de anatomi olmuştur.”

Ancak zamanla Viyana’daki sanat camiası ondan rahatsız olmaya başladı. Viyana Üniversitesi’nin balo salonunun resim işini Klimt alınca onun çalışmaları hakkında “belirsiz biçimler, muğlak çağrışımlar ve cinsel aşırılık” türünden söylentiler çıktı.

Bunun üzerine projeden vazgeçen Klimt, tarzından asla ödün vermedi.

“Bu kadar sansüre yeter! Artık devletten gelen tüm desteği reddediyorum. Onlar olmadan da istediğimi yapabilirim.” diyordu. To My Critics (Beni eleştirenlere ithafen) adlı eserini de yine tam bu dönemde yaptı.

Daha sonra İtalya’ya giden Klimt, burada Bizans sanatını gördü. Yaldızlı bizans sanatı onu çok etkiledi. Aldığı portre siparişlerinde Bizans eserlerinde gördüğü kırmızıları, sarıları, mavileri, yeşilleri kullanmaya başladı. Bu dönemde insan figürü olmayan resimlerinde bile organik formlar belirmeye başladı.

Klimt, 55 yaşında ani bir felç sonucu hayatını kaybetti.

Klimt’in Resimleri Neden Bu Kadar Önemli?

Klimt, geleneklere karşı geldiği için ve natüralizm ile klasisizmin artıklarından kurtulduğu için önemli bir isim. Bunun yerine o dışavurumcu, dobra ve cinsel enerjisi yüksek resimler yapmış; tutku ve duyguyu ön planda tutmuştur.

Ayrıca muralları ile Rus konstüktivizmi ile Bauhaus akımlarına da ilham olmuştur. Kariyerinin sonlarına doğru, yani “Altın Dönem”de yaptığı resimlerle Art Nouveau ile kübizme de ilham vermiştir.

The Kiss (Öpücük) Resmi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

1907-1908 yılları arasında yapılan bu resim Klimt’te bazı şüphelere yol açmıştır. Resme başladığı günlerde günlüğüne “Ya çok yaşlandım, ya çok gerginim ya da çok salağım.” yazan ressam, tabii en popüler resmine başladığını henüz bilmiyordu.

1908 yılında tamamlanan resim Australian Gallery’de sergilendi. Ancak bu sergiye rağmen resim henüz bitmemişti, bazı dokunuşlara ihtiyacı vardı. Buna rağmen Belvedere Müzesi bu resmi satın alarak koleksiyonuna ekledi. O zamanın parasıyla 240.000 dolar verilerek alınan bu resim Avustralya’da o zamana kadar satılan en pahalı resim oldu.

Bizans mozaiklerinden feci şekilde etkilenen Klimt, bu resmi yaparken boyanın içine altın yaprakları ekledi. Ayrıca Klimt eserlerinde genel olarak kadınlara yer vermesine karşın bu eserde bir erkek de yer alıyor. Figürlerin görece uygun giyinimli olması da onun müstehcen tarzından hafifçe de olsa ayrıldığını gösteriyor.

Orijinalinde 180 cm x 180 cm boyutlarında, yani kare olan resmin reprodüksiyonları, posterlere, kartpostallara vs. uygun hale gelmesi için sağ ve soldan kırpılarak dikdörtgen haline getirilmiştir.

Eski çağlarda kiliselere yapılan resimlerde altın kullanmak yaygın bir eğilimdi. Ancak Klimt’in bu eserinde de altın yaprağı kullanması, dünyevi zevkleri ve cinselliği çağrıştırması bazıları tarafından gayriahlaki olarak görülmüştür.

Ayrıca 2003 yılında Avusturya Hükümeti, Klimt’in anısını yaşatmak için 100 euro değerinde sembolik bir madeni para basmış; resmin bir yüzünde Klimt’e, diğer yüzünde de The Kiss resmine yer vermiştir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK BENZER YAZILARIMIZ

Edvard Munch ve Çığlık Resmi Hakkında Bilmeniz Gereken 10 Gerçek

Son Akşam Yemeği Resmi Hakkında Çarpıcı Gerçekler

Yıldızlı Gece Resmi ve Gizem Dolu Hikayesi

Soyut Dışavurumcu Ressam Jackson Pollock Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Sanat Tarihini Derinden Etkileyen 8 Önemli Fotoğraf

Asla Unutulmayacak Fidel Castro Sözleri